Yeni Üyelik
20.
Bölüm

20. Bölüm

@karla_yazar

Yazar'dan


Melih ve Defne Berfu'yu ve çocuklarını geri kazanmak için yapacakları şeye odaklanmıştı. Öz çocukları için o kadar kör olmuştu ki gözleri Uraz'ı görmüyorlardı. Bugün planlarını uygulamaya başlayacaklardı.


Lodos Uraz abisinin geri geldiğinin farkına varmıştı dün. Uraz eskiden olduğu gibi onunla ilgilenmişti. İyiki dedi Lodos iyiki varsın, iyiki geldin abi. Birlikte uyuyan Uraz da Lodos da habersizdi Defne ve Melih'in planından...


***


Defne'den


Kurtulacaktım sonunda ondan. O çocuk Melih'in bilmeyerek de olsa beni aldattığının kanıtıydı. Çocuklarımı uzaklaştırıyor benden. Melihle beraber aşağıya indik. Daha kimse uyanmamıştı. Kimsenin uyanmadığına emin olduktan sonra önceden anlaştığımız adamlara işaret verdim ve yatağıma geçip olacakları bekledik.


***


Yazar'dan


Uraz gece odasına geçmiş yatağında uyuyordu. Uyandırırım diye Berfu'nun yanına da gidememişti.


Melih ve Defne'nin anlaştığı adamlar sessizce eve girmişti. Bir kişi Berfu'nun odasına girip uyuyan Atilla ve Berfu'nun fotoğraflarını çekti. Başka biri Sarp'ın, diğeri Lodos'un derken tüm kardeşlerin fotoğrafları bir araya toplandı. Sonra adamlar birleşip Uraz'ın odasına gitti. Ele başları kenarda duran yastığı aldı. Adamlar Uraz'ı tutmak için hazırda beklerken Uraz'ın yüzüne bastırdı yastığı.


Uraz uyandığında silahı şakağına bastırdı.


X: Tüm kardeşlerin odasında uyuyor çok fazla kişiyiz uslu dur yoksa onları öldürürüm.


Uraz onaylar anlamda başını salladı. Bunun üzerine adam yastığı Uraz'ın yüzünden çekti.


X: Kardeşlerini hiç sevmediğini onlarla sadece hastaneden çıkmak ve tekrar yatmamak için ilgilendiğini söyle.


Dedi ve cebindeki ses kayıt cihazını açtı.


Uraz anlamıştı oyuna geldiğini.


U: Önce kardeşlerimi gösterin iyiler mi bilmek istiyorum.


Adam telefondaki fotoğrafları gösterdi.


Bunun üzerine Uraz düşünmeye başladı. Bir yol bulmalıydı.


Uraz yavaşça elini yatağın altında kenarda bulunan düğmelere götürdü. Bu düğmeler çocukların odalarına bağlıydı. Sesin oraya gitmesini sağlıyor böylece Uraz bir şey olduğunda onlara ulaşabiliyordu. Sarp onlar küçükken anne ve babasını oyalamış Uraz da dedesinin gönderdiği adamlara sistemi kurdurmuştu. Defne ve Melih'in bu sistemden haberi bile yoktu. Uykusu en hafif olan Sarp'dı. Tuşa basılı tutarak konuşmaya başladı.


U: Doğru anlıyorum yani siz beni kardeşlerimi öldürmekle tehdit ediyorsunuz. Onlara yalan söylememi sadece çıkarlarım için onlarla ilgilendiğimi söyleyeceğim yani.


X: Evet hadi söyle biz de gidelim.


U: Hmm öyle diyorsun?


Sarp bu sese tabiki de uyanmıştı bir sürü kişi olduklarını anlamak zor değildi. Abisi adamları oyalarken hemen Lodos'un odasına gitti ve onu uyandırdı.


S: Lodos Lodos çabuk kalk.


L: Ne oluyor abi?


S: Evde birileri var Uraz abimin odasındalar onu bizi öldürmek ile tehdit ediyorlar. Ben Atilla ve Berfu'yu alacağım sen de Efe'yi al. Bodruma bizim oyun oynadığımız yere gel. Giderken de Rüzgar'ı da uyandır oraya gitsin bende Selim'i uyandıracağım.


Sarp odadan çıkar çıkmaz polisi arayıp olanları anlattı. Hızlıca Selim'in odasına girip onu uyandırdı ve kendisini takip etmesini soru sormamasını söyledi. Hemen Berfu'nun odasına girip Atilla ile Berfu'yu uyandırdı. Onlara da aynı şeyi söyledikten sonra bodruma indiler. Lodos ve Rüzgar da oradaydı. Sarp onlara kısa bir özet geçti ve Lodos, Rüzgar ve Selim'e burada kalıp çocukları korumalarını kendisinin de polisleri karşılayacağını söyleyip bodrumdan çıktı. Lodos Sarp'ın arkasından kapıyı kilitledi ve arkasına bir şeyler koyarak sağlamlaşmasını sağladı.


Bu sırada Sarp mutfak kapısından bahçeye çıktı ve polisleri beklemeye başladı. Çok geçmeden gelen polislere hızlıca durumu anlattı. Polisler organize olup eve girdiler. Sarp geride kalırken onlar yukarı doğru çıkıyor tedbirli bir şekilde Uraz'ın odasına ilerliyorlardı. Uraz'ın odasına geldiklerinde hızlıca kapıyı açıp silahlarını onlara doğru doğrulttular. Adamları yakalayan polisler ifade için onları merkeze götürmek üzere arabaya bindirdiler. Uraz başkomisere kardeşlerini sorduğunda Sarp'ın aşağıda beklediğini öğrendi.


***


Uraz'dan


Hızlıca aşağı indim. Sarp bir ileri bir geri volta atıyordu. Beni görünce hemen yanıma geldi. Ona dikkatlice bakıp kendi etrafında döndürüp hasar tespiti yaptım. Bir şeyi olmadığını anlayınca sıkıca sarıldım.


- İyi misin ilk göz ağrım.


S: İyiyim abi de o tabir biraz eskide kalmadı mı?


- Sen her zaman benim ilk göz ağrımsın. Diğerleri nerede?


S: Bodrumda oyun oynadığımız gizli kardeş odamıza kapattım abi.


- Tamam koçum hadi gel onlara da bakalım. Daha sonra senle işimiz var.


S: Tamam abi.


Sarpla bodruma indik. Kapıyı tıklattım.


- Lodos açın kapıyı abim. Geçti her şey.


Lodos kapıyı açınca hepsini inceledim.


- İyisiniz değil mi bir sorun yok?


&: Yok abi.


Baktığımda Berfu'nun ağladığını gördüm.


- Can parçam, gel bakıyım sen niye ağlıyorsun?


B: A..abi gi..gidecek..sin sandım. Gitme.


- Korkma meleğim. İyiyim ben.


Bana sıkıca sarıldı. Sonra yanağımı öpüp ayrıldı. Sarp'ın yanına gitti.


B: Şey Sarp ben teşekkür ederim.


Dedi ve sarıldı sonra hızlıca ayrılıp başını eğdi. Sırayla Lodos ve Selim'e de sarıldı. Rüzgar'a sarılmadan başı eğik bir şekilde teşekkür etti ve Atilla'nın yanına gitti.


- Hadi çocuklarlar yukarı çıkalım. Çocuklar okula biz de işe gideceğiz. Efem hala uyuyor Lodos sen al koçum Efe'yi uyandırmadan koy yatağına. Sarp sen benimle gel koçum. Selim çocukları al odalarına çıkar hazırlansınlar. Rüzgar kahvaltı sende hazırlan hepimiz dışarıda yiyelim.


Herkesten onay aldıktan sonra Sarp'la kış bahçesine geçtik.


- Sarp öncelikle bu mesele. Bunu dedeme anlatacağım. Polisler de adamlardan ifade alacak ona göre haber verecek. Bir de Berfu'nun eski hayatı konusu var. Kanıt yok ama yine de şikayet edeceğiz. Bugün ifade vermeye emniyete gideceğim. O zaman şikayetçi olacağım. Halledelim artık şu meseleyi meleğim mutlu olsun. Bir de Melih bey ve Defne hanım meselesi var. Berfumu çok sıkıştırmasınlar. Gözümüz üzerlerinde olsun. Benden kurtulmaya çalışıyorlar biliyorsun.


S: Biliyorum abi. Onlar yapmış olabilir mi acaba?


- Bilmiyorum koçum. Ben yargısız infaz yapmam biliyorsun. Bunun için önce kanıt lazım. Bir de Berfu kasım tatilinde kuzenlerle tanışacakmış. Sömestr tatilinde de Antalya'ya gidelim diyoruz. Siz de gelin. Berfu buraya geldiklerinde arada kaynadılar gibi oldu babanemler dedi. Bu yüzden hem teşekkür etmek, hem de kaynaşmak istiyor.


S: Tabi abi hallederiz. Belki bir haftasını orada geçirip kalan bir hafta beraber gezeriz. Ne dersin?


- Tamam koçum düşünelim bunu biraz. Hadi hazırlanmışlardır çocuklar. Hemen biz de hazırlanıp çıkalım.


S: Tamam abi.


Sarp ile odalarımıza çıktık. Ben hemen giyinme odama gidip gündelik bir şeyler giydim. Çünkü bugün şirkette çok durmayacak bu işleri halledeceğim.


Giyindikten sonra hemen Atilla'nın odasına gittim. Çantasını hazırlıyordu.


- Tamam mısın abicim?


A: Tamamım abi. Çantamı alıp ineceğim aşağıya.


- Tamam koçum. Loki'ye yemek vermeyi unutma.


A: Tamam abi.


Sonra Berfu'nun odasına gittim. Etrafta gözükmüyordu. Pastel de yoktu.


- Berfum! Neredesin güzelim?


Ses gelmedi. Tekrar seslendim.


- Berfu!


Bunun üzerine bir hıçkırık sesi duydum. Ses banyodan geliyordu.


Banyonun kapısını çaldım.


- Abicim orada mısın? Aç hadi kapıyı güzel gözlüm?


B: A..abi


- Bebeğim. Hadi canım aç kapıyı konuşalım. Niye ağlıyorsun?


Bir süre ses gelmedi daha sonra kapının kilidinin sesi geldi. Yavaşça kapıyı açtım. Berfu yerde oturmuş hıçkırarak ağlıyordu. Hemen yanına gidip sarıldım.


- Can parçam niye ağlıyorsun ne oldu benim biriciğime?


B: Aa..abi. Ben seni kaybetmek istemiyorum.


Bunun üzerine Berfu'nun saçlarını koklayıp öptüm.


- Korkma güzelim. Ben hep yanındayım. Ölüm zamansız ama sadece boyut değişikliği. Yine de hep yanındayım bir tanem.


B: O a..damlar ca..canını yak..tı mı?


- Hayır bebeğim. Sadece sizi sevmediğimi, çıkarlarım için sizinle ilgilendiğimi söylememi istediler. Ama istediklerini alamadılar. Ben sizi çok seviyorum.


B: Bende, bizde seni kahramanım. Abi biliyor musun? Melih ve Defne hanım hariç herkes sen geldiğinde beri daha mutlu.


- Bende sizinle çok mutluyum. Ama şimdi sen hazırlanmasan doya doya kahvaltı yapamayacağız.


Sonra Berfu'yu kucaklayıp giyinme odasına götürdüm ve oradaki koltuğa oturup okul kıyafetlerini aldım. Berfu'yu giydirdikten sonra saçını yaptım.


- Çantan hazır mı gönlümün sultanı?


Berfu bu dediğime kıkırdadı. Allah'ım bu kız çok güzel gülüyor..


B: Hazır gönlümün efendisi.


Berfu'yu öpüp ayağa kaldırdım ve aşağıya inmeye başladık.


Herkes hazır bir şekilde bizi bekliyordu. Melih bey ve Defne hanım da aşağıdaydı.


L: Abi nerede kaldınız ya açlıktan midem sırtıma yapıştı.


- Geldik koçum geldik. Hadi çıkalım.


M: Nereye?


B: Kahvaltıya gidiyoruz Melih bey bir sıkıntı mı var?


D: Kızım bize hanımlı beyli konuşma lütfen. Biz bir aileyiz.


B: Yanlış biliyorsunuz aile dediğiniz böyle olmaz. Rüzgar bile sizden daha çok ailem benim. En azından onunla en büyük tartışma sebebimiz Efe'yi korumaktı. Evet kırıcı bir üslubu vardı. Ama yine de amaç bu idi. Siz küçük çocuğu ben uyurken evde tek bırakıp komşunuza gittiniz bu mu aile? Elimde olsa Efe'yi de alır giderim bu evden kardeşler olarak beraber yaşarız. Ailecek! Hadi ailem olan insanlar gidelim.


Bu kız bir harika ya. Ama ne dedi o Efe'yi evde tek bırakmak mı? 3 yaşında olan benim kardeşim Efe. Bunlar benim iyice sinirlerimi bozuyor. Neyse yolda sorar öğrenirim. Arabaya yerleştikten sonra konuştum.


- Evet anlatın bakalım. Bu tartışma ve Efe'nin korunması mevzusunu.


B: Abi biri Efe ile ilk konuşmamızda oldu. Herkes komşudaymış. Biz Efe ile oyun oynadık bahçede. Sonra gıdıklamak için Efe'yi yere yatırdım. Rüzgar'la henüz birbirimizi tanımıyorduk yanlış anladı. Diğeri de biz Efe ile uyuduk. Efe'yi hiç bir yerde bulamamışlar. Benim odam da kimsenin aklına gelmemiş. Ben gece aldım Efe'yi yanıma yağmur vardı bir de kabus görmüş o yüzden. Sabah evde kavga kıyamet Efe'yi arıyorlardı. Sesleri de tam anlaşılmıyordu. Bende korktum kapıyı Efe'nin üstüne kitleyip aşağıya indim. Özetle böyle.


- Rüzgar bir

daha duymayacağım.


R: Asla abi. Çok pişmanım zaten. Berfu ile konuşmak istiyordum. Ama ortalık çok karışıktı. Kafasını bulandırmak istemedim.


- Tamam. Sizin aranızda halletmeniz gerek sanırım.

Loading...
0%