@karla_yazar
|
Oğuz, Araf ve Emir'in gelmesine yarım saat kaldığını haber veren saate kadar bu keyifli hallerini sürdürdüler. Berfu'nun aklına hizmetlilere misafir geleceğini söylemediği geldi.
B: Abii. Ben hizmetlilere misafir olduğunu söylemedim.
U: Dert etme güzelim ben söyledim.
B: Yaaa teşekkür ederim.
S: Kim gelecekti ki?
B: Arkadaşlarım. Abim tanıştı ama sizinle de tanışsınlar istedi önceki tanışmanız pek güzel değildi malum.
A: Evet ikiz adlarını bile doğru düzgün öğrenemedim.
U: Bu arada Atilla senin arkadaşlarınla da tanışacağım en kısa zamanda.
A: Tamam abi.
U: Tabi sizinde beyler.
E: Abii benim hiç arkadaşım yok ki.
U: Seninde arkadaşın olduğu zaman tanışırız yakışıklım.
E: Ne zaman arkadaşım olur?
U: Tahminen okula başlayınca. Ama bunları sonra konuşalım şimdi herkes odalarına hazırlanın.
Herkes odasına gitti. Uraz önce Efe'yi giydirdi daha sonra onu da alıp kendi odasına gitti. Üzerine giyeceklerine karar verince Sarp'ın odasına ilerledi. Hazırlanmış telefonla ilgileniyordu. Kısa bir konuşmadan sonra Efe'yi onun yanına bırakıp sırayla kardeşlerini gezmeye başladı. Rüzgar'ın kesinlikle renk uyumundan anlamadığını gördükten sonra onun giyinme odasına gidip başka bir kazak seçti. Daha sonra gezmeye devam etti. Berfu'nun odasına gelince Berfu'nun yatağında oturduğunu gördü. Saçları salıktı.
U: Hazır mısın bebeğim?
B: Yakışıklı mı yakışıklı babamın saçımı yapmasını bekliyorum.
U: Melih bey nerede peki?
Berfu o an hata yaptığını anladı abisinin onunla bu kadar yakın olmak istediğini fark etti.
B: Hiç neyse geliyorum hazırım ben.
Uraz Berfu'nun düşen yüzünü görmüştü. Ellerinden tutup önünde diz çöktü.
U: Ne oldu güzelim?
B: Hiç.
U: Hadi ama meleğim ne oldu? Anlat bana.
B: Özür dilerim. Ben şey.
U: Bebeğim benden çekinme söyle güzelim.
B: Ben sana emrivaki yaptım galiba. Baba deme konusunda.
U: Sen bana mı diyordun baba diye ben onu Melih beyi kızdırmak için sandım.
B: Hayır seni asla kullanmadım. Ben söylediklerimde ciddiydim. Diğerlerini de gezdin değil mi?
U: Evet de bunun konumuzla ne alakası var?
B: Sen bize baba gibi davranıyorsun kardeşleri ayıran Melih beyin aksine. Bu yüzden demiştim.
U: Özür dilerim canım. Ben bir gün belki Melih beyle aranız düzelir diye umduğum için bana dediğini hiç düşünmemiştim.
B: Bir daha demeyeceğim. Özür dilerim.
U: Diyebilirsin bebeğim. Ben sadece onlardan uzak kalmanı istemiyorum sevgiye ihtiyacın var.
B: Sen, Atilla, Efe hatta samimi konuşmasam bile dedem bananem diğerleri bana yetiyorsunuz.
U: Sen öyle diyorsan benim güzeller güzeli kızım.
Uraz Berfu'nun avuç içlerinden öptü ve ayağa kalkıp giyinme odasına ilerledi. Tarak va toka alıp Berfu'nun saçlarının önlerini örüp kafasının arkasında birleştirdi. Üzerinde küçük çiçekler olan küçük tel tokaları da örgünün aralarına taktı. Berfu'nun anlından öpüp yataktan kaldırdı ve beraber aşağıya indiler. Uraz gözlerini kardeşlerinde gezdirdi o sırada çalan kapı ile hepsi kapıya ilerledi. Hizmetli kapıyı çoktan açmış gençlerin montlarını alıyordu.
O: Biricik kız kankamız nasılsın?
B: İyiyim Oğuz.
E: Merhaba Uraz abi. Merhaba nasılsınız efendim?
Diyerek hepsi sırayla Ali Rıza ve Münevver'in elini öptüler. Kısa bir selamlaşmadan sonra sohbete yemek masasında devam etmeye karar verdiler. Tabi buna en çok sevinen şüphesiz Oğuzdu. Yemek yenilmiş sohbet edilmişti. Gençler olarak kış bahçesine geçip sohbete orda devam ettiler. Efe Rüzgar'ın kucağındaydı. Efe'nin uyukladığını fark eden Rüzgar ayağa kalktı. Bu hareketle herkesin gözü onun üzerindeydi.
R: Efe uyukluyor da onu yatırıp geleceğim.
B: Telsizi de al lütfen. Efe biz buradayız korkma tamam mı canım?
E: Tamam abla iyi geceler.
Berfu ayağa kalkıp Efe'nin saçlarını öptü. Fark etmeden Rüzgar'ın da dibine girmişti. Rüzgar aldığı kokuyla mest olmuştu. Abisinin bu kokuya bağımlı kalmasına ve onu unutmamasına şaşırmaması gerektiğini de anlamıştı. Küçük meleği aklını başından almıştı.
Rüzgar kış bahçesinde çıkınca sohbet kaldığı yerden devam etti. Rüzgar da çok sürmeden gelmişti zaten.
1 saat sonra artık saat 10.30 u geçmiş neredeyse 11 olmak üzereydi. Araf, Oğuz ve Emir kalkmak için izin istemiş gecenin bu saatinde yalnız göndermek uygun olmayacağı için Sarp bırakacaktı onları. Berfu telsizi yanına alıp herkese iyi geceler diledikten sonra odasına çıktı. Yatak pijamalarını giydikten sonra ikizinin odasına gitti. Kapıyı çalınca daha uyumayan Atilla kaşlarını çattı bu saatte kim gelirdi ki?
A: Gel.
B: İkiz bu gece beraber uyuyalım mı bayadır beraber uyuyamadık.
A: Olur tabi ikiz
***
Günler geçmiş Efe'nin mahkemesi kararıyla Melis cezalandırılmıştı. Bugün pazartesiydi. Herkes bir yere dağılmıştı. Ali Rıza ve Münevver de evlerine dönmüştü. İkinci dersteydiler. Sınıf kapısı çalınıp içeri nöbetçinin girmesiyle ders bölünmüştü.
N: Hocam müdür Berfu Alkım Korkmaz'ı çağırıyor.
H: Tamam çıkabilirsin Berfu.
Berfu şaşkınlıkla bakıyordu ne olmuştu ki acaba yine de sınıftan çıktı. Müdürün odasına gelince kapıyı tıklattı ve gelen komutla içeri girdi.
B: Buyrun müdür bey beni çağırmışsınız.
M: Evet otur. Birazdan anlatacağım.
Çok geçmeden içeri bir adam girdi. Adam çok sert bakıyordu. Bir anda cebinden çıkardığı bezi Berfu'nun burnuna bastırdı ne olduğunu anlayamayan Berfu bayıldı. Müdür o adam içeri girmeden önce kameraları kapatmıştı. Adam Berfu'yu kucaklayıp odadan çıktı. Sonrasında koşar adımlarla yangın merdivenlerinden indi. Hazırda bekleyen arabaya binip okuldan uzaklaştı.
Ders bitmişti. Ama Berfu hala sınıfa gelmemişti. Atilla endişelenmeye başlamıştı. Müdürün odasına gitti. Kapıyı çalıp içeri girdi müdür Berfu'yu çağırdıktan 10 dakika sonra gönderdiğini söyledi. Atilla iyice endişelenmişti. Atilla koşa koşa Selim'in sınıfına çıktı. Kapı kapalıydı umursamadan sertçe kapıyı açtı. Öğretmen hala sınıfta bir sorunun çözümünü anlatıyordu.
Ö: Bu ne kabalık?
A: Şuan hiç umurumda değil. Abi yok.
S: Ne yok Atilla?
A: Berfu. Abi müdür çağırdı sonra göndermiş geri sınıfa ama sınıfa gelmedi.
S: Ta..tamam bulacağız gel biz çıkalım.
İkisi dışarı çıktı. Bahçede bir banka oturdular. Selim Uraz'ı aradı.
U: Efendim abim.
S: A..abi.
U: Selim ne oldu? İyi misiniz?
S: Abi sakin ol ama Berfu yok.
U: NEE! Nasıl yok?
Uraz derin derin nefes alıp sakin kalmaya çalışıyordu önceliği Berfu'ydu.
S: Abi müdür çağırmış derste 10 dakika sonra da geri gönderdiğini söylemiş ama sınıfa gelmemiş.
U: Geliyorum diğer abilerini de ara. Hatta Melih beyi de ara.
Selim'in cevap vermesine olanak tanımadan telefonu kapattı Uraz. O sırada şirkete Uraz'ı ziyarete gelen Koray'la sabah şirkete getirdiği Efe'yi de alıp arabaya bindi. Hızlıca okula geldi.
U: Efe sen Koray'la kal. Koray Atilla'yı da göndereceğim onları al sana götür.
Yine cevap vermesine olanak vermeden koşarak okulun bahçesine girdi. Selim ve Atilla bahçede onu bekliyordu. Selim bu sürede Sarp'ı aramıştı. O da diğerlerini alıp gelecekti.
U: Atilla sen benim arabaya git Koray arabada soru sorma şuan Berfu'yu bulmalıyız. Selim şu müdürün odasını göster.
Selim ve Uraz müdürün odasına gelince Uraz sertçe açtı kapıyı.
U: Nerede lan Berfu.
M: Beyefendi sakin olun.
U: Ne sakini lan delirtme beni. Kamera kayıtlarını göster.
M: Tabi beyefendi.
Uraz görüntüyü görünce eksiklik olduğunu anlamıştı.
Hemen polisi arayıp durumu anlattı.
U: Lan sen çocuk mu kandırıyorsun? Bu kayıtlarla oynanmış nerede lan Berfu seni mahvederim. Konuş lan!
M: Beyefendi nereden bileyim ben yani.
Uraz bu adamdan bir şey olmayacağını anlayınca şirketin siber güvenliğinden sorumlu elemanı arayıp Berfu'nun telefonunun sinyalini bulmasını istedi. Polis gelince durumu anlattı polis müdürü göz altına alıp arama başlattı. Dışarı çıktıklarında kapıdan giren Sarp, Lodos, Rüzgar ve Melih'i gördüler. Selim olanları anlattı. Melih başka bir arabayla gelmişti. Kardeşler bir arabaya binip Uraz'ın şirketine ilerlediler. Melih'de emniyete doğru yola koyuldu.
|
0% |