Yeni Üyelik
35.
Bölüm

31. Bölüm

@karla_yazar

 

Polisler deponun etrafını ararken küçük bir kulübe buldular. Temkinli bir şekilde kulübeye giren polisler saklanmış bir şekilde bulmuştu Harun'u. Harun o kadar polise karşı bir şey yapamayacağını anlayınca teslim oldu. Deponun yanına dönen polisler Harun'u arabaya bindirdiler. Arabaya bindirilirken resmini çekti başkomiser. Daha sonra Berfu'nun abileriyle birlikte depoya girdi. Berfu hala köşede oturuyordu. Abilerini görünce gözleri doldu. Başkomiser Berfu'ya gülümsedi.

 

 

 

 

 

 

 

K: Artık çıkabilirsin küçük hanım.

 

 

 

 

 

 

 

B: Hayır hayır çıkmam. Olmaz. Abi bir şey söyle çıkmam, çıkamam.

 

 

 

 

 

 

 

U: Sakin ol güzelim.

 

 

 

 

 

 

 

K: Bak küçük hanım onu yakaladık. Merkeze gidiyor tamam mı? Hem kanıtım da var.

 

 

 

 

 

 

 

Berfu'ya resmi gösterdi.

 

 

 

 

 

 

 

B: Ama ya kaçarsa.

 

 

 

 

 

 

 

K: Kaçamaz. Bak birazdan zaten merkeze ulaşacak bir daha da çıkamaz oradan.

 

 

 

 

 

 

 

B: Abi korkuyorum. Efe'ye bir şey olursa.

 

 

 

 

 

 

 

U: Olmayacak bebeğim korkma tamam mı? Onu yanımdan asla ayırmayacağım.

 

 

 

 

 

 

 

B: Ta..tamam. Ama dikkat edeceksiniz Efe'ye tamam mı?

 

 

 

 

 

 

 

&: Tamam.

 

 

 

 

 

 

 

Sonra Berfu koşarak abisine sarıldı. Uraz koklayarak öptü meleğini. Bir kaç saatte ne kadar da çok özlemişti. Diğerleri hasretle baktılar Berfu'ya. Berfu onların bu bakışını görmüştü. Abisinden ayrılınca onlara döndü. Artık zamanı geldiğini düşündü. Onlar Berfu'ya çok yardımcı olmuş ve iyi davranışlardı. Artık onlarında kendini sevdiğini biliyordu.

 

 

 

 

 

 

 

B: Abilerim sarılsak mı birazcık?

 

 

 

 

 

 

 

&: ABİ Mİ?

 

 

 

 

 

 

 

Berfu onlar bağırınca Uraz'ın arkasına saklanmıştı. Bunu gören Sarp eliyle anlına vurdu.

 

 

 

 

 

 

 

S: Özür dileriz Berfu. Biz çok şaşırdık.

 

 

 

 

 

 

 

B: Şey sarılabilir miyim?

 

 

 

 

 

 

 

S: Tabiki tabiki ay perim.

 

 

 

 

 

 

 

B: Ben miyim ay perisi?

 

 

 

 

 

 

 

S: Evet ay perim. Sen abi dedin ya ben daha ne isterim senden.

 

 

 

 

 

 

 

Sarp ile Berfu sarıldıktan sonra Berfu sırayla hepsine sarıldı. Hepsi çok mutluydu. Berfu kabul etmişti onları daha ne olsun.

 

 

 

 

 

 

 

Daha sonra depodan korka korka çıkmıştı Berfu. Şimdi ise eve Koray'ın evine gelmişlerdi. Kapıyı çaldılar. Elinde vazoyla Koray'ı gördüler karşılarında.

 

 

 

 

 

 

 

U: Koray ne yapıyorsun kardeşim?

 

 

 

 

 

 

 

K: Ne olur ne olmaz diye. Evde iki tane kardeşim var benim.

 

 

 

 

 

 

 

U: Koray sen tek çocuksun kardeşim.

 

 

 

 

 

 

 

K: Uraz Berfu'nun kaçırılmasının üzüntüsünü hala üstünden atamadın galiba saçma konuşuyorsun. Sen benim kardeşimsin senin kardeşin benim kardeşim. Atilla ile Efe içeride Efe'nin uykusu geldi ama ablası gelmeden uyumayacakmış.

 

 

 

 

 

 

 

Daha sonra Koray kapının önünden çekildi ve kardeşler içeri girdiler.

 

 

 

 

 

 

 

B: İkizzz, Efeee.

 

 

 

 

 

 

 

E: Ablaaa.

 

 

 

 

 

 

 

A: Diğer yarımmmm.

 

 

 

 

 

 

 

Üçüde sarıldılar. Birbirlerini çok özlemişlerdi.

 

 

 

 

 

 

 

E: Abla sen neredeydin?

 

 

 

 

 

 

 

B: Kayboldum canım ama abilerimiz buldu beni.

 

 

 

 

 

 

 

E: Kahraman abilerimm.

 

 

 

 

 

 

 

Efe gidip hepsine sarılıp öptü. Artık hepsinin yüzü gülüyordu.

 

 

 

 

 

 

 

A: Abilerim babam nerede? Eve mi geçti?

 

 

 

 

 

 

 

Selim: Anaa babamı unuttuk. Orada da yoktu zaten.

 

 

 

 

 

 

 

U: Selim senin bir ara. Koray yemek yok mu? Acıktı çocuklar.

 

 

 

 

 

 

 

K: Yok abi bekar evi burası. Ama hemen dışarıdan söyleyebilirim.

 

 

 

 

 

 

 

U: İyi söyle. Canlarım hadi oturun dinlenin biraz yorulduk hepimiz.

 

 

 

 

 

 

 

Berfu her ne kadar abi demiş olsa da çok fazla temas etmiyordu yine de Sarplarla. Bu nedenle abisinin kucağına oturup başını boynuna koydu ve kokusunu içine çekti. Çok korkmuştu. Abisini onu rahatlatıyordu. Uraz da Berfu'nun beline sarıldı ve başını boynuna koyup kokusunu içine çekti. Bu kokuyu bir daha alamayacak diye çok korkmuştu.

 

 

 

 

 

 

 

U: Çok özledim seni can parçam. Çok korktum bu mis kokunu tekrar alamayacağım diye.

 

 

 

 

 

 

 

B: Bende abi.

 

 

 

 

 

 

 

U: Ah benim sevdam. Güzelim. Bebeğim. Masum meleğim. Canım. Kalbim. Ölürüm sana. En nadidem. Gönlümün sultanı.

 

 

 

 

 

 

 

B: Çok özledim abi çok korkuttu o beni.

 

 

 

 

 

 

 

U: Biliyorum canım. Artık korkma tamam mı? Nasıl aldı seni okuldan?

 

 

 

 

 

 

 

B: Müdür çağırdı beklememi söyledi sonra o geldi. Sonra burnuma bir şey dayadı. Gerisini hatırlamıyorum. Uyandığımda oradaydım.

 

 

 

 

 

 

 

U: Tamam birtanem.

 

 

 

 

 

 

 

B: Abi yemekler gelene kadar biraz uyusam olur mu?

 

 

 

 

 

 

 

U: Olur olur tabi. Gel seni misafir odasına yatırayım.

 

 

 

 

 

 

 

B: Hayır olmaz ben senin kokunla uyuycam.

 

 

 

 

 

 

 

U: Ama böyle her tarafin tutulur. Bende seninle yatarım olur mu?

 

 

 

 

 

 

 

B: Olur ama. Sarp yani şey Sarp abi. Efe'nin ve Atilla'nın yanından sakın ayrılmayın tamam mı?

 

 

 

 

 

 

 

S: Merak etme güzelim. Gözümün önünden ayırmayacağım ikisini de.

 

 

 

 

 

 

 

B: Tamam o zaman.

 

 

 

 

 

 

 

Berfu ve Uraz misafir odasına çıktılar. Berfu abisine sarılıp kısa bir süre içinde uykuya daldı. Uraz ise saçlarını, yüzünü seviyor usulca öpücükler konduruyordu.

 

 

 

 

 

 

 

Yemekler gelince masaya hazırladı Koray. Daha sonra Atilla'ya ikiliyi çağırmasını söyledi. Atilla yukarı çıkıp abisine söyledi. Uraz Berfu'yu güçlükle uyandırıp yüzünü yıkadı. Daha sonra da aşağıya indiler. Berfu çok yorgundu bir an önce yemek yiyip uykusuna devam etmek istiyordu. Uraz Berfu'ya yediriyordu. Berfu uykusundan dolayı başını eline yaslamış yarı uyur vaziyetteydi.

 

 

 

 

 

 

 

Selim Melih'i aramış durumu özetlemişti. Melih her ne kadar gelmek istesede Selim Berfu'nun yorgun olduğunu söyledi. Melih buna bozulmuştu. Kızını görmeye bile gidemiyordu.

 

 

 

 

 

 

 

Yemekten sonra herkese bir yer ayarlanmıştı Koray. Atilla, Efe, Berfu ve Uraz misafir odalarının birinde. Rüzgar ve Lodos diğerinde. Selim ve Sarp itirazlarına rağmen Koray'ın odasında, Koray'da salonda yatıyordu.

 

 

 

 

 

 

 

Sabah ilk uyanan Sarp'dı. Biraz yatakta yatıp hayatı sorguladıktan sonra yataktan kalkıp mutfağa gitti. Koray'ı uyandırmamaya çalışarak kahvaltı hazırlamaya başladı. O sıralarda uyanan Koray elini yüzünü yıkayıp kahvaltı hazırlamak için mutfağa gitti. Mutfakta gördüğü Sarp ile belli belirsiz şaşırdı. Sarp Koray'ı ayakta görünce mahcubiyet ile konuştu.

 

 

 

 

 

 

 

S: Özür dilerim seni uyandırmak istemedim. Fazla mı ses yaptım.

 

 

 

 

 

 

 

K: Sen uuyandırmadın ben kendim uyandım. Kahvaltı hazırlıyım dedim ama sen erkencisin.

 

 

 

 

 

 

 

S: Evet bugün biraz erken kalktım.

 

 

 

 

 

 

 

K: Ne güzel bende sana yardım edeyim. Sarp sana bir şey sormak istiyorum.

 

 

 

 

 

 

 

Bir yandan kahvaltı hazırlarken bir yandan da konuşuyorlardı.

 

 

 

 

 

 

 

S: Tabi abi buyur.

 

 

 

 

 

 

 

K: Uraz sizi çok sıkıp bunaltmıyor değil mi?

 

 

 

 

 

 

 

S: Hayır abi bunu da nereden çıkardın?

 

 

 

 

 

 

 

K: Uraz hastanedeyken sizi çok özlüyordu. Sizinle kahvaltı etmeyi, gezip dolaşmayı, sorunlarınızı çözmenize yardım etmeyi, her gece yaptığı gibi üstünüzü örtmeyi. Her ne kadar siz ziyarete gitseniz de bunları yapamıyordu. Ben onu her görmeye gittiğimde bana anlatırdı. Sizinle ne kadar çok şey yapmayı hayal ettiğini bir bil

 

Polisler deponun etrafını ararken küçük bir kulübe buldular. Temkinli bir şekilde kulübeye giren polisler saklanmış bir şekilde bulmuştu Harun'u. Harun o kadar polise karşı bir şey yapamayacağını anlayınca teslim oldu. Deponun yanına dönen polisler Harun'u arabaya bindirdiler. Arabaya bindirilirken resmini çekti başkomiser. Daha sonra Berfu'nun abileriyle birlikte depoya girdi. Berfu hala köşede oturuyordu. Abilerini görünce gözleri doldu. Başkomiser Berfu'ya gülümsedi.

 

 

 

 

 

 

 

K: Artık çıkabilirsin küçük hanım.

 

 

 

 

 

 

 

B: Hayır hayır çıkmam. Olmaz. Abi bir şey söyle çıkmam, çıkamam.

 

 

 

 

 

 

 

U: Sakin ol güzelim.

 

 

 

 

 

 

 

K: Bak küçük hanım onu yakaladık. Merkeze gidiyor tamam mı? Hem kanıtım da var.

 

 

 

 

 

 

 

Berfu'ya resmi gösterdi.

 

 

 

 

 

 

 

B: Ama ya kaçarsa.

 

 

 

 

 

 

 

K: Kaçamaz. Bak birazdan zaten merkeze ulaşacak bir daha da çıkamaz oradan.

 

 

 

 

 

 

 

B: Abi korkuyorum. Efe'ye bir şey olursa.

 

 

 

 

 

 

 

U: Olmayacak bebeğim korkma tamam mı? Onu yanımdan asla ayırmayacağım.

 

 

 

 

 

 

 

B: Ta..tamam. Ama dikkat edeceksiniz Efe'ye tamam mı?

 

 

 

 

 

 

 

&: Tamam.

 

 

 

 

 

 

 

Sonra Berfu koşarak abisine sarıldı. Uraz koklayarak öptü meleğini. Bir kaç saatte ne kadar da çok özlemişti. Diğerleri hasretle baktılar Berfu'ya. Berfu onların bu bakışını görmüştü. Abisinden ayrılınca onlara döndü. Artık zamanı geldiğini düşündü. Onlar Berfu'ya çok yardımcı olmuş ve iyi davranışlardı. Artık onlarında kendini sevdiğini biliyordu.

 

 

 

 

 

 

 

B: Abilerim sarılsak mı birazcık?

 

 

 

 

 

 

 

&: ABİ Mİ?

 

 

 

 

 

 

 

Berfu onlar bağırınca Uraz'ın arkasına saklanmıştı. Bunu gören Sarp eliyle anlına vurdu.

 

 

 

 

 

 

 

S: Özür dileriz Berfu. Biz çok şaşırdık.

 

 

 

 

 

 

 

B: Şey sarılabilir miyim?

 

 

 

 

 

 

 

S: Tabiki tabiki ay perim.

 

 

 

 

 

 

 

B: Ben miyim ay perisi?

 

 

 

 

 

 

 

S: Evet ay perim. Sen abi dedin ya ben daha ne isterim senden.

 

 

 

 

 

 

 

Sarp ile Berfu sarıldıktan sonra Berfu sırayla hepsine sarıldı. Hepsi çok mutluydu. Berfu kabul etmişti onları daha ne olsun.

 

 

 

 

 

 

 

Daha sonra depodan korka korka çıkmıştı Berfu. Şimdi ise eve Koray'ın evine gelmişlerdi. Kapıyı çaldılar. Elinde vazoyla Koray'ı gördüler karşılarında.

 

 

 

 

 

 

 

U: Koray ne yapıyorsun kardeşim?

 

 

 

 

 

 

 

K: Ne olur ne olmaz diye. Evde iki tane kardeşim var benim.

 

 

 

 

 

 

 

U: Koray sen tek çocuksun kardeşim.

 

 

 

 

 

 

 

K: Uraz Berfu'nun kaçırılmasının üzüntüsünü hala üstünden atamadın galiba saçma konuşuyorsun. Sen benim kardeşimsin senin kardeşin benim kardeşim. Atilla ile Efe içeride Efe'nin uykusu geldi ama ablası gelmeden uyumayacakmış.

 

 

 

 

 

 

 

Daha sonra Koray kapının önünden çekildi ve kardeşler içeri girdiler.

 

 

 

 

 

 

 

B: İkizzz, Efeee.

 

 

 

 

 

 

 

E: Ablaaa.

 

 

 

 

 

 

 

A: Diğer yarımmmm.

 

 

 

 

 

 

 

Üçüde sarıldılar. Birbirlerini çok özlemişlerdi.

 

 

 

 

 

 

 

E: Abla sen neredeydin?

 

 

 

 

 

 

 

B: Kayboldum canım ama abilerimiz buldu beni.

 

 

 

 

 

 

 

E: Kahraman abilerimm.

 

 

 

 

 

 

 

Efe gidip hepsine sarılıp öptü. Artık hepsinin yüzü gülüyordu.

 

 

 

 

 

 

 

A: Abilerim babam nerede? Eve mi geçti?

 

 

 

 

 

 

 

Selim: Anaa babamı unuttuk. Orada da yoktu zaten.

 

 

 

 

 

 

 

U: Selim senin bir ara. Koray yemek yok mu? Acıktı çocuklar.

 

 

 

 

 

 

 

K: Yok abi bekar evi burası. Ama hemen dışarıdan söyleyebilirim.

 

 

 

 

 

 

 

U: İyi söyle. Canlarım hadi oturun dinlenin biraz yorulduk hepimiz.

 

 

 

 

 

 

 

Berfu her ne kadar abi demiş olsa da çok fazla temas etmiyordu yine de Sarplarla. Bu nedenle abisinin kucağına oturup başını boynuna koydu ve kokusunu içine çekti. Çok korkmuştu. Abisini onu rahatlatıyordu. Uraz da Berfu'nun beline sarıldı ve başını boynuna koyup kokusunu içine çekti. Bu kokuyu bir daha alamayacak diye çok korkmuştu.

 

 

 

 

 

 

 

U: Çok özledim seni can parçam. Çok korktum bu mis kokunu tekrar alamayacağım diye.

 

 

 

 

 

 

 

B: Bende abi.

 

 

 

 

 

 

 

U: Ah benim sevdam. Güzelim. Bebeğim. Masum meleğim. Canım. Kalbim. Ölürüm sana. En nadidem. Gönlümün sultanı.

 

 

 

 

 

 

 

B: Çok özledim abi çok korkuttu o beni.

 

 

 

 

 

 

 

U: Biliyorum canım. Artık korkma tamam mı? Nasıl aldı seni okuldan?

 

 

 

 

 

 

 

B: Müdür çağırdı beklememi söyledi sonra o geldi. Sonra burnuma bir şey dayadı. Gerisini hatırlamıyorum. Uyandığımda oradaydım.

 

 

 

 

 

 

 

U: Tamam birtanem.

 

 

 

 

 

 

 

B: Abi yemekler gelene kadar biraz uyusam olur mu?

 

 

 

 

 

 

 

U: Olur olur tabi. Gel seni misafir odasına yatırayım.

 

 

 

 

 

 

 

B: Hayır olmaz ben senin kokunla uyuycam.

 

 

 

 

 

 

 

U: Ama böyle her tarafin tutulur. Bende seninle yatarım olur mu?

 

 

 

 

 

 

 

B: Olur ama. Sarp yani şey Sarp abi. Efe'nin ve Atilla'nın yanından sakın ayrılmayın tamam mı?

 

 

 

 

 

 

 

S: Merak etme güzelim. Gözümün önünden ayırmayacağım ikisini de.

 

 

 

 

 

 

 

B: Tamam o zaman.

 

 

 

 

 

 

 

Berfu ve Uraz misafir odasına çıktılar. Berfu abisine sarılıp kısa bir süre içinde uykuya daldı. Uraz ise saçlarını, yüzünü seviyor usulca öpücükler konduruyordu.

 

 

 

 

 

 

 

Yemekler gelince masaya hazırladı Koray. Daha sonra Atilla'ya ikiliyi çağırmasını söyledi. Atilla yukarı çıkıp abisine söyledi. Uraz Berfu'yu güçlükle uyandırıp yüzünü yıkadı. Daha sonra da aşağıya indiler. Berfu çok yorgundu bir an önce yemek yiyip uykusuna devam etmek istiyordu. Uraz Berfu'ya yediriyordu. Berfu uykusundan dolayı başını eline yaslamış yarı uyur vaziyetteydi.

 

 

 

 

 

 

 

Selim Melih'i aramış durumu özetlemişti. Melih her ne kadar gelmek istesede Selim Berfu'nun yorgun olduğunu söyledi. Melih buna bozulmuştu. Kızını görmeye bile gidemiyordu.

 

 

 

 

 

 

 

Yemekten sonra herkese bir yer ayarlanmıştı Koray. Atilla, Efe, Berfu ve Uraz misafir odalarının birinde. Rüzgar ve Lodos diğerinde. Selim ve Sarp itirazlarına rağmen Koray'ın odasında, Koray'da salonda yatıyordu.

 

 

 

 

 

 

 

Sabah ilk uyanan Sarp'dı. Biraz yatakta yatıp hayatı sorguladıktan sonra yataktan kalkıp mutfağa gitti. Koray'ı uyandırmamaya çalışarak kahvaltı hazırlamaya başladı. O sıralarda uyanan Koray elini yüzünü yıkayıp kahvaltı hazırlamak için mutfağa gitti. Mutfakta gördüğü Sarp ile belli belirsiz şaşırdı. Sarp Koray'ı ayakta görünce mahcubiyet ile konuştu.

 

 

 

 

 

 

 

S: Özür dilerim seni uyandırmak istemedim. Fazla mı ses yaptım.

 

 

 

 

 

 

 

K: Sen uuyandırmadın ben kendim uyandım. Kahvaltı hazırlıyım dedim ama sen erkencisin.

 

 

 

 

 

 

 

S: Evet bugün biraz erken kalktım.

 

 

 

 

 

 

 

K: Ne güzel bende sana yardım edeyim. Sarp sana bir şey sormak istiyorum.

 

 

 

 

 

 

 

Bir yandan kahvaltı hazırlarken bir yandan da konuşuyorlardı.

 

 

 

 

 

 

 

S: Tabi abi buyur.

 

 

 

 

 

 

 

K: Uraz sizi çok sıkıp bunaltmıyor değil mi?

 

 

 

 

 

 

 

S: Hayır abi bunu da nereden çıkardın?

 

 

 

 

 

 

 

K: Uraz hastanedeyken sizi çok özlüyordu. Sizinle kahvaltı etmeyi, gezip dolaşmayı, sorunlarınızı çözmenize yardım etmeyi, her gece yaptığı gibi üstünüzü örtmeyi. Her ne kadar siz ziyarete gitseniz de bunları yapamıyordu. Ben onu her görmeye gittiğimde bana anlatırdı. Sizinle ne kadar çok şey yapmayı hayal ettiğini bir bilsen. Onun bu hayatta en sevdiği şey sizsiniz.

S: Farkındayım abi. Kriz geçirdiği gün memura üzülmesin biriciklerim demiş. Bende, bizde onu çok seviyoruz abi. Geçen gün kahvaltıda hepimizin tabağını doldurdu. Selim'in sevmeyip yemekten kaçırdığı peynire kadar. Berfu haklı o bizim abimiz değil babamız. Herşeyimiz. Bizim abimiz olduğu için çok şanslıyız.

 

U: Bende sizi çok seviyorum ilk göz ağrım.

 

Sarp hızla arkasını döndü. Tüm kardeşleri arkasındaydı. Abisine sarıldı. Sonra hep birlikte kahvaltı hazırlamaya başladılar.

Loading...
0%