Yeni Üyelik
39.
Bölüm

35. Bölüm

@karla_yazar

 

Bugün mahkemenin günüydü. Melih ve Defne Ali Rıza ile konuşmuştu. Madem tüm çocukları elinden alınacaktı para istediler. 10 milyon karşılığında buralardan tamamen çekip gitmek ve bir daha dönmemek üzere ve şayet dönerlerse velayet davası açamayacaklarına dair bir anlaşma imzalanmıştı. Münevver kendinden çok utanıyordu nasıl böyle bir evlat yetiştirmişti. Bunlar bir yana Berfu umursamıyordu akışına bırakmıştı artık. Tek umurumda olan şey kardeşleriydi. Bu süre zarfında üstün körü bir şekilde bir pedagog eşliğinde anlatılmıştı olaylar Efe'ye. Bu olaylardan sonra Berfu Efe'nin üzerine daha fazla düşüyordu. Asla Efe'yi kontrol etmeden uyumuyor gece de mutlaka uyanıp kontrol ediyor üzerini örtüyordu. Bunu Uraz'la uyuduları gece fark etmişti Uraz.

 

 

 

《Flaşback 》

 

 

 

Berfu odasında ders çalışıyordu. Saat 10 a geliyordu. Gözü saate takıldı. Efe'nin uyuması gerekiyordu 9.30 da nasıl unuturdu. Koşturarak aşağıya indi. Bir kaç yerde tökezlese de umursamadı. Melih ve Defne hariç herkes salonda oturuyordu. Efe yerde oyuncaklarıyla oynuyor bir yandan da bıcır bıcır dedesine bir şeyler anlatıyordu. Salona bir anda gelen Berfu ile gözler ona döndü. Hepsi dikkatle ona bakıyordu.

 

 

 

U: Meleğim bir sorun mu var koştur koştur aşağıya indin?

 

 

 

Berfu kimseyi duymuyordu. Yalnızca kısık sesle mırıldanıyordu.

 

 

 

"Ben kötü bir ablayım. Nasıl unuturum? Nasıl?"

 

 

 

Hemen gidip Efe'nin yanına oturdu.

 

 

 

B: Canım hadi uyuyalım artık bak saat geç oldu Efe'm.

 

 

 

E: Abla biraz daha oynayamaz mıyım?

 

 

 

B: Hayır canım artık uyumalısın hem uyumazsan büyüyemez ve abilerin gibi olamazsın.

 

 

 

Efe dudaklarını büzüp ablasına baktı. Ama Berfu yumuşacayacak gibi değildi. Efe'yi kucağına alıp öptü ve ayaklandı. Gözü kimseyi görmüyor yalnızca Efe'ye bakıyordu. Merdivenlerden bu sefer azami bir dikkatle çıktı. Efe'nin odasına gelince Efe'yi yatmak için hazırladı ve yatağına yatırdı.

 

 

 

B: Sana masal okumamı ister misin canım?

 

 

 

E: Olur abla.

 

 

 

Berfu bir masal kitabı alıp okumaya başladı.

 

 

 

B: Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde bahçeli bir evin bahçesinde yaşayan dört yavru kedi varmış. Bu yavru kediler anneleri ile birlikte aynı bahçede yaşıyormuş. Ama onlara yemeklerini evin sahipleri veriyormuş. Bu tatlı yavru kediler sürekli oyun oynuyor, koşuyor ve uyuyorlarmış. En sevdikleri zaman da mamalarının geldiği zamanmış. Günlerden bir gün sahipleri onlara mamalarını vermiş ve eve geri girmiş. Dört kedi mamalarını yemek için heyecanlanmışlar ve koşarak kabın yanına gelmişler. Ama o an büyük bir kuş gelmiş ve mama kabının üzerine konmuş. Bunu gören kediler korkup kaçmışlar ve yemlerine dokunamamışlar. Akşam olduğunda yem kabını almaya gelen sahipleri yemekleri yemeklerini görmüş “Demek ki karınları tok” diyerek kabı eve sokmuş. Küçük kediler de karınları aç bir şekilde uyumuşlar. Ertesi gün sahipleri yine yemek getirmiş ve o büyük kuş yine gelmiş. Böyle olunca da kediler yine aç kalmış. Bir kaç gün bu şekilde devam etmiş ve kediler artık açlıktan bitkin düşmüşler. Anne kedi de çıktığı dolaşmadan sonunda gelmiş ve yavrularını o halde görünce çok şaşırmış. “Neyiniz var? Neden bu haldesiniz?” diye sormuş. Yavru kediler başlarına gelen olayı anlatmışlar. Anne kedi “Üzülmeyin ben buradayım” demiş. O sırada evin sahibi gelmiş ve mama kabını kapının önüne koymuş. Tam o sırada büyük kuş gelmiş ama anne kedi ondan önce davranarak kuşu korkutmuş ve kaçırmış. Yavru kedilerde anneleri sayesinde yemeklerine kavuşmuşlar. O günden sonra büyük kuş bir daha yavruların mamasına el sürememiş. Yavrular da rahat bir şekilde yemeklerini yemişler ve büyümeye devam etmişler. Anneleri sayesinde de korkmamayı ve yemeklerini savunmayı öğrenmiş olmuşlar. Masal da burada bitmiş.

 

 

 

E: Abla bak anne kedi de senin gibi. Sende beni koruyorsun.

 

 

 

Berfu'nun gözleri dolmuştu.

 

 

 

B: Ben seni hep koruyacağım Efe'm. Seni çok seviyorum.

 

 

 

E: Bende seni çok seviyorum ablam.

 

 

 

Berfu Efe'nin uyuduğunda emin olduktan sonra telsizi yanına aldı ve Efe'nin saçlarını öpüp odadan çıktı. Kendi odasına gidip ders çalışmaya devam etti.

 

 

 

Aşağıda ise kimse ne olduğunu anlayamamıştı. Uraz öğreneceğini söyleyip konuyu kapatmıştı. Saat geç olunca herkes odalarına dağıldı. Uraz ise yatak pijamalarını giyip Berfu'nun odasına geldi. Berfu bu olaylar yüzünden aklından çıkan meslek hayali için büyük bir azimle çalışıyordu. Kapı çalınınca kafasını kitaptan kaldırmadan onayladı. İçeri giren Uraz Berfu'nun saçlarını öptü ve kalemi elinden aldı. Daha sonra Berfu'yu kucağına alıp giyinme odasına girdi.

 

 

 

U: Meleğim tamam doktor olmak istiyorsun ama kendini yıpratma. Senden önemli değil. Ama azmini takdir ediyorum tabiki. Lakin artık uyuyup dinlemelisin.

 

 

 

Bu sırada Berfu'nun üzerini değiştirmiş yatak pijamalarını giydirmişti Uraz. Daha sonra Berfu'yla birlikte yatağa yattı. Bir yandan saçlarını severken konuşmaya başladı.

 

 

 

U: Meleğim bugün aşağıda hiç birimizi görmedin neden? Direkt Efe'ye ilerledin dedemler bile umurunda değildi. Bir sorun mu var?

 

 

 

B: Hayır baba. Özür dilerim. Ben Efe'nin yatma saatini geçirmişim o yüzden.

 

 

 

U: Önemli değil can parçam biz sana kırılmadık ya da kızmadık. Yalnızca bir sorun mu var diye merak ettik.

 

 

 

B: Yok abi.

 

 

 

Daha sonra uyumuşlardı. Gece kollarındaki harektlilikle uyandı Uraz. Berfu kalkamaya çalışıyordu. Tuvalete gidecek diye düşünüp kalkmasına izin verdi ama banyonun değildi de odanın kapısı açılınca ayaklandı. Baktığında odada su da olduğunu gördü. Nereye gidiyordu ki Berfu. Hemen ayaklanıp Berfu'yu takip etmeye başladı. Berfu Efe'nin odasının önüne gelmişti. Sessizce odaya girdi Uraz ise kapıdan izlemeye başladı. Berfu önce Efe'yi kontrol ediyor terleyip terlemediğine ateşine bile bakıyordu. Daha sonra üzerini örtüyordu. Son olarak da odanın derecesine ve herhangi bir camın açık olup olmadığına baktıktan sonra odadan çıkmak için hareket etti. Bu sırada kapıda onu izleyen abisini görünce irkildi. Fısıldıyarak konuşmaya başladı.

 

 

 

B: Abi sen neden kalktın?

 

 

 

U: Sen kalkınca. Bu sadece bu geceye özel bir kontrol mü Berfu?

 

 

 

B: Şey.

 

 

 

U: Berfu lütfen canım bana doğruyu söyle.

 

 

 

B: Hayır ben bu ara her gece kontrol ediyorum Efe'yi.

 

 

 

U: Bu ara Efe'nin üzerine neden bu kadar düşüyorsun meleğim yanlış anlama merak ediyorum.

 

 

 

B: Bilmiyorum abi.

 

 

 

U: Tamam abim hadi gel işin bittiyse uyuyalım.

 

 

 

《Flaşback sonu》

 

 

 

Herkes adliye koridorundaydı. Görevli çağırınca içeri girdiler.

 

 

 

Savunmalar iddialar derken 1 saat kadar bir süre sonra hakim kararı açıklamış ve velayetleri Uraz'a vermişti. Mahkemeden çıktıktan sonra bunu kutlamak için akşam yemeği yemeye karar vermişlerdi. Eve gidip hazırladıktan sonra boğazın kenarında bir restoranın önünde durdurdular arabalarını. Büyük bir mutlulukla kutladılar bu güzel haberi. Ardından gece uçağıyla yolcu ettiler Ali Rıza ve Münevver'i. Daha sonra Sarp bir arabayı Lodos bir arabayı sürerken yeni evlerine geldiler. Evet yeni evlerine kötü anılarını, Melih ve Defne'yi geride bırakmak için yeni bir ev aldılar. Evden haberi olamayan Selim, Atilla ve Berfu şaşkınlıkla eve bakıyordu. Daha sonra Rüzgar evin kapısını açtı ve Lodos uyuyakalan Efe'yi de alarak içeri geçti. Efe'nin odasına gidip yatırdı.

 

 

 

Loading...
0%