Yeni Üyelik
42.
Bölüm

36. Bölüm

@karla_yazar

Dün gece salona serdikleri yer yatağında yatmıştı tüm kardeşler Efe hariç rahat etsin ve evin yerleşmesi sırasında ortada kalmasın diye onun odasını hazırlamışlardı. Berfu yine gece kalkıp kontrol etti Efe'yi. Bu sırada Uraz yine uyanmıştı. Bu sefer Sarp'da uyanmıştı. Abisininde uyanık olduğunu görünce konuşmaya başladı.

 

 

 

 

 

 

 

S: Abi nereye gidiyor Berfu?

 

 

 

 

 

 

 

U: Efe'yi kontrole.

 

 

 

 

 

 

 

S: Niye bir şey mi oldu Efe'ye?

 

 

 

 

 

 

 

U: Hayır Efe iyi. Berfu her gece onu kontrole gidiyor. Resmen kendini Efe'ye adadı.

 

 

 

 

 

 

 

S: Neden böyle bir şey yapıyor ki?

 

 

 

 

 

 

 

U: Efe küçük ve galiba bu şiddet olayları falan onu koruması gerektiğini düşünüyor bence. En azından benim fikrim bu. Berfu için bir psikolog mu ayarlasak? Daha sonra Berfu'nun mahkemesi içinde delil aramalıyız.

 

 

 

 

 

 

 

S: Yarın hepsine bakarız abi.

 

 

 

 

 

 

 

U: Hadi yat sen abim birazdan gelir Berfu'da. Keşke Efe'yi de buraya yatırsaydık. Sadece Efe'nin odasını hazırlamıştık rahat yatsın diye.

 

 

 

 

 

 

 

S: Bunu tahmin etmiyordum abi.

 

 

 

 

 

 

 

U: Ben düşünemedim. Neyse yat abim yatta dinlen. Yarın uzun bir gün olacak.

 

 

 

 

 

 

 

Daha sonra Sarp tekrar uyumaya çalıştı. Berfu döndüğünde abisini yine uyanık görünce kaşları çattı.

 

 

 

 

 

 

 

B: Uyandırdım mı seni abi?

 

 

 

 

 

 

 

U: Uykum hafiftir meleğim senlik bir durum yok. Sorun yok değil mi iyi Efe?

 

 

 

 

 

 

 

B: İyi abi. Hadi uyuyalım.

 

 

 

 

 

 

 

Daha sonra Sarp ve Uraz sıkıntılı bir uykuya daldı. Uraz az kaldı dedi kendi kendine tüm sorunlardan kurtulmalarına az kaldı.

 

 

 

 

 

 

 

Sabah ilk Rüzgar uyanmıştı. Baktığında yanında meleğinin olduğunu ve ona sıkıca sarıldığını görünce yüzünde güller açmıştı adeta. Uyanmaması için neredeyse nefes almaya almayacaktı. Berfu'yu izlemeye başladı. 1 saatten fazla olduktan sonra uyanmıştı Lodos. Yanındaki kardeşinin halini görünce kahkaha atmak istese de kimse uyanmasın diye kendini sıkmaya başladı. Rüzgar abisinin bu halini görünce kaşlarını çattı.

 

 

 

 

 

 

 

R: Abi ses yapacaksın uyanacak. Uyanıkken hayatta böyle sarılmaz hala güvenmiyor tam olarak.

 

 

 

 

 

 

 

L: Sarılır Fırtınam niye sarılmasın yalnızca hala çekiniyor. Ona biraz zaman ver. Biriciğimiz bize alışacak. Çok güzel bir aile olacağız. Hoş şuanda da çok güzel bir aileyiz.

 

 

 

 

 

 

 

R: Her şey bir şaka gibi. Biri çıkıp şaka yaptık diyecek Berfu'yu ve Uraz abimi alıp gidecek o kızı geri getirecek gibime geliyor.

 

 

 

 

 

 

 

L: Yok abim öyle bir şey istersen cimcikleyebilirim.

 

 

 

 

 

 

 

R: Yok almayayım.

 

 

 

 

 

 

 

A: Abilerim az susun ya sabah sabah vır vır konuşup duruyorsunuz tepemde. Hem kim alıyormuş Berfumla abimi yiyorsa denesin.

 

 

 

 

 

 

 

L: Şaka yapıyor Rüzgar abin Atilla yok öyle bir şey.

 

 

 

 

 

 

 

U: Olamaz zaten çocuklar. Bu konuyu kapatın hadi. Herkes kalkıp elini yüzünü yıkasın ben kahvaltıyı hazırlamaya başlayayım. Daha sonra odaları halledelim.

 

 

 

 

 

 

 

Uraz'ın konuya son noktayı koymasıyla birlikte Rüzgar üzülerek Berfu'yu uyandırdı. Lodos ve Atilla'da diğerlerini. Berfu uyanınca etrafına söyle bir baktı ilk başta nerede olduğunu hatırlayamasada daha sonra anılar zihninde canlanmıştı. Daha sonra hala sarılı olduğu bedene baktı. Bu Rüzgar abisiydi.

 

 

 

 

 

 

 

Berfu'dan

 

 

 

 

 

 

 

- Ben özür dilerim.

 

 

 

 

 

 

 

R: Neden abim?

 

 

 

 

 

 

 

- Seni rahatsız ettim.

 

 

 

 

 

 

 

R: Asla güzelim. Aksine çok mutlu oldum ben sabah uyanınca. 1 saatten fazla izledim seni. Elimden gelse sen kendin uyanana kadar uyandırmazdım ama emir büyük yerden abim kahvaltıya çağırdı.

 

 

 

 

 

 

 

- Gerçekten mi?

 

 

 

 

 

 

 

R: Gerçekten. Berfu iyi bir başlangıç yapamasakta ben senin gerçekten abin olmak istiyorum. Diğerleri gibi bana da rahat ol istiyorum. Benden çekinme olur mu?

 

 

 

 

 

 

 

- Olur abi. Bu gece de birlikte uyuyalım mı?

 

 

 

 

 

 

 

R: Çok mutlu olurum gökkuşağım.

 

 

 

 

 

 

 

Abime gülümseyip yataktan kalktım önce tuvalete gittim. Daha sonra Efe'nin odasına geldim. Efe hala uyuyordu. Yavaşça yatağına yaklaştım.

 

 

 

 

 

 

 

- Efe hadi kalk ablacım sabah oldu.

 

 

 

 

 

 

 

- Efem. Hadi ablacım.

 

 

 

 

 

 

 

Çok uğraşamama gerek kalmadan Efe uyanmıştı. O tuvalete giderken ben yatağını düzeltip ona kıyafet hazırladım. Abimler buraya bir kaç kıyafet koymuştu ama yakın zamanda evi tamamlamalıyız. Efe gelince onu giydirip merdivenlerden inmeye başladım.

 

 

 

 

 

 

 

Bu arada ev 3 katlıydı henüz gezememiştim. Aşağı indiğimizde abilerim yatağı toplamıştı. Direkt mutfağa geçtim. Atilla ve Selim abim masayı hazırlarken Uraz abim kahvaltı hazırlıyordu. Burayı tamamlamışlardı. Yemek odasıyla mutfak arasında cam vardı.

 

 

 

 

 

 

 

Berfu Efe'yi sandalyeye oturtup Uraz'ın yanına gitti.

 

 

 

 

 

 

 

B: Yardım edebileceğim bir şey var mı baba?

 

 

 

 

 

 

 

U: Evet güzelim çok büyük bir eksik var.

 

 

 

 

 

 

 

B: Neymiş o?

 

 

 

 

 

 

 

Uraz eğilip başını Berfu'nun boynuna gömdü. Bir süre sonra konuştu ama başı hala Berfu'nun boynunda olduğu için sesi boğuk geliyordu.

 

 

 

 

 

 

 

U: Kokun. İşte şimdi her şey tamam. Günüme hoş geldin günümü aydınlatanım, ışık saçanım.

 

 

 

 

 

 

 

B: Yok gönlümün efendisi ne düşeceğim yerler temiz mi diye bakıyordum ben.

 

 

 

 

 

 

 

U: Gönlünün efendisi yer seni.

 

 

 

 

 

 

 

Kahvaltıyı zaten hazırlamıştı Uraz. Mutfağa gelen Lodos'u görünce konuştu.

 

 

 

 

 

 

 

U: Abim bunları da masaya götürün.

 

 

 

 

 

 

 

Daha sonra Berfu'yu kucağına alıp Efe'nin yanındaki sandalyeye oturdu. Başını Berfu'nun boynuna gömdü. Öpüyor, saçlarını okşuyor ve konuşuyordu.

 

 

 

 

 

 

 

U: Canım. Herşeylerim. Eksik kalanım ailemi tamamlayanım. Çok seviyorum seni Berfu.

 

 

 

 

 

 

 

B: Bende seni çok seviyorum iyiki varsın gönlümün efendisi.

 

 

 

 

 

 

 

Selim: Berfu biliyor musun senin ismini abim koydu aslında.

 

 

 

 

 

 

 

B: Nasıl siz söylediniz? Hem o zaman babamdan haberim yoktu ki.

 

 

 

 

 

 

 

Selim: Abim bu ismi ister sana böyle seslenirdi. Ziyarete gidince "Berfum nasıl Atilla?" diye soruyordu. O yüzden o ismi söyledi abimler.

 

 

 

 

 

 

 

B: Vayy. Gönlümün efendisine bak sen.

 

 

 

 

 

 

 

Daha sonra keyifli bir kahvaltı yaptılar. Daha sonra mağaza kataloglarından odalar bakmaya başladılar. Hepsi beğenince siparişleri verdiler.

 

 

 

 

 

 

 

~2 Hafta Sonra~

 

 

 

 

 

 

 

Berfu'dan

 

 

 

 

 

 

 

Bugün Kasım tatiline girdik ve ben sonunda akrabalarla tanışacağım. Evet komik biliyorum. Aileyi bir araya topladım daha sonra dağıttım ve ancak akrabalarımla tanışıyorum. Ama bende ne normaldi ki. Ben karıştırılmış bir kızım. Normal kelimesi bana yasak. Neyse Atilla ve Selim abim beni aşağıda bekliyor ben lavaboya gittiğim için ancak aşağıya iniyorum. Çantamı sınıftan aldım ve sınıftan çıktım. Koridorda ilerlerken biri bana seslendi. Baktığımda benim yaşlarımda üzerinde üniforması olan bir erkekti.

 

 

 

 

 

 

 

- Buyrun.

 

 

 

 

 

 

 

X: Merhaba Berfu. Ben Ceyhun. Şey ben ee açık olmalıyım sanırım ben senden hoşlanıyorum. Bir kahve falan içelim mi?

 

 

 

 

 

 

 

- Ne? Ben sizi tanımıyorum bile. Üzgünüm olmaz ben gitmeliyim.

 

 

 

 

 

 

 

C: Lütfen hem tanışırız.

 

 

 

 

 

 

 

Daha sonra Ceyhun kolumu tuttu. İster istemez çığlık attım ve geri çekilmeye çalıştım. Aklıma sürekli o gecenin görüntüleri geliyordu.

 

 

 

 

 

 

 

Yazar'dan

 

 

 

 

 

 

 

Atilla ve Selim aşağıda Berfu'yu bekliyorlardı. Okulun içindeki sandalyelere oturmuşlardı. O sırada okulda bir çığlık sesi yankılandı. Okul büyük oranda boş olduğu için ses aşağı katlara kadar inmişti.

 

 

 

 

 

 

 

S: O Berfu muydu?

 

 

 

 

 

 

 

A: Bilmiyorum ama her kimse gidip bakalım.

 

 

 

 

 

 

 

Koşar adım merdivenlerden çıktılar. Berfu'yla Atilla'nın sınıfının olduğu kata gelince Berfu ve yanındaki çocuğu gördüler. İkisininde kaşları çatılmıştı. O kimdi de Berfu'ya dokunuyordu. Berfu geri çekilmeye çalıştıkça saskinca Berfu'ya bakıyordu Ceyhun. Selim hemen Berfu'yu Ceyhun'dan kurtarıp Ceyhun'a sıkı bir yumruk attı.

 

 

 

 

 

 

 

S: SEN KİMSİN LAN ONA DOKUNACAK ŞEREFSİZ!!!

 

 

 

 

 

 

 

Bu sırada Atilla yavaş adımlarla Berfu'ya yaklaşmaya başladı.

 

 

 

 

 

 

 

A: İkizim Berfum bak benim Atilla. Ben seni herkesten korurum canım. Hadi gel bana. Bak buradayım ben sen iyisin güvendesin.

 

 

 

 

 

 

 

Atilla biraz daha uğraştıktan sonra Berfu kafasını kaldırıp Atilla'ya baktı gözlerinde acı hakimdi. Kendine biraz gelmişti ama hala anılarıyla karışık konuşuyor, düşünüyordu.

 

 

 

 

 

 

 

B: Atilla.

 

 

 

 

 

 

 

A: Söyle

güzelim.

 

 

 

 

 

 

 

B: Ben iğrenç biriyim.

 

 

 

 

 

 

 

A: Hayır hayır yok öyle bir şey.

 

 

 

 

 

 

 

B: Ben kirliyim.

 

 

 

 

 

 

 

A: Hayır hayır sen benim hayatımda gördüğüm en temiz insansın.

 

 

 

 

 

 

 

B: Beni sevme ben haketmiyorum. Atilla ben kurtulamıyorum. Ben lanetliyim.

 

 

 

 

 

 

 

Dah

 

a sonra Atilla'nın konuşmasına fırsat vermeden bayıldı. Atilla yetişemedi ve Berfu kafasını sert zemine vurdu. Kafasından kanlar akmaya başlarken Atilla tek kelime söyledi.

 

 

 

 

 

 

 

A: BERFUUU!!

 

 

 

 

 

 

 

Ne ara hastaneye geldiler. Ne ara diğerlerine haber verdiler kimse bilmiyorlar. Yalnızca şuan o ameliyathanenin önünde bekliyorlar.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%