Yeni Üyelik
46.
Bölüm

40. Bölüm

@karla_yazar

 

Uraz doğru düzgün dalamadığı uykusu ile cebbelleşmeyi bıraktı ve yataktan kalktı. Berfu'nun odasına gitti. Anlını narince öptü ve hazırlanıp evden çıktı.

 

O gün için bir plan yaptı. Hep beraber eğlenmeleri için. Önce şirkete gitti ve bugün rahat etmek için işlerini halletti. Daha sonra eve geri geldi. Eve geldiğinde akrep ancak sekizi vurdu. Erkenden uyanmış olan Rüzgar onu dışarıdan gelmiş görünce şaşırdı. Elindeki bir kaç torbayı aldı. Börek, poğaça, Berfu'nun en sevdiği zeytin. Berfu'nun geçen sabah kahvaltıda görmeyince sorduğu zeytin. Almayı unuttukları. Rüzgar bir kez daha Uraz'a hayran kaldı. Uraz gibi sevmek istiyordu. İçten, dikkatli, özenli. Sevgisini göstermek ve hissettirmek. Lakin asla sevgiyi laçkalaştırmamak. Rüzgar onları yerleştirirken Uraz'da mutfağa geldi. Üzerini değiştirmişti. Kenarda duran önlüklerden birini aldı ve giydi. Rüzgar da abisini taklit etti. Beraberce güzel bir kahvaltı hazırlamak için kolları sıvadılar.

 

Her uyanan geliyor ve bir işin ucundan tutuyordu. Biri sofrayı kuruyor, biri kahvaltılıkları dolduruyordu. Berfu ve Efe aşağı indiğinde bu manzara ile Berfu kırgın olsa bile gülümsedi bu hallerine. Aralarındaki sevgi güçlü bağlar ile bağlıydı.

 

Uraz arkasını döndüğünde bebeğini görünce bir an donakaldı. Hemen toparlanıp ona doğru yürüdü. "Günaydın can parçam. " dedi. Berfu yalnızca başını sallamak ile yetindi. Uraz önünde diz çöktü, ellerine uzandı yavaşça. "Kalbim, affet beni. Haklısın hata yaptım ama çok pişmanım. Allah şahidim çok pişmanım. " dedi. Berfu onu çok özlemişti. Daha fazla uzatmak istemedi ve abisine sarıldı. Uraz sıkıca sarıldı ona. Özlemişti meleğini.

 

"Hadi gel can parçam. " dedi Uraz. Berfu özlemle sıkıca tuttu abisinin, babasının, kahramanının elini. Uraz onun için çok şey demekti. Bir arkadaş, bir abi, bir baba, en çok da sığınacak bir limandı. Berfu bu bir kaç günde şunu anladı. Liman da bazen fırtınalar olabilirdi ama bu fırtınalar oranın liman olduğunu değiştirmezdi.

 

Beraber kahvaltı yaparlarken kahvaltı yaparken tum aile kadar mutluydu ki bir dizinin, bir kitabın final sahnesi gibiydi. Kim bilir belki de finaldi. Kim bilir!!

 

Bir ve hafta geçmişti o günün üzerinden. Berfu ve Uraz detaylı bir konuşma yapmışlardı. Bugün Berfu'nun yine psikolog randevusu vardı. Berfu sade bir kombin yapmış, yardımcıları Zelal teyzenin hazırladığı harika masanın önünde ailesini bekliyordu. Merdivenlerden inen Atilla ve Efe ile gözlerinden kalpler çıktığı kesindi. Atilla, Efe 'yi yere indirdi ve ikizine sarılıp bir anda onu havada döndürdü.

 

Bertu, Atilla ve Efe üçlüsünün kahkahalarının yankılandığı evde mutlu bir sabah başlamıştı.

 

Berfu ve Uraz hazırlanmış evden çıkıyorlardı. Ikisi de Efe'yi öptükten sonra iyi dileklerle ayrıldılar evden. Atilla Selim okula, diğerleri de işe gidecekti onlardan sonra.

 

Berfu ve Uraz yolda giderken ne yaşayacaklarını bilmemenin tedinginliği üstlerindeydi. İkisi de ilk seansın tanışma seansı olduğunu biliyordu. Kliniğin önüne geldiklerinde Berfu'nun derin bir nefes aldığını duydun Uraz, elini tuttu ve öptü onun. Avuc içlerinden öptü. Onu en rahatsız etmeyecek yerden. Daha sonra yanağına çıkardı elini. Yavaşça okşadı. "Ben yanındayım can parçam. " dedi ve omuzundan öptü Uraz. Omzundaki yükleri almak istercesine. "Biliyorum kahramanım. Sen olmasan ne yapardım" dedi Berfu. İkisininde yüzünde buruk bir tebessüm vardı. Ellerini hiç ayırmadan girdiler içeri. Aynı şekilde psikoloğun yanına da. Biraz ortamın ısınması için sohbet ettikten sonra Uraz çıktı. Şimdi gelelim fasulyenin faydalarına.

 

 

 

***

 

 

 

"Berfucuğum abin biraz durumdan bahsetti. Üvey ailen ile aran nasıldı biraz anlatmak ister misin? " diye sordu İzel. "Onlar acımasız insanlardı. Kendileri ve paraları dışında kimseyi sevmez, kimseye değer vermezlerdi. Ben ise onların para için bakmayı kabul ettikleri üvey kızlarıyım. Para veren kişi kötü davranmalarını istemiş. Bu sebeple de ekstra kötü davranırlardı. " dedi ve derin bir nefes aldı. Yaşadıkları gözünün önüne gelmeye başlamıştı. İzel onun zorlandığını gördü fakat onu biraz zorlamalı ve travmanın boyutunu öğrenmeliydi. Genel şeylere hakimdi zaten.

 

"Devam edebilir misin? " dedi. Başını salladı Berfu. Derin bir nefes daha alıp devam etti. "Beni kendimi bildim bileli çalıştırırlar, ev işlerinde. Yemekleri karıştırmak ile başladı. Sonra doğramak. En son ise bütün yemeği kendim yapmaya başladım. 8 yaşlarımda bir çok yemeği yapabiliyordum. Daha sonraları evin bir çok işini üstüme yıkmaya başladılar. Süpürmek, silmek, yemek. Beğenmedikleri yerler olduğunda kızar, bağırırlardı. Zamanla bu konuda fobim oluştu, bağırıldığında titremeye başlıyorum. Haberim varsa tansiyonun yükseleceğinden, o zaman kendimi biraz frenleyebiliyorum. Lakin habersizsem o zaman benim için sıkıntı olabiliyor. " dedi. Anladım anlamında başını salladı İzel. Önündeki deftere bir kaç not aldı.

 

Berfu da devam etti. İzel de durdurmadı. "Sonra bu şiddet bir sebepleri olmayana kadar devam etti. Bu durumda da sebep yaratmaya başladılar. Eve 5 dakika geç geldiğim için, yemeğin kapağı açık kaldığı için, en tepedeki dolabın üstünü silemediğim için, kıyafeti yanlış yere koyduğum için. Buna üvey abim de katılmaya başladı. Bilerek beni onlara şikayet ederdi olmayan sebeple. Bir gün okuldan dönerken çok tatlı yavru bir köpek gördüm. Azıcık sevip koşarak eve gitmeyi planladım. Üvey abim görmüş zamanında geldiğim halde babama söyledi. Köpeği gözümün önünde bıçakladı, öldürdü. " dedi. Berfu'nun gözünden bir damla yaş düştü. Hala keşke onu sevmeseydim belki yaşardı diye düşünmüyor değildi. Bu süre planladıkları süreyi aşmıştı. 1 saat diye planladıkları süre 1 saat 20 dakika olmuştu. Uraz artık meraktan dört dönüyordu kapının önünde Berfu'nun hıçkırığını duyunca kapıyı tıklattı. "Gel. " diyen İzel ile hemen kapıyı açtı. Şu an yaptığı saygısızlığı bile umursamıyordu. Hemen Berfu'nun önünde diz çöktü. "Can parçam, ne oldu? " dedi. Berfu onu görünce daha çok ağlamaya başladı. Ağlayarak boynuna sarılan Berfu ile Uraz ne yapacağını bilemedi. Hemen ona sarıldı. İzel'e baktı. İzel sonra anlamında işaret yaptı. Berfu'yu kucağına alıp koltuğa oturdu. Sırtını ve saçlarını okşuyordu.

 

 

 

***

 

 

 

Eve geldiklerinde Berfu yorgun olduğunu söyleyip odasına çekilmişti. Uraz durumu diğerlerine anlattı. Rüzgar "Acaba lunaparka mı gitsek? Belki kafası dağılır. " dedi. Herkes de bunu onaylayınca Uraz gidip Efe'yi hazırlaması için Sarp'ı görevlendirdi. Kendisi de gidip Berfu'ya durumu anlattı ve ikna etti.

 

 

 

Loading...
0%