@karla_yazar
|
Berfu ve Atilla Efe'yi uyutmak için yukarı çıkmıştı. Selim ise bir şeyler döndüğünü anlamış evde dört dönüyor, salonda volta atıyordu. Çalan kapı ile resmen koşarak kapıya gitti. Kapıyı nefes nefese açınca Uraz, Sarp, Rüzgar ve Lodos'un kaşları çatıldı. "Ne oluyor abim? " diye sordu Uraz. "Hiç bir şey." Daha da kaşları çatıldı. "Nasıl hiç bir şey? Niye nefes nefesesin o zaman?" "Sizi merak ettim. Ne dönüyor? Bana niye anlatmıyorsunuz? Hem neredeydiniz siz? Saatler oldu gelmediniz. " dedi. "Abim sakin bir dur. Taramalı gibisin. Anlatacağız. " dedi ve içeriye doğru ilerledi Uraz. Diğerleri de abilerini takip ettiler. Selim de kapıyı kapatıp peşlerinden ilerledi.
"Hadi anlatın. " diye merakla abilerini sıkıştırmaya devam etti Selim. "Çocuklar nerede?" "Efe'yi uyutuyorlar. " diye yanıtladı. "Tamam gel şuraya kısaca özet geçelim. " diyerek kardeşini yanına çağırdı Uraz. "Bir adamıma Mehmet'i takip ettiriyorum. Eve nadir uğruyor. Bugün evdeydi. Onu haber verdi adamım, tabi bizde gittik. Ağzından laf almaya çalıştık ama hafif sarhoş olmasına rağmen bir şey demedi. O sırada Rüzgar yukarı çıktı ve bir flaş buldu. Flaşın içinde bir dekont ve video var. Benim düşünceme göre Mehmet kendini böyle güvene almaya çalışmış. En azından o piç ona dokunamaz Mehmet'le birlikte kendi de yanar.
"Ne var ki video da?" "Berfu'ya.." "Ne olmuş Berfu'ya?" "Berfu'ya tecavüz ettikleri günün videosu. Dekont da Mehmet'le Latif arasında. " diyerek zorlukla bitirdi cümlesini Uraz. Sakin kalmaya çalışsa da bu çok zor ve ağırdı. Ama o dağılırsa kardeşleri de dağılırdı. Kendini tutmaya mecburdu. Zira Selim'in odasından çıkıp Sarp'ın odasına giderken antideprasan almıştı kendini kontrol edememekten korktuğu için.
Selim tepki vermemişti. "Selim? Selim oğlum bir şey de. " diye onu dürttü Sarp. "Abi. Kardeşim? Berfu? Öğrenmesin abi çok üzülür. " diyebilmişti sadece. Lodos sıkıca sarıldı kardeşine. "Halledeceğiz abim. Berfu artık yalnız değil."
Bu sırada Berfu ve Atilla Efe'yi uyutup aşağı gelmişlerdi. "Abilerim! Hoş geldiniz. " diyerek abilerine koştu Berfu. Rüzgar sarıldı Berfu'ya. "Şimdi evimizdeyiz abim. " dedi Berfu'nun saçlarından öperken. "İltifat ediyorsunuz Rüzgar beyciğim. " dedi Berfu hafif nazla. "Bebeğim benim. " diyerek daha çok sarıldı Berfu'ya Rüzgar.
Bir süre sonra Uraz artık konuşmaları gerektiğini düşünüyordu. Derin bir nefes aldı ve Berfu'yu yanına çağırdı. "Abim. Birtanem. Bizim seninle bir şey konuşmamız gerekiyor. " dedi. "Baba ne oluyor? " diye korkuyla sordu Berfu. "Sakin ol can parçam. Hiç bir şey yok. Sen ne zaman istersen o zaman bitecek bu konuşma tamam mı? Sakin ol yanındayız biz. " diyerek Berfu'yu sakinleştirmeye çalıştı Uraz.
"Bebeğim. Mehmet'e dava açacağız ya. O yüzden delil toplamaya çalışıyoruz. Hani bize bahsetmiştin ya. Mehmet'in seni bir şerefsiz ile gönderdiğini. Bu konuda bize biraz daha detay verebilir misin? İspatlamamız için bir şeyler." Uraz kelimelerini ancak bu kadar seçebilmişti. Bu konuda ne kadar seçilebilirdi ki? Berfu'nun gerildiğini hissediyordu hepsi. "Baba.. " diyebildi sadece. "Sakin ol bebeğim. Hepimiz seni çok seviyoruz ve bu ne olursa olsun değişmeyecek. Sen bu dünyadaki en temiz, masum varlıklardan birisin meleğim. "
Berfu, abisine, babasına, kahramanına güvenerek anlatmaya başladı. "O gün siyah, büyük bir arabaya bindik. Arabanın üstünde demir yerler vardı. Bagaj şeyi gibi. Bizim evden yaklaşık 15 dakika olmuştur herhalde, orman yolundaydık. O gün onu biri aradı. Telefon arabaya bağlıydı. Ayla diye kayıtlıydı. 'Bu gece işim var arama.' dedi bana bakıp." O anlar aklında canlanmaya başlamıştı. Hafifçe titriyordu Berfu. Derin bir nefes aldı ve devam etmeye çalıştı. "Sonra sokakların olduğu küçük köy gibi bir yerden geçtik. Tabeledan girince sanırım ilk aradan girip birinci mi ikinci mi aradan giriyorsun. Böyle mavi bir ev vardı. Durdu orada kaçmaya çalıştım ama kapıyı kilitledi. O evin kapısını çaldı bir anahtar aldı. Sonra ilerledik ve köyden çıktık ve orman vardı yine. Sonra biraz daha gittik bir eve geldik. Küçük bir yerdi. İki odası vardı. Biri yatak odasıydı zaten. " dedi ama artık kendini tutamıyordu. İyice titremeye başlamıştı. O adamın dokunuşlarını hissediyordu vücudunda. Geri adım attı. Elleri ile üstünü sirkelemeye başladı. Geçmiyordu. Geçmiyordu. O adamın silueti üstüne üstüne geliyordu sanki. Daha da geriye gitti.
"Berfu! Sakin ol lütfen. Yok abim bak biz bizeyiz. Bak Uraz ben. Hadi bebeğim aç gözlerini. " Uraz bir yandan ona yaklaşmaya çalıyordu. Çünkü saçlarını çekmeye başlamıştı. Berfu gözlerini açtı ama bu daha da ters tepmişti. Sanki o adam geliyordu üstüne. "AAAA! UZAK DUR UZAK DUR BENDENN!! " diye bağırmaya başladı. Yanına duran bibloları yere attı. Her yer cam kırıkları ile doluydu.
Hiç biri ne yapacağını bilmiyordu. Berfu sadece bağırıyor, saçlarını çekiştiriyor ve üzerini sirkeliyordu. "Ben yapmadım. Ben istemiyordum. Hayır hayır."
O sırada seslere uyanan Efe yavaş yavaş aşağı inmeye başladı. Annesi bağırıyordu. Bir yandan korkuyor bir yandan da annesine gitmek istiyordu.
"Berfu tamam sakin lütfen. Bak yok o. Sana zarar veremez, dokunamaz. " diye onu sakinleştirmeye çalışıyordu Uraz. Biraz daha sakinleşmez ise ambulansı arayacaklardı.
"Anne!" Berfu bir an durdu. Sesin geldiği yöne döndü. Efe'yi görünce her şey aklından uçtu. Sadece Efe vardı. Korktuğu çok belliydi. Efe'ye doğru biraz ilerledi ve cam kırıklarından uzaklaştı. Dizlerinin üstüne çöktü ardından kollarını açtı. Efe koşarak annesinin kolları arasına girdi. Berfu Efe'yi sarılıyor, öpüyordu. Çok ciddi bir krizin eşiğinden dönmüştü ve vücudu çok yorgundu. Uraz 'fırsat bu fırsat' dedi ve Berfu'ya yaklaştı. "Bebeğim. İyi misin? Hadi yukarı çıkalım dinlen biraz. Yeter bu kadar. " dedi.
Berfu Efe'nin de uyuması gerektiği için kabul etti ve beraber yukarı çıktılar. Berfu ve Efe yatağa yattı. Uraz ise yatağın kenarına oturdu. İkisi de uyuyana kadar kesinlikle başlarından ayrılmadı.
Bu sırada diğerleri de kendilerini toparlamaya çalışıyordu. Abileri gelmeden orta
lığı da biraz temizlediler.
Ne kadar toparlayabilirse o kadar toparladı kendilerini Korkmaz kardeşler. Canlarından bir parçanın hali onları çok üzüyor, adeta kahrediyordu.
|
0% |