Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@karla_yazar

Araf Yekta Bozkurt'dan (Berfu'yu parkta kurtaran çocuklardan biri)


Bugün Berfu ile buluşacağız. Hemen kalktım ve çocuklara mesaj attım.


WhatsApp konuşması


3 silahşörler


Kalktınız mı lan tembeller?


Oğuz:


Aşk olsun Arafcığım sen istersin de ben kalkmam mı tabiki kalktım annemler iş gezisinde evde ben tekim diye Selma ablaya izin vermişler dolayısıyla kahvaltı hazırlamaya üşendim ve size geliyorum 10 dakikaya görüşürüz.


Gelme lan evime el koydun resmen.


Oğuz:


Ben mi kuru iftira. Ben öyle şeyler yapar mıyım hiç?


Lan geçen gün ben alışveriş merkezindeyken sen burada değil miydin?


Oğuz:


Seni bekliyordum kanka


Öyle mi peki ben 1 haftalığına halamlara gidince odamdaki çerçevelerin içine kendi odandaki resimleri koyman. Hadi onu geçtim. Resimler mühim değil değiştirilir. Meleğin bana doğum günümde yaptırdığı üzerinde adımın yazılı olduğu duvar süsünün aynısından kendi adınla yaptırıp asman ne peki.


Oğuz:


Kim yapmış onları? Ben yapmadım Emir yapmıştır.


Emir:


Bana ne suç atıyorsun lan ben bir şey yapmadım. Ki bunlardan fazlasını da yaptın sen. Adamın odasını ve evini rahat bırak. Kendi odan yok sanki. Melek bile Araf'ı senden az görüyordur.


Oğuz:


Ama ya siz niye bugün hep benimle uğraşıyorsunuz ya.


Düzgün durmuyorsun bence yeterince iyi bir sebep bu.


Oğuz seni döveceğim lan bugün Berfu ile buluşacağız. Oyalayıp duruyor bizi geç kalacağız lan çabuk hazırlanın 1 saate parkta olun.


WhatsApp konuşması sonu


Hemen üzerimi giyindim ve odadan çıktım. Yan odadan sesler geliyor. Benim meleğim daha hazırlanmamış anlaşılan. Odanın kapısını çaldım.


- Meleğim müsait misin?


M: Gel abilerin abisi.


- Napıyorsun Meleğim?


M: Saçımı örmeye çalışıyorum. Abi sen örsene sen çok güzel örüyorsun.


- Tamam Meleğim.


Meleğin saçını örmeye başladım. Melek benim biricik kız kardeşim. 13 yaşında. Bir de abim var. O da 22 yaşında. Ama o yurt dışında. Yılda bir yada iki kere anca yanımıza geliyor.


- Bitti güzelim. Hazırsan beraber inelim aşağıya.


M: Hazırım abi.


Meleğimin elini tuttum ve merdivenlerden inmeye başladık. Annemle babam kahvaltı masasında bizi bekliyordu.


- Günaydın.


&: Günaydın.


Hızlıca kahvaltımı etmeye başladım.


X: Oğlum yavaş ye. Boğazında kalacak.


- Acelem var sultanım. Berfu ile buluşacağız.


X: Berfu kim?


- Dün tanıştık. Çocuklar da gelecek. Gezicez biraz.


X: Hmmm


Annemin bu hmm ını hiç beğenmedim. Bu yüzden hiç sorgulamadan yemeğimi yedim ve afiyet olsun dedikten sonra evden çıktım. 10 dakikamın kaldığını gördüm. Murat abiden yani şoförümüzden beni bırakmasını istedim.


Parka geldiğimizde kimse yoktu. Bir banka oturup beklemeye başladım. Kısa bir süre sonra çocuklar da geldi. 1 saat geçmesine rağmen Berfu yoktu.


O: Ekildik mi? Bizi ekiceğini hiç düşünmemiştim.


E: Sanmıyorum öyle birine benzemiyordu. Soyadı Korkmazdı değil mi. Evine gidip baksak uygun olur mu ki?


- Ben merak ettim. Çocuklar gidip bakalım en fazla ne olabilir.


&: Tamam.


Korkmazların evine doğru yürümeye başladık. Geldiğimizde güvenlikteki abiye Berfu'nun arkadaşı olduğumuzu söyledik. Evin kapısına yaklaştıkça artan sesler vardı. Sanki birisi ağlıyordu. Kapıyı çaldım. Bir hizmetli açtı. Ona da Berfu'nun arkadaşı olduğumuzu söyledik. Yemek odasının önüne geldiğimizde Berfu'nun titreyerek duvara yaslandığını ve sayıkladığını gördüm. Bir kadınında ağlayarak "kızım " dediğini diğerlerinin de ne yapacağını bilmediğini gördüm.


- Emir ambulans çağır Berfu iyi değil anlaşılan.


Dedim. Sonra odaya girdim.


- Berfu


B: Uzak durun nolur yeter.


Diyip ağlamaya çığlık atmaya başladı. Sonra masaya yaklaşmaya başladı. Tam bıçağa elini uzatacakken Berfu'nun belinden tutup masadan uzaklaştırdım. Ona dokunduğun zaman çığlık attı. Hemen soğuk kanlılığımı korumaya devam ettim.


-Oğuz hizmetli çağır.


Hizmetliler gelince.


- Masada kesici delici kısaca Berfu'nun kendine zarar verebileceği ne varsa toplayın.


O sırada korkmuş bir şekilde oturan küçük çocuğa yaklaştım.


- Merhaba küçük adam.


Çocuk bana baktı.


E: Ablama ne oluyor?


- Bilmiyorum. Sen korkma ama tamam mı ablan iyi olacak.


E: Öpeyim mi ablamı annem ben düşünce öyle yapıyor geçiyor. Ablama da yapalım.


- Olur ama şimdi değil. Ablan şuan bizden korkuyor doktor çağırdık. O gelsin sonra tamam mı?


- Niye biz ablama bir şey yapmadık ki yoksa ben üzdüm mu onu sevmeyecek mi artık beni?


- Olur mu öyle şey sevecek tabiki. Sen hiç üzer misin ablanı endişelenme sen.


Berfu'ya baktığımda hiç bir değişiklik olmadığını gördüm.


Bir süre sonra kapı çaldı ve içeri sağlıkçılar girdi. Durumu anlayan sağlıkçılar kendi aralarında konuştuktan sonra ikisi Berfu'yu tuttu. Birisi de iğneyi yaptı. Berfu kısa bir süre sonra bayıldı.


Yazar'dan


Sağlık çalışanları iğneyi vurduktan sonra onları izleyen kalabalığa döndü. Ahmet konuşmaya başladı.


X: Hanfendinin herhangi bir rahatsızlığı var mı?


M: Hastalığı yok ama fobisi var daha önce karanlıkta kaldığında bayılmıştı. Bu tarz bir şey ilk defa oluyor biz Berfu'yu tanıdığımızdan beri. Bir de bağırılması konusunda hassas olduğunu söylemişti.


Ahmet: Peki bugün ona bağırdınız mı?


Herkes düşünmeye başladı.


Selim: Evet küçük kardeşimizin kaybolduğunu sandık. Korktuğumuz için evde bağırıyorduk. Sese uyanmış Berfu. Sonra Efe'nin Berfu ile olduğunu öğrenince Rüzgar abim seninle ne işi var diye bağırmıştı. Berfu kısa bir an duraksayıp nedenini anlattı. Sonra Rüzgar abim Efe'ye bakmak için yukarı çıktı ama Berfu bizim sesimizden korkup Efe'ye zarar gelme olasılığı yüzünden kapıyı kilitlemiş. Sonra Rüzgar abim yine bağırdı kapı açılmıyor falan diye o da anahtarı uzatıp anlattı neden kilitlediğini sonra sofraya oturduk ve kahvaltı etmeye başladık. Ama Berfu yemedi anneminde dikkatini çekti bu. Berfu'nun yanına gidip kızım iyi misin dedi. Yüzüne gelen saçını arkaya atacaktı ki olanlar oldu Berfu hemen kendini geri çekip sayılamaya ve çığlık atmaya başladı.


Ahmet: Hmm konu basitmiş o zaman. Kızınızın tramvası var bu konuyla alakalı. Ona sesinizi yükseltmeyin ve bir uzmana başvurun. Yarım saate falan uyanır. Geçmiş olsun.


M: Teşekkür ederiz.


Araf Yekta'dan 


Ne yaşadın da böyle bir tramvan var acaba. Gizemlerle dolu bir kızsın. Arkadaşlarıma baktığımda grubumuzun en şen şakrak insanı Oğuz bile üzgündü. Çok çabuk benimsemiştik Berfu'yu. Ne olduğunu anlamadan Oğuz ayağa kalktı ve kapıya ilerledi. 5 dakika sonra geri döndü.


O: Kağıt var mı?


-Oğlum otur oturduğun yere ne yapıyorsun?


O: Lan daha arkadaşlığımızın ilk günü ilk günden küssün mü bize. Diyecek bir çiçek bile almadınız. Şimdi başından ayrılamam uyanınca düzgün bir buket yaptırırım.


Herkes Oğuz'un bu dediğine tebessüm etti.


Berfu Alkım'dan 


Uyandığımda etrafıma baktım. Herkes buradaydı. Niye korktun derlerse ne cevap vereceğim ben şimdi?


A: İkiz iyi misin? Canın yanıyor mu? Yaklaşabilir miyim?


Hafifçe doğruldum ve kollarımı açtım. Atilla da hemen sarıldı bana. Bir süre sarıldıktan sonra uzaklaştı.


A: Ne oldu ikiz sana doktor tramva dedi.


- İyiyim ben bir anda oldu kusura bakmayın.


Sonra gözüm Efe'ye çarptı.


- Ablam sen bana sarılmayacak mısın?


E: Hayır canın acır. Gene ağlarsın üzülürsün. Üzülme abla.


- Üzülmem canımın içi. Bir anda oldu. Çok özür dilerim seni korkuttuysam.


Efe hemen gelip bana sarıldı. Bende ona sarıldım. Ayrılınca da yanağından öptüm. Sonra şuan neden burada olduklarını anlamadığım Araf, Oğuz ve Emir' e baktım.


E: Biz buluşacaktık ya biz seni bekledik bekledik ama sen gelmeyince bizi ektiğini sandık ama bizi ekicek birine benzemiyordun. Bizde merak ettik ve geldik.


- Anladım.


O sırada acıktığım anladım.


- Anne şey bir şey istesem.


D: Tabi kızım ne istiyorsun. Bir şey mi oldu?


Annemin ard arda sorular soracağını anlayınca onu durdurup konuştum.


-Ben acıktım sizde yemek yiyemediniz benim yüzümden kahvaltı yapalım mı?


D: Doğru. Ben hazırlatayım.


Dedi ve içeri gitti. Bende yavaşça yerimden kalktım.


Selim: Niye kalktın?


- Lavaboya gideceğim.


Atilla: Bende seninle geleyim başın falan döner.


Dedi ve koluma girdi.


- Önce odama gidelim üzerimi değiştireyim.


A:Tamam.


Üzerimi değiştirip lavaboya gittim sonra Atilla'nın yanına geldim. Ben çıkacağımızı düşünürken o beni yatağa oturttu.


A: İkiz o insanlar yüzünden mi böyle oldu? Sana yaptıkları yüzünden mi?


- Atilla lütfen.


A: Ne lütfen! Onlara dünyayı dar etmek istiyorum. Onlardan uzaklaştın ama hala canını yakıyorlar. Seni o halde görünce...


Hemen sarıldım ikizime.


- Hadi kapatalım bu konuyu hem aşağıda bizi bekliyorlar.


Aşağıya indik. Herkes yerindeydi ama sanki Sarp düşünceli gibi gözüküyordu. Sonra annem geldi ve hep beraber kahvaltı etmeye başladık. Herkes bana ne olduğunu sormak istiyor ama cesaret edemiyor gibiydi.


Sarp'dan


Birileriyle konuşmam gerekiyor sanırım bu konuyu. Ama çocukların aşağıda olmaması gerekiyor. Ne yapsam?


Ya içinde benim kadar zeki bir iç sesi olan biri bunu nasıl bilmez ya. Mesaj at Selim'e göndersin çocukları sessizce bak ne kadar güzel kafiye yaptım.


Bu sefer haklısın. Hemen Selim'e mesaj attım. Bir süre sonrada aşağıya indim. Berfu'nun arkadaşları gitmişti kahvaltıdan sonra. Baktığımda çocuklarını aşağıda olmadığını ama herkesin meraklı gözlerle bana baktığını gördüm. Koltuğa oturup nasıl anlatacağımı düşünmeye başladım.


M: Ee oğlum ne oldu? Niye çocukları gönderdiniz?


- Baba bugün nasıl söylesem ben Atilla ile Berfu'nun arkasından gittim. Çünkü Atilla Berfu'nun üzerine çok düşüyor biliyorsun ama bugün ki olayı hiç sormadı. Benimde ilgimi çekti ve peşlerinden gittim.


- Atilla lütfen.


A: Ne lütfen! Onlara dünyayı dar etmek istiyorum. Onlardan uzaklaştın ama hala canını yakıyorlar. Seni o halde...


- Hadi kapatalım bu konuyu hem aşağıda bizi bekliyorlar.


-Diye bir konuşma duydum. Atilla neler olduğunu biliyor baba, Berfu'nun da pek anlatmaya gönlü yok ama önemli bir şey olduğu belli kızın halini gördünüz. Ne yapsak Atilla'ya sorsak mı?


M: Bilmiyorum ki oğlum. Şimdi Alkım'ın bize anlatması daha iyi arkasından iş çevirmek onun bize olan güvenini azaltabilir ama biz onun ailesiyiz bilmemiz de gerek.


L: Baba birazdan çağırırız. Çay kahve falan diye o zaman ikisininde ağzını arar tepkilerine bakarız. Onun dışında onların anlatmasını bekleyelim. Çünkü Berfu bize yeni yeni güveniyor yanlış bir izlenim bırakmayalım.


M: Olabilir mantıklı. Tamam çağırın çocukları.


Sonra Selim çağırmaya gitti. Çocuklar geldiklerinde daha biz sormadan.


B: Bakın ben ne olduğunu anlatmaya henüz hazır değilim merak ettiğimiz için merdivenlerde oturup dinledik. Atilla da tesadüfen öğrendi zaten biz bence bugünkü konuyu unutalım. Hem çay kahve ne ya çok yaratıcısınız. Evet bu konuyu da hallettik değil mi ne güzel ne güzel. Atilla bu sefer cidden odaya çıkalım uyuyalım. Ben yoruldum. Hem sanırım birazda hızlı konuştum.


A: Hızlı konuşmak mı ne hızlı konuşması

ikiz kendine haksızlık etme taramalıya bağladın resmen.


B: Demek öyle bende seninle uyumam. Eee şeyle uyurum. Kiminle uyurum. Efe uyuyor uyanmasın. Ee a-anne seninle uyuyalım mı?


D: Uyuyalım kızım. Hadi size iyi geceler beyler.


A: Baba ikimizde ekildik.


Herkes Atilla'nın bu söylediğine güldü. Bizde en iyisi beklemek diye düşünerek bu konuyu rafa kaldırdık. Sonra da herkes gidip yattı. Ama beni uyku tutmadı. Zor da olsa sonunda uykuya daldım.


Loading...
0%