Yeni Üyelik
24.
Bölüm

23.Bölüm: "Zorluklar"

@karsaz

 

 

"Aslında uyuyan güzeli prens uyandıramamıştı. Uyuyan güzel uykuya aşık olduğu için prensin bu yaklaşımı onu etkilememişti bile. Uyuyan güzel yüzyıllar boyunca tek aşkına sadık kalmıştı o da uykuydu."

 

 

 

Kübra.K

 

 

 

 

23.BÖLÜM: "ZORLUKLAR"

 

 

Kim olursan ol sadece merhametli ol bu seni küçültmezdi ama fazlasıyla yüceltirdi. İnsanların sorunları kendisiyle değildi, insanların asıl sorunu yaşadıkları hayattı. Yaşadıkları hayat onlara isteklerini yaşatmıyordu zaten intiharları da bu yüzden değil miydi? Deli olmak istiyordum bazen bir tımarhaneye kapatılmak ve orda kendi dünyalarını yaratan insanlar ile tanışmak. Gözlerimden akan yaşlar çenem boyunca süzülüp kendine dair izlerini yüzümde bırakırken oldukça donuktum. Vücudumu saran ılıklık ter değildi kendi kanımdı!

 

Üzerime tırmanmaya çalışan fareleri elimle itekleyip yerden kalkmaya çalıştım. Elime değen tüyleri ile midem daha çok bulanırken artık kusmak üzereydim. Bu halde fareleri itme çabam o kadar acınasıydı ki farelere binlerce kez lanet ederek çığlık attım. Kana susayan bu lanet olası hayvanlar beni canlı canlı yiyecek gibiydi. Şuan salonda ki peynirin kokusunu ile oyalanıyorlardı. Tekrardan ayağı kalkmaya çalıştım bu farelere canlı yemek olarak kendimi sunmayacaktım!

 

Omzuma saplanan kurşun ile sol kolumu oynatamıyordum kurşunun acısını en derinlerde hissediyordum. Bu yüzden hareketlerim kısıtlanmış bir şekilde derin nefesler alıp kendimi telkin ediyor boş çabalar ile kendimi dolduruşa bir nevi gaza getiriyordum. Kanayan omzuma tırmanan fare ile çığlık atıp birden ayağa kalktım korkudan nasıl yaptım bilmiyorum ama farenin üzerine sert bir tekme atarak duvara çarpıp sersemleşmesine vesile oldum. Savaşmak mı istiyorlardı o zaman bende onları geri çevirmezdim.

 

Hatırladığım kesik anılar ile Esme ve Mersa'nın kaldığı odaya doğru sarsak adımlarla yürümeye başladım. Attığım sessiz adımlar ile daha çok farelerin dikkatini çekmek istemiyordum bu yüzden sakin bir şekilde telaş yapmadan ilerliyordum. Salondan gelen sesler adımlarım dururken olduğum yerde bir müddet bekledim.

 

"Hepsi burda mı?" Keskin sesi ile soru soran tanıdık ses ile gözlerim sonuna kadar açıldı. Biliyordum bu lanet olası yer tüm dengemi altüst etmişti!

 

"Evet kaan bey hepsi burada sanırım örümcek ağına takılı kaldılar. Melis'in kaldığı oda'da hepsi ve sanırım birazdan salonda olacaklar." Diyerek kısık bir kahkaha attı lanet kadın.

Yavaş ve sessiz adımlarla bir kaç adım atarak onları görüş alanıma alarak onları izlemeye başladım. "Afferin laxsi zaten bu işi senden başkası yapamazdı." Diyerek o çirkin suratı ile katıla katıla güldü Kaan Salup elini göbeğine koyarak karnını ovuşturmuştu bu hareketi kesinlikle iğrençti.

 

"İstediklerinizi yaptım efendim şimdi sıra sizin verdiğiniz sözde beni buradan sag salim çıkaracağınızı söylediniz." Diyerek Kaan Salup'a baktı. Duydukları hoşuna gitmeyen çirkin surat kısa bir süre duraklama yaşadı sonra Laxsi'ye baktı Onu oyalıyor gibi bir hali vardı.

 

"Daha işimiz bitmedi, onlar tam olarak elime geçmeden seni bırakmayacağım." Diyerek elini Laxsi'nin saçına götürerek birden çekti bu hareketi bir adım geti gitmeme neden olsada onlar hala görüş açımdan çıkmamıştı. Kaan Salup'un elinde ki peruk ile ben olduğum yerde şok olurken Laxsi'nin dedikleri ile ikinci bir şok dalgası ile bedenime kal geldi. Bunu tahmin etmiştim fakat bu kadar fazlasını takip etmemiştim. Laxsi'nin plastikten oluşan derisi bir oyuncak bebeğin kafası gibiydi.

 

"İzniniz olursa efendim artık bu kostümü de çıkartmak istiyorum." Laxsi konuşurken ben hala onları izliyordum. Kaan Salup'tan olumlu bir yanıt bekledi sadık bir köle ne kadar da ucuzca! İstediği yanıt gelince sağ elini sol kolunda ki deride gezdirdi tırnaklarını etine geçirerek ikiye ayırdı. Kaldırdığı plastik deri ile dudaklarım aralandı bu kadarı pes dedirtmişti bizim buraya geleceğimizi biliyorlar mıydı? Yoksa Laxsi buraya gelecek olan başkaları için mi bu kadar hazırlanmıştı. O plastik kostümün altından çıkan kız ile çok iyi bir oyuna musallat olduğumuzu fark ettim. Hemen bir kaç adım geriye doğru atarak ordan uzaklaşmaya başladım, omzumdan akan kan parmak uçlarıma kadar inerek yere damlıyor bu da beni bulmaları için ince bir yol çiziyordu. Aklıma gelen fikirle hızla Altemur ve yağız'ın kaldığı odaya gittim kanın daha fazla akması için yaraya tırnaklarımı geçirerek biraz daha kanamasını sağladım. Odanın içinde biraz daha dolanarak nerden kaçtığımı düşünebilirler diye bir çıkış aramaya koyuldum ama odada hiç bir çıkış yolu yoktu! Oda'da bulunan küçük çanta ile hemen dolabı açarak içine elime gelen kıyafetleri rastgele koydum dolabın köşesinde bulunan ilk yardım çantasını elime alarak derin bir nefes aldım ve elimde tuttuğum t-shirt'ü koluma sararak yere kan damlamaması için sıkı bir şekilde sardım. Tam oda'dan çıkıyordum ki yatağın üstünde gördüğüm küçük kağıt parçası ile olduğum yerde kısa bir duraksama yaşadım bir fotoğraf gibiydi. Hiç düşünmeden resmi hemen arka cebime sıkıştırarak odadan sessiz adımlarla çıktım evin içinde dolaşanbir hayalet olmalıydım.

 

Oyalanmadan Mersa ve Esme'nin kaldığı odaya yürümeye başladım Kaan Salup hala Laxsi ile salonda hararetli bir şekilde konuşuyorlardı. Mersa ve o şeytan Esme'nin odasında bulunan önceden Alkan'ın hazırlattığı çantayı alarak oda'dan çıktım buraya geldiğim de fark ettiğim bir diğer ayrıntılardan biri de her oda'da bulunan küçük çantalardı bu çantalarını içi ise baya bir genişti dışından ise normal küçük bir çanta olarak görünüyordu bunu Alkan'a söylerken onun beni dinlemediğinden emindim ama ertesi günü tüm çantalar gerekli malzemeler ile doldurulmuştu. Doğruyu söylemek gerekirse dünün meyvesini bugün yiyecek gibiydim, ayvayı yiyeceksin diyen iç sesimi kovarak odayı son kez kontrol etim. Oda'dan çıkarak salona doğru ilerlemeye başladım sanırım artık gitme vakti gelmişti. Tam koridordan dönecektim ki gelen ses ile bir iki adım geriye atarak nefesimi tuttum sanırım buraya geliyorlardı.

 

"Efendim oraya hiç gitmeyin size söylediğim gibi Melis'in odasına gitti hepsi." Konuşan Laxsi ile ilk defa kısa bir sevinç yaşadım.

 

"Senin istediğin olsun bu kez, o zaman durma Laxsi beni takip et." Kaan Salup sert bir şekilde adımlarını atarken yankılanan ses kulağımda çınlıyordu. Benim kaldığım odaya doğru ilerlemeye başladı onların bu tarafa gelmeyecek olmaları benim için avantaja dönüşürken bu konuda oldukça mutluydum.

 

"Efendim korumalarınız nerede acaba? Sizin burada tek olmanız doğru mu? Malum mahkumların nefreti sadece size yönelik." Soruyu yönelten Laxsi ile düşen jetonum hızlı olmam için beni telkin etmeye başladı lanet olsun az önceden beri aptal beynim nasıl kaçabileceğimin planlarını yaparken Kaan Salup'un neden burada tek olduğunu sorgulamamıştı. Eğer ki Kaan Salup burada tek ise hemen çıkıştan çıkabilir tekrardan tünele gidebilirdim oradan ise binanın herhangi bir odasında iyileşene kadar kendime bakar yaralarımı sarardım.

 

"Hiç merak etme benim uslu robotum birazdan burda olacaklar." Diyerek gür bir kahkaha attı dengesiz. Onlarin bu rahat tavrına gülmeyi sonraya erteleyip aceleci bir şekilde salona girerek mutfağın olduğu tarafa doğru ilerledim.

 

"Bu lanet fareler de nerden çıktı." Bağıran Kaan Salup ile olduğum yerde sıçradım. Manyak adam salonda ki koltuğun arkası o farelerin cirit attığı yer olmuştu resmen, tabi sen Laxsi ile bizim dedikodumuzu yaptığın için fark etmedin. Hemen mutfağa girip dolaptan bir kaç şeyi bakmadan elbiseleri koyduğum çantaya sıkıştırarak alabildiği miktarda içini doldurdum. Başıma neler geleceğini bilmiyordum ve açlıktan da ölmek istemiyordum yukarıda ki yemekhaneye gitme olasılığım sıfırdı. Çantanın fermuarını kapatırken oldukça stresliydim. Mutfaktan çıkarken hiç beklemeden hemen çıkışa doğru ilerledim. Kapağı açık olan kapı ile hemen merdivenleri ikişer ikuşer çıkarak üst kata sonunda çıkmıştım. Kolumdaki acı ve bel boşluğumda açılan yara ile artık ölecek gibi hissediyordum. Tünelden gelen sesler ile hemen kartonların arkasına saklandım bunlarda bir bitmedi!

 

"Hadi hemen aşağı inelim Kenan o moruk kızmadan orda olmamız gerek." Duyduğum sesler sayesinde olduğum yerde biraz daha eğilerek kendimi belli edecek her türlü erkenden uzak durdum.

 

"Hadi kardeşim çabuk inin." İp merdivenden aşağı inen beş kişi ile olduğum yere daha çok sindim. Hepsi kapaktan aşağıya doğru inerken sonda ki adam merdivenleri aşıp arkadaşlarını takip etti. Sonunda hepsi görüş alanımdan çıkarken derin fakat acı dolu bir nefes aldım. Bende olduğum yerden çıkarak sessizce kapağı kapatıp üstüne ağır karton kutuları zorlukla taşıdım t-shirt'ün hepsi kan olduğu için kolumu ne kadar zorladığımı fark ettim. İp merdivenleri hızlı bir şekilde tırmanırken ayağımın birbirine takılma sonucu ile yere sert bir sekilde düştüm, bu bel boşluğumda olan yarayın acısını ikiye katlarken dişlerimi birbirine bastırarak ayağı kalktım. Kolumda ki sızı artık azımsanmayacak kadar beni zorluyordu. Çarptığım kutu yan bir şekilde zemine düşerken Kutudan dökülen işkence aletleri ile yerimden doğruldum. Aşağıdan gelen sesler ile hemen Mersa ve Esmenin odasından aldığım çantaya çoğu öldürücü aletleri doldurmaya başladım. Kutudakilerinin tamamını çantaya doldurduktan sonra gelen ses ile ipe tırmanmaya başladım. Tünele çıkınca elimdeki çantayı da diğer çantanın üstüne geçirip kolarıma taktıktan sonra koşmaya başladım.

Omzumda ki sızı aktif bir şekilde kendini belli ederken, Belimde ki yara nefes almamı zorlaştırıp belimin iki büklüm olmasına sebebiyet veriyordu.

Nereye gideceğimi bilmeden zifiri karanlık tünelde öylece koşuyordum.

Bir yere takılıp düşmek bile umrumda değildi şuan tek istediğim Kaan Salup'un eline düşmemekti.

 

Uzun bir süre ara vermeden nefesiz kalacak bir şekilde koşarak ilerledim eninde sonunda yorgunluğun ve halsizliğin üstüne eklenen omzumda ki kurşun ve bel boşluğumda ki kesik yara beni katlanılmaz bir acıya sürüklemeyi başarmıştı. Durduğum yerde derin bir nefes alarak yere çöktüm belimi tozlu olan tünelin duvarına yasladım. Duvardan dökülen bir kaç taş parçası bol olan T-shirt'üme girdi bu beni ne kadar huylandırsa da elimi kaldıracak mecalim bile kalmamıştı. Üstelik aldığım yaralar karşısında bunu hiç sorun etmedim. Uykum geliyordu ama burada uyumak beni tedirgin ediyordu, gözlerim kapanmak için an kolluyordu derin bir nefes almaya çalıştım ama başaramadım. Nefesim gittikçe daralıyor bu koca tünelde ki havayı bile soluyamıyordum. Koskoca tünel sanki tüm havayı içine çekmişti. Gözlerimin kararması ile olduğum yere sonu olmayacak bir uykuya dalmak istediğimi fark ettim ve uykunun benden almak için çabaladığı o iştah açıcı kollarına kendimi bırakarak onu doyurmasına izin verdim.

 

"Aslında uyuyan güzeli prens uyandıramamıştı. Uyuyan güzel uykuya aşık olduğu için prensin bu yaklaşımı onu etkilememişti bile. Uyuyan güzel yüzyıllar boyunca tek aşkına sadık kalmıştı o da uykuydu."

 

Uyu bebeğim uyu bir gün seni kollarıma alacak seni güzel bir şekilde uyutacağım, yeter ki sen uyu bebeğim.

 

" karanlık bir oda'da tek başımaydım. Kimse yoktu oda'da ama kulağıma gelen sesler birilerinin burda olması gerektiğini söylüyordu, zihnim sadece bunun bir oyun olduğunu fısıldıyordu bana. "Onu bulmamız gerek." Diyordu biri. İçlerinden biri " Kimi?" Diye sordu ama bu sorusu yanıtsız kaldı. Kimdi bu bulmaları gereken kişi, bağırmak istedim ama sesim çıkmadı oda'da bir ileri bir geri giderek kapıyı aramaya çalıştım. Bu lanet olası oda'da bir kapı yoktu ki. Sesler gittikçe yükselmeye başladı. "Onu bulmazsak öleceğiz o bizim tek çıkış yolumuz!" Gelen kız sesi ile duraksadım kimden bahsediyorlardı buradan çıkmak için birine mi ihtiyaç duyuyorlardı? Aklımı çelen sorular beni düşünmeye zorlarken lanet olsun ki bunu bile yapamayacak bir haldeydim.

Ben düşünmeye çalışırken uzaklardan gelen bir ses duydum. Daha çok duymamam için fısıltıyla konuşuyor gibiydi bu ses. "Onu bulmamız gerek o son lordun..."

 

Birden sıçrayarak uyandım gördüğüm kabus ile derin bir nefes alarak deli gibi titreyen bedenime kollarımı sararak kendimi koruma iç güdüsü ile bir ileti bir geri sallanmaya başladım. Kolumda ki yarya nasıl bir tedavi uygulayacağımı tam olarak bmiyordum ne tür malzemeleri yanımda taşıdığımı bile bilmemek beni sinir ediyordu.

Olduğum yerden yavaş bir şekilde kalkarak yürümeye başladım. Işığın olduğu bir yere gitmem gerekiyordu.

Tünelde adımlarımı doğru düzgün atabilmek için bir kaç dakika kendime taviz verip kaldığım yerden devam etmeye başladım. Kırk beş dakika boyunca sadece üçer kez iki dakikalık dinlenme ile sonunda diz çökerek çantalar yere bırakmıştım.

 

Çantaları karıştırırken bulduğum sargı bezini sol tarafıma bırakarak elime değen sert şeyi tahmin ettiğim için elime alarak düğmeye bastım. Karanlık tünele yayılan zayıf sarı ışık ile üstümü çıkartarak içlik ile kaldım. Sargı bezini belime sıkı bir şekilde sarıp makasla yeteri kadar sardığımı düşünerek kestim. Şuan hangi merhemi kullanacağımı bilmediğim için onlara dokunmadım. Kalan sargı bezini omzuma sardıktan sonra çantada elime geçen ilk kıyafeti süzerken gözlerimi kıstım düz siyah boğazlı badiyi yavaş hareketlerle giyerek boğazımı temizledim. Acının vermiş olduğu etkiden dolayı konuşamayacak kadar halsizdim ama şimdi azda olsa kendimi iyi hissediyordum uykunun bedenime sunduğu bu küçük ödül en azından biraz daha ayakta kalmama neden olacaktı.

 

Kollarıma, avuç içlerime ve bacaklarıma yol çizen kanım nefesimi keserken buradan çıktığım ilk vakit kendimi temizlemek için vakit ayırıp bu lanet histen kurtulacaktım. Kendi kanımda boğuluyor gibi hissetmem doğal mıydı? Çantaları sağlam koluma takarak açık olan saçlarımı geriye doğru attım. Tünelin içinde yankılanan ayak sesleri ile bir an olduğum yerde sıçrarken hareket etmeyi keserek el fenerini kapattım. El fenerini çantaya koyarken neler olacağını bilemiyordum. Eğer gelen kaan salup ve adamları olsaydı büyük ihtimal ile ses çıkarmamaya özen gösterirlerdi.

 

Peki bu gelenler kimdi?

 

Acaba gelenler kim😈🙃

 

Bölüm hakkında ki düşüncelerinizi aşırı derecede merak ediyorum...😉

 

Sormak istediğiniz sorular olursa çekinmeden sorun. Elimden geldiğince cevaplamaya çalışacağım. 🤗

 

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum:) özellikle satır arası yorumlarınızı❤

 

Yeni bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın sizi seviyorum ❄ tanelerim.

 

👉 KARSAZ burdan hesabımı takibe alabilir yapacağım çoğu duyurudan haberdar olabilirsiniz.

 

Instagram: @yourkarsaz hesabından yazabilirsiniz. Alıntıları Instagram hesabından paylaşıyorum sorularınız varsa sorabilir benimle iletişime geçebilirsiniz.

 

Bu arada Instagramda: @yourkarsaz hesabını takip etmeyi unutmayın seviliyorsunuz.❤️

 

 

 

Loading...
0%