Yeni Üyelik
8.
Bölüm

7.Bölüm: "Kardeşi̇m"

@karsaz

 

 

"Karşılıksız iyilik."

 

 

 

 

7.BÖLÜM: "KARDEŞİM"

 

 

 

 

Kalbim göğsümü parçalarcasına hızlı hızlı atarken. Gözlerim hala bana doğru yaklaşan yabancıdan bir türlü ayrılmıyordu. Sonunda uzandığım yatağın belli bir kısmına oturunca bu sefer daralan nefeslerim sayesinde gerçek anlamda nefes alamaz olmuştum. Gözleri gözlerime değdi. Bir süre beni dikkatli bir şekilde inceledi. Neden bu kadar dikkatli inceliyordu ki? Ne söyleyeceğini merakla beklerken tahminlerimin arasında olmayan sorusu ile uzandığım yerden dik bir konuma geçtim.

 

"Kimsin?" Soğuk bir sesle konuşması beni ürpertirken kısık gözlerim yavaş yavaş irileşmeye başladı. Onun gözlerine bakmamak için başımı az önceden beri tartışan gruba çevirdim. Şuan içerisinde yaptığım en büyük hata da bu oldu! Bakışlarımı o yöne çevirmem ile hepsinin bakışlarının üzerimde olduğunu gördüm. Allah aşkına az önce ne güzel tartışıyordunuz siz! Tartışmanıza geri dönsenize. Hem ayı mı oynuyor. O kadar dikkatli bir şekilde incelemeye ne gerek var! Bu bakışlar altında daha fazla ezilmek ve incelenmek istemedim. Tekrardan yabancıya döndüm şuan utanmayı bir kenara bıraksam iyi olacaktı.

 

"Ben Melis." Dedim kısık bir sesle. Oda da bulunan gözlerin sorgu dolu bakışları altındayken rahatsız hissediyordum. Her cümlemi iki kez düşünüp dışa vuruyordum ve gerçek anlamda bu iğrenç bir durumdu. Aceleci davranırsam her şey biterdi. Kendimi ele verecek hiçbir şeyi ötmemeliydim. Fakat şuan maruz kaldığım bakışlardan dolayı tedirginlik duygusunu iliklerime kadar hissediyordum. Benim yerimde kim olsa benimle aynı utancı hissederdi.

 

Yabancı bana çatık kaşları ile bakarken gözlerim etrafı taradı. Ayakta diklen kişi ile tek kaşımı kaldırdım. İçimde ki nedensiz öfke gün yüzüne çıkarken göz devirdim. Bu kız her dakika sinirlerimin tepetaklak olmasına neden oluyordu. Yabancıya geçidin kapağını açan kızdı bu orada bana öfke ile bakan gözleri bugün yine aynı öfke ile bana bakıyordu. Bu kızdan hiç olmayacak derecede kötü enerji almaya başlamıştım bile! Hala bana bakıp öfkesini hiç çekinmeden gösteriyordu.

 

Karanlık olan odayı aydınlatan tek şey Yabancıyı kurtardığım mahzende ki meşalelerin aynısının burada olmasıydı. Ne garip modern bir çağda hala eskileri anımsatıyordu. Nedense bir yorganın altına girip saatler boyu uyumak istedim. Bulunduğum konumda masallar dinleyip uyumak istedim. Meşalelerin kattığı bu renkli atmosfer beni uykunun kollarına fazlasıyla çekiyordu. Gözlerim hafif kayarken ne zamandan beri uyuduğumu tahmin etmeye çalışıyordum.

 

Bulunduğum odanın bana hissettirdiği kötü enerji ile kaşlarım çatıldı. Nedense burada içime sinmeyen bir şeyler vardı ama ne olduğunu kestiremiyordum. Beni etkileyen herkesin bakışları mı olmuştu! Hayır kesinlikle kimsenin bakışları beni rahatsız etmemişti. Lanet olsun kendimi ne diye kandırıyorum ki? Bariz bir şekilde rahatsız olmuştum.

 

İçime sinmeyen tek şey bu yerin bana neden tanıdık geliyor olmasıydı.

 

Bu oda ile aklıma gelen bir kaç görüntü ile saçmaladığımı düşündüm. Fakat daha önce görmediğim bir odayı nerden anımsaya bilirdim. İyice kafayı sıyırmaya başlamıştım sanırım. Eğer ki biraz daha düşünecek olursam kendi düşüncelerim intihar ipim olacaktı. Bir an başıma giren ağrı ile elimi başıma koyup hafif ovuşturmaya başladım. Bu öyle normal bir baş ağrısı değildi hasta olmam ile alakası bile yoktu. Bu baş ağrısı daha çok bana bir şeyler hatırlattığı için ortaya çıkan bir sızıydı. Gözümün önüne gelen bir kaç görüntü sayesinde gözlerim fal taşı gibi açıldı.

 

Gözlerim anında odanın sağ tarafında bulunan kırık aynaya kayınca içimde ki heyecan ve tedirginliğe engel olamadım.

 

Gözlerim oda'da daha fazla dikkat çekmemek için gezinirken yabancı çenemden tutup göz göze gelmemizi sağladı. Lütfen bu tarz ani hareketler yapmayın beyefendi kalbime inecek sonra. Bu genç yaşta ölmek istemem doğrusu. Hatta kısa bir süre yaşamayı düşünüyorum ziyadesiyle.

 

"Sana neden burada olduğunu sordum?" Dedi dişlerinin arasından tıslayarak. Bu adam neden bu kadar korkutucu olmak zorundaydı yahu!

 

Bir an ne söyleyeceğimi unuttum gerçekleri söylemek istedim ona. Belki beni anlar da bana yardım eder diye ama yapamazdım. Beni engelleyen bir çok şey vardı, daha yeni başlamıştık bu oyuna fakat son bulması çok geç olmayacaktı.

 

Gözlerimi kapattım bir süre sonra derin bir nefes alarak açtım ve onun benimle göz göze gelmesine izin verdim. Duygudan yoksun gözlerim her an kırgın bir şekilde dolmaya müsaitti fakat onların karşısında ağlamamak için kendimi zorladım. Şimdi sırası değildi.

 

Bana bakan Yabancıya sert bir şekilde baktım ani duygu değişimi ile. Duygusuz sesi ve sert hitap şekliyle benden nefret eder gibi konuşması o kadar sinirimi bozmuştu ki dediklerimin onun umurunda olmayacağını bilerek konuşmaya başladım.

 

"Cinayet işledim ve bunu önlemek için beni buraya getirdiler. Ama bunun beni durdura bileceğini sanmıyorum. Bir insan zevk aldığı durumlardan mahrum kalmamalı değil mi?" Oda da ki herkes söylediklerimin üzerine bir süre şok içinde yerlerinde dondular. Kulağıma dolan hayret nidaları ile hepsinin inanmış olduğu yalanım ile kahkaha attım. Bu durum tamamen isteğim dışında gerçekleşmişti. O ise gözlerinden geçen bir anlık şaşkınlık ile bana baktı sanki bunu beklemiyor gibiydi.

 

Az ileride bana öfke ile bakan kız bir adım öne çıkarak konuşmaya başladı.

 

"Ben söylemiştim! Onu buraya almayalım diye. Bu kızda bir şeyler var anlamıyor musunuz! Bu kız her an bizi yakalatmaya meyilli biri. Birazdan hepsi burada olur kameralardan yerimizi tespit etmeleri an meselesi koridordaki kamera yüzünden resmen buraya hapsedildik ve " Az ilerideki buz dolabını göstererek konuşmaya başladı.

 

"Oradaki yiyeceklerin zehirli olup olmadığını bile bilmiyoruz. Bu kız bizim için bir tür tuzak neden anlamıyorsunuz." O kadar yüksek sesle bağırıyordu ki bir an kulaklarımın zarı patladı sandım.

 

Acıkan karnım ile onları umursamayıp üzerine oturmuş olduğum yataktan kalkarak yavaş adımlarla dolaba doğru yürümeye başladım. Dolabı açarak içindeki yiyeceklere baktım. Benim koyduğum kaplardaydı hiç bir şekilde dokunulmamıştı. Dolabın köşesine sıkıştırılmış olan sarmayı görünce hemen kabı elime alıp dolabı kapattım. Dolaba yaslanarak herkesin üzerinde kısa bir göz gezdirdim. Rahat tavrım hepsini şaşırtmıştı. Biri hariç! Yabancı sanki bu hareketlerimi doğal karşılıyordu!

 

Kabın kapağını açıp içindeki sarmayı yemeye başladım. O kadar lezzetliydi ki gözlerimi kapatmamak için resmen içimden savaş veriyordum. Oda da ki herkes bana şaşkınlık içinde bakarken ben hiçbirini takmayarak sarmamı yiyordum. Utanç duygum kendini odaya kilitleyip kaçmıştı. Şom ağzıyla konuşmaya başlayan kız artık sinirlerimi bozmaya başlamıştı.

 

"Bakın şu yüzsüze tanımadığı insanların yanında kendine ait olmayan yemekleri yiyor ve ben az önce onların zehirli olma ihtimallerini söylememe rağmen beni umursamadı!"

 

Elimdeki sarma kabından son bir sarma alıp az ötede oturmuş Elis'in yanına gittim. Elimdeki sarmadan ona uzattım gözlerime tereddüt ile bakınca ona hafif bir tebessüm ile almasını işaret ettim, elimdeki kaptan bir sarma alıp tam yiyeceği zaman elindeki sarmanın yere düşmesi saniyeler içerisinde gerçekleşti.

 

Yabancı nefret dolu gözler ile bana bakınca bir an şaşkına uğradım. Kalbimde anlam veremediğim bir yer parçalandı sanki bu nefret de neydi böyle? Peki ben onun bana bu şekilde bakmasını niye bu kadar önemsiyordum!

 

"Zehirli olup olmadığını bilmiyoruz anladın mı?" Dedi kolumu sıkarken "Sakın ona emin olmadığın şeyleri verme yoksa seni öldürürüm." Kızgın çıkan sert sesiyle o kadar ürkütücü görünüyordu ki şuan gözüme. İstemsizce bir adım geriledim ama onun tutmuş olduğu kolum sayesinde bunu yapmakta zorluk çektim. Hala tutmuş olduğu kolumu sert bir şekilde kendime çekerek ona nefretle baktım. Bana söylediklerini artık kaldıracağımı sanmıyordum. Yabancı'dan az da olsa çekindiğim için gözlerimi şom ağzıyla yani tüm kinini kusan kıza çevirdim ve pişman olmayacağım bir şekilde konuşmaya başladım.

 

"Ne diyordun sen ben burayı tespit etmeleri için çok meyilli biriyim değil mi? Ah çok doğru bir yere ayak bastın. Eeee bundan sonrasında bana konuşmak düşer eğer sizi yakalatmak isteseydim. Güvenlik kamerasından buraya ait!'' Bana bakan şahsiyetlerin hepsinde gözlerimi gezdirerek alaycı bir bakış attım.

 

''Sizlere ait olan tüm kayıtları silmezdim. Burayı bundan sonra daha rahat kulanın diye burayı kayda alan kamerayı bloke etmeyip sizi ele verebilirdim. Ah doğru diyorsun gecenin bir vakti kim koridorun ortasında kaplara doldurulmuş bir dolu yemeklerin olduğu bohça bulur ki! Ama yine de kim olduğunu düşünmeden size yardımcı olan benim gibi aptal biri! Bir hafta boyunca aç bırakılacaksınız aptal! Ne diyordun? Sen yemekleri yediğim için utanmalı mıyım? Tanımadığım kişilerin bulunduğu onlara ait olduğunu düşündüğüm yiyecekler için! Bu yemekleri buraya getirirken bunlardan yiyebileceğimi düşünüyordum oysa ki. Bu arada bundan sonra o yemekleri senin yemeni istemiyorum." Diyerek hafif içten olmayan bir kahkaha attım.

 

Beni takmayacaktı biliyorum. Buradan gittiğim an kendine bu lafları yediremeyecekti fakat sonra açlığına yenik düşüp yemekleri yiyecek ve karnını tok tutacaktı. Ne yazık ki buna ben sebep olmuş oluyordum. Bilseydim böyle bir mahlukat bu gizli yerde barınıyor o yemekleri başkalarına vermeyi tercih ederdim.

 

Düşüncelerimin içinde boğulmak istemediğim için konuşmaya devam ettim. Yabancıyı göstererek. "Ben seni hiç tanımama rağmen sana yardım ettim. Seni hiç tanımadan bana ne yapacağını bilmeden sana yardım ettim!" Nefessiz kaldığım için derin bir nefes alıp Mavi gözlerini oymak istediğim kıza aşağılayıcı bir bakış attım. Elimde ki kabı odanın köşesinde bulunan sehpaya bırakmak için o yöne doğru ilerledim. Tuhaf bir şekilde hepsi susmuş beni dinliyordu. Yanları çiziklerle dolu olan masayı inceledim neden bu içimde ki tanıdıklık hissi beni geçmişe götürüyordu neden! Kabı masanın üzerine bırakıp tam arkamı dönüyordum ki masanın üzerinde sert bir cisimle kazılmış olan yazı gözlerimin dolmasını sağladı. O ayna bu yazı neler oluyordu lanet olası böyle. Gerçek anlamda sinirim bozulmaya başlamıştı ve ben şimdiden pes etmeye başlamıştım!

 

Eğik bir şekilde yazılan ''Gecenin aydınlatması gereken yıldızlar var.'' Cümlesi ile odada bulunan herkese şüpheli bir şekilde baktım. Burada dönene dolaplar tahmin ettiğimden daha büyüktü.

 

''Bu kız ne yapıyor tanrı aşkına.'' Sinirlerimi bozan yazı ve ayna sayesinde karşımda ki bedenin üzerine yürüdüm. Tam boğazına yapışacaktım ki araya giren Yabancı ile bir süre durdum. Fakat bu sinirimi yatıştırmadı. Yabancıyı sert bir şekilde göğsünden ittim fakat milim kıpırdamamıştı ne demişler. ''Bükemediğin bileği öpeceksin.'' Bu yüzden bir adım geriye atmak zorunda kaldım. Yabancının arkasından bana sinsi bir ifade ile bakan kız bir anlık onu gerçek anlamda öldürme isteğimi gün yüzüne çıkardı.

 

''Ne haliniz varsa görün.'' Elise bakarak çıkışa doğru ilerledim. Ellerinde kelepçe ile bana üzgün bir şekilde bakan Elis onu da yanımda götürme isteğimi arttırıyordu.

 

''O seninle gelemez hayatım onun arkadaşları biziz ve onun bizden başka kimsenin yanında olmama gibi bir huyu var ah sen ne anlarsın hayata tutunmaktan.'' Ama ben senin o Mavi gözlerini oyarım.

 

Elis kıza sert bir bakış atarak yüzünü Yabancıya doğru çevirdi ve ona şefkati barındıran bir bakış atarak gözlerini yumdu. ''Hem sen kimsin ki Elis seninle gelsin!'' Sert bir şekilde konuşması sinirlerimi gererken Elisin duyacağı utancı düşünmeyerek patavatsızca konuştum.

 

İşaret parmağımla Elisi göstererek.

" Tam taciz edileceği an kurtardım onu kel bir adamdan. Doğru diyorsunuz Aslında size yardımcı olmak ile yanlış yapmışım. Onu orda bıraksam belki daha iyi olacaktı ha ne dersin? Belki de gözcülerden sadece kendimi düşünerek kurtulmalıydım. Ne diye kendime onu yük yaptım ki!" Sert sözlerine sert bir dille karşılık verdim. Beni kendi arkadaşlarının arasında ezmeye çalışıyorsa yanılıyordu.

 

''Olurda seni gözümün önünde öldürdüklerini görsem yardım etmek için kılımı kıpırdatmayacağım.'' Sözlerim üzerine yutkunan kız ile derin bir nefes aldım. Kaybedecek hiç bir şeyim yoktu.

 

''Bu arada siz onun tek arkadaşıydınız değil mi peki o.'' Yutkunarak devam ettim. '' Orada tacize uğramamak için çırpınıp göz yaşlarına boğulurken siz yakın arkadaşları tam olarak neredeydiniz?'' Sözlerim ortamda çığ etkisi yaratırken konuşmamı sürdürdüm.

 

''Şimdi sen söyle sen onun arkadaşısın benden yakınısın ya hani o kinli imaların ile bana vurgu yapıyorsun ya hani! Söylesene benden önce senin orada olman gerekmiyor muydu?'' Yüzü söylediklerim ile kızarırken kafamı olumsuz anlamda salladım.

 

Söylediklerim için pişmanlık duymamıştım fakat Elisi bu ortamda utandırdığım gerçeği vicdan azabı çekmeme neden oldu. Yabancının gözleri hızla Elise döndü. Onlar arasında ufak bir bakışma geçerken bende cebimdeki anahtarı çıkararak Elise doğru ilerledim. Anahtardan çıkan ses yüzünden hepsinin odağı yeniden ben olurken ben anahtarı almış Elisin kelepçesini açmaya başlamıştım.

 

''B-bunu nerden buldun sen?'' Elisin sorusu ile omuzlarımı silkip ''Gözcüleri nasıl oyaladım sanıyorsun? Ve buldum bir yerlerden işte boş ver sen bunları.'' Diyerek yanından ayrıldım.

 

Az ilerimde ki esmer kızın yanına gittim. Yanında durmam ile ürkek bakışlarını bana çevirdi. Ellerini tutup kelepçesine baktım eline takılı olan kırmızı kelepçe yer yer bileğinde yara izi bırakmıştı. Kırmızı renkte ki anahtarı alıp kızın kelepçesinin yuvasına yerleştirdim. Anahtarı hafif bir açı ile bükerken kelepçe birden açıldı. Kızın gözleri fal taşı gibi açılırken ben sadece verdiği tepkiyi izledim bir süre .

 

"Sen bunu nerden buldun?" Yabancı kolumdan tutup beni kenara çekince istemsizce irkildim. Az önce ki davranışından dolayı tek kaşımı kaldırıp ona alaycı bir bakış atarak.

 

" Üzümü ye bağını sorma. " Diyerek sert tavrımı sergiledim.

 

Gözleri daha da kararırken ''Sakın bir daha bana alaycı tavırlar sergileme yoksa bu senin sonun olur!'' Korkutucu sesiyle kafamı aşağı yukarı olumlu anlamda sallarken kelepçesini bana doğru uzattı. Ne yapmam gerektiğini hemen anlayıp hızla kelepçesini açtım. Sonra anahtarlığın içindeki kırmızı anahtarı ayırıp ona verdim. Artık işim kalmamıştı bu anahtarla o şom ağızlının kelepçesini ben açmayacaktım. Bunu Yabancı yapardı fakat ufak bir kriz yaratmadan onun kolay bir şekilde rahat etmesini sağlamayacaktım.

 

Diğerleri anahtarları neden verdiğimi sorgulamadı bile ah sorgulasa bile belli bir cevap vereceğimi sanmıyordum. Çünkü buna hazır hissedemiyordum kendimi. Sadece içimden bir ses o anahtarın Yabancıya ait olduğunu söylüyordu.

 

Burada ki işimin bittiğini anladığım zaman yavaşça ipten merdivene doğru ilerledim. Artık gitmem gerekiyordu.

 

''Bu arada şu nankörün kelepçesini açmamanızı tavsiye ederim. Bilirsiniz işte bir kedi tasmaya alıştıktan sonra o tasma geri çıkarılırsa daha nankörolur.'' Söylediklerim ile odanın köşesinde sırtını duvara yaslamış olan kız kıkırdarken tam olarak yüzünü göremesem de ona göz kırptım. Sanırım bir tek ben negatif enerji beslemiyordum ona karşı.

 

Meşalelerin yaydığı ışık sadece odanın belirli kısımlarını aydınlatıyordu.

 

Artık burada daha fazla kalmayacağımı bildiğim için önünde dikildiğim ip merdiveni es geçerek yavaş adımlar ile aynanın karşısına geçtim.

 

Bir daha buraya gelmeyebilirdim ve bu yüzden içimde ki hisse güvenerek elimi aynanın kırık yüzeyinde gezdirdim. Kolumdaki hafif sızı sargının altındaki sıvı merhemin etkisi olduğunu gösteriyordu. Zehrini alsın diye sürülmüştü büyük bir ihtimal. Ayna'nın kırılmış bir parçası elimi kesince elimi kendime doğru çekerek akan kanı umursamadan pantolonuma sildim.

 

Beni izlediklerini biliyordum. Fakat içimde ki sese kulak verip yumruk yaptığım elimi aynaya geçirdim. Sessiz ortamda parçalara bölünen ayna bomba etkisi yaratmıştı. Ama asıl bomba aynanın arkasında bulunan kasa olmuştu. Kasanın rengi kırık beyazdı fakat ileri teknoloji olduğu çok belliydi şifre istemiyordu. El taraması ve göz taraması olarak şifrelenmiş bir kasaydı.

 

Arkamdan gelen hayret nidaları ile bir adım geriye attım. ''Bu da ne böyle?'' Arkamdan gelen ses ile olduğum yerde bir süre durdum. O Aynanın bu kadarla sınırlı kalmadığını biliyordum. Kasayı yerinden çıkarmaya çalıştım fakat beceriksizliğim yine iş başındaydı kasanın içinde ne olduğunu deli gibi merak ediyordum.

 

Yabancının varlığını hemen solumda hissederken ona baktım. Sağ elini kasanın tarama kısmına koyarken çıkan yeşil ışık ile gözlerini de aynı şekilde taramasına izin verdi. Kasadan çıkan tik sesi ile kasanın kapağı açılmıştı yabancı kasanın kapağını acele etmeyerek yavaş bir şekilde açtı.

 

Kasanın içinden çıkan Albüm ve bir kaç günlük tarzı defter kaşlarımın çatılmasına sebep oldu. Bunlarda neydi böyle bu eşyalar için bu kadar önlem biraz abartı değil miydi? Belki içinde yazılanlar önemliydi.

 

''Onlar ne zamandan beri orda lanet olsun şuana kadar hiç fark etmedik ve sen nasıl açtın kardeşim onu?'' Karanlığın yüzünü gölgelediği beden konuşurken Yabancı sadece kaşlarını çatmakla yetinmişti.

 

''İnan bende bilmiyorum kardeşim merak ettiğim tek şey bu kasanın buraya nasıl geldiği.'' Kısık bir sesle konuşması beni gererken elinde ki günlük ile gözlerim fal taşı gibi açıldı. Elinde ki günlüğü hızı bir şekilde alıp bir kaç adım geriye doğru attım. Ali abinin arabasından arakladığım silahı gögüs aramdan çıkartırken hepsinin şok içinde kalmaları beni telaşa sokmak yerine rahat olmamı sağladı. Yabancı bana tuhaf bir şekilde bakarken. "Neden o günlük?" Sorusunu yöneltti.

 

"Neden bunu kasada saklıyorsun?" Sorum ile kaşları çatılırken gözleri kısıldı.

 

"Günlük bana ait." Diyerek ortamın sessizliğini ikiye katladı.

 

"Bir geriye doğru ilerle yoksa beynini dağıtırım." Söylediklerim ile hepsi bir köşeye çekilirken Yabancı bana dik dik bakıyordu. Onun geri çekileceği yoktu.

 

Masaya doğru ilerlerken günlüğü açarak içinde ki yazıyı kontrol ettim. Bu kesinlikle benim yazımdı! "Utanmıyor musun başkasının günlüğünü alamaya?" Sorum ile sarsak bir şekilde bana adımlarken silahı dik bir şekilde ona doğrulttum. Bir adım daha atarsa vuracaktım.

 

"Günlüğün sahibini tanıyor gibisin?" Sorusu ile gülümsedim.

 

"Hemde çok yakından tanıyorum." Söylediklerim ile dudakları aralandı.

 

"Nerede olduğunu da biliyorsun o zaman?" Kafamı olumlu anlamda sallarken yüzünde ki şok ifadesi beni gülümsetirken ona alaylı bir şekilde baktım.

 

"Bu binada." Sesimde ki alaycı tonu fark etmiş gibiydi.

 

Elinde ki eşyaları tekrardan kasaya koyup kilitlenmesini sağladı.

 

''Kasa senin mi yani?'' Mavi gözlü kızın konuşması ile Yabancının vereceği cevabı bende merak ediyordum.

 

''Kasa benim içinde ki özel eşyalar da öyle.'' Duygudan yoksun sesi beni afallatırken özel kelimesini dişlerini bastırarak söylemesi de dikkatimden kaçmamıştı.

 

''Bu senin kasan ise evinde veya başka bir yerde olması gerekmiyor muydu hayatım?'' Mavi gözlü kızın tekrardan konuşması ile göz devirdim.

 

Yabancı dalgın bir şekilde dudaklarını aralayarak ''İki yıl önce kasa ofisimden çalındı fakat burada olması çok tuhaf. Kasayı açamayacaklarının farkına varınca buraya sakladılar büyük ihtimal. Çünkü burada aramayacağımı tahmin ediyorlardı ve tahminleri sekteye uğradı.'' Gözleri elimde ki silahla gezinirken sert bir şekilde bana bakıyordu.

 

Daha fazla burada kalmak istemiyordum bu sığınak bana hiç iyi gelmemişti. Merdivene doğru yönelerek hızlı olmaya çalışıyordum. Elisin attığı tekmenin sızısı hala yerini korurken derin bir nefes aldım.

 

Merdivenleri çıkacağım an arkamdan gelen ses ile olduğum yerde kaldım. " Bende seninle gelebilir miyim Melis" Bu sözleri söyleyen Elise yan bir bakış attım.

 

" Hayır gelemezsin! İşlerime engel olmanı istemiyorum. " Acımasızca sarf ettiğim kelimeler onda nasıl bir hasar bıraktı bilmiyordum fakat benim yanımda daha çok tehlikeye girebilirdi. Ki onun burada her ne kadar kabul etmesem de arkadaşlarına ihtiyacı vardı.

 

Söylediklerim onu üzmüş olmalıydı ki utanarak kafasını yere eğdi. Tam ilk adımımı ipin üz0erine koymuştum ki Yabancının konuşması ile yerimde dondum.

 

"Gidemezsin kardeşim."

 

"Her şey başa sarmak yerine boka sarıyordu. Lanet olsun."

 

Evet arkadaşlar yeni bölümü nasıl buldunuz?

 

Yabancı hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

Peki şom ağzıyla kinini kusan genç kızımız hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

Peki Yabancının Elise kardeşim demesi? Kardeş çıkmalarını bekliyor muydunuz?

 

Yabancının bir kardeşi olacağını ve onun Elis olmasını tahmin edenler?

 

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum:) özellikle satır arası yorumlarınızı❤

 

Yeni bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın sizi seviyorum ❄ tanelerim.

 

👉KARSAZ burdan hesabımı takibe alabilir yapacağım çoğu duyurudan haberdar olabilirsiniz.

 

Bana ulaşmak için Instagram: @yourkarsaz hesabından yazabilirsiniz. Alıntıları Instagram hesabından paylaşıyorum sorularınız varsa sorabilir benimle iletişime geçebilirsiniz.

 

Bu arada Instagramda: @yourkarsaz hesabını takip etmeyi unutmayın seviliyorsunuz.❤️

 

 

 

 

Loading...
0%