Yeni Üyelik
13.
Bölüm

11.Bölüm

@kartanecy_nidaa

* Mehir, Ayaz, Elçin, Emir eve gelmişlerdir...

Lilit kapıyı açar...

Lilit : Hoşgeldiniz...

Emir : Sen önden geç anne (Mehir biraz yürürken sağa sola yalpalıyordur) Odana götürelim mi?

Mehir : Hayır! Gerek yok, ben çıkarım...

Lilit : Erdem iyi değil mi?

Emir : İyi ciddi bir sorun yokmuş..

Lilit : Çok sevindim. Geçmiş olsun...

Elçin,Emir : Sağol.

Ayaz : Çocuklar sizde yatın dinlenin. Kızım Lilit sende beklemişsin bu saate kadar sende yat dinlen..

Lilit : Yok önemli değil uyku tutmadı.Elçin...

Elçin : Efendim.

Lilit : İstersen bugün odanda yat. Ben annemin yanında yatarım...

Elçin : Yok teşekkür ederim. Yalnız uyumak istemiyorum, Emirle kalırım...

Lilit : Tamam iyi geceler o zaman size.

Emir : Sanada...

Akay eve gelir...

Akay : Saat baya geç olmuş siz neden uyumadınız?

Emir : Kardeşlerine sor! Onlar anlatsın...

Akay : Tamam.

Akay basamaklardan yukarı çıkar... Alperenle Aktuğa nolduğunu sormak için...

Emir : Hastanedeler evde değiller!

Akay : Hastane mi? Birine bir şey mi oldu?Emir Elçini odaya bırakıp...

Emir : Erdem intihar etti!

Akay : Ne! Yok artık, Erdem böyle bir şey yapmaz ki...

Emir : Bilmiyoruz neden yaptığını... Aktuğla Alperen onun yanındalar bir şey olursa bize haber verecekler...

Akay : Tamam aklınız Erdemde kalmasın. Bende gidiyorum şimdi yanına..

Emir : Sağol.

Akay : Önemli değil!

Akay hızlıca evden çıkar ve hastaneye gider...

 

Mehir odasına girmiştir ve uzanıyordur ama asla gözüne uyku girmez... Aklı Erdemdedir... Erdem neden intihar etti? Onu buna ne sürükledi? Yoksa gerçekten akıl sağlığı artık yerinde değil mi? Mehir bunları düşünürken zaten uyuyamaz birde çok üzgündür. Erdeme bir şey olsaydı Mehir gerçekten çok yıkılırdı... Bu sefer kendini nasıl toplardı?... Mehir su içmek için doğrulduğunda masasının üstündeki açık kutuyu görür... Kalkıp masasının başına gider...

Mehir : Bu, benim açamadığım kutu... Kim açmış? Bora evemi girdi? Yoksa... Erdeme o mu bir şey yaptı!!

Mehir kutunun içinde eşi ölünce çöpe attığı yüzükle karşılaşır...

Mehir : Bunu nereden bulmuş?

Kutunun içinde birde bir kağıt parçası vardır... Kağıt küçük bir parçadır ama kağıdın altında Mehirin imzası vardır..

Ve psikologluk bürosunda kullandığı kaşe işareti de vardır... Kağıdın biraz yukarısında hastasının konuşması bulunuyordur ama o kısım yoktur..Sadece şu kısım gözüküyordur... " Ben iyileşebilecek miyim?" Mehirin aklına bir soru takılır! O gün bütün dosyaları yanmıştı! Ama bu kağıtta bir tane bile yanık izi yoktu! O gün dosyaları yakan kişi bu dosyayı yakmamıştır...Mehir dosyaları yakan kişinin hastası olduğuna artık emindi... Ama bu kişi kimdi?

 

Sabah olur Mehir bir an önce hastaneye gitmek ister. Elçin, Emir, Ayaz hazırlanıp hemen Arabaya binerler. Aylayla Lilitte peşlerinden gider... Mehir soluğu doktorun yanında almıştır çünkü Erdemi görmek istiyordur...

Aylayla Lilitte hastaneye gelir...

Elçin : Sen birde utanmadan hastaneye mi geliyorsun?

Ayla : Seni görmeye gelmedik!

Lilit : Elçin uzatmayalım!

Elçin : Uzatmayalım tabii!

Doktor : Artık görebilirsiniz...

Mehir : Sonunda!

Mehir hemen içeri girer... Elçinle Emirde arkasından girerler... Erdemin herhangi bir sorunu olmadığı için herkesin odaya girme hakkı vardır...

Mehir : Erdem! Canım oğlum... (sarılır, öper)

Elçin : Erdem iyi misin?

Emir : Bir yerin ağrıyor mu? Nasıl hissediyorsun?

Erdem : İyiyim, siz nasılsınız?

Aktuğ : Sensiz hiç iyi değildik valla!

Erdem : Şu halinizi görende kaç yıldır beni görmüyorsunuz zanneder! (gülmeye başlar)

Emir : Erdem çok büyük bir şey atlattın!

Mehir : Bize anlatmak istediğin şeyler var mı?

Erdem : Ne gibi?

Elçin : Hatırlamıyor musun? Kendini çatıdan aşağı attın!!!

Erdem : Haa o konu... Ölmeyeceğimi biliyordum ki.

Aktuğ : Ayla 2 hoşgeldin.

Emir : Erdem ölüyordun az kalsın!

Erdem : Ama ölmedim!

Elçin : Aklını mı kaçırdın Erdem! Kendini simülatörde fln mı zannediyorsun!

Erdem : Sizi korkuttuğum için özür dilerim ama ben iyiyim, hiç bir problem yok!

Mehir : Bir psikologla görüşmek ister misin?

Erdem : Korkmayın! Delirmedim henüz! Aklım yerinde!

Elçin : Yani bize yaşattığın bütün bu korku yalanmıydı!

Mehir : Erdem bize anlatabilirsin!

Erdem : Alperen abi sizin projede ki hatayı buldum! Bir kodu iki kez girmişsiniz o yüzden başa sarıyor...

Alperen : Abiciğim boşver şimdi projeyi...

Erdem : Söylemesem içimde kalırdı...

Mehir : Erdem! Birazdan polisler ifadeni alacak, ne diyeceksin?

Elçin : Ölmeyeceğimi biliyordum de de polis seni akıl hastanesine yatırsın! Bu kadar saçma bir cümle duymadım hayatımda! Ne kadar korktuk biz, senin haberin var mı? Ben hapse giriyordum seni çatıdan itme şüphesiyle!

Aktuğ : Bende hapse giriyordum!

Erdem : Öf saçmalamayın kimse atmadı beni! Ben kendim atladım.

Emir : Neden?

Erdem : Atladığım için değilde, atlamamam için bir sebep söylesenize! Hepiniz okula gidiyorsunuz. Annem iş bulup yakın zamanda çalışacak! Benim hayatımda ne var? Beynimde sorun kalma ihtimali var. O lanet olası kazayı geçirdiğim için ne okula gidebiliyorum, paramız olmadığı için koleje kursada gidemiyorum. 18 yaşıma gelsem bile işlerde çalışmam yasak. Siz dört duvarın arasına sıkışıp kalmak ne biliyor musunuz? Ben gelecek hayali kuruyorum ama hayal olduğunu bilerek kuruyorum oysaki insanları hayatta tutan şey bir gün hayallerinin gerçek olması umududur.. Beni bir tek anlarsa Ayla teyze anlar! Mesela o bile kurtuldu, artık özgür! Ama ben bir ömür boyu kafesin içinde düşüncelerimde boğulacağım... Keşke ölseydim, ama ölmem imkansız!

Mehir : Anneciğim deme böyle lütfen!

Erdem : Gerçek bunlar anne! İstediğim kadar bilgi sahibi olayım... Bunların bana hiç bir yararı olmayacak!

Alperen : Keşke derdini bizimle paylaşsaydın.. Bir çözüm bulurduk...

Erdem : Çözüm yok!

Alperen : Hayır var! Bundan sonra üniversitede benim projemdesin!

Erdem : Ama...

Alperen : Aması falan yok! Proje benim projem! İstediğim kişiyi alma hakkım var. Ve sen bu projeye girmeyi hakettin! Projedeki hatayı buldun...

Erdem : Gerçekten mi?

Alperen : Gerçekten! Ama bir an önce iyileşmen gerekiyor...

Erdem : Çok mutlu oldum, sarılabilir miyim?

Alperenle Erdem sarılışırlar...

Mehir : Çok teşekkür ederiz Alperen...

Alperen : Hiç önemli değil. Erdem yeter ki mutlu olsun ve kendine zarar vermesin!

 

Erdemin açıklaması herkesi ikna etmiş olabilir ama Emir pekte ikna olmuş gözükmüyordur... Erdem zaten bu sorununu biliyordu ve daha önce hiç dile getirmemişti! Şimdi bir anda bunu kafaya takıp intihar etmeye kalkışması... Ve ölmeyeceğinden bu kadar emin olması...

 

Erdemin sorgusu alınır. Ve doktor taburcu olabileceğini söyler... Erdemin sorgusuyla beraber Elizin suçlu olma durumu ortadan kalkmıştır ve Eliz serbest bırakılmıştır...

Erdemler eve dönmüştür. Ve Mehir hemen kahvaltı hazırlar Erdem için... Ve zil çalar...

Eliz : Merhabalar. Ben valizi mi almaya gelmiştim.

Erdem : Kim geldi?

Elçin : Seni kurtaran kız. Eliz...

Eliz : Çok geçmiş olsun...

Mehir : İçeriye buyur! Sonuçta oğlumu kurtardın gel beraber kahvaltı edelim!

Eliz : Yok ben size eziyet vermeyeyim. Zaten yeni gelmişsiniz hastaneden...

Mehir : Olur mu öyle şey bizim yüzümüzden hapishanedede yattın.

Eliz : Peki, tamam o zaman.

Bütün aile ve Eliz sofradadır...

Erdem : Demek hayatımı sen kurtardın.

Eliz : Yere çarpmanı engelledim sadece.

Emir : Sahi, senin o saatte bizim evimizin bahçesinde ne işin vardı?

Eliz : Ben açıklamamı karakolda yaptım.

Eğer absürt bi durum olsaydı beni bırakmazlardı.

Emir : Erdem şikayetçi olmadığı için bırakmış olabilirler!

Eliz : Demek ki olayla Bi ilgim yokmuş!

Mehir : Valizinle gece tek başına yollarda ne yapıyordun?

Eliz : Kendi problemlerim var?

Erdem : Harika! Sen problemeni söyle sana yardım edeyim!

Eliz : Beni kurtarmak zorunda değilsin, canın borcu olmaz.

Elizin telefonu çalar...

Eliz : Benim bu telefonu açmam lazım.

Eliz masadan biraz uzaklaşıp telefonunu açar... Eliz telefonda İspanyolca konuşmaya başlar...

Elçin : Aa İspanyolca biliyormuş! Çok güzel konuşuyor.

Emir : Kalacak yeri yok! O yüzden valizle o saatte dışarıdaydı...

Elçin : Ev sahibi evden mi attı acaba?

Eliz telefonu kapatıp masaya geri döner.

Eliz : Kusura bakmayın.

Elçin : Kirada mı oturuyordun?

Eliz : Anlamadım?

Elçin : İspanyolca biliyorum. Söylediklerini anladım, sokakta kalmışsın...

Eliz : Ben bir yer buldum geçici olarak, otelde kalacağım.

Ayaz : Şu bizim ilerisinde ki otel mi?

Eliz : Evet.

Erdem : Bizimle kal bi süre!

Emir : Ne!

Erdem : Ben İspanyolca kursuma gidemiyorum ve tek başıma kendimi geliştiremiyorum! Benim İspanyolca öğretmenim olur musun?

Eliz : Ben öğretmen değilim. Sadece İspanyada yaşadım bir süre...

Erdem : Sen benim hayatımı kurtardın. Bende İspanyolca öğretmenim olmanı istiyorum!

Eliz : Ama siz zaten kalabalık bir ailesiniz.

Aktuğ : Bu ev iyice yol geçen hanına döndü!

Erdem : Eliz benim kahramanım!

Mehir : Eliz kalacak yer bulana kadar kalabilirsin.

Eliz : Yani ne desem bilemedim. Erdem için kalıyorum o zaman.

Ayla : Birde bize laf etmiştiniz eve geldik diye!

Elçin : Sana güvenmektense tanımadığım birine güvenmeyi tercih ederim!

Mehir : Boş bir tane odamız var, oraya yerleşmeye başlayabilirsin!

Eliz : Teşekkür ederim.

Mehir : Yaptığın bu iyiliğin karşısında az bile.

Dışarıdan korna sesi gelir... Aktuğ umursamaz, Akay kalkıp bakar...

Akay : Seninki gelmiş!

Aktuğ : Hangi benimki?

Akay : 1 Tabii ki de!

Talya kırmızı mükemmel spor arabasıyla kapının önüne gelmiştir...

Alperen : Hangisi diye soruyor birde!

Aktuğ : O nerden çıktı ya? Ben gidiyorum gençler! Kendine iyi bak Ayla 2!

Talya arabadan inip koşarak Aktuğa sarılır!

Talya : Günaydınn (dudağından öper)

Aktuğ : Günaydın, sanada günaydında hayırdır?

Talya : Seni almaya geldim, güzel bir kahvaltı yapıp okula geçeriz diye! Hem bugün resmimi sergileyeceğim! Yanımda ol istiyorum...

Aktuğ : Bizim akşam çok olaylı geçti ya ben uyumadım. Üniversiteye gitmeyeceğim bugün.

Talya : Noldu ki?

Aktuğ : Ya şu beraber kaldığımız aile yok mu?

Talya : Evet.

Aktuğ : Onların en küçükleri intihar etmeye kalkıştı.

Talya : NE! Yok artık! Neden öyle bir şey yapmış çocuk?

Aktuğ : Ne bileyim ben! Bir garip davranıyor zaten...

Talya : Garip, geçmiş olsun dileklerimi iletirsin!

Aktuğ : Söylerim...

Talya : Benimle gelmiyorsun yani şimdi...

Aktuğ : Yani yatıp dinleneceğim.

Talya : Peki sevgilim, dikkat et kendine görüşürüz...

Aktuğ : Bay bay dikkatli sür arabayı!

Talya : Tamamm.

Aktuğ içeri geri girer...

Alperen : Hani gidiyordun sen.

Aktuğ : Vazgeçtim gitmiyorum.

Aktuğa Şimalden mesaj gelir...

Şimal " Çok sıkıldım ne zaman buluşacağız????"

Aktuğ : (içinden) Şimali çok boşladım ya, yanına gitmem lazım... Ben gidiyorum, yeniden...

Alperen : Bi kerede net olsan şaşırırım!

Aktuğ : Görüşüz Ayla 1, Ayla 2 ( el sallar)

Ayla : Sende Erdeme özenip kendini çatıdan atmada!

Aktuğ : Yok ben atlamam ama atabilirim! (gülerek, evden çıkar)

Elçin : Birde bana kızıyorsun Emir! Aktuğdan şüphelenmeyeyimde kimden şüpheleneyim?

Emir : Ben artık bir şey demiyorum! Tanımadığımız kızı da evin baş köşesine oturttuk...

Herkes yemeğini bitirir. Mehir tabakları toplar..

Eliz : Bende yardım edeyim size!

Mehir : Olsun ben hallederim.

Eliz : Yok olur mu öyle, bi faydam dokunsun...

Emir : (fısıldayarak) Elçin benim seninle bir şey konuşmam lazım!

Elçin : Noldu?

Emir : Gel bi sen!

Elçinle Emir yuları odalarına çıkarlar...

Elçin : Evet, noldu?

Emir : Erdem atladıktan sonra bir kutu geldi dedim ya.

Elçin : Evet?

Emir : O kutu yanan kutuyla aynı anda geldi...

Elçin : Ne? Neden bana söylemedin!

Biri gizlice Elçinle Emiri dinliyordur... Odanın kapısının önündedir... Masanın üstünde duran Tostikte kapıya bakıyordur...

Emir : Ya söyleyecektim ama kimseye söyleme demişti!

Elçin : Sen böyle bir şeye nasıl cesaret edersin! Birde o gün kutu yanmıştı...! Bir kutu yandıktan sonra o kutunun yanmayacağına nasıl emin oldun!

Emir : Bak Elçin ben bu kutu meselesini çok umursamadım ama bu kişi dediklerini yapabilecek güçte olan bir kişi... Ve bence bu kişiyle aynı evdeyiz...

Elçin : E biz bunu düşündük zaten. Böyle bir şeyi kim yapabilir ki...

Tostik masanın üstündeki vazoyu iter..!

Elçin hemen kapıyı açar onları dinleyen biri olduğunu düşünerek ...Ve karşısında duran kişi AKAY dır!!

Emir : Sen? Sen bizi mi dinliyordun...

Elçin : Kutuları sen gönderdin!

Akay : Bir dakika bi dinler misiniz?

Elçin : Neyi dinleyeceğiz ya! Sen ne istiyorsun bizden?

Emir : Geç sen şu odaya...

Emir Akayı odanın içine iter...

Akay : Bi dinlerseniz anlatacağım...

Elçin : Biz senden neden şüphelenmedik ki..

Akay : Şüpheleneceğiniz bi durum yok!!

Emir : Neden bizi dinliyordun o zaman?

Akay : Bende kutuyla mesaj alıyorum!

Elçin : Ne?

Akay : Siz fısıldaşarak yukarı çıkınca bende sizden şüphelendim. Sizin yaptığınız düşündüm...

Emir : Ben evin içinden biri olduğunu düşünüyorum.

Akay : Ben herkesi gözlemledim... Şüpheli bir harekette bulunan yok!

Elçin : Bence evin içinden biri değil!

Emir : Her şeyi nasıl bu kadar iyi biliyor o zaman? Erdemin atlama sebebide o! Ama Erdem de hiç bir şey söylemiyor...

Akay : Evet Erdemin atlaması çok garip. Acaba Erdemde mesaj alıyor olabilir mi?

Emir : Olabilir! Biz bunu hiç düşünmedik...

Elçin : Ama Erdemden ne istiyor ki?

Akay : Bu kişi kimi nasıl tuzağa düşüreceğini iyi biliyor...

Emir : Tamam madem o çok zeki! Onun karşısında üçümüz beraber duracağız!

Elçin : Üçümüz mü? Akay da yani...

Akay : Emirin söylediği şey mantıklı. Üçümüzde aynı taraftayız...

Emir : Sen ne zamandır kutu alıyorsun?

Akay : 2 gün oldu...

Emir : Anladım... Bizimle uğraşan kişi bizden bir şey istiyor olmalı...

Elçin : Peki planımız ne? Ne yapacağız?

 

Loading...
0%