Yeni Üyelik
13.
Bölüm

12. Bölüm

@kartanecy_nidaa

* Elçin, Emir ve Akay artık bu işte beraberlerdir. Karşılarında kaç kişi olduğunu bilmiyorlardır ama bundan sonra beraber savaşacaklardır...

 

Mehirle Eliz mutfaktadırlar... Ayaz gelir...

Ayaz : Mehir okula gidiyoruz değil mi? Boş bölüm için başvurmaya...

Mehir : Evet bir gidelim bugün.

Ayaz : Ben hazırlanıyorum.

Mehir : Tamam.

Ayaz işe alındığı gün bir kişiye daha ihtiyaç olduğunu duymuştur ve Mehirin bu işi kabul edeceğini düşünmüştür... O yüzden bugün okula iş başvurusuna gideceklerdir...

Mehir : Eliz.

Eliz : Efendim Mehir hanım.

Mehir : Bana Mehir teyze demen yeterli! Hanım kelimesinden pek hoşlanmıyorum artık.

Eliz : Tamam... Mehir teyze.

Mehir : Erdem çok zor bir zamandan geçiyor... Hani ben direkt öğretmeni ol dedim ama öğretmenden daha çok onunla arkadaş olsan...

Eliz : Tabii sorun değil. Erdem çok iyi bir çocuk, kendisini yalnız hissetmesine izin vermem.

Mehir : Çok teşekkür ederim. Birde ilaçları var kullanması gereken ben bugün iş görüşmesine gideceğim büyük ihtimallede olacak!

Eliz : Ben Erdeme çok iyi bakarım aklınız kalmasın...

Mehir : Bugün işe başlıyorum. Maaşının fiyatını konuşuruz şuan param yok çünkü...

Eliz : Sorun değil Mehir teyze.

Mehir : Çok teşekkür ederim tekrardan... Ben çıkıyorum o zaman.

Eliz : Dikkatli gidin...

 

Mehir iş görüşmesi için yola çıkar...

Eliz Erdemin yanına gider...

Eliz : Merhaba Erdem.

Erdem : Merhaba.

Eliz : Nasılsın?

Erdem : İyiyim, hiç kötü olmadım zaten...

Eliz : İyi olmana sevindim ama yinede bu ilaçlarını içmemiz gerekecek.

Erdem : Ben ilaç sevmiyorum.

Eliz : Ama kullanman gerekiyor. Yaşadığın şey kolay bir şey değil!

Erdem : Hepiniz olayı çok abartıyorsunuz.

Eliz : Sen fazla hafife alıyor gibisin...

Erdem : Beni tanıyorlar! Hadi sen tanımıyorsun senin tepkini anlarım! Ama ailem tanıyor beni...

Eliz : Yani ne demek istiyorsun? Ailen seni tanıdığı için üzülmemesi mi gerekiyordu?

Erdem : Mantığa aykırı hareket ediyorlar... Neyse boşver. İlacımı içeyim.

Eliz Erdeme ilacını uzatır...

Erdemin bir şey bilip sakladığı çok bellidir. Erdemde bir gariplik vardır ama sebebi gerçekten nedir?

 

Elçin, Emir, Akay, Mehir, Ayaz üniversiteye gelmişlerdir... Akay tabii ki onlardan ayrı, motoruyla gelmiştir.

Ayaz : Mehir biz hemen müdür yardımcısının yanına çıkalım...

Mehir : Tamam. İyi dersler çocuklar...

Ayazla Mehir Defnenin odasına giderler...

Mehir : Dün akşam sana iş çalışılarak öğrenilir dedim ama ben bile heyecanlıyım.

Ayaz : Sakin ol. Zaten önceden büron vardı seni tereddütsüz işe alırlar...

Mehir : Umarım...

Mehirle Ayaz Defnenin odasını çalıp içeri girerler...

Ayaz : Merhaba defne hanım.

Defne : Aa merhaba...

Mehir : Biz benim için iş görüşmesine gelmiştik...

Defne : Evet ama... Biz başka birinin başvurusunu kabul ettik...

Ayaz : Ama daha dün konuşmuştuk.

Defne : Evet ama biri sizden önce davrandı...

Mehir hayal kırıklığına uğrar ve kapı çalar... İçeriye giren kişi... AYLADIR...

Ayla : Hoşgeldin Mehir! Ama geç kaldın... Yeni işim için hayırlı olsun demeyecek misin?

Mehir odadan dışarı çıkar...

Ayla : Kıskançlık zor... İnsan kaybetmeyi bilmeli... Yazık!

Ayaz : Bu yaptığına inanamıyorum!

Ayla : Sanada kimse inanmıyor! İnanmış gibi yapıyor...

Ayazda odadan çıkıp gider...

 

Alperen okula gelmiştir. Üniversitenin kafesine doğru yönelir... Alperenin hemen arkasında biri vardır... Arkasındaki kişi seslenir...

Yonca : Alperen!

Alperen : Yonca! Bende seni arıyordum...

Yonca : Bende seni aradım... Ama telefonuna ulaşamadım.

Alperen : Doğru, haklısın! Telefonu mu şarja takmak için vaktim olmadı... Özür dilerim sevgilim...

Yonca arkasındaki yıldız çiçeklerini çıkarıp...

Yonca : Önemli değil! Hep sen bana çiçek alıyordun bu sefer ben alayım dedim...

Alperen : Yonca bunlar ne...

Yonca : Çiçek sevgilim...

Alperen : İnsan çiçek alınca gerçekten mutlu oluyormuş...

Yonca : Evet, çiçek mükemmel bir şey gerçekten... Hadi bugün okulu kırıp başka şeyler yapalım!

Alperen : Yapalım... Hayat şu aralar gereksiz sıkıcı...

Yoncayla Alperen üniversiteden ayrılırlar...

Elçinle Emir derstedirler... Fakat dersleri farklı olduğu için ayrı sınıftadırlar... İkisinede mesaj gelir... İspanya sınavının yarın olacağı belirtilmiştir... Zil çalar

Elçin : Bu ne ya! Yarın demek ne demek??

Elçin koşarak Emirin yanına gider... Emirde Elçinin yanına geliyordur...

Emir : Gördün mü sınav hakkındaki değişikliği!

Elçin : Gördüm! Allah kahretsin!

Ayla üniversitenin ortasında duruyordur ve elinde mikrofon vardır...

Ayla : Selam sevgili gençler! Artık bende sizin ikinci yardımcı müdürünüzüm!

Elçin, Emir : Ne!

Lilit : Yine ne karıştırıyorsun anne...

Ayla : Ve şu İspanya sınavı tarihimizde ufacık bi değişiklik yaptım.

Herhangi biri : Ufacık dediğiniz değişiklik yarın!

Ayla : Bilgin yoksa girme sınava! Bir günde ne değişecek ki? Kafa aynı kafa. Her neyse başarılar diliyorum gençler. Kötü olan kazansın!

Elçin : Ne diyor bu? Bir şey söyleyeyim mi bu akıl hastanesinde yattıkça delirmiş! Nasıl serbest bıraktılar bunu!

Emir : Cidden! Bu kadınla aynı evde kalıyoruz birde...

Elçin : Ben sana demiştim Emir! Bu kadınla aynı evde kalmak mantıksız diye... Sende alış, kabullen dedin! Her dediğime geliyorsun.

Emir : Değişecek bir şey olmayacak Elçin!

Şuan neyi değiştirebilirsin?

Elçin : Bu sınavı kazanmamız şart!

Elçine gizli flörtü B den mesaj gelir

B : Kardeşine çok üzüldüm! Geçmiş olsun birtanem.

Elçin : Sağol da, ben sana kardeşimin atladığını söylemedim!

B : Evet, okul çıkışı buluşalım!

Elçin : Tamam. Yazar ve konuşma biter...

 

Yancı 1 gizlice eve girip Elçinin odasına girip bir kutu bırakır... Tam odadan çıkacakken kapının açılma sesini duyup kapıyı yavaşça kapatır. Gelen kişiler Mehirle Ayazdır...

Mehir : Görüyorsun değil mi? Kadının şu dünyada uğraşacak hiç bir derdi kalmamış, bana takmış! Delireceğim.

Ayaz : Mehir tamam başka bir iş buluruz. Ayla seni sinir etmeye çalışıyor...

Mehir : Başarılıda oluyor!

Ayaz : Boşver Aylayı! Sen onu kafaya taktıkça o dahada inatlaşıyor... Hadi gel çıkalım başka yere gidelim...

Mehir : Sende benim yüzümden işe gitmedin.

Ayaz : Seni böyle bırakamam...

Aktuğ eve girer...

Aktuğ : Günaydın tekrardan ve iyi geceler.

Ayaz : Ev sana emanet.

Aktuğ : Erdemle Eliz evde değil mi?

Mehir : Onlar uyuyor.

Aktuğ : Okay bende uyuyacağım zaten...

Mehirle Ayaz dışarı çıkar...

Aktuğ : Bunlardada saygı kalmamış! O kadar günaydın, iyi geceler dedik! İnsan bir görüşürüz der. Bunlarıda ben söyleyeceksem benim Aktuğ olmamın Bi özelliği kalmaz ki!

Yancı 1 tam çıkacakken bu seferde Aktuğun ayak seslerini duyup kapıyı geri kapatır... O sırada tostik o katta koridorun ortasında yatıyordur ama yüz ifadesi çok ciddidir...

Aktuğ : Tostik hanım sizde koskoca evi buldunuz yayılın tabii! Aylanın kedisi olduğunu bu kadar belli etme ya!

Aktuğ tostiğin karnına dokunur ve çok büyük bir hata yapar! Tostik Aktuğun elini çizer...

Aktuğ : Allah kahretsin senin gibi kediyi! Alt tarafı sevelim dedik. Acıdım sana hiç kimse seni sevmiyor diye senin yaptığına bak! Nankör kedi...

Aktuğ odasına girer ama kapısını kapatmaz ve karşısındaki oda Elçinindir...

Yancı 1 resmen kapana kısılmıştır!

Aktuğ : Ben bütün akşam uyumadım ve ciddi ciddi 3 saat şimalle seviştim! Bende ki bugün bu enerji ne ya? Fazla mı mükemmelim neyim...

Yancı 1 Boraya mesaj atar...

Yancı 1 : Ben bu eve sıkıştım çıkamıyorum.

Bora üniversitenin kafesinde oturuyordur... Yancı 1 in mesajını görür...

Bora : (kendi kendine) Of bu hangisiydi şimdi! Neyse bi cevap yazayım anlarım.

" Camdan atla"

Yancı 1 : Çok riskli! Çok açık bir alan...

Bora : (kendi kendine) Haa bu yancı 1!! Tamam ya.

" Kapıdan çık."

Yancı 1 : Karşı odada biri var ve kapısını kapatmadı şarkı söylüyor şuan!

Bora : Tamam lütfen bir daha o eve girme kutuyuda yancı 2 götürsün! Hem onun eve girmesi daha kolay...! Bir iş verdik beceremiyorsun! Sen en iyisi bundan sonra sadece eziyet et! Onu çok iyi yapıyorsun!

Yancı 1 : Benim hemen bu evden çıkmam lazım okula gideceğim!

Bora : Zaten çıkacaksın evden! Bir yol bul çık! Beni ilgilendirmiyor! Olmadı Erdem gibi çatıdan atla!

Yancı 1 in telefonunun şarjı biter balkondan mesafeye bakar ve atlamaya karar verir çünkü başka bir çaresi yoktur...

Yancı 1 balkondan atlar ve koşarak oradan uzaklaşır! Ama evden biri onun görür yüzünü göremesede Elçinin odasına girip çıktığını görmüştür...

 

Yonca : Senin bi yüzün asık gibi!

Alperen : Başımıza bir sürü olay geldi! Hangi birini anlatsam bilemedim...

Yonca : Bir sorun mu var?

Alperen : Sorun varda, bir tane değil işte...

Yonca : Anladım...

Alperen : Senin terapi günlerini bile soramadım... Nasıl gidiyor? Günler değişti mi?

Yonca : Her gün...

Alperen : Nasıl?

Yonca : Her gün çağırıyor... Ve sabah öğle akşam... Galiba artık delirme raddesine geldim! Bana bir şey söylemedi doktor ama...

Alperen : Doktor net bir şey söylemediyse umutsuzluğa kapılma!

Yonca : Dışarıdan öyle demesi kolay! Çoğu dersime bile giremeyeceğim çünkü o saatte terapide olmuş olacağım!

Alperen : Yonca ben senin hep yanındayım seninle güldüm, ağladım... Sen ne hissediyorsan bende hissedebiliyorum!

Yonca : Bu içinde olduğum durumu anlaman çok zor Alperen! Artık bir şeyler için çabalamak istemiyorum... Zaten çabalasam ne olacak? Artık çabalamak bana saçma geliyor... Hani bir şeyi istersin, bir hedefin vardır ama ona ulaşmak için elinden geleni yaparsın. Ama extra çabalamak çok saçma bence sadece fiziki yorgunluk katıyor.. Başka hiç bir işe yaradığı yok... Ve ben yıllardır çabalıyorum... İyileşmek için. Ve çok yoruldum...

Alperen : Yorulmak senin hakkın...

Yonca : Huzurda benim hakkım! Ben aynaya bakmak istemiyorum, bakamıyorum! Sadece senin yanında iyiyim...

Alperen Yoncaya sarılır...

Alperen : Hep iyi olacaksın!

 

Işın bugün okula gitmemiştir ama okulun önüne gelmiştir beklediği biri vardır...

Elçinle Emir okuldan çıkar. Elçin biraz duraksar..

Emir : Elçin gelmiyor musun?

Elçin : Geleceğim! Ama bir arkadaşımı görmem gerekiyor sen git...

Emir : İyi tamam evde görüşürüz...

Elçin : Bay bay.

Elçine gizli flörtü B den mesaj gelir...

B : Okulun çaprazında arabanın içindeyim!

Elçin etrafına bakar ve arabayı görür hemen ona doğru ilerleyip arabanın içine biner...

Buğra : Hoşgeldin.

Elçin : Hoşbuldum... Nereye gideceğiz?

Buğra : Evime...

Elçin : Tamam.

Buğra eve doğru sürer... Elçin yolda konuyu açmaya çalışır...

Elçin : Sen Erdemi nereden öğrendin?

Buğra : Biraz sonra her şeyi söyleyeceğim sana...

Elçin : Peki...

Buğra evine doğru sürmeye devam eder.. Ve Elçin çok meraklıdır... Aklından bin tane soru geçiyordur...

Buğra Elçinlerin evinin önünde durur...!

Elçin : Buğra burası benim evim...

Buğra : Biliyorum, benim evim arkada ki ev!

Elçin : Nasıl? Sen arkamızdaki evdemisin?

Buğra : Evet sana söylemeye fırsatım olmadı...

Elçin : Buğra şaka mı yapıyorsun! Nasıl söylemezsin böyle bir şeyi!

Buğra : Sende eve başka bir aileyle taşındığınızı söylemedin...

Elçin : Bu hemen söylenecek bir şey değil! Ama arka evde oturup bunu şimdi söylemen çok garip! Sana inanamıyorum buğra!...

Buğra : Elçin benide anla! Ne deseydim? Ben sizin arkanızdaki evde mi oturuyorum deseydim?

Elçin : Evet söyleyebilirdin... Bu kadar gizlemene ne gerek vardı?

Buğra : Dün Erdemin çatıdan atlamasına şahit oldum... Gözümün önünde intihar etti nasıl söyleyebilirdim ki?

Elçin : Dün söyleyebilirdin... Her neyse söylemedin, böyle öğrendim... En azından bugün söyledin... İyi de bu ev senin için fazla büyük değil mi?

Buğra : Geniş ev seviyorum o yüzden tercih etmiştim... Senin odan hangisi?

Elçin : Hemen şu 2.balkon...

Buğra : Güzel, direkt karşımda! Artık cama çık dediğimde çıkarsın!

Elçin gülümser...

Elçin : Cama çıkmaya vakit bulursam çıkarım... Olaysız bir günümüz yok...

 

Işın okul baya bi boşaldıktan sonra okula girmeye karar verir... Ama tam Akay çıkıyordur... Işın arkasını döner Akay tanımasın diye... Akay telefonla konuşuyordur...

Akay : Neredesin? Bir gelişme var! Buluşmamız lazım...

Işın önüne döner. Akaya tuhaf gözlerle baktıktan sonra okula girer. Ve bir odaya girip kağıda bir saat ve yer yazar... Altınada

" Seni burada bekliyorum" yazıp odadan çıkar...

 

Loading...
0%