Yeni Üyelik
3.
Bölüm

2.Bölüm

@kartanecy_nidaa

* Aktuğ sinirle eve gelir ve kapıyı sert bir şekilde çarpar.

Talya : Aktuğ noldu babanla görüşmen kötü mü geçti?

Aktuğ : Sana uyu demiştim beklemene gerek yoktu ( dolaptan içki alır, şişeyi kafaya diker)

Talya : Uykum gelmedi bende dizi izleyeyim dedim

Aktuğ : İyi

Talya : Konuşmak istemiyorsun sanırım

Aktuğ : Şu an değil!

Talya : Tamam ben odadayım o zaman iyi geceler sana

Aktuğ : Sanada, ince bir battaniye al üstüne hava serin bu akşam

Talya : Tamam

Talya tamam demesine rağmen Aktuğu bırakıp onsuz yatmak istemez ve yatağa gitmeden önce Aktuğa sarılır yanağından öpüp öyle gider. Talya ince bir battaniye alıp yatağa yatar, Aktuğda odaya girer üstünü çıkarıp yatağa yatar

Aktuğ : Sana böyle davranmak istemiyorum ama sinirlerim çok bozuk her şey üstüme geliyor

Talya : Bu akşam senin için zordu o yüzden anlıyorum seni...

Geceyi beraber bitiriyorlar...

 

Sabah olmuş Mehir yatakta kutunun şifresini düşünür eline kağıt ve kalem almıştır ve aklına 5 harfli ne geliyorsa hepsini deniyordur aklına 5 harfli bir kelime daha gelir...

Mehir : Bunu yazdım bu değildi ( Kelimenin üstünü çizer) bunuda denedim, offf 5 harfli başka Bir kelime bulmam lazım (şarkıyı dinleyerek tekrar düşünür) buldum sanırım!

Mehir hemen bulduğu kelimeyi girer bulduğu kelime " GİZLİ" dir, kelimeyi girdikten sonra kutuya bir şey olur. Mehir kutunun açılacağını düşünürken kutu kilitlenir çünkü Mehir çok fazla kelime denemiştir...

Mehir : Hayır! Kilitlenemezsin! Nasıl açacağım şimdi?

Kutunun üstündeki harfler gidip bir yazı çıkar...

" Aklına gelen her kelimeyi yazarsan böyle olur Mehir hanım! 1 gün sonra kutu eski haline dönecek o zamana kadar aceleci davranmamanı öneririm, acele işe şeytan karışır 😈

<Bora"

Mehir çok sinirlenir ve ağlamaya başlar...

Erdem : Anne uyandın mı-

Mehir : (gözyaşlarını silip) Uyandım annecim sen içeri geç ben kahvaltıyı hazırlıyorum.

Erdem : Anne bugün İspanyolca kursum var ve kahvaltımı orada yapıyorum biliyorsun.

Mehir : Aa doğru unutmuşum oğlum tamam üstünü giyin seni bırakayım kursuna.

Erdem : Anne sen iyi misin?

Mehir : İyiyim oğlum

Erdem : Bugün beni kursa ablam bırakacak!

Mehir : Tamam oğlum iyi dersler o zaman kursa gidince mesaj at bana mutlaka.

Erdem : Anne iyi olmadığın halde iyiyim demek zorunda değilsin biz senin çocuklarınız her sıkıntını paylaşabilirsin!

Mehir : Bir sıkıntım var evet ama bu benim sıkıntım sizi bu durumun içine sokmak istemiyorum, işten kovulmak beni alt üst etti ama toparlayacağım...

Erdem : Psikolog olan sensin anne sana akıl vermek bana düşmez ama içine atarak ve konuşmayarak çözüm bulunmaz.

Erdem odadan çıkıyor...

Elçin masmavi bir şekilde giyinmiş ve erdeme...

Elçin : Erdem hadi çıkalım ben hazırım!

Erdem tuhaf bir şekilde Elçine bakar...

Elçin : Noldu niye öyle bakıyorsun?

Erdem : Fazla mavi olmuşsun.

Elçin : Ne?

Erdem : Biraz göz yorucu olmuşsun insanlar sana baksın istemişsin, ama insanlar bu renk yoğunluğuna bakmaktan kaçabilir, dikkat çekmek için yanlış yoldasın!

Elçin : Bak bu bana tarzım konusunda söylediğin 32.şey

Erdem : Gerçekten saydın mı?

Elçin : Eğer biraz daha konuşursan kursa tek başına gitmek zorunda kalacaksın!

Erdem : Kulağa daha iyi bir fikir gibi geldi.

Elçin : Tamam git o zaman!

Emir : Erdem biliyorsun işte elçinin eleştiri kaldıramadığını, her kurs sabahı aynı şey!

Elçin : Kendi kaşındı, ben bu mükemmel kombinimi bir ucuz kursa ziyan etmeyeceğim ve arkadaşlarımla buluşacağım!

Emir : Elçin lütfen saçmalama benim okula gitmem gerek erdemi kursa bırak!

Elçin : Ya ben bırakamam özür dileyecek!

Erdem : Arkadaşların sana bu kombinle mükemmel gözüküyorsun diyorsa benden değil arkadaşlarından şüphelen!

Elçin : Gördüğün gibi hala devam ediyor

Emir : Elçin annemin halini görmüyor musun? Kadın perişan o mu götürsün kursa? İşim var diyorum sana

Erdem : Tamam emir abi sen işini hallet. Gerçekleri söylediğim için özür dilerim abla!

Elçin göz devirir.

Elçin : Neyse bir şey söylemiyorum.

 

Ayaz kapıyı açar ve 3 oğluda elinde valizlerle gelmiştir...

Ayaz : Hoşgeldiniz çocuklar.

Aktuğ, Akay, Alperen : Hoşbulduk .

Ayaz: Gelin şöyle geçin, hepinizin odası yukarıda eşyalarınızı yerleştirirsiniz.

Hiç biri bir şey demez ama Alperen...

Alperen : Tamam baba biz hallederiz başka bir şey var mı?

Ayaz : Yok oğlum sağol (zil çalar) Ben Bi kapıya bakayım

Ayaz kapıyı açar ve karşısında evin sahibini görür!

Evin sahibi : Ayaz Bey merhabalar tekrardan.

Ayaz : Merhaba

Ev sahibi : Farkındaysanız 2 ay geçti ve asla hiç bir şekilde kira ödemesi yapmadınız! Ve ödeyeceğim demiştiniz!

Ayaz : Evet biliyorum bi aksilik oldu haftaya ödeyeceğim.

Ev sahibi : Üzgünüm ben bi 2 ay daha sizin keyfinizi bekleyemem yarın evi boşaltırsınız!

Ev sahibi gider ayaz kapıyı kapatır...

Aktuğ : Fikrin süpermiş baba bizi bunun için mi çağırdın? Adam yarın evi boşaltın diyor ve biz kendi oturduğumuz evimizide bıraktık!

Ayaz : Aktuğ sizin haliniz benimkinden farklı mı olacak sanıyordunuz! Yarın beni kovarlar diğer gün Akayı, diğer gün seni, haftaya Alpereni atacaklardı sokağa... Ben biliyordum böyle olacağını o yüzden birlik olmalıyız dedim!

Aktuğ : Yok sen anlamıyorsun evsiz kaldık resmen, ben gidiyorum!

Akay : Nereye gideceksin? Babam haklı hepimizin sonu aynı..

Alperen : 2 aydır kirayı ödeyemedin mi?

Aktuğ : Evet süper bir soru nasıl ödeyemedin!

Ayaz : Çünkü sizin evlerinizin kirasının yarısınıda ben ödedim. Ve şimdi durum ortada, kimseyi suçlamanın Bi anlamı yok! Ben bi çözüm bulacağım siz oturun evde yarın kalmamız için bir yer arayacağım!

Aktuğ : Ben kafayı yiyeceğim çok az kaldı!

Ayaz evden çıkar...telefondan akıl hastanesinin yerine bakar ve yola koyulur!

Aktuğ : Siz nasıl bu kadar sakin kalabiliyorsunuz ya! Sorun bende mi?

Akay : 7 aydır başımıza gelmeyen bela kalmadı! Ben okulumu bıraktım. Fevri davrandıkta noldu daha da dibe battık bütün bu olanlar için babamı suçlayıp aradan çıkmaya çalışıyorsun ama yemezler daha iyi bir numara bul! Ne de olsa sende numara çok.

Aktuğ : Sen nereye getirmeye çalışıyorsun konuyu açık konuşsana

Alperen Aktuğla Akayın arasına girer

Akay : İşine gelince anlama tabi senin dilinden konuşuyorum!

Aktuğ : Bende senin anlayacağın dilden konuşayım o zaman

Alperen Aktuğu bırakır. Aktuğ Akaya yumruk atar! Akay Aktuğun boynuna yapışır...

Akay : Seni öldürmem 2 saniye mi almaz ama değmezsin sen hiç bir şeye!

Kavga durulur Aktuğ yerden kalkar Akay ters ters bakış atar

Alperen : (yüksek sesle) Neden durdunuz ya devam etsenize! Konuşun birbirinizin dilinden! Ben sizin dilinizi anlamıyorum sırf bu yüzden sizinle aynı evde yaşamak istemiyorum!

Aktuğ : Yaşama o zaman! çokta meraklı değiliz sana, sensiz yaşayamayan tek kişi hap delisi sevgilin...

Alperen arkasına dönüp Aktuğa yumruk atar!

Alperen : Laflarına dikkat et! Yoksa hareketlerime dikkat etmem!

Alperen ceketini alıp çıkar... Yoncanın doktoru arar...

Alperen : Hocam?

Doktor : Alperen bi kliniğe uğrayabilir misin? Yoncanın tek yakını olduğun için seni aradım, acil bir durum var...

Alperen : Tabi hocam geliyorum hemen!

Telefonu kapatır...

 

Mehir hazır evde çocuklar yokken Boranın gönderdiği kutuyu kırmaya çalışır! Duvarlara atar, üstünde tepinir, yere atar... Fakat kutu tabikide Kırılmaz Mehir dahada sinirlenir ve kutunun çok sağlam bir maddeden yapıldığını düşünür aynı ateşte yanmayan Bora yazısı gibi... Mehirin aklına bir fikir gelir!

Mehir : Tabi ya! Bu maddeleri satın aldığı bir yer olmalı belki o dükkanı bulursam boraya da bir adım yaklaşabilirim!

Mehir hemen bu tarz maddelerin satıldığı yerleri araştırır bir kaç yer bulup kağıda not alır ve evden hızlıca çıkar. Mehir çok heyecanlıdır çünkü sonunda bir ipucu bulmuştur ya da bulduğunu zannediyordur...

O sırada Elçin arkadaşlarıyla buluşmaya gitmiştir ama arkadaşları değildir sadece ailesine öyle söylemiştir. Gizli flörtüyle buluşmaya gitmiştir! Biride onu gizlice kameraya çekiyordur! Elçinin ruhu bile duymaz!

Elçin : Umarım fazla bekletmedim! Erdemi kursa bıraktım da

Gizli flört : Hiç sorun değil! Harika gözüküyorsun!

Elçin : Teşekkür ederim

Gizli flört : Seni beklerken bugün yapacaklarımızı düşündüm çok güzel bir gün geçireceğiz bundan emin ol!

Elçin : Tamamm kendimi sana bırakıyorum!

Elçin çok mutlu bir şekilde gizli flörtüyle el ele dolaşır gezer eğlenir. Ama bir konuda yanılıyordur çünkü hala kamerayla uzaktan çekiliyordur... Yani pekte gizli değildir!

 

Ayaz akıl hastanesinin önünde durur Aklında bir sürü soru vardır ne diyeceğini düşünür, acaba akrabası bu teklifi kabul edecekmiydi? Tabi sadece düşünmekle bir yere varamazdı. Arabadan inip hastaneye girdi...

Ayaz : Merhabalar, ben bir yakınımı ziyaret etmek istiyordum da görebilir miyim acaba

Personel : Zamanlamanız harika görüşme saati şuan!

Ayaz : Süper!

Personel : Yakınınızın ve sizin adınızı almam gerekiyor sadece.

Ayaz : Ben Ayaz Altan görüşmek istediğim kişi Ayla Keskin.

Personel : Tamamdır. Buyurun sizi odasına götüreyim beni takip edin

Ayaz personeli takip eder... Ve Aylanın odasına gelirler!

Personel : Burası

Ayaz : Çok teşekkür ederim.

Ayaz kapıyı çalar ve içeri girer. Ayla çok sinsi bir kadındır ve çok zekidir soğukkanlı bir yapısı vardır çok kolay yalan söyleyebilir!

Ayaz : Merhaba-(Ayla sus işareti yapar)

Aylanın çokta samimi bir karakter olduğunu unutmayalım tabi kii!

Ayla : Meditasyonumu böldün, meditasyonumun adı kötülüklerden arınma ve uzaklaşmaydı sanırım ters etki yaptı! Ayaz : Böldüğüm için özür dilerim.

Ayla : Sen kimsin?

Ayaz : Ben-(Ayla kahkaha atmaya başlar)

Ayaz Kendini tam tanıtacakken aylanın bu garip gülüşü ayazı biraz ürpertir...

Ayla : Korkma deli değilim! Yoksa uzaktan bakınca öyle mi gözüküyorum!

Ayaz : Yok yanlış anladın beni.

Ayla : Gayet doğru anladım! Buraya gelirken deli hastanesi nerede diye baktın ve bir akraban olduğunu hatırladın! Sence senin kim olduğunu bilmesem sen bu odaya gelebilir miydin? Aşağıdan arayıp sordular tanıyor musun diye. Çünkü burada bize zarar gelmesi çok zordur!

Ayaz : Anladım. Nasılsın?

Ayla : Söylediklerime inanmayacaksın ki! Asıl sen niye geldin Bi karın ağrın var belli !

Ayaz : Bir konuda yardıma ihtiyacım var!

Ayla : Ben Yardımsever biri değilim o yüzden sana yardım edemem!

Ayla çok açık sözlüdür ve aklından ne geçiyorsa söylüyordur biraz patavatsız denilebilir ama tabi ki sadece karşındakinin duyması gerektiği şeyi söylüyordur içinde her zaman daha fazlası saklıdır!

Ayaz : Bana yardım edebileceğin bir konu paraya ihtiyacım var.

Ayla : Evet yardım edebileceğim bir konuymuş ama yardım etmek istediğimi kim söyledi?

Ayaz : Lütfen yardım et! Bak çok zor zamanlar geçiriyorum yarın oturduğum evi boşaltmak zorundayım sokakta kaldım!

Ayla : Buraya düşmektense sokakta kalmayı tercih ederdim! Ama tabi senin hiç bir şeyden haberin yok! Kendi derdini dert sanıyorsun...

Ayaz : Lütfen Ayla özür dilerim...

Ayla : Kes özür dilemeyi! Para konusunda yardım ederim ama sana benden önce yardım edebilecek bir akrabamızı daha tanıyorum kendisi çok tatlı bir kadındır iyi de anlaşırsınız!

Ayaz : Kim?

Ayla : Mehir Kardan!

Ayaz : Evet onuda bulmuştum ama onu tanımıyorum pek!

Ayla : Seni geri çevirmez merak etme, benim gönderdiğimi söyle, o beni iyi tanır! Hemen yardım etmek isteyecektir. Hatta kim bilir belki oda zor durumdadır!

Ayaz : Tamam gidip konuşayım, Nerede oturuyor?

Ayla : (Adresi yazar) Eğer taşınmadıysa hala burada olması gerekiyor Bi bakarsın artık.

Ayaz : Çok teşekkür ederim de bulup ne diyeceğim?

Ayla : Geniş bir ev bulalım üçümüz ortak ödeyelim evin parasının en büyük kısmını ben öderim!

Ayaz : Çok çok teşekkür ederim Ayla!

Ayla : Ne demek! Siz bulun evi yerleşin bir an önce!

Ayaz adresi alıp gider. Ayaz çok mutludur şuan her şey bir tıkta olsun yoluna girmiştir ama Aylanın tabi ki de bir planı vardır. Ayaza boşuna yardım etmemiştir kendisininde bu olaydan bir çıkarı vardır!

Ama Aylanın planı nedir?

 

Loading...
0%