@kartanecy_nidaa
|
* Eliz bir restorantta çalışıyordur, fakat burası biraz daha elit insanların geldiği bir restoranttır ve çalışanların işe geç kalması asla kabul edilemez! Bu yüzden çalışan kişilere özel odalar verilir. Ve patron birini kovmadıkça işten çıkmak yasaktır! Eliz her zamanki gibi öğle yemeğini hemen 15 dakika da yiyip tekrar işine geri döner... İçeri biri girer ve masaya oturur... Eliz masaları silerken müşteri geldiğini görüp hemen yanına gidip siparişini alacaktır. Elindeki bezi bırakıp, tabletini alıp müşterinin yanına gider... Gelen kişi BORADIR! Eliz : Merhaba hoşgeldiniz, istediğiniz bir şey var mı? Bora : (Elizin yüzüne asla bakmaz) Sadece su. Eliz : Tabii hemen getiriyorum. Eliz biraz şaşırır. Çünkü buraya gelenler pahalı siparişler verir ve sadece su istemek çok çok nadir görülen bir şeydir. Eliz dolabı açar ama hiç su kalmadığını görür bu yüzden depoya inmesi gerekiyordur... Müşteriye haber verip öyle gitmeye karar verir. Eliz : Su buzlukta kalmamış depoya inip geliyorum, bardağınızı getirdim. Eliz hemen aşağı iner... Buzluktan bir koli suyu alıp basamaklardan çıkmaya başlar... İş arkadaşı yanına gelir. İş arkadaşı : Eliz istersen ben alayım onu! Eliz : Ben taşıyorum sorun yok. İş arkadaşı : Patron seni çağırıyor da. Eliz şok olur çünkü daha önce hiç patron iş sırasında onu çağırmamıştır... Eliz tedirgin olur... Elindeki koliyi arkadaşına verip yukarıya patronun yanına çıkar ... Patron barın olduğu yerdedir. Eliz : Beni çağırmışsınız. Patron : Neredesin sen? Eliz : Buzlukta su kalmamış. O yüzden depoya inip su- (patron lafını keser) Patron : Sabah buzlukta su var mı, yok mu kontrol etmedin yani! Eliz : O görev arkadaşımdaydı, ben bugün masaları düzenledim efendim. Patron : Tabi zoru görünce suçu arkadaşının üstüne at! Eliz : Yanlış anladınız beni. Patron : Kovuldun Eliz!!! Eliz : Ne? Ama... Patron : Müşteri senden baya bir şikayetçi oldu kendisi bizim için önemli biridir! Böyle bir yanlışı kaldıramayız! Eliz arkasını dönüp masaya bakar ve müşteri kalkıp gitmiştir. Eliz : Yanlışım tam olarak ne? Ben anlamadım. Patron : Kovuldun Eliz eşyalarını topla git! Neyi sorguluyorsun hala? Eliz : Farkında mısınız, ben 1 yıldır burada çalışıyorum! Bugüne kadar bir yanlışım olmadı! Bugünde olmadı... Ben müşteriye depoya inmeden öncede haberde verdim! Arkadaşım sabah dolaba su koymadığı için mi kovuluyorum? Arkadaşım işini düzgün yapmadığı için beni kovuyorsunuz yani. Patron : Odanıda boşalt bu akşam kalamazsın! Eliz : Gerçekten bu kadar acımasız olamazsınız! Benim kalacak bir yerim yok! Patron : Beni ilgilendirmiyor! Eliz: (önlüğünü çıkarıp) Peki, buyurun işinizde, müşterilerinizde sizin olsun. Ama benden size bir tavsiye müşterilerinizi dinlemeye devam ederseniz, çalışan insan bulamazsınız, çalışanlarınızıda kaybedersiniz! Eliz üstünü değiştirmek için soyunma odasına gider.. Elizin kalacağı bir yer yoktur ve şimdi ne yapacağını düşünür...
Talya kulaklığını takmıştır ve resim odasında tuval çalışıyordur... Aktuğ yanına gelip oturur... (ortam sessizdir) Aktuğ Taylanın kulaklığını kendine takıp müziği dinlemeye başlar. Talya : (gülümseyerek) Ne yapıyorsun? Aktuğ : Tabi ki de Talyayı duymaz. Talya fırçayı uzatır... Aktuğ :(yüksek sesle) Müziği dinlerken mi çizmem gerekiyor? Talya eliyle aktuğun ağzını kapatır.. Kulaklığı çıkarır.. Gülmeye başlar. Aktuğ Talyanın avucunun içini öpüp... Aktuğ : Noldu ya? Talya : Bütün herkes bize bakıyor! Burada yüksek sesle konuşmaman gerekiyordu.. Aktuğ : Yüksek sesle mi konuştum? Haa kulaklık yüzünden... Talya : Evet. Aktuğ : Ee ne çiziyorsun. Bu şarkı biraz içimi baydı, bence biraz daha enerjik şarkılar açıp çizmeyi dene. Talya : Ne yaparsam yapayım olmuyor Aktuğ. Aktuğ : Neden öyle diyorsun? Talya : Sanırım stres yaptım. Resim yarışması varya. Daha doğrusu herkes resmini sergileyecek ve sunulacak, resmi satılan kişiler çok şanslı ama... tabi resmin satılmayabilir. Aktuğ : Bunun için mi üzülüyorsun? Talya : Evet benim için kötü bir şey! Aktuğ : İnsanlar zevksizse biz ne yapalım, sen ne güzel çizmişsin resmini.. Talya : Bu sadece okulumuzda değil, hayatta bir yere gelmek istiyorsan mutlaka birilerini memnun etmek zorundasın! Aslında söylediğin gibi çok saçma! Ama kural bu... Aktuğ : Bir kaç insan resmini beğenmedi diye yeteneksiz olmuyorsun sevgilim! Talya : Evet ama beğenilsin istiyorum. Aktuğ : Tamam. Talya : Ne tamam? Aktuğ : Ben beğendim resmini. Talya : Of Aktuğ! Aktuğ : Ne var ya? Bence mükemmel muazzam bir sanat eseri olmuş! Talya : Daha resim bitmedi bile... Aktuğ : Duygusu bana geçti. Talya : Sen resimden anlamazsın ki! Aktuğ : Ama seni anlarım... Hadi bu akşam buluşalım bu resmi beraber bitirelim yarım kalmasın. Talya : Sen ve resim yapmak! Waooww. Aktuğ : Öğretirsin bana işte... Talyanın arkadaşı seslenir... Arakdaşı : Talya! Hadi gel yemek yemeye çıkıyoruz! Talya : Tamam geliyorum!...Ben gideyim. Talya resmini toplamaya başlar... Aktuğ : Cevap vermedin. Talya : Ben sakin kafayla bitirsem daha iyi olur sanki. Aktuğ : Tamam, peki. Talya çantasını alıp gider.. Aktuğ :" Afiyet olsun" diye bağırır... Aktuğ : Ayy burada bağırmıyorduk değil mi. Pardon!
Işın : Okula gerçekten neden döndün. Akay : Hep beraber oluruz işte, iyi olmadı mı? Işın : Sen benim için okula dönmezsin Akay! Ben okula hep gidiyordum, ve sen gelmiyordun.. Akay : İnan ki senin için geldim... Artık beraber vakit geçiremiyoruz. Işın : Akay gerçekten biraz kendi hayatımıza odaklanmalıyız! Akay : Hayatımın içinde sende varsın Işın! Seninlede ilgilenmek istiyorum gece gündüz zaman farketmez, ama seni görmek istiyorum! Işın : Okula dönmene gerçekten sevindim. Akay : Biraz da olsa eski günlere döndüğümüz için sevindim. Işın : Derse geç kalmayayım ben, gidiyorum. Akay : Tamam (ışını yanağından öper). Aktuğ : Ooo hoşgeldiniz Akay bey, siz biliyor muydunuz ya okulunuzun yolunu? Akay : Biliyordum, ama sizi burada gördüğüme şaşırdım. Ne yapıyorsun resim odasında? Aktuğ : Talya resimle ilgileniyordu onun yanındaydım. Akay : Diğeri nerede? Aktuğ : Sana ne! Okulda sorma şöyle sorular demiyor muyum! Onunla okulda konuşmuyoruz. Akay : İyiymiş. Aktuğ : Sen neden döndün okula? Akay : Canım istedi! Aktuğ : Lütfen şu suratsız sevgilin için döndüğünü söyleme! O bu yalanı yutmuş olabilir, ama ben yutmam. Akay : Ani bir kararla karar verdim. Aktuğ : Haa okay ortam sarmazsa her an kaçabilirim diyorsun! Akay : Evet öyle gibi... Koridordan geçen birileri... : Hoşgeldin Akay seni görmek ne güzel! : Aaa Akay mı gelmiş! : Hoşgeldin tekrardan, özlettin kendini! Akay : Merhaba sizede.. Aktuğ : Ortam saracak gibi! Akay : Öyle gözüküyor!
Artık Akay okula geri dönmüştür ve her şey daha farklı olacaktır. Akayın bu tarz ani fikirleri birilerinin canını sıkabilir belki de sadece can sıkmak için yapıyordur...
Eliz tanıdığı bütün yakınlarını arıyordur bu akşam kalacak bir yer bulmak için... Eliz : Biliyorum seninde maddi durumun şuan pek iyi değil ama gerçekten kalacak bir yerim yok... Telefondaki kişi : Üzgünüm sana yardım edemem. Kendim zor geçiniyorum. Eliz : Anladım haklısın... Eliz başka bir tanıdığını arar... Eliz : Ben biraz zor durumdayım işten kovuldum ve gerçekten şuan çok çaresizim.. Telefondaki kişi : Çok üzüldüm senin adına ama elimden bir şey gelmez... Eliz : Peki sağol yinede... Eliz zaten bu aradığı numaraların yardım etmeyeceğini biliyordu ama başka bir çareside yoktu... Eliz resmen sokakta kalmıştı ve otelde kalacaktı büyük ihtimalle... Ama nereye kadar otelde kalacaktı? Elizin kalıcı bir çözüme, yere ihtiyacı vardı...
Akşam olur... Bütün herkes masada toplanır... Mehir : Gününüz nasıl geçti? Erdem : Akay abi okula geri dönmüş. Akay : Bunu bende söyleyebilirdim. Ayaz : Akay, oğlum çok sevindim! Erdem : Gerçekten beyninde bir sorun yokmuş... Lilit : Senin üniversitede ne işin vardı? Sen liseye gitmiyor musun? Erdem : Ben okula gitmiyorum. Lilit : Neden? Ayla : Erdem bir kaza geçirdide o yüzden. Elçin : Sen nerden biliyorsun! Ayla : Sır mıydı? Mehir : Aile konularımız seni ilgilendirmez! Ayla : Bugün hiç bir ders almamışsın üzücü. Emir : Ne dersi anne? Aktuğ : Ne kadar hareketli bir gün olmuş ya! Erdem : Hoşuna mı gitti? Aktuğ : Evet, bir sorun mu var küçük adam? Erdem : Yok, bir sorun yok. Sadece kişiliğini çözümlemeye çalışıyorum. Alperen : (tebessüm ederek) Boşuna kafanı yorma. Onun bir kişiliği yok. Aktuğ : Yoo var! Akay : İki kişiliği olabilir iki arabası ve iki... Alperen : ( Gülerek) Doğru! Asla ortası yok, ya hiç ya iki tane, genelde ikiyi tercih ediyor! Erdem : Tercih meselesi. Aktuğ : Aynen öyle! Beni biraz savunsana zeki adam! 2 kişi birden üzerime yükleniyorlar! Erdem : 2 sayısını seviyorsun, o yüzden bir şey yapamam! Alperen : (gülerek) sen harika bir çocuksun! Elçin : Bu arada Ayaz abi bizim okulda işe başlamış! Mehir : Aa, çok sevindim. Ayla : Sen ne anlarsın rehberlikten! Ayaz : Bayadır yapmıyorum, evet ama bu benim işim sonuçta Ayla. Mehir : Senin yapabildiğin bir iş var sanki de birde konuşuyorsun. Ayla : Var tabii! Mehir : Söylesene lütfen! Neyi iyi yapıyormuşsun! Ayla : Ben boş konuşmam Mehir! Direkt icraata geçerim! Yakında görürsün neler yapabildiğimi.. Elçin : Şuan boş konuştun mesela! Lilit : Seninde altı dolu bir cümleni henüz göremedik! Elçin : Beni kıskandığını bu kadar belli etme! Odamı aldın zaten. Yetmedi mi! Lilit : O odada yatmadan önce baya Bi tütsülemem gerekecek. Malum kötü enerji. Erdem : Tütsü kokusunu çok severim! Elçin : Sen nerede gördün tütsüyü Erdem! Erdem : Cidden hiç bir şeyden anlamıyorsun! Ben odama çıkıyorum! Mehir : Oğlum, yemeğin... Erdem : Gerçi bu cümle daha çok Elçinin lafı ama artık çıkacak bir odası yok! O yüzden onun yerine ben söyleyeyim artık! Elçin : Çok komik! Senin odanı ele geçireyimde, o zamanda böyle şakalar yap! Emir : Erdemin odasını alman için onu öldürmen lazım! Elçin : Bende odamı bedavaya verecek insan değilim, ama kimseyi öldürmedim! Lilit : Sende öyle bir cesaret yok çünkü. Aktuğ, akay güler... Mehir : Öldürmenin cesaretle bir alakası yoktur. Aksine korkuyla alakası vardır! Ayla : Psikolog hanım konuştu, bir alkış alalım! Ayaz : Her yemeğimiz birbirimize laf sokmakla geçmesin ama... Aktuğ : Şu evin içindekilere bakınca, kaosun eksik olmadığı bir gün olmaz! Alperen : Huzura hasretiz artık! Bunu kabullenelim... Aktuğ : Senin huzur anlayışın terapi ve haplarsa huzur anlayışımız çok farklı! Alperen : Kesinlikle çok farklı! Yalan söyleyerek huzura varacağını sanmak, büyük aptallık mesela! Aktuğ : Tamam madem benim sorun! Bundan sonra konuşmuyorum, buyurun huzur denen sıkıcı, basık duygular sizin olsun! Akay : Ben almayayım! Size afiyet olsun! Ayaz : Akay nereye? Akay : Işının yanına baba. Aktuğ : O kız senin psikolojini bozuyor. Akay bir anda sandalyeyi kenara çekip... Akay : Ben Işın hakkında bir şey söylemeyeceksin demedim mi? Aktuğ : Sen o kızla takılmaya devam et! Sizin ilişkiniz yürümez. Kız farklı bir kafada! Akay Aktuğun kolunu tutup... Akay : Sana ne bundan! Ayaz ayağa kalkar... Ayaz : Akay, hadi oğlum git sen nereye gideceksen. Akay : ( Aktuğa bakarak) Önce sen bi kendine çeki düzen ver! Aktuğ : (alaycı bir şekilde) Emredersiniz! Akay sinirle evden çıkıp gider... Herkes yemeğini toplayıp odasına çekilir... Ayazla Mehir yine balkonda otururlar... Mehir : İşinin olmasına çok sevindim gerçekten! Ayaz : Bende. Aslında açık söyleyeyim pek umudum yoktu... Yani hem kendimde yapabilecek miyim bilmiyorum. Çünkü ben bu bölümü kazandıktan sonra çok bir tecrübem olmadı. Çalışmadım bu işte. Mehir : Bir işi en iyi öğrenmenin yolu çalışmaktır! Kendine güven! Sonuçta zamanında kazanmışsın bu bölümü Hem yapılmayacak hiç bir şey yok, çocuklara yol göstereceksin. Ayaz : Ya evet, o işte de ne kadar başarılıyım görüyorsun... Akay, Aktuğ ve Alperen... Gerçi Alperen gerçekten iyi bir çocuk ama Akayla Aktuğu kontrol etmek çok zor... Mehir : Kendi çocuklarını karıştırma! Çocuk yetiştirmek ayrı bir konu... Ayaz : Yetiştiremedim işte... Mehir : Hepimizin eksikleri var bu konuda. Kusursuz anne, baba diye bir şey yoktur... Mehirle Ayaz balkonda konuşurken biri Mehirin odasına girer ve masanın üstünde kutuyu görür... Kutunun şifresini girer ve kutuyu açar!! Kutuyu açık bir şekilde masanın üstünde bırakıp odadan çıkar...
|
0% |