@kayip_balik_nemo
|
"DERİĞĞNN KAĞĞLKK!"
Abimin böğürmesiyle gözlerimi açtım. "Ay ne var be iki saattir kalk kalk kalk bi uyutmadın!"
Bana ters ters bakarak "Senin yüzünden yine okula geç kalıcaz. Her sabah aynı şey kalkmak bilmiyosun." dedi. Gözlerimi ovuşturarak ayaklarımı yataktan sarkıttım. Hayvan gibi esnedikten sonra bakışlarımı duvara diktim. Dakikalar sonra gözlerim kapanmaya başlarken abim "Derin." dedi.
"Hı?"
"Napıyosun?"
"Bilmem."
"Allah'ım bu kız beni öldürecek!" diyip bi anda kolumdan tuttuğu gibi beni ayağa kaldırdı. "Geç kaldık diyorum sen hâlâ uyuyosun, kalk bi elini yüzünü yıka kendine gel, sonra hazırlan seni bekliyorum." derken beni banyoya doğru sürüklüyordu. Beni banyoya sokup arkamdan kapıyı kapattı.
Tekrar hayvan gibi esneyip elimi yüzümü yıkamak için lavaboya doğru yürüdüm. Neyse ki bugün cumaydı yani iki gün öğlene kadar yatacaktım. Uykuyu çok seven bi kız olarak erken kalkmaktan nefret ederdim. Bazı sabahlar abim beni sarsarken onu boğazlayasım geliyordu ama kendimi tutuyordum.
Banyoda elimi yüzümü yıkadıktan sonra dişlerimi fırçaladım. Ordan çıkıp odama doğru ilerledim. Abim kapıya yaslanmış beni izliyordu. Ona dişlerimi göstererek sırıtıp odama girdim.
Dolabımdan rastgele bir pantolon ve bir sweatshirt seçip üzerime geçirdim. Aynada saçlarımı taradıktan sonra askıdaki siyah şişme montumu alıp giydim. Yerde duran siyah sırt çantamı da alıp koluma taktım ve odamdan çıktım.
"Ben hazırım hadi gidelim." dedim abime. Başını sallayıp kapıyı açtı. Ayakkabılarımızı giydikten sonra apartmandan çıktık ve abimin motoruna doğru ilerledik.
Abim bindikten sonra ben de arkasına binip kollarımı beline sardım.
Abimin adı Kuzeydi. O 12. sınıftı ben 11. Abimle beraber aynı okula gidip geliyorduk. Annemiz ve babamız ben 7 yaşındayken trafik kazasında ölmüştü. İlk birkaç sene boyunca anneannemiz bize bakmıştı ama sonra o da ölmüştü. Bazı uzak akrabalarımız dışında kimsemiz yoktu.
Okula varmamıza az bir zaman kala kırmızı ışıkta beklerken karşı şerit yol kenarında kaza olduğunu farkettim. Ambulans arabanın çevresine toplanmıştı. "Abi şuraya baksana." diyip kazanın olduğu yeri gösterdim.
Yeşil ışık yandığında tekrar hareket etmeden hemen önce bir şey oldu. Sağlık görevlilerinden biri arabanın kapısını açtığında içerideki adam bi anda görevlinin üzerine atladı.
Kaza alanı görüş açımızdan çıktığında daha fazla bir şey görememiştim.
"Alkollü heralde." dedi abim. "Kaçmaya çalıştı sanırım."
Başımı sallayıp önüme döndüm.
***
Okula vardığımızda motordan inip okula doğru ilerledik. Okul bahçesi bomboştu, bu da demek oluyordu ki geç kalmıştık.
Abim arkadan kafama vurdu. "Senin yüzünden yine geç kaldık. Ben her gün hocamdan azar yemek zorunda mıyım lan!"
"Ne vuruyorsun be!" diyip ben de onun omzuna vurdum. "Napim yani, uyanamıyorsam benim suçum mu?"
"Saat gece 3'e 4'e kadar zombi filmleri izlersen kalkamazsın, tabii ki senin suçun!"
O sırada abimle yollarımızın ayrıldığı yere gelmiştik. Abime dil çıkarıp sınıfıma doğru ilerledim. Arkamdan "Ya sabır!" diyen sesini duysam da umursamadım.
Kapıyı iki kez tıklatıp açtım. 3 gün art arda geç kaldığım için hocanın ters bakışlarına maruz kalarak cam tarafı en arka köşedeki sırama doğru ilerledim.
Tek başıma oturuyordum. Öyle çok yakın olduğum bir arkadaşım yoktu. Tüm sınıf annemin ve babamın öldüğünü biliyordu bu yüzden kimse benimle konuşmak istemiyordu. Zaten ben halimden memnundum. Yalnızlığı seviyorum.
Ders sırasında camdan dışarıyı izlerken kapıdaki bekçinin tuhaf hareketler yaptığını fark ettim. Yüzünü duvara dönmüş yavaş bir şekilde başını duvara vuruyordu. "Napıyo bu adam?" diye fısıldadım kendi kendime.
Tam o sırada beden eğitimi dersi olan bir sınıf bahçeye çıktı. Bekçi durdu ve bir anda öğrencilerin olduğu tarafa dönüp üzerlerine koşmaya başladı. Daha nolduğunu bile anlamadan bekçi önüne gelen ilk öğrencinin üzerine atladı ve ikisi de yere düştü.
Çocuğun kafasının etrafında oluşan kan gölüyle dehşet içinde ayağa kalktım.
"Bir şey mi oldu kızım?" diye soran hocanın sesiyle ne diyeceğimi bilemedim.
"Şey ben t-tuvalete gidebilir miyim?" dedim kekeleyerek. Yüz ifademden herhalde altıma yapmak üzere olduğumu falan düşünmüşlerdi çünkü tüm sınıf aralarında fısıldaşarak gülüyordu ama bu zerre umurumda değildi.
"Gidebilirsin tabii ama noldu bir şeyin mi var?"
"Hayır hocam."
Hoca tereddütle önüne dönünce hızla sıraların arasından geçip sınıftan çıktım. Tuvalete girdiğimde karşımda gördüğüm şeyle kaskatı kesildim.
Karşımda bir kız vardı. Sarışın, uzun boylu... Bana arkası dönüktü. Tıpkı bahçedeki bekçi gibi yavaşça kafasını duvara vuruyordu ve hırıltılı sesler çıkarıyordu.
Kapıyı açarak büyük hata ettiğimi aşırı hızlı bir şekilde kafasını bana çevirerek üzerime koşmasından anladım. Yüzü gözü her yeri kan içindeydi. Tam yanıma varmıştı ki kapıyı suratına kapattım.
Çığlık atmamak için kendimi zor tutarken tuvalette ki kız kapıya vurup açmaya çalışıyordu. Tıpkı gece izlediğim filmdeki zombiler gibiydi.
Yoksa...
O gerçekten bir zombi miydi?
|
0% |