Yeni Üyelik
25.
Bölüm
@kayip_balik_nemo

Ardından Yekta indiğinde tam biz de inecektik ki kulaklarıma yüksek bir silah sesi doldu.

 

Ardından abimin acılı çığlığı...

 

Kalbim korku ve endişeyle hızlanmaya başladığında hemen ön camdan dışarı baktım. Abim yere çökmüş, sol omzunu tutuyordu. Omzunu tuttuğu elinin parmaklarının arasından fışkıran kanları gördüğümde bağırdım.

 

"Abi!"

 

Asya'nın olduğu tarafa dönüp inmek için kapıya uzandığımda kapı açılmadı.

 

"Asya çekilsene kapıyı açıcam!" diye bağırdım panikle. Asya da kapıyı açmaya çalıştı ancak beceremedi.

 

"Sıkışmış!"

 

Bir küfür savurup Burak'ın olduğu tarafa döndüm. Tam Burak aşağı inmiş ben de iniyorum ki bir silah sesi daha yankılandı. Asya ile beraber çığlık atarken Burak benim dışarı çıkmama engel olup kendisi de içeri girdi.

 

Camdan baktığımda Yekta'da ya da abimde omzundakinden farklı bir yara göremedim. Yavaş yavaş bu tarafa doğru geleceklerken bir silah daha patladı.

 

Neyse ki yine kimse vurulmamıştı.

 

Dışarı çıkmak için Burak'ı ittim ancak çıkmama izin vermedi.

 

"Burak çekil!" diye bağırdım.

 

"Olmaz Derin, dışarısı tehlikeli!"

 

"Abime bakacağım!"

 

Bir silah daha patladığında Asya'nın olduğu taraftaki cam kırıldı. Kurşun son anda bizi sıyırdığında hepimiz aşağı eğildik.

 

En sonunda abim ile Yekta da arabaya binebildiğinde gözlerim hemen abime döndü.

 

"Abi, iyi misin!?"

 

"Derin sakın kafanı kaldırma!" dedi abim.

 

Gözlerim omzundaki yaraya kaydığında hâlâ kanların fışkırdığını gördüm.

 

Abim araba kullanacak hâlde olmadığı için Yekta ile yer değiştirmişlerdi.

 

Bir silah daha patladığında bu sefer sürücü koltuğunun yanındaki cam kırılmıştı. Aynı anda çığlık attık.

 

Bir anda gelen cesaretle kafamı kaldırdım ve kurşunun geldiği yöne bakıp silahı kullanan kişiyi görmeye çalıştım.

 

"Derin! İndir kafanı, delirdin mi!?" diye bağıran abimi ve "Derin kafanı kaldırma!" diyen Yekta'yı dinlemedim ve bir elim belimdeki silaha gitti. Silahı çıkardığımda Burak arkadan kafama bastırıp eğilmemi sağladı ve elimden silahı aldı.

 

"Napıyorsun?"

 

"Ağacın arkasında bir şey hareket etti, ben ateşlerim silahı." diye cevap verdi.

 

İki saniyede silahı kırık camdan hedefe doğru uzattı ve hiç beklemeden ateş etti. Kafamı kaldırıp baktığımda ağacın arkasından yana doğru bir adam düştü.

 

Bu da kimdi şimdi?

 

Tek tek arabadan inerken ben hemen abimin olduğu tarafa koşup kapısını açtım. Gözlerini zor açık tutuyordu, kan kaybından bayılmak üzereydi.

 

"Asya buraya gel!" diye bağırıp Asya'yı yanıma çağırdım.

 

"Abimin omzunu bir kumaş parçasıyla sarmamız gerekiyor." dedim. Bu sırada da Burak ve Yekta ölen adamın yanına gidip kim olduğuna bakıyorlardı. Adamın bize ateş ettiği silahı aldıklarını gördüm.

 

Abimin üzerindeki tişörtten bir parça yırtıp dikkatlice koltuk altına yerleştirdim. Neyse ki mermi öbür taraftan çıkmıştı ve abimin omzunun içinde kalmamıştı.

 

Asya kumaş parçasının tepesine sıkı bir düğüm atarken ben de yavaşça yarasına bastırıyordum. Abim bayılmak üzere olduğunda gözlerim dolmuştu. Karşımda acı çekmesine dayanamıyordum.

 

O sırada Yekta buraya seslendi.

 

"Kızlar yardıma gelin, şu ağacı kaldırmamız lazım!"

 

Abime son bir kez bakıp "Abi sen burada dinlen, biz yolu açmaya çalışacağız." dedim. Yarı baygın olan abimden hafif bir mırıltı yükseldi.

 

Gitmeden önce ne olur ne olmaz zombi falan gelir diye arabanın kapısını kapattım ve Asya ile beraber Yekta ile Burak'ın yanına ilerlemeye başladık.

 

Ağacın yanında yerlerini almışlardı. Asya ile yan yana durup ellerimizi ağacın altına koyduk ve kaldırmaya başladık. Biraz zor olmuştu ama tamemen çekemesek de arabanın geçebileceği kadar bir yer açabilmiştik.

 

Hızlıca tekrar arabaya bindik. Sürücü koltuğunda Yekta vardı. Ben yine Asya ile Burak'ın ortasındaydım. Aklıma gelen şeyle Yekta'ya döndüm.

 

"Yekta senin ehliyetin var mı?" diye sordum.

 

"Yok ama kullanmayı biliyorum." dedi.

 

Herkes önüne dönüp sessizleştiğinde araba yavaşça hareket etmeye başladı. Arabanın geçmesi için açtığımız küçük yerden geçerken stres olmuştum.

 

Yola devam ederken aklıma Ayza geldi. Acaba ne yapmıştır evde aç, susuz...

 

                                                            ***

 

Uzun bir yolculuktan sonra eve varmıştık. Hemen inip arabanın bagajına yerleştirdiğimiz çantaları aldık. Yolun sonlarına doğru abim de kendine gelebilmişti.

 

Evin kapısının önüne geldiğimizde Yekta gidip Ayza dışarı çıkmasın diye kapının önüne bıraktığımız koca kayayı güçlükle kaldırıp kenara koydu.

 

Kapıyı açıp içeri girdiğimizde hemen odalara bakmaya başladım. Ayza'yı alt katta bulamayınca belki odasındadır diye üst kata koştum. Odasının kapısı aralık açıktı.

 

Kapıyı sonuna kadar açtığımda gördüğüm manzarayla dehşete düştüm.

 

Loading...
0%