Yeni Üyelik
27.
Bölüm
@kayip_balik_nemo

Dakikalar sonra uyku beni yavaş yavaş içine çekti.

 

                                                      ***

 

Terden sırılsıklam ve soğuktan titreyerek uyandım. Pencereden dışarı baktığımda havanın karardığını fark ettim. Odanın diğer köşesindeki yatağa baktığımda Asya'nın uyuduğunu gördüm.

 

Hava kesinlikle yorganın altındayken titretecek kadar soğuk olamazdı. Üstelik soğukta terleyemeyeceğime göre de kesinlikle ateşim vardı.

 

Hem de çok fazla.

 

Dişlerim birbirine çarparken daha çok üşüyeceğimi bile bile üzerimdeki yorganı hızla ittirdim. Daha sonra üzerimdeki sweati de çıkarıp atletle kaldım.

 

Güçlükle yatağımdan kalktığımda Asya'yı uyandırmamak için sessizce odadan çıkıp aşağı indim. Mutfağa gidip ben baygınken abimlerin aldığı ilaçları aramaya başladım.

 

Tüm çekmecelere ve dolaplara tek tek hızlıca bakarken en sonunda bir tanesinde buldum. Hemen ilaçları karıştırıp aralarından ateşimi düşürmek için uygun ilacı aramaya başladım.

 

Sonunda bulduğumda hızlıca bir kaşık alıp içtim. Tam ilacı da yanıma alıp gideceğim sırada kapının orada bir hareketlenme hissettim. Hemen oraya döndüğümde Yekta'nın ela gözleriyle karşılaştım.

 

Bir elimdeki ilaca, bir de benim titreyen bedenime bakarken hızlıca yanıma geldi. Eğilip dudaklarını alnıma bastırdığında ilk başta öptüğünü sanmıştım ancak hemen ardından ateşime baktığını anladım.

 

"Derin! Yanıyorsun sen!" diye sessizce konuştuğunda hiç beklemeden elimdeki ilacı aldı ve beni tek bir hareketiyle kucağına aldı.

 

Hızlıca merdivenlere yönelip çıkmaya başladı ve odama girdi. Beni yatağıma yatırdığında elindeki ilacı komodinin üzerine bıraktı.

 

"Bekle burada geliyorum ve sakın üzerini örteyim deme!" deyip koşar adımlarla odadan çıktı.

 

Birkaç dakika sonra elinde içi su dolu bir leğen ve bezle içeri girdi. Yanıma geldiğinde bezi suda ıslatıp alnıma yerleştirdi.

 

Aynı işlemi defalarca yaptığında titremem geçmişti ancak hâlâ üşüyordum.

 

"Artık gidebilirsin, ben iyiyim." dediğimde kaşlarını çattı.

 

"Bir yere gitmiyorum Derin, sen uyuyana kadar da uyurken de başında bekleyeceğim."

 

"Saçmalama Yekta, o kadar uzun süre uyanık kalamazsın!"

 

"Konu sensen kalırım Derin, uyumaya çalış." dediğinde ne dersem diyeyim ikna edemeyeceğimi anladım. Bu yüzden Yekta alnımdaki bezi ıslatıp tekrar geri koyarken gözlerimi kapattım.

 

Uykuya dalmadan hemen önce Yekta'nın yumuşak dudaklarını yanağımda hissettim.

 

                                                       ***

 

Gözlerimi yavaşça açtığımda hemen yanıma baktım. Gördüğüm manzarayla gülmemek için kendimi zor tutarken hâlâ alnımda olan bezi alıp yerdeki leğenin içine attım.

 

Yekta tahmin ettiğim gibi uyuyakalmıştı.

 

Oturduğu sandalyede kollarını vücuduna sarmış, kafası arkaya düşmüş uyuyordu.

 

Diğer yatağa baktığımda Asya orada değildi. Yavaşça ayağa kalkıp yatağımın köşesindeki gece çıkardığım sweatimi alıp tekrar giydim. Yekta'yı uyandırmak istemiyordum. Anlaşılan gece bayağı uykusuz kalmıştı.

 

Yavaş ve sessiz adımlarla odadan çıkıp aşağı indim. Salona doğru ilerledim ve kapının önüne geldiğimde içeriden konuşma sesleri duydum. Olduğum yerde durup kafamı içeri uzattığımda gördüklerimle şoka uğradım.

 

Ha?!

 

Asya abimin kucağında mı oturuyor yoksa ben mi yanlış görüyorum?!

 

Ellerimle ağzımı kapatıp gülmemek için direndim. Yanlışlıkla ağzımdan küçük bir gülme çıktığında ikisinin de bakışları kapıya döndü. Anında kafamı geri çekerken beni görmemiş olmalarını umuyordum.

 

Bir süre orada bekledikten sonra kafamı tekrar yavaşça uzattım ama görmeyi beklediğim şey kesinlikle abimin çatık kaşlarla bana bakan yüzü değildi.

 

Küçük bir çığlık atarak oradan koşarak uzaklaşmaya başladığımda abim de peşimden geliyordu. Evin kapısına doğru koşarken başımı çevirip arkamdan abime baktığımda yanaklarının kızarmış olduğunu fark ettim.

 

Utanmıştı!

 

Büyük bir kahkaha attığımda kapıya ulaşmıştım. Hemen açıp kendimi dışarı attığımda hâlâ peşimden geliyordu. Yola ulaştığımda önce soluma, ardından sağıma baktım ancak sağ tarafımda gördüklerimle yerimde kaskatı kesildim.

 

Tam o sırada abim arkadan beni tutup "Yakaladım!" diye bağırdığında "Abi," dedim.

 

Sesimden bir şeyler olduğunu fark etmiş olacak ki beni bırakıp "Ne oldu?" diye sordu. İşaret parmağımla yolu gösterdiğimde hemen o tarafa baktı. Ardından küfür ettiğini duydum.

 

Yüzlerce zombi bu tarafa doğru geliyordu...

Loading...
0%