Yeni Üyelik
37.
Bölüm
@kayip_balik_nemo

Keşke yüzüne o kadar kar atmasaydım.

 

                                                      ***

 

Üzerimi değiştirip odamdan çıktım. Hiçbir yere uğramadan direkt olarak Yekta'nın odasına doğru adımladım. En son Yekta uyuduğundan beri aradan yaklaşık yarım saat geçmişti ve kontrol etmeye gidiyordum.

 

Odasının önüne geldiğimde kapıyı açıp içeri girdim. Yekta hâlâ uyuyor, değişen bir şey yok gibi görünüyordu. Odadaki sandalyeyi aldım ve yatağının yanına gidip oturdum.

 

Alnındaki bezi değiştirirken uykum gelmeye başlamıştı. Yaklaşık on kere daha bezi değiştirdikten sonra sandalyede arkaya doğru yaslandım ve gözlerimi kapattım. Uyumamam gerekiyordu ama engel olamıyordum.

 

Aradan kaç dakika geçti bilmiyordum ama önümdeki yatakta hareketlenme hissettim ve bir hışırtı duyuldu. Yarı uyku halindeydim, bu yüzden tepki veremiyordum.

 

Birkaç saniye sonra yataktaki hışırtı arttı ve tam önümde birinin durduğunu hissettim. Kesinlikle Yekta'ydı.

 

Belimde ve bacaklarımda hissettiğim kollarla havalandım. Ardından sırtım yumuşak bir zeminle buluştuğunda yatağa bırakıldığımı anladım. Kendimi uykunun huzurlu kollarına bırakacağım sırada Yekta'nın sıcak dudaklarını alnımda hissettim.

 

                                                         ***

 

Gözlerimi açtığımda karşılaştığım karanlıkla saatlerdir uyuduğumu anladım. Yattığım yerde yavaşça doğrulup etrafıma baktım.

 

E burası benim odam değil.

 

Karanlığa rağmen azcık görünen odaya daha dikkatli baktığımda burasının Yekta'nın odası olduğunu fark ettim.

 

Benim burada ne işim var?!

 

Hızlıca yataktan kalkıp kapıya doğru ilerlediğim sırada aklıma uyumadan önce yaşadıklarım geldi. Ah, şimdi hatırladım.

 

En son Yekta'ya bakarken uyuyakalmıştım. Sonra da Yekta beni yatağa yatırıp gitmiş olmalıydı.

 

Derin bir nefes vererek odadan çıktım ve banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkadım ve saçımı elimle düzeltip banyodan çıktım. Etrafa baktığımda kimse yoktu. Herkes odalarında olmalıydı.

 

Duvardaki saate baktığımda 21.15 olduğunu gördüm. Ben de hızlıca odama doğru ilerledim ve kapıyı açarak içeri girdim. Ancak karşılaştığım görüntüyle adımlarım durdu.

 

Yekta benim yatağımda uyuyordu.

 

Gülümseyerek yatağa doğru ilerledim ve onu uyandırmamaya dikkat ederek yanına uzandım. Üstünde sadece ince bir tişört vardı. Hayret! Üzerine sweatini giymemiş.

 

Kısıkça gülerek ona baktım. Ben yan yatıp ona bakarken o düz yatmış bir şekilde tavana bakıyordu. Gözlerimi kapatıp Yekta'nın nefes sesini dinlemeye başladım.

 

Bir süre sonra nefesi aniden durduğunda telaşla gözlerimi açtım.

 

Niye nefes almıyor lan bu?!

 

Hızlıca doğrulup oturur pozisyona geçtim ve Yekta'ya yaklaşıp panikle seslendim. "Yekta!?"

 

Onu dürtüp uyandırmaya çalıştım ancak uyanmadığında endişem iyice arttı ve gözlerim doldu. Elimi alnına koyup ateşine baktım ama yoktu. Elimi bu sefer de burnunun hemen altına götürüp nefes alıp almadığına baktım.

 

Almıyordu!

 

Gözümden bir damla yaş süzülürken hızla elimi bileğine koyup nabzına baktım.

 

Atıyordu.

 

Ve gayet normal bir hızda...

 

Yekta'nın eli aniden bileğindeki elimi kavradığında hızla kendine çekti. Ben daha ne olduğunu anlayamadan Yekta'nın üzerine düştüğümde kısık sesle gülüşünü duydum.

 

Beni kandırmıştı!

 

Hızla üzerinden kalktım ve "Salak mısın sen?! Ödüm koptu sana bir şey oldu diye!" diyerek omzuna sert bir yumruk attım. Hafifçe inleyerek elini omzuna götürdü ve yatakta doğruldu. Her ne kadar canı acımış olsa da bunun hoşuna gittiği yüzündeki gülümsemeden belli oluyordu.

 

Hızımı alamayıp "Gerizekalı!" dedim ve yakasına yapışıp kaldırdım. Elleriyle bileklerimi tutup nazik bir şekilde yakasını benden kurtardı. Hâlâ bileklerimi tutarken bakışları nemli gözlerime kaydı ve kaşlarını çattı.

 

"Sen ağladın mı?" diyerek aniden beni kendine çekti ve sarıldı. Yüzümü boynuna gömdüğümde hıçkırdım.

 

"Salaksın." dedim ve burnundan güldüğünü duydum.

 

"Biliyorum ve özür dilerim. Seni ağlatmak istemedim."

 

"Neden böyle bir şey yaptın?!" diyerek ondan ayrıldım ve kaşlarımı çatıp ona baktım. Gözleri yüzümde gezinirken soruma cevap vermek için dudaklarını araladı.

 

"Uyandığımda gözlerin kapalıydı ama uyumadığını anlamıştım. Ben de tepkini merak ettim."

 

Gözlerimi devirdim. "Manyak mısın sen!? Başka ne tepki vermemi bekliyordun, gülüp oynamamı mı?!"

 

Bana cevap vermeden tekrar kendine çekip sarıldı. Hızla kollarımı ona sardığımda yavaşça yanına uzandım.

 

Derin bir nefes aldım. "Abimden sonra seni de kaybedicem diye çok korktum." dedim titreyen bir sesle. Gözlerim dolduğunda hızla kapattım. Abim her aklıma geldiğinde gözlerim doluyordu.

 

Yekta'nın sıcak elini yanağımda hissettiğimde yavaş hareketlerle okşamaya başladı. "Kuzey'in hayatta olduğuna adım kadar eminim Derin. Yakında bizi bulacaktır ve ben o zamana dek hep senin yanında olacağım."

 

Dediği şeyleri düşünürken derin bir nefes aldım. Abim hayatta olabilir miydi? O kadar zombinin arasından kurtulması çok zordu ve üstelik omzundaki kurşun yarası hâlâ tam olarak iyileşmemişti.

 

Düşündükçe kendimi daha da kötü hissettiğimde konuyu kapatıp uyumak için "Seni seviyorum." deyip kendimi uykunun kollarına bıraktım.

 

"Ben de seni seviyorum Derin ve ömrümün sonuna kadar da seveceğim."

 

Loading...
0%