Yeni Üyelik
4.
Bölüm
@kayip_balik_nemo

Birkaç saniye sessizlikten sonra "Yekta," dedi "adım Yekta."

Yekta...

İsmi çok güzeldi...

"Seninki ne?" diye soru sormasıyla kendime geldim.

"Derin."

"Başka merak ettiğin bir şey yoksa açıyorum kapıyı Derin."

Başımı salladım ve Yekta kapıyı açtı. Evet tam da dediği gibi zombilerin neredeyse hepsi kapının etrafındaydı. Bizi gördüklerinde bir hafta boyunca aç bırakılmış bir ayı misali üzerimize koştular.

Ben daha nolduğunu anlamadan Yekta kolumdan tuttu ve "Sıraların üzerine çık!" dedi koşarken.

Dediğini yapıp sıralardan birinin üzerine çıktım. Bana doğru koşan bir zombi, daha yanıma varamadan elimdeki demiri zombinin kafasına sapladım. Evet, Yekta'nın dediği gibi beyni hasar görünce ölmüştü.

Yanıma doğru koşan başka zombilere de aynısını yapmıştım ama bitmek bilmiyorlardı! Gözlerim çaprazımdaki sıranın üzerinde duran Yekta'ya kaydı. O da benim gibi yapıyordu.

Önüme döndüğümde üzerime koşan bir zombiye tam demiri saplıcaktım ki yerdeki ölü zombi yığınlarına takılıp öne doğru düştü ve üzerinde olduğum sıraya çarptı.

Ben daha ne olduğunu anlamadan sıra devrilip ben de yere düştüğümde az kalsın belimi kırıyordum.

Yekta'nın küfür eden sesini duydum.

Elimdeki demir ben düşerken bir yere fırlamıştı. Etrafıma baktım ancak yerdeki cesetlerden ve kanlardan başka hiçbir şey göremedim.

Tam ayağa kalkıyordum ki bir zombi üzerime atladı. Çığlık atarak kolumla zombiyi üzerimden itmeye çalıştım. Bantlı kolumu ağzına dayayarak ittirdim ancak olmadı.

Başka zombilerinde buraya gelmeye çalıştıklarını fark ettim ama neyse ki devrilen sıra tıpkı domino taşları gibi diğer sıraları da devirdiğinden zombiler sıralara takılıp düşüp duruyorlardı.

Ben ise çok kötü durumdaydım. Zombinin kanları üzerime akarken hâlâ kolumla onu ittirmeye çalışıyordum.

Daha sonra bir zombi daha diğer zombinin üzerine çıktığında üzerimdeki ağırlığın acısıyla inledim. Kolumun üzerindeki baskı iki katı arttığından dayanacak gücüm kalmamıştı.

Kolum yavaş yavaş aşağı doğru inerken hiç beklemediğim bir şey oldu. Zombinin kafasının tam ortasından bir demir çıkıp burnumun hizasında durdu. Sonra demir geri çekildiğinde bir zombi bir yanıma, diğer zombi de diğer yanıma devrildi.

Yattığım yerden nefes nefese bir şekilde tam tepeme bakarken Yekta ile göz göze geldim.

"Yardıma ihtiyacın yok ha?" dedi dalga geçerek.

"Kes sesini."

Gülerek bana kalkmam için elini uzattığında ben de düşünmeden tuttum. Elime bulaşan kanlarla yüzümü buruşturdum.

Ayağa kalktığımda üzerimi silkeledim. Düşürdüğüm demiri bulmak için etrafıma baktım ancak her yer ceset doluydu. Onları çekmeden bulmak imkansızdı.

Yekta ne aradığımı anlamıştı ve devrilen sıralardan birini tutarak tekrar bir demir kırdı. Az kalsın oha diyecektim ama kendimi tuttum.

Beraber sınıftan çıktığımızda koridorda tek tük zombi kalmıştı.

"Bence bunları da halledelim, daha sonra başımıza iş çıkarmasın." dedim. Başını salladı ve bir tanesinin yanına gitti. Ben de başka bir tanesine doğru gidip koşmasına bile fırsat vermeden demiri kafasına sapladım.

Önümde 3 tane zombi vardı ve hepsi birden üzerime koşunca ne yapacağımı bilemedim. Birine saplarken diğeri beni ısırabilirdi o yüzden bana en yakın olan zombinin karnına bir tekme atıp onu geri savurdum. Ardından elimdeki demiri diğer zombinin kafasına saplarken başka bir zombi yandan üzerime atladı ama tam o sırada yana kaçtım ve zombi yere düştü.

Az önce tekme attığım zombi en sonunda ayağa kalkmayı başardığında üzerime koştu ve yanıma varamadan demiri kafasına sapladım. Sonra yere düşen zombiyi öldürmek için arkamı döndüğümde Yekta'nın çoktan işini bitirmiş beni izlediğini farkettim.

Ona bakmadan yerdeki zombi ayağa kalkamadan kafasına sapladım ve işim bitmişti.

"İyi işti." dedi Yekta, ben ona doğru ilerlerken.

"Sana ihtiyacım olmadığını söylemiştim."

"Evet evet aynen." dediğinde ona ters ters bakarak koridorun sonunda kalan abimin sınıfına baktım. Orda ve iyi olmasını umarak koşmaya başladım. Arkamdan Yekta'nın da koşma seslerini duydum.

Sınıfın önüne geldiğimde tam kapıyı açacakken Yekta benden önce davrandı ve elini kulpa koymasıyla benim elim de onun elinin üzerine geldi. Ateşe dokunmuş gibi elimi geri çekerken Yekta hiçbir tepki vermemişti.

"Bekle bir güvenli mi diye bakalım." dedi. Başımı salladım.

Kapıyı yavaşça açıp kafasını uzattı ve içeri baktı. Ardından hızlıca geri kapattığında bana bir şey belli etmemeye çalışıyordu ama ters giden bir şeyler olduğunu anlamıştım.

"İçeride kimse yok. Başka sınıfa gitmiş olmalı. Belki senin sınıfındadır, seni aramaya gitmiştir." dedi. Ardından ekledi, "Hadi gidelim."

Başımı iki yana salladım. "Yalan söylüyorsun." dedim ve kapıyı açmak için elimi uzattım ama kolumu tuttu.

"Bırak kolumu içeri bakıcam!" diye bağırdığımda içeriden kapıya vurma sesleri geldi. Gözlerim dehşetle açıldığında içeride zombilerin olduğunu anlamıştım.

"Abi." diye fısıldadım. Ardından "Abi!" diye bağırdım.

Yekta beni tutarken ben kapıyı açmaya çalışıyordum.

"Bırak beni! Aralarında abim var mı diye bakıcam sadece, bırak!"

"Tamam bağırma! Başka zombileri de üzerimize toplicaksın bağırıp durma bırakıcam!"

Bağırmayı kestiğimde birkaç saniye tereddüt etti ancak beni bıraktı. Anında koşup kapıyı ardına kadar açtım. Yekta beni geri çekip zombileri demirle dışarı çıkmalarını engellemeye çalışıyordu.

Hiçbirini özellikle öldürmüyordu çünkü aralarından biri abimse yıkılacağımı biliyordu.

Tek tek tüm zombilerin yüzüne bakarken kalbim küt küt atıyordu.

Loading...
0%