Yeni Üyelik
5.
Bölüm
@kayip_balik_nemo

Tek tek tüm zombilerin yüzüne bakarken kalbim küt küt atıyordu.

Son zombinin de yüzüne baktığımda üzerime çöken rahatlama hissiyle derin bir nefes verdim. Yekta verdiğim nefesten hiçbirinin abim olmadığını anlamış olacak ki onları öldürmeye başlamıştı.

Ona yardım etmek için yanına gittim ve demiri önüme gelen ilk zombinin kafasına sapladım. Bu kişiyi tanıyordum, abimin sınıfındaydı.

Şimdi zombilerin yüzlerine daha dikkatli baktığımda aslında hepsinin abimin arkadaşları olduğunu gördüm. Az önce bakarken kim olduklarına değil sadece abim olup olmadıklarına bakıyordum.

Tüm zombiler öldüğünde abimi hâlâ bulamamış olmanın korkusu az önceki rahatlık hissinin önüne geçti ve kalbim tekrar hızlandı.

Duvara yaslanıp yavaşça yere oturdum. Yekta da aynı şekilde yanıma oturduğunda şaşırmıştım.

"Merak etme abini bulacağız." dedi. Ona baktım. Sonra tekrar önüme döndüm.

"Tabii yaşıyorsa..." dedim.

Kuzey'in (Derin'in abisi) anlatımıyla:

"Kuzey bulucaz onu merak etme." diyen Hakan'a çevirdim bakışlarımı. "Derin'i tanıyorum, güçlü bir kızdır o. Az önceki çocuğu duymadın mı? Seni aramaya çıkmış."

"Beni aramaya çıkması iyi bir şey değil Hakan! Başına bir şey gelmiş olabilir."

Hakan derin bir nefes vererek yere oturdu.

Zombiler okulun her yanını sardığında Hakan ile beraber sınıftan kaçmıştık. İlk işimiz Derin'in sınıfına gitmek olmuştu ama sınıfa vardığımızda Derin yoktu. İçerideki öğrencilerin hepsi Derin'in sınıfındandı. Onlara Derin'in nerede olduğunu sormuştuk ancak bilmediklerini söylemişlerdi. İçlerinden bir çocuk bana neyi olduğumu sorduğunda "Abisiyim." demiştim. Çocuk bana "Derin seni aramaya çıktı. Sınıfta kalması için ikna etmeye çalıştık ama durmadı." deyince korkudan ve endişeden ne yapacağımı bilememiştim. Çocuğa teşekkür edip sınıftan çıkmıştık ve kendi sınıfımıza gidecektik ancak etrafımızı saran zombiler yüzünden rastgele bir sınıfa girmek zorunda kalmıştık.

İşte şu an o sınıftayız ve zombiler kapıyı açmaya çalışıyor. Elimden hiçbir şey gelmediği için sınıfın ortasında dönüp duruyorum.

"Allah'ım ben napıcam? Elimden hiçbir şey gelmiyor, napıcam?"

Kafayı yemek üzereydim. Ondan haber alamayarak geçirdiğim her saniye daha da endişeleniyordum.

"Kapıdaki zombileri halletmeliyiz. Sonra aramaya devam ederiz." dedim.

"Kuzey," dedi Hakan. "Çok yorulduk, çok yoruldun biraz dinlenmelisin."

"Anlamıyor musun Hakan!? Kafayı yemek üzereyim ben burada görmüyor musun!? Kardeşim yaşıyor mu bilmiyorken dinlenemem!"

Hakan derin bir nefes verip ayağa kalktı.

“Tamam," dedi "gidelim." Ardından ekledi, "Hepsini nasıl öldürücez? Çok fazla var."

"Çantaların içine bakalım belki keskin bir şey buluruz." dedim. Başını salladı ve çantalara tek tek bakmaya başladık.

Yaklaşık 15 dakika sonra tüm çantalar bitmişti ve iki tane serserinin çantasından bıçak çıkmıştı. Birkaç tane makas da bulmuştuk ve ikimiz de birer tanesini ceplerimize yerleştirmiştik.

Bıçağı sağ elime alıp kapıya doğru ilerledim. Kapının önüne zombilerin girmemesi için yığdığımız sıraları çekmeye başladım.

Tüm sıraları çektiğimde Hakan yanımda yerini almıştı. Birbirimize bakıp başımızı salladık ve ben tam kapıyı açmak için uzanmıştım ki kapıyı arka taraftan başka biri açtı.

Karşımda gördüğüm kişi elimde tuttuğum bıçağın yere düşmesine sebep olmuştu.

Derin'in anlatımıyla:

"Tabii yaşıyorsa..." dedim.

Birkaç dakika öylece yerde oturduk. En sonunda "Hadi aramaya devam edelim." dedim ayağa kalkarak. "Okulda kaç sınıf varsa hepsine tek tek bakmalıyız."

Yekta da ayağa kalktığında başını salladı ve beraber yürümeye başladık.

"İlk önce bu kat." dedim. Hem bomboş olduğu için fazla sorun yaşamazdık. En yakınımdaki sınıfa doğru ilerledim ve vardığımda hiç beklemeden kapıyı açtım. İçerisi zombi doluydu. Hepsi üzerime koşmaya başlarken ben yüzlerine bakmakla meşguldüm.

Yekta arkadan gelip kapıyı kapattı. Ona dönüp "Napıyosun ya!?" dedim.

"Öyle her kapıyı lap diye açamazsın." dedi. "Ya biri kapının dibinde olsa?"

"Allah Allah sana mı sorucam?"

"Ya sabır!"

"Yi sibir!" diye onu taklit ederken benim önümde ama Yekta'nın arkasında bulunan sınıftan bir zombi çıktı. Kaşlarımı çattım. Zombi Yekta'yı gördüğünde koşmaya başladı ve tam üzerine atlayacakken kendimden beklemediğim bir şey yaptım.

"Yekta, çekil!" diye bağırıp Yekta'nın üzerine atladım.

Şimdi şöyle ki ikimiz de yerdeydik. Daha doğrusu Yekta yerdeydi ve ben onun üzerindeydim. Ellerim göğsünde, bacaklarım onun bacaklarının iki yanında, saçlarım yüzüne dökülürken yüzlerimiz arasında ki bir karış mesafeden nefes sesini duyabiliyordum.

Birkaç saniye öylece durmaya devam ederken ikimizin yüzünde de şok ifadesi vardı. Yekta'nın bakışları bir anlık arkama kaydı ve kaşlarını çatıp tekrar bana döndüğünde hiç beklemediğim bir anda kollarıyla belimi sarıp beni kendine yapıştırdı ve ardından yana doğru yuvarlandı.

Şimdi yüzlerimiz arasında ki mesafe yok denecek kadar azdı. Resmen yerde sarılı yatıyorduk. Burnuma yoğun bir vanilya kokusu gelmeye başladı.

Beni bir anda bırakıp yere düşürdüğü demirini aldı ve zombinin kafasına sapladı. Yekta'nın yüzüne bakmamaya özen göstererek hemen ayağa kalkıp üzerimi silkeledim.

Az önce ne yaşamıştım ben öyle?

Bir süre konuşmadan öylece bekledik. En sonunda Yekta ona bakmamaya çalıştığımı farketmiş olacak ki sessizce gülüşünü duydum.

Allah'ım sen bana sabır ver!

Doğal olarak utanmıştım ne var bunda?!

Boğazımı temizledim ve "Hadi," dedim "aramaya devam edelim."

Gülerek "Peki Derin." dedi. Bayılacam galiba!

Beraber bu kattaki tüm sınıflara baktığımızda sıra aşağı kata gelmişti. Aşağı kata geldiğimizde şaşırdım çünkü az zombi vardı. Daha önce bu katı bırakıp yukarı çıktığımda onlarca zombi vardı.

Sanırım bu kattan birileri geçmişti.

Koridorda ilerlerken gözüm bir yere takıldı. Bir sınıfın kapısının etrafına bir sürü zombi toplanmıştı. Demek ki içeride biri ya da birileri vardı. İçeride abimin olması ihtimali kalbimin hızını artırırken aynı zamanda umut da ekmişti.

"Baksana!" dedim Yekta'ya sınıfı göstererek. "İçeride birileri var sanırım!"

Sevinçle o tarafa doğru koştuğumda arkamdan Yekta'nın da koşan adım seslerini duydum. Sınıfın oraya vardığımda hemen zombilerden birini öldürdüm. Ardından bir tane daha.

İkimiz beraber tüm zombileri öldürdüğümüzde hiç beklemeden kapıyı açtım.

Karşımda gördüğüm kişi mutluluktan ağlamama sebep olmuştu.

Loading...
0%