@kayip_balik_nemo
|
Sıcak nefesini kulağımda hissettim. "Tamam, geçicek..." *** Başımı abimin omzuna yaslamış öylece duvarı izliyordum. Hiçbirimizin keyfi yoktu. Açelya hariç. Hakan abinin ölümüne karşı gram üzülmemişti. Zaten üzülmesini de beklememiştim. Ama bir insan nasıl bu kadar duygusuz olabilirdi?! Resmen oturmuş yemeklerimizi yiyor! Şakam yok iki saat boyunca ağlamıştım. Bir saat Hakan abi için bir saat şu an bulunduğumuz durum için. Bir gün olmuştu ama hâlâ kimse kurtarmaya gelmemişti. Abim bir kolunu omuzlarımdan sarmıştı. Onun ağladığını görmemiştim ama ne kadar üzüldüğünü gözlerinden anlayabiliyordum. Ve Yekta... O hiçbir şey söylememişti ama üzülmüştü. Biliyordum. "Abi?" dedim başımı hafiften kaldırarak. Hemen bana bakıp "Efendim abicim?" dedi. "Hepimiz ölecek miyiz?" "Saçmalama Derin, öyle bir şey olmıcak. Ben senin yanındayım." Burnumu çekerek abimin omzuna geri yaslandım. "Bakın ne diycem." dedi abim. "Şöyle eğlenceli bir şeyler yapsak, hem yaşananları bir süre unutmuş oluruz." "Böyle bir yerde nasıl eğlenebiliriz ki?" dedi Yekta. "Bence D-C oynayalım." dedi Açelya. "Zaten bu durumda yapacak başka bir şey gelmez aklımıza." Abim bana baktı. "Oynayacak mısın Derin?" dedi. Birkaç saniye düşündükten sonra "Tamam," dedim "oynayalım." Abim bana gülümsedikten sonra hepimiz ayağa kalktık. Çantadan bir şu şişesi çıkardım ve hepimiz yere oturup daire oluşturduk. "Ben çevirebilir miyim?" dedi sarı çiyan. Gözlerimi devirip şişeyi ona uzattım. Şişeyi çevirdi ve soran Açelya cevaplayan Yekta'ydı. "D'mi? C'mi?" "Doğruluk." "Hoşlandığın biri var mı?" diye sordu. Çaktırmadan güldüm. Kendisinden hoşlandığını falan zannediyordu herhalde. "Var." dedi Yekta. Şaşırmıştım. Açelya heyecanla "Kim?!" diye sordu. "Tek soru hakkın var." dedi Yekta. Açelya şişeyi tekrar çevirdiğinde bu sefer soran Yekta cevaplayan bendim. Kalbim tekledi. Niye böyle oldu lan şimdi!? "D'mi? C'mi?" "D." Yekta bir süre düşündü. Ardından "Hiç sevgilin oldu mu?" diye sordu. Böyle bir soru beklemediğim için şaşırmıştım. "Hayır." dedim. Açelya şişeyi tekrar çevirdiğinde bu sefer soran sarı çiyan cevaplayan bendim. Kusucam galiba. "D'mi? C'mi?" "C." Açelya'nın sinsice gülümsemesi gözümden kaçmamıştı. "Benimle gel." dedi. "Nereye?" diye sordum. "Gel işte sınıfın dışına. Cesaret seçmedin mi? Cesaretli ol işte." Abim ve Yekta'ya bakıp ayağa kalktım. "Biz de gelelim." dedi abim. Açelya hemen "Hayır!" dedi yüksek sesle. Abim kaşlarını çattı. Yavaş adımlarla kapıya doğru ilerledim. "Demirini al." dedi Yekta "Hayır!" dedi Açelya tekrar yüksek sesle. "Saçmalama, bir oyun yüzünden ölsün mü kız!" "Bir şey olmayacak merak etmeyin! Beş dakikaya gelicez zaten." "Beş dakikayı geçerse aramaya çıkarız." dedi abim. "Tamam." dedi Açelya. Yekta kaşlarını çatmış Açelya'ya bakıyordu. Aklında bir şeyler vardı. Açelya ile ikimiz sınıftan dışarı çıktık. "Ne istiyceksin benden? Zombilerin üzerine koşmamı falan mı?" dedim. Sadece "Benimle gel." dedi. Bir şey demeyip peşinden gittim. Etrafta şu anlık zombi yoktu çünkü bayasını zaten öldürmüştük. Aşağı kata indik ve tuvaletin önünde durduk. Açelya iki adım geri çekildi ve bana "İçeri gir." dedi. "İçeride ne olduğunu biliyor musun?" diye sordum. "Hayır. Ama cesaret seçtin sonuçta. Yapmak zorundasın." dedi gülerek. Oflayıp bir adım attım ve yavaşça kapıyı açtım. İçeri girdiğimde üç tane zombi vardı. Hemen arkamı döndüm ve tam bir adım atmıştım ki sarı çiyan önümü kapatıp beni ittirdi. Sırt üstü yere düştüğümde ben daha ne olduğunu anlamadan kapıyı kapattı ve kilitleme sesini duydum. Hemen ayağa kalktım ve arkamdaki zombileri umursamadan kapıya vurmaya başladım. "Aç şu kapıyı seni lanet sarı çiyan!" "Kurtulabilirsen kurtul oradan şimdi!" diye bağırdı ve kapının önünden gittiğini anladım. Arkamı döndüğümde bana doğru koşan üç tane zombiyle karşılaştım. "Siktir." Yazarın anlatımıyla: Açelya Derin'i tuvalete kilitlemesinin hemen ardından koşup okulun görevli kulübesinden aldığı anahtarları merdiven boşluğuna attı. En başından beri bir planı vardı. Diğerlerinin arasına katılması planlıydı. İlk başta bulunduğu sınıfı zombiler basınca kaçıp boş sınıf aramaya başlamıştı. Koşmaya devam ederken bulunduğu koridordaki tüm zombilerin bir tarafa doğru koştuğunu görünce gidip bakmaya karar vermişti. Zombilerin gittiği yerde Derin ve diğerlerini görünce şaşırmıştı. Sınıftan abisini bulmak için ayrıldıktan sonra Derin'in öldüğünü düşünüyordu. Sınıfının basılmasında Derin'i suçluyordu çünkü zombiler Derin çıktıktan hemen sonra kapının etrafına toplanmıştı. Ama aslında sebebi Derin değildi. İçeride yüksek sesle bağırarak kavga etmişlerdi, nedeni buydu. Derin'i gördüğü o noktada onu öldürmeyi aklına kazımıştı. Bir süre gizlice onları izlemişti. Kantindeki yiyecekleri almalarını, Yekta'nın Derin'i kucağında taşımasını... Onu görünce kıskançlıktan kudurmuştu ve Derin'den daha da nefret etmişti. Daha sonra karşısına çıkan tüm zombileri bilerek peşine takıp onların girdiği sınıfın kapısına vurmaya başlamıştı. Onu aralarına aldıklarında planı işlemeye başlamıştı. Eğer D-C oynamasaydılar Derin'i tuvalete kilitlemenin başka bir yolunu bulacaktı. Şimdi duvardaki kanları eline ve yüzüne sürüyordu. Sanki zombilerle savaşmışlar gibi... Önüne çıkan tüm zombileri peşine takıp sınıfa doğru koştu. Vardığında tüm gücüyle vurup bağırmaya başladı. "Kapıyı açın çabukk!" Kapıyı Kuzey açtığında Açelya hemen içeri girdi ve arkasından kapıyı kapattı. Yekta ile Kuzey Derin'i göremeyince endişelendiler. "Derin nerede?" "Derin nerede?" diye aynı anda sormuşlardı. Açelya ikisinin de umurunda değildi. Açelya yalandan ağlıyordu. Sahte hıçkırıklarının arasından "Derin ö-öldü." dedi. Ardından sanki çok üzülmüş gibi dizlerinin üzerine çöktü. "N-ne diyorsun sen?" dedi Kuzey. Yıkılmıştı. Ancak Yekta inanmamıştı. İçinde bir yerlerde Derin'in hâlâ hayatta olduğunu hissediyordu. "Yalan söylüyor." dedi. Kuzey'e döndü. "Ona inanma." Ama Kuzey hiçbir şey duymuyordu. Gözleri dolmuştu ve yere çöküp ağlamaya başladı. Açelya'nın yalan söylediğini anlamak kolaydı ama Kuzey acısından dolayı hiçbir şey düşünemiyordu. Açelya'nın üzerine yürüdü. "Ona ne yaptın!?" diye bağırdı. "O nerede!?" Açelya Yekta'nın Derin'i bu kadar önemseyip kendisine bağırmasına şaşırmıştı. "Öldü dedim ya!" diye bağırdı aniden ayağa kalkıp. Bu cümleyle Kuzey'in ağlaması şiddetlenmişti. Yekta "Sana inanmıyorum!" dedi "Onu bulmaya gideceğim!" "Nasıl gitmeyi düşünüyorsun!? Kapının önünde zombi dolu!" "Sana soran olmadı!" dedi Yekta ve yerde duvara yaslı olan demirini alıp pencereye doğru ilerledi. Pencerenin yanına vardığında hiç düşünmeden mermere çıktı ve yanındaki diğer pencerenin çıkıntısına basarak ilerledi. Altında kalan pencerenin camını elindeki demirle vurup kırmasıyla sınıftaki zombilerin hepsi aşağı atladı. Yekta hiç beklemeden sınıftan içeri girdi. Kararlıydı. Onu bulacaktı. |
0% |