Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@kayip_biri

1. BÖLÜM YENİ BAŞLANGIÇ

 

 

Merhaba ben Güneş 17 yaşındayım ve bu benim okulda ilk günüm ve bu benim hikayem.)

Neden burada olduğumu bilmiyorum. Okulun koridorları bana karanlık ve sessiz geliyor.

Adım seslerim koridorda yankılanıyor. Okulun yarısı bana bakıyor sanki.

Okuldakiler için çok farklı bir kızdım.

Çok fazla kitap okuyan. Hoş sanki farklı

bir şey yapabilirdim odanın içinde oturmaktan başka. Şöyle açıklayayım babam ve annem her

zaman bana karşı korumacı tipler olmuşlardı. 4 sene önce annemi bir kazada kaybettim.

Babam o zamandan beri sadece evimizin bahçesine çıkmama izin veriyor.

Niye okuldayım o zaman diye merak ederseniz de babamdan çok zor izin aldım.

Keşke buraya daha önce gelseymişim dedim içimden. Evdeyken tek dostum kitaplardı .

Hayatımda hiç arkadaşım olmamıştı. Bana 14. yaş gününde ne istiyorsun diye sorduklarında

arkadaş demiştim. Babam bunun olmayacağını söylediğinde ise birkaç kitap ve defter

istemiştim. Çocukluğum da 4 duvarın arasında geçmişti. Müdür yardımcısının odasına girdiğimde bana kitaplarımı verdi. Okul kurallarına kısaca anlattı. Ders programımı verdi. Ders zilinin çalması üzerine kağıda bakarak bir sınıfa daldım. Yanıma kolunda nöbetçi yazısı olan biri yaklaştı, kağıda bakabilir miyim dedi. Sonra konuşmaya başladı " burası Salı günkü seçmeli sınıfın, gideceğin sınıf bir üst katta karşında olacak." O an utandığıma hissettim. Ben nasıl

anlamamıştım. Teşekkür edip çıktım sınıftan. Arkamdan bağıran birkaç çocuğun sesini duydum. "okuma yazma bilmiyorsan gel de öğretelim " . "bak bu alfabe " arkamı dönüp baktığımda, o bana yardım eden çocuğun sınıftakilere bağırdığını gördüm. Bir anda arkasını

döndü ve beni gördü. Yüzündeki sinirli ifade kaybolup onun yerini yapmacık bir gülümseme aldı. Bir zil daha çaldı ve ben yukarı çıkarken son bir ses daha duydum " Ooo hayırlı olsun aşık

oldun". Bu benim yukarı çıkarken duyduğum son cümleydi. Karşıma çıkan ilk sınıfa girdim.

Boş bir sıraya oturdum. O sırada sınıfa 3 kişi girdi. 1 kız 2 erkek vardı. Benim oturduğum sıraya yaklaştılar 2 erkekten biri konuşmaya başladı. "Burası bizim yerimiz kalk".Ben sıranın önüne baktım. Pardon burada hiçbir şey yazmıyor ve ilk ben geldim. Bana bakarak " bak burada yenisin galiba ama bu sınıftaki herkese de sorsan buranın bizim yerimiz olduğunu söyler, anladın mı ?". Bende "burası 2 kişilik ve başka oturacak yer yok ayakta duramayacağıma göre burada oturacağım". Sınıftaki bazı kişiler ıslık çaldı. Anladığım kadarıyla herkes bunlardan korkuyordu. Sınıfta ki tartışan tek kişi bendim. En sonunda birbirleriyle bakıştıktan sonra kız benim yanıma geçti. Diğerleri arkaya geçti.

Kız bana elini uzattı ve adım Mayıs dedi. "Bakma sen onlara normalde iyi çocuklardır".İçimden keşke birde bu iyiliği dışarıda gösterseler diye düşündüm. Derken bir öğretmen girdi sınıfa. Etrafına bakındıktan sonra "sen yeni gelen öğrenci olmalısın

Adın Güneş olacaktı. değil mi" dedi. Yoklamayı aldıktan sonra derse başladı.

Dersi tek dinleyen bendim. Etrafıma bakındığımda hiç kimse dersi dinlemiyordu oysa ders çok eğlenceliydi bence. Teneffüste Mayıs yanıma geldi. Seni birine benzetiyorum dedi.

O sırada iki erkek Mayıs'ı çağırdı. Mayıs beni elimden tuttu. Onların yanına gittiğimizde Mayıs birini gösterdi o kavga ettiğim çocuktu. Sarışın uzun boyluydu yanında baya kısa kalıyordum. "Bu Berk dışarıdan sinirli gözükür ama öyledir"dediğinde gülerek ona baktım.

"Bu da Yağız , benim çocukluk arkadaşım. O da sinirli gözükmeye çalışsa da başaramaz."Berk denen çocuk sıkıntıyla iç çektikten sonra "Tanışma faslımız bittiyse gidebilir miyiz?!" dedi.

Berk baştan aşağı beni süzdükten

sonra "Seni bir yerden tanıyorum ama çıkaramıyorum" Ben daha bir şey diyemeden Yağız araya girdi.

"Çok tanıdık biri gibi" dedi. "Herkes öyle olduğumu söylüyor sıradan bir yüzüm var" dedim. Tam o sırada Mayıs araya girdi " Hadi kantine inelim".

Kantine indiğimizde cüzdanımdan para çıkaracakken kimliğim yere düştü. Berk almak içinyere eğildi ve kimliğimi aldı, gözü soyadı yazan kısma takıldı. Elinden almaya çalıştığımda elimi hafifçe itti. Yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Mayıs ve Yağız 'a döndü ve beni göstererek

ağzından yedi kelime çıktı:

-Bu arkadaşın bize diyeceği birkaç şey var.

 

Beni tuttu ve bir köşeye çekti. Mayıs ve Yağız gelince:

 

- Evet! Konuşabilirsin.

 

- Ben gerçekten söyleyecektim bir süre sonra. Evet! Benim soyadım Yılmaz değil Yılmazer. Biliyorsunuz Mercan Yılmazer kazasından sonra babam evden çıkmama asla izin vermedi.

Ailesinden birini tekrar kaybetmekten çok korkuyordu. O olaydan sonra babaannem bize

taşındı. Okula gelmeme ise babaannem ve ben çok ısrar ettik. Okula gelmeme ise tek bir şartla izin verdi. Gerçek kimliğimi kimse bilmeyecekti ama sayenizde bir daha asla dışarı çıka-

mayacağım. Saçma sapan bir şekilde ağlayarak dışarı kaçtım. Bahçenin en dip köşesini bulup oraya oturdum. Yanıma o aşağıdaki sınıfta gördüğüm çocuk geldi. Konuşmaya başladı:

 

- Merhaba sınıfta tanışamadık. Ben Burak arkadaşlarım adına senden özür dilerim. Ya senin adın ne?

 

- Ben Güneş tanıştığımıza memnun oldum. Yoo sorun değil arkadaşların adına özür dileme bence. Cebimden bir kağıt düştü. Ben daha kağıdı alamadan Burak beni elimden tutupkaldırdı. Göz kırparak "Sana tavsiyem biraz kafanı dinle" diyerek gitti. O gittiği anda yere

düşen kağıdı aramaya başladım. Bulduğumda kağıdı dikkatlice açtım isimler ve telefonnumaraları vardı.

 

(1 hafta sonra )

 

Babama bazı kişilerin kimliğimi öğrendiğini söylememiştim. Evde hastayım diye bir hafta

dinlenmiştim. Ama bugün gerçekle yüzleşecektim. Sabah babamın yanına gittim ve iyileştiğimi söyledim. Okulun kapısına çok az mesafe kala arabadan indim. Sınıfa çıktığımda bana bakan yüzleri gördüm o kağıttaki numaraların ne olduğunu hala Anlamamıştım. Mayıs bana el salladı. Mayıs'ın yanında başka bir çocuk oturuyordu. Mayıs'ın yanına gittim. Orada oturan çocuk benim geldiğimi görünce kalktı.

 

- Kuzen diğer teneffüs görüşürüz.

 

- Tabi matematik notlarını sana gönderdim zaten.

O anda Mayıs bana doğru döndü ve gülerek "O benim kuzenim Kağan o da bizim grubun vazgeçilmez elemanıdır."

 

- Eee neden okula gelmedin bir hafta boyunca.

 

- Hastaydım o gün sanırım fazla soğukta kalmıştım.

 

- Hayır o gün hava 28 dereceydi hiç üşüyecek bir hava değildi. Okuldan korktuğu için gelmedi.

 

Berk 'in cevabı üzerine herkes sustu. Teneffüs zili çaldığında koşarak sınıftan çıktım. Hızlı bir şekilde seçmeli sınıfına gittim. Boş bir sıraya oturduğumda kitabımı açtım. Etrafıma bakmamaya çalışarak. Saçma bir şekilde bir sayfa okumaya başladım. Berk'in elini gördüm o anda. Elini getirip kitaptan bir sayfa açtı.

 

- Burada kaldık boşuna orayı okuma.

 

- SEN NEDEN BURADASIN? Sanırım biraz fazla bağırmıştım herkes bize baktı.

 

- Benimde sınıfım olduğu için olabilir mi? Gözlerini devirerek cevap verdi.

 

- Ah pardon sende mi buradasın?

 

- Evet dedim ya! Sanırım biraz fazla sinirlendirmiştim onu. Hocanın sınıfa girmesiyle

konuşmamız kesildi. Ders çok sıkıcı geçiyordu. Teneffüs zilinin çalmasıyla beraber kendimi dışarı attım.

Burak'ın yanıma geldiğini görünce kendime istemsizce çekidüzen verdim. Tam yanımda

durduğunda görmek istemediğim iki faktörün olduğunu gördüm. İsmini o gün öğrendiğim

Murat ve Doruk faktörü. Diğer tarafta ise Berk , Yağız , Kaan ve Mayıs'ı gördüm. Berk sinirli

bir şekilde bana doğru yürüyordu. Yağız 'ın Berk diye bağırdığını duydum. Geldiğinde

bir anda beni tutup Mayıs'ların yanına çekti. Beni bırak diye sert bir sesle haykırdım.

Beni bırakınca bu seferde " Sen ne yapıyorsun! " diye bağırdım. O yüzüme bakarak ne

haltlar karıştırıyorsun der gibi baktı. Ders zili çalıp sınıfa girdiğimizde sırama oturup

cemimden telefonumu çıkarıp baktığımda telefonumun yansımasında tam yanımda

onun gölgesini gördüm. İrkilerek kendimi geri çektim. Yanıma doğru baktığımda onu gördüm.

Arkamı döndüğümde Mayıs Yağız 'la oturuyordu. Berk bana bakarak ukala bir tavırla " eee

şaşırdın galiba " dedi. Bu çocuk sinir bozma konusunda ustaydı resmen. içimden iyice sövdükten

sonra kendimi okuduğum kitaba odaklandım. En sevdiğim kitaptı SUÇ VE CEZA tam 12 sefer

okumuştum. Ders bitip zil çaldığında babam kendim eve dönmek için yalvardıktan sonra

okuldan çıkıp yürümeye başladım. Bir sokağa saptığımda peşimde 3 tane adamın olduğunu

gördüm. Hızımı arttırarak bir cadde aramaya başladım. Derken yan sokaktan ona benzeyen

iki adamın daha çıktığını gördüm. Korkumdan nefesimi tuttuğumu fark etmemiştim bile.

bir sokağa saptığımda o sokağın çıkmaz sokak olduğunu görünce donakaldım. Buraya kadar

mıydı yaşamım. Yavaş yavaş duvara doğru yürümeye başladım ters bir şekilde. Adamın

cebindeki tokluğu görünce donakaldım. Etrafımın sarıldığını hissettim. Adamlardan biri

cebindeki silahı çıkardı. Tam o sırada benim de ağzımdan bir çığlık çıktı. Adam tam silahı tam ateşleyecekti ki. Adamların hepsi bir anda yere yığıldı.

Gözlerimi kapatıp açtığımda hiç görmek istemediğim bir manzarayla karşılaştım.

Arkada Berk, Yağız, Mayıs duruyorlardı. Aradan kaç dakika geçti bilmiyorum.

Hala şok olmuş bir şekilde yüzlerine

bakıyordum. " Ne yaptınız adamlara " bağırarak sorduğumu fark etmemiştim.

Mayıs bir bana baktı bir de yerde yatan adamlara. Berk 'in gözleri ise tam gözlerime bakıyordu. Bir süre sonra Berk sessizliği bozdu "Sana zarar vermesin diye " Berk 'in cümlesini Mayıs tamamladı. "Kısa süreliğine bayılttık."

Hala onlara bakıyordum. Berk bana bakarak " Burada kalmaya karar verdin sanırım." Ben hala yaşadığım olayın etkisindeyken ağzımı araladım ve " Hayır gideceğim eve." "Hadi Güneş 'i bırakıp dağılalım. " Berk 'in cümlesiyle başımı hafifçe kaldırdım. " Ben kendim giderim" Berk önden yürümeye başlayınca peşlerine takıldım mecburen. Mayıs ve Yağız önde bir konu hakkında tartışıyorlardı. Berk ise tam yanımda yürüyordu. Ona baktığımda içimde çok farklı şeyler hissettim. Sanki onu ilk gördüğümde ki nefret uçup gitmişti. Yürümeye devam ettik hiç konuşmadan. Eve gelmeden bir sokak ötede durdum. Mayıs ve Yağız da yanımıza gelince konışmaya başladım :

 

- Babamın sizi eve götürmeli hoş karşılayacağını sanmıyorum. O yüzden son kez vedalaşalım.

 

- Son kez? Mayıs 'ın sorusuyla beraber acıyla güldüm.

 

- Babama bu olayı bahsettikten sonra burada kalacağımızı hiç sanmıyorum hele okula göndereceğini hiç. O yüzden vedalaşsak iyi olur.

 

- Hayır bu olayı kimseye

söylemeyeceksin. Berk 'in cümlesiyle yüzüne sorar gözlerle baktım.

 

- İyide adamlar uyandığında ne olacak?

 

- Güven bana onlar hiçbir şey diyemezler. Hem ne diyecekler ki bir kızı

Öldürmeye çalıştık arkadaşları gelip bizi bayılttı mı diyecekler. Direkt içeri atarlar. Berk 'in konuşmasından haklı olduğunu anladım.

 

- Tamam peki, bu olaydan kimsenin haberi olmayacak. Eve doğru yürümeye başladığımda içimde garip bir his vardı.

O adamlar kimdi ne istiyorlardı?

 

 

 

 

1. Bölüm büyük ihtimalle düzenlenir.

Loading...
0%