Yeni Üyelik
20.
Bölüm

20- Hayırlısı

@kayraege

Selamünaleykümmm ☺️

Yeni bölüme hoş geldiniz. Serkan ve Ayça ağırlıklı bir bölüm oldu açıkçası. Erva ve Kerem bu kadar zaman beklediler, biraz daha beklesinler ne olacak canım 🫣

Nuray kardeşim, Elif ve Alper kadar Serkan ve Ayça fanı da olduğun için bu bölümde sana ithafen yazıldı 💕

İnşallah beğenirsiniz diyerek sizi bölümle baş başa bırakıyor iyi okumalar diliyorum 🤍

 

 

Dayımın odasının önüne gelince derin bir nefes alıp kapıyı çaldım. İçeriden dayımın gir, diyen sesini duyunca kapıyı açıp "Dayım, girebilir miyim?" diye sordum.

Dayım yatağından doğrulup "Erva, gelebilirsin tabi ki dayım." deyince içeri girip kapıyı kapattım.

Yanına geçip yatağına oturduğumda o da sırtını yatağının başlığına yaslayıp bana baktı.

"Bir şey mi oldu?"

"Hayır ama seninle bir şey konuşmam gerekiyor."

"Dinliyorum."

"Dayım, sana birazdan bir soru soracağım ve sende kem küm etmeden tek seferde evet ya da hayır diye cevap vereceksin, tamam mı?"

"Tamam, sor bakalım."

Yeniden derin bir nefes alıp tek seferde "Ayça Abla'ya karşı bir şeyler hissediyor musun?" diye sordum.

Dayım önce şaşkınlıkla ne, dedi ardından da tam cevap verecekti ki vazgeçip önüne döndü. Cevap vermesi için biraz bekledim ama bırak cevap vermeyi başını önünden kaldırmadı bile.

"Dayı."

"Erva, sen ne dediğinin farkındasın değil mi dayım?"

"Farkındayım dayı. Senden tek bir cevap istiyorum, evet ya da hayır."

"Vereceğim cevap neyi değiştirecek ki?"

"Çok şeyi dayı da... Bir dakika sen tek seferde hayır demedin veya bana saçmalama falan da demedin. Yoksa sen..."

Cümlemi tamamlamama dayımın ağzımı kapatan eli engel oldu. Bana yaklaşıp "Şşş, sessiz ol ufaklık. Ablam duyacak." deyince elini ağzımdan çekip "Allah'ım sana şükürler olsun." dedim sevinçle.

"Erva, sessiz ol dedim değil mi?"

"Ya tamam. Dayım şu an çok mutluyum ya. Sizden çok güzel bir çift olur. Birbirinize çok yakışıyorsunuz."

"Erva, kafandan senaryolar yazma lütfen."

Dayım sertçe nefesini verip yeniden önüne dönünce bir sorun olduğunu anladım. Elimi omzuna koyup bana bakmasını sağladığımda "Dayı, bir sorun var değil mi?" diye sordum.

Dayım derin bir nefes alıp "Erva, aramızda kalacağına söz verirsen sana her şeyi anlatırım." deyince başımı sallayıp "Söz veriyorum." dememle dayım hızla anlatmaya başladı.

"Bak güzelim, Ayça'yla ilk tanıştığımızda ona hep bir kardeş gözüyle baktım. Asla başka bir şey hissetmedim ama ilerleyen zamanlarda ona karşı hislerim değişmeye başladı. Kendimi dizginledim, haram olduğunu bildiğim için bakmadım ve hamdolsun Rabbime bunu başardım. Okul bitince de başka bir şehre atanınca bunun benim için iyi bir fırsat olduğunu düşünüp oraya gittim belki duygularım değişir diye ama yıllarca içimdeki duygular azalacak yerde daha da arttı."

Dayım anlatmayı bırakıp derin bir nefes aldı. Başını önüne eğip "Kızma Erva'm ama dönmeyi bile düşünmüyordum hâlâ fakat ablam, senin durumundan bahsedince sırf kendim için size bencillik ettiğimi fark edip geri döndüm." deyip başını kaldırdı.

"Ayça'ya görücü çıktığını duyunca, sonra nişanda da onu soran olunca deliye döndüm ama Ayça'nın verdiği cevap beni az da olsa rahatlattı. Kısaca durum bu güzelim."

Duyduklarım karşısında ne tepki vereceğimi bilmiyordum fakat şunu anlamıştım ki ikisi de birbirlerini çok seviyorlar ama bunun farkında değiller.

Elimi dayımın yanağına koyup "Dayı, peki neden gidip Ayça Abla'ya duygularını söylemiyorsun?" dediğimde dayım "Onun duygularını bilmiyorum ki Erva. Bir de kendime de kızıyorum. Başta kıza ona asla yanlış gözle bakmayacağım izlenimini verdim fakat şimdi... Of, bilmiyorum dediğim gibi." dedi.

Ona şu an Ayça Abla da seni çok seviyor, demeyi çok isterdim ama ona da söz vermiştim kimseye söylemeyeceğim diye. Dayıma da söz verdim az önce.

Ne yapacağım diye düşünürken dayım yanağındaki elimin üzerine elini koyup "Erva'm, ben işimi Allah'a bıraktım. Benim için hayırlısını O verecektir ve ben O'na güveniyorum. Senden tek istediğim şu an bunların aramızda kalması. Murat biliyordu sadece, bir de sen öğrendin. Ablam falan bilmesin tamam mı?" deyince başımı sallayıp "Peki." dedim.

Ayağa kalkıp "Bana anlattığın için çok teşekkür ederim. Sen en güzelini yapıp işini Rabbime bırakmışsın dayım. İnşallah o da hayırlısını, senin güzel kalbinden geçeni yapacak, sana istediğin mutluluğu verecektir." dedim.

"İnşallah Erva'm, İnşallah."

Uzanıp yanağından öptüm ve "Allah rahatlık versin, iyi geceler." dedim.

Dayım da yanağımdan öpüp aynı cevabı verince odasından çıkıp kendi odama geçtim. Duyduklarımdan dolayı çok mutluydum. Çok şükür Rabbime bu iş de olmuştu ve geriye tek bir şey kalmıştı: O da, dayım ve Ayça Abla'nın birbirlerine duygularını söylemeleriydi.

 

Bir haftadır dayım ve Ayça Abla yüzünden kafayı yemek üzereydim. Kendi sorunlarım yetmezmiş gibi üstüne bir de Elif ve Alper'den daha inatçı olan bu iki keçiyle uğraşıyordum. Biri diyor yok söyleyemem, diğeri diyor hayır söyleyemem... İkisinin de birbirlerini sevdiğini bilen tek kişi de ben olduğum için bu sorunla tek başıma uğraşıyordum. Ah, ben hangi akılla söz dedim ki..?

Aklımda günlerdir bu düşüncelerle sınavlara çalışıp durdum. Saat on birdeki sınavım bitince okuldan çıktım. Elif ve Alper'in öğleden sonra da sınavları olduğu, Mete de labaratuvar da bir projesi üzerinde çalışacağını söyleyince onları okulda bırakıp tek döndüm. Apartmana girince hızla Ayça Ablalar'a çıktım çünkü otobüsteyken aramış, okuldan döndüğümde onlara gelmemi istemişti. Sesi pek iyi gelmiyordu ve bu durum da beni geriyordu.

Dairenin önüne gelince hızla zili çaldım. Kapıyı Fidan Teyze açıp karşısında beni görünce gülümseyip "Erva, hoşgeldin kızım. Hadi gel içeri." dedi.

İçeri geçip "Hoşbuldum Fidan Teyze. Nasılsın?" dedim.

"İyiyim çok şükür. Sen nasılsın?"

"Elhamdülillah iyiyim ben de."

Fidan Teyze eliyle oturma odasını gösterip "Hadi gel." dedi fakat o sırada odasından çıkan Ayça Abla "Anne, Erva'yla biraz konuşmamız gerekiyor da. O yüzden benim yanıma gelsin." dedi.

Fidan Teyze başıyla onaylayıp oturma odasına geçince bende Ayça Abla'nın yanına geçtim.

Odasına girer girmez "Abla, ne oluyor?" diye sordum hızla.

"Erva, annem bana dün birinin benimle görüşmek istediğini söyledi. Bende kabul ettim."

"Ne? Ne demek kabul ettim abla?"

"Erva, bak kızma kuzum ama ne yapabilirdim ki? Hayatım boyunca böyle yaşayamam. Artık bir yerden başlamam gerekiyor."

Ah be Ayça Abla... Bir bilsen dayım da senin için ölüp bitiyor. Günlerdir ikisini de ikna etmeye çalıştım hatta verdiğim sözü geri alıyorum, izin verin dedim ama daha beterini yaptırıp böyle bir şey için yemin ettirdiklerinden elim kolum bağlıydı. Of ya... Elif ne güzel söz ver dememişti ve ben bunu dolaylı yoldan Alper'e söyleyip şu an çok mutlu olmalarını sağlamıştım fakat bu iki inatçı keçi de bunu başarmak çok zordu.

Hızla ayağa kalkıp "Ayça Abla, senden tek bir şey istiyorum. Lütfen Fidan Teyze'ye şimdilik ertelemesini söyle. Lütfen." dedim.

"Zaten daha söylemedim ki. Hira bile bilmiyor, ilk sana söyledim."

"Abla, lütfen biraz bekle. Söz veriyorum her şey yoluna girecek."

Ayça Abla'nın bir şey söylemesine fırsat vermeden hızla odasından çıkıp kapıya yöneldim. Ayakkabılarımı giyip hızlı adımlarla bizim dairenin önüne gelip üst üste zili çaldım. Bugün dayım öğleden sonra evdeydi çünkü sadece sabah dersi vardı ve tam tahmin ettiğim gibi eve gelmişti.

Kapıyı açıp "Erva, ne oluyor?" diye sorunca hızla ayakkabılarımı çıkarıp içeri geçtim. Kapıyı kapatıp kolundan tuttum ve peşimden oturma odasına sürükledim. Odanın ortasında durup ona döndüm.

"Dayı, gidip Ayça Abla'ya onu sevdiğini söyleyeceksin. Hemen."

"Erva, bak bu konuyu..."

"Ayça Abla kendisiyle görüşmek isteyen birinin teklifini kabul etmiş dayı. Daha ne kadar bekleyeceksin?"

Dayım dediğimle bir an afalladı fakat hemen kendini toparlayıp "Ne, ne diyorsun Erva?" diye sordu sinirle.

"Ne dediğimi duydun."

"Nasıl kabul eder, hani istemiyordu?"

"Hâlâ da istemiyor dayı. Lütfen söyle artık ona, lütfen."

Dayım iki eliyle saçlarını karıştırıp söyleyeceğim, diye mırıldandı ve kapıya yöneldi. Kolundan tutup "Nereye?" diye sorduğumda "Ayça'ya onu ne kadar çok sevdiğimi söylemeye." deyince gülmeye başladım.

"Gülme ufaklık. İzin vermiyorum kimseyle görüşmesine. Gidip söyleyeceğim yeter artık."

Yeniden kolundan tutup "Dayı, bekle ben arayayım buraya gelsin. Fidan Teyze de evde hem. Burada söyle ne söyleyeceksen." dememle dayım hızla "Ara, gelsin çabuk." deyip yeniden içeri geçti.

Bir taraftan da başkasıyla görüşmek ha, görürsün Ayça Hanım diye homurdanıyordu.

O haline gülerek hızla Ayça Abla'yı arayıp acele bize gelmesini, meselenin çok ciddi olduğunu söyleyip bir şey söylemesine fırsat vermeden telefonu kapattım.

Oturma odasına dayımın yanına geçtiğimde iki elini saçlarına koyup sinirle çekiştirdiğini gördüm. Ey aşk, sen nelere kadirsin...

"Dayı bir sakin mi olsan?"

"Nasıl sakin olayım Erva. Acıyor ya, Vallahi acıyor. Onu kaybetme ihtimali aklıma geldikçe kalbim acıyor. Kaldıramam ben Erva bunu."

Yanına geçip elimi omzuma koyup sakinleşmesini bekledim ama bırak sakinleşmeyi daha da gerildi bu şekilde.

Kapı çalınca ayağa kalkıp "Ben bakarım." deyip hızla kapıya yöneldim.

Kapıyı açtığımda Ayça Abla hızla içeri girip "Erva, ne oluyor?" diye sordu ama bir şey demeden kapıyı kapatıp kolundan tutup oturma odasına götürdüm onu da.

Dayım, Ayça Abla içeri girince ayağa kalktı. Ayça Abla ona bakıp "Serkan, ne oluyor?" diye sorunca dayım "Ayça, kabul etmedim de, lütfen." dedi.

Ayça Abla ne olduğunu anlamadığı için "Neyi Serkan?" deyince dayım "Seninle görüşmek isteyen görücüyü." dedi.

Ayça Abla bana dönüp "Erva!" dedi uyarırcasına ama dayım bir şey söylemesine fırsat vermeden biraz yüksek çıkan sesiyle "Ayça, istemiyorum dedin. Neden yaptın ki bunu?" dedi.

Ayça Abla başını önüne eğip sessiz kalınca dayıma dönüp "Dayı, öncelikle bir sakin olur musun?" dedim ama dayım "Nasıl sakin olayım Erva? Yeter artık ne olacaksa olsun. Ayça, ben seni çok seviyorum." dedi hızla.

Ayça Abla duyduklarıyla hızla başını kaldırıp dayıma baktı ama dayım önüne bakıyordu. Ayça Abla bana dönünce gülümseyip başımı salladım. Sağ gözünden bir damla yaş yanağından aşağıya süzülürken hafifçe gülümseyip "Serkan." dedi ama dayım bir şey söylemesine fırsat vermeden "Ayça, bak biliyorum şu an ne dersen haklısın ama inan denedim fakat sana olan duygularımı dizginleyemedim. Belki de istemedim bilmiyorum ama..."

"Bende seni seviyorum."

Ayça Abla dayımın sözünü kesip bağırarak onu sevdiğini söyleyince dayım başını kaldırıp ona baktı ama bu sefer de Ayça Abla'nın başı yerdeydi.

"Ne, ne dedin sen?"

Ayça Abla elinin tersiyle gözünden akan yaşları silip "Bende seni seviyorum dedim Serkan." deyince dayım bana dönüp "Erva, ben yanlış duymadım değil mi?" diye sorunca Ayça Abla'yla gülmeye başladık.

"Doğru duydun dayım. Çok şükür biriniz söyledi. Günlerdir kafayı yemek üzereydim. Bir de söz verdim diye sesimi de çıkartamıyordum."

Ayça Abla utandığı için başını önüne eğerken dayım "Geç oldu ama güç olmadı çok şükür. Ayça'm da beni seviyor." deyince yeniden gülmeye başladım.

"Ayça'm mı dedin sen? Ya çok tatlısınız."

Ayça Abla hafifçe koluma vurup "Çiçeğim, yapma böyle." dedi ama ben gülmeye devam ettim.

"Neyse oturun şöyle de konuşalım."

Ayça Abla'yla dayım, beni onaylayınca dayım az önceki yerine geçerken biz de karşısındaki koltuğa yan yana oturduk. Ellerimi yanaklarıma koyup onları izlemeye başladım.

Dayım yüzünde kocaman bir gülümsemeyle "Ayça, teşekkür ederim bana korktuğum şeyi yaşatmadığın için." deyince Ayça Abla da "Bende teşekkür ederim, bana korktuğum şeyi yaşatmadığın için." dedi.

Dayım dün bana anlattıklarını Ayça Abla'ya anlattıktan sonra Ayça Abla da daha önceden bana anlattıklarını anlattı.

Dayım elini saçlarına koyup duyduklarından dolayı yüzündeki şaşkınlık yerini korurken "Desene bunca zamandır ikimizde birbirimizden habersiz aynı duyguları besliyormuşuz birbirimize." deyince Ayça Abla da başını sallayıp "Öyleymiş." dedi.

"Neyse ki ben fark ettim de gerekeni yaptım. İzin veriyorum, evlenebilirsiniz."

Ayça Abla utandığı için yeniden önüne dönerken dayım "Tamam ufaklık, evleniyoruz o zaman." deyince Ayça Abla şaşkınlıkla başını kaldırıp ona baktı.

"Serkan, şaka yapıyorsun değil mi?"

"Yapmıyorum güzelim, ciddiyim. Madem ikimizde birbirimizi seviyoruz, yeter bu kadar zaman ayrı kaldığımız. Harama bulaşmadan en güzelini yapmalı, yani Erva'nın da dediği gibi evlenmeliyiz."

Ayça Abla dayıma ciddi mi, diye bakarken dayanamayıp kahkalarla gülmeye başladım. Dayım arkasındaki yastığı bana atıp "Gülme ufaklık." deyince derin bir nefes alıp gülmeyi bıraktım.

Ayça Abla'ya dönüp "Yengem, seni ne zaman istemeye geliyoruz?" diye sorduğumda Ayça Abla göz ucuyla bana bakıp yeniden dayıma döndü.

"Sen ciddisin sanırım?"

"Ciddiyim Ayça. Bak sende kabul edersen şöyle yapalım: Sen bu akşam konuyu ailene aç, bende ablamla konuşayım. Ona göre gerekeni yaparız."

"Ya Serkan ben daha olayın şokunu atlatamadım bir de aileme mi söyleyeceğim?"

"Haklısın biraz acele oldu sanki."

"Yani."

"O zaman bu akşam bizimkilere söyleyelim yarın akşam ailelerimizle konuşuruz."

Ben yine gülmemek için kendimi zor tutarken Ayça Abla da hâlâ şaşkınlıkla dayıma bakıyordu.

Ayça Abla bana dönüp "Alper'e özel sanıyordum bu durumu ama bu erkeklerin hepsi aynı galiba." deyince aynı anda gülmeye başladık.

"Senin aşkından aklını kaybetti Ayça Abla."

Ayça Abla kıpkırmızı olan yüzüyle dayıma dönüp "Dediğin gibi şimdilik bizimkilerle konuşuyoruz." deyince dayım "Peki Ayça'm, dediğin gibi olsun." dedi.

Ayça Abla ayağa kalkıp "Ben eve geçiyorum. Gruba yazarım, yere ve saate karar veririz." deyince dayım da kalkıp "Tamam." dedi.

Ayça Abla kapıya yönelirken dayım "Ayça, o görücüyü de reddediyorsun." deyince Ayça Abla "Kabul etmedim ki reddedeyim." dedi.

Dayım "İşte benim güzelim." deyince Ayça Abla kıpkırmızı olmuş yüzüyle başını kaldırıp zor çıkan sesiyle "Ya Serkan, Erva'nın utandırdığı yetmedi, bu sefer de sen başladın." dedi.

Dayımın "Tamam tamam sustum ama yalan da söylemedim. Çok güzelsin." demesiyle Ayça Abla arkasını dönüp hızla çıkması bir oldu. Bende o hallerine gülerek peşinden gittim.

Ayça Abla bana sıkıca sarılıp teşekkür edip hızla evden çıktı. Bende gülerek kapıyı kapatıp dayımın yanına geçtim. O da Ayça Abla gibi sıkıca sarılıp teşekkür etti ve yüzünde büyük bir gülümsemeyle odasına geçti.

Bende önce lavaboya geçip hızla abdest aldım ve odama geçtim. Neyse ki öğle namazını okulda kılmıştım yoksa kesin kaçırmıştım. Vakit kaybetmeden ikindiyi kılıp mutfağa geçtim. Annem gelmeden her şeyi hazırlamayı başardım ve annem gelince de hızla yemeğe geçtik. Dayım fazla mutlu olduğu için bu durum annemin dikkatini çekse de nasılsa zamanı gelince söyler diye düşünüp sesini çıkarmadı. Söz konusu ben olunca zorla söyletir ama dayımın söyleyeceğini bildiği için onu çok zorlamıyor. Bir bilse kardeşinin yıllardır Ayça Abla olan aşkını yıllardır sakladığını..?

Yemekten sonra dayımla odalarımıza geçip akşamı kıldık. Saat sekize gelirken de anneme Hira Ablalar'a gideceğimizi söyleyip evden çıktık. Hira Abla ve Murat Ağabey grupta bize gelin deyince orada toplanmayı kararlaştırmıştık çünkü.

Pınar'la beraber Hira Ablalar'a geçince herkesin çoktan geldiğini gördüm. Sadece Kerem gelmemişti, onun da bu gece ekibiyle katılması gereken bir operasyon varmış. İnşallah bir şey olmadan hayırlısıyla atlatırlardı. Ona bir şey olacak diye korkuyordum. Yıllar sonra bulmuşken yeniden kaybetmek istemiyordum çünkü.

Yerlerimize geçince iki elimi yanaklarıma koyup yüzümde kocaman bir gülümsemeyle Ayça Abla'ya bakmaya başladım. O da bana bakıp gözleriyle böyle bakmamı işaret etti ama onu umursamadan o şekilde kalmaya devam ettim.

Hira Abla kalkıp mutfağa geçince Ayça Abla'yla bende peşinden gittik. Sanem Abla, Pınar ve Elif de gelince gelince kadro tamamlandı.

Ayça Abla bana dönüp "Erva, ya siz dayı yeğen bilerek yapıyorsunuz değil mi?" diye sorunca iki elimi yanaklarına koyup "Ya ben kıyamam sana. Utandı benim güzel yengem." dedim.

"Erva, yapma böyle kuzum ya. Vallahi biraz daha böyle yaparsanız kalpten gideceğim. Gerçi Serkan söyleyince nasıl gitmedim hâlâ aklım almıyor ya, neyse."

"Alış abla. Görümcenim ben senin."

Ayça Abla gülerek iki elini yanaklarıma koyup "Senin gibi görümceye can kurban." deyip bana sarılınca bende sarıldım.

Ayça Abla'nın omzunun üzerinden kızların bize şaşkınlıkla baktığını görünce Ayça Abla'yı bırakıp "Abla, bir sorunumuz var." deyip kızları gösterdim.

Ayça Abla da beni bırakıp kızlara bakınca Hira Abla hızla Ayça Abla'ya dönüp "Serkan'a söyledin mi?" diye sorunca Ayça Abla başını önüne eğdi.

Hira Abla bu sefer bana dönünce "Dayım söyledi Hira Abla." dememle Hira Abla hızla "Bir dakika, Serkan da Ayça'yı mı seviyormuş?" diye sordu.

"Seviyormuş, Hira Abla. Günlerdir birbirlerine söylesinler diye kafayı yedim ya. Sonunda dayıma, Ayça Abla'nın kendisiyle görüşmek isteyen bir görücüyü kabul ettiğini söyledim de dayım Ayça Abla'yı kaybetme riskini göze alamayıp söyledi."

Hira Abla gülmeye başlayınca olayı bilmeyen Elif, Pınar ve Sanem Abla şaşkınlıkla bize bakmaya devam ettiler.

Elif hızla "Ya olayı bize de anlatın." deyince ona dönüp "Birazdan öğrenirsiniz, hadi içeri geçelim." dedim.

Biz kızlarla tabakları alırken Hira Abla da çay tepsisini aldı ve içeri geçtik. Kısaca hal hatır sorma faslına geçtik önce. Sonrasında herkes sessizce artık konuya gelmemizi bekleyince Ayça Abla ve dayıma baktım ama ikisi de gözleriyle halı desenlerini çizmekle meşgullerdi.

"Kim anlatacak?" diye sorduğumda ikisi de bana döndüler.

"Ben söyleyeyim mi?" dediğimde ikisi de onaylayınca bizimkilere dönüp tek seferde "Ayça Abla ve dayım birbirlerini seviyorlarmış. Sayemde bugün öğrendiler. Evlenmeye karar verdiler. Bugünde size bunu söylemek için buraya toplanmanızı istediler." dedim.

Ayça Abla ve dayım söylediklerimden, bizimkiler de duyduklarından dolayı şaşkınlıkla bana bakıyorlardı. Hira Abla ve Murat Ağabey şaşkınlıklarını çabuk üzerlerinden attılar ama diğerleri şoka girmiş gibi hâlâ dayım ve Ayça Abla'ya bakmaya devam ediyorlardı.

Ellerimi çırpıp "Kendinize gelin. En olası ihtimal onlardı zaten. Yani Alper ve Elif'te bile bu kadar şaşırmadınız." dediğimde herkes bana döndü.

Alper boğazını temizleyip "Yanlış anladıysam düzeltin. Ablam ve Serkan Ağabey birbirlerini seviyorlar ve evlenmeye karar verdiler. Öyle mi?" deyince hepimiz ona döndük.

Dayım başıyla onaylayıp "Evet Alper. Kısaca durum bu." dedi fakat Alper yüzünde öfkeyle karşılık bir şaşkınlıkla önüne bakmaya devam ediyordu.

Hepimiz gerginlikle ona bakarken Alper ayağa kalkıp dayıma döndü ve onun da ayağa kalkmasını söyledi.

Dayım da ayağa kalkınca biz daha ne olduğunu anlamadan Alper hızla ona sarılıp "Çok mutlu oldum ağabey, hayırlı olsun." dedi yüksek çıkan sesiyle.

Hepimiz Alper'in tepkisinin verdiği rahatlamayla gülmeye başladık. Diğerleri de sırasıyla tebrik edince hepimiz yeniden yerlerimize oturduk.

Bizimkiler benim gibi olayı bilmediklerinden Ayça Abla ve dayımdan anlatmalarını istediler. Her şeyi anlattıklarında bizimkiler hayırlı olsun deyip tebrik ettiler.

Ne yapılacağı sorulduğundaysa Alper ve Elif'e söylediklerini söylediler evli çiftlerimiz. Kısacası dayımın dediği oldu ve Ayça Abla da kabul edince bu meselenin yarın büyüklere açılmasına karar verildi.

Mesele açıklığa kavuşunca gülümseyip ikisine de baktım. Hayat bize neler yaşatıyordu ya..? Birbirlerini sevdikleri halde alacakları cevaptan korktukları için sevdalarını içlerinde yaşamışlardı ikisi de ama Hamdolsun Rabbime; ikisinin de sonunu hayırlara çıkarmış, hayırlısının da kalplerinden geçen olmasını nasip etmişti.

Sonuçta yaşadığımız her şeyi hayırlısı öyle olduğu için yaşamıyor muyduk?

Yaşıyorduk...

 

 

Geldik bu bölümün sonuna. Ben dedim değil mi Ayça ve Serkan'ı Alper ve Elif'ten önce evlendiririm diye 😅

Hayırlı olsun :)

İnşallah beğenmişsinizdir ☺️

Yeni bölümde görüşmek üzere 😉

Allah'a emanet olun 🤍

 

 

​​​​

 

 

 

 

 

Loading...
0%