@kayraege
|
Selamünaleyküm kıymetli okurlar ☺️ Nasılsınız? Benim haftaya vizelerim var, bana dua edin olur mu :) Yeni bölüm geç geldi farkındayım ve bunun için özür dilerim. Okul çok yoruyor ve benim de pek vaktim olmuyor bu yüzden. Bir de kızmayın ama okunma ve oy arasındaki fark beni üzüyor azıcık, birazcık 🫣 Ama bir düzene koyacağım ve bölümler bir daha bu kadar geç gelmeyecek artık 🙃 Yeni bölümü İnşallah beğenirsiniz :) İyi okumalar dilerim 🤍
~Kerem
"Bazen gülümsemeni düşünüp gülümsüyorum. Bu, şu ana kadar yaşadığım en güzel his. Sen, şu ana kadar yaşadığım en güzel hissin." Erva'ydı, gülümsemesini düşünüp gülümsediğim umudumun adı. Erva'ydı, şu ana kadar yaşadığım en güzel hissin adı. Okuduğum sözle gözümün önüne gelen gülümsemeyle bende gülümsedim. Umuttu benim için Erva. Gülüşüne dünyaları sığdıran sevdiğimdi benim için Erva. Kalbimde, günden güne büyüttüğüm sevdamın adıydı Erva. Okuduğum sözün ekran görüntüsünü alıp telefonumu masama bıraktım. Sandalyemde geriye yaslanıp gözümü, önümde beni bekleyen dosyalara çevirdim. Bir haftadır gelen ihbarlardan dolayı her gece belirli yerlere baskın yapıp durduk. Yaptığımız baskınların çoğu başarılı olduğu için kısa sürede türemesi mümkün olan yeni uyuşturucu çetelerinin önüne de geçmiş olduk böylece. Dosyalardan gerekli son bilgileri kontrol edip imzaladıktan sonra Emir'i arayıp dosyaları almaya gelmesini söyledim. Emir gelip dosyaları aldıktan sonra bu sefer de Semih'i aradım. Müsaitse yanıma gelmesini söyleyip aramayı sonlandırdıktan sonra apartmandaki ortak gruba girip yazılan mesajları okumaya başladım. Mesajları yavaştan okumaya başladığımda ağırlıkta Alper ve Ayça'nın mesaj attığını ve Erva'ya telefonunu açmasını yazdıklarını gördüm. Altlara doğru ilerledikçe Alper'in yazdığı mesajı görünce sinirle ayağa kalktım. ALPER: "Erva, bak Kağan yanlış bir şey yapmadı. Sadece seni sevdiğini söyledi. Bunun için bizimle küsemezsin tamam mı?" Sertçe nefesimi verip yüksek çıkan sesimle "Kim bu Kağan ve nasıl Erva'yı sever?" dedim. Semih hızla odama girip "Kerem, ne oluyor? İyi misin?" deyince ona bakıp "Kim bu Kağan Semih?" diye sordum sinirle. "Ne Kağan'ı Kerem, kimden bahsediyorsun?" "Erva'ya onu sevdiğini söylemiş." Semih söylediğimle önce şaşırdı. Sonra da ne demek istediğimi anladığı için kendini tutamayıp kahkahalarla gülmeye başladı. Masamın önündeki sandalyelerden birine oturup gülmeye devam ederek "Kerem, yengenin hayranları artıyor. Git söyle artık yoksa Allah korusun geç olacak, demedi deme." deyince dediklerini umursamadan "Ben gidiyorum." dedim. Kapıya yönelirken Semih kolumdan tutup "Nereye?" diye sorunca ona dönüp "Bu Kağan denilen dingil kimse bulup, ağzını burnunu kırmaya." dememle Semih yeniden gülmeye başladı. "Semih, gülme." "Kusura bakma kardeşim ama gülünecek haldesin. Hadi diyelim buldun ve gidip dövdün çocuğu. Sonra ne olacak? Erva'ya, onu sevdiğini söylediğin için dövdüm mü diyeceksin?" "Gerekirse derim Semih. Olmadı, Erva'nın deyişiyle bir baskomiserin sevdiği kıza aşık olmaktan tutukluyorum derim." Semih yeniden gülmemek için kendini zor tutuyordu. Başını önüne eğip kıkırdamaya başlayınca "Semih!" diye uyardım. Başını kaldırıp "Kerem, lütfen önce bir otur da şu olayı baştan anlat olur mu?" deyince derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. Yerime geçtiğimde Semih de az önceki yerine oturup bana döndü. Bende masama yaslanıp mesajlardan anladığım kadarıyla olanları anlatmaya başladım. "Grupta yazılanlardan anladığım kadarıyla Kağan diye biri Erva'ya onu sevdiğini söylemiş ve Erva da bu yüzden Alper, Ayça ve Elif'e kızgın." "Olayın onlarla ne ilgisi var?" "Bilmiyorum Semih. Grupta öyle yazmışlar. Erva aramalarını açmıyormuş. Onlar da çareyi gruba yazmakta bulmuşlar." "Kerem, bence işin aslının ne olduğunu öğrenmeden bir saçmalık yapmaya kalkma. Senin şu an yapman gereken belli." Sertçe nefesimi verip "Ne?" diye sorduğumda Semih "İşin aslını bilen kaynaklara başvurman gerekiyor." dedi. "Ne yani Semih, gidip Erva'ya mı soracağım?" "Tabi ki doğrudan Erva'ya sormayacaksın ama Pınar'a sorabilirsin mesela." Duyduklarımla yavaşça alnıma vurup "Tabi ya, küçük cadı kesin biliyordur. Bu nasıl aklıma gelmedi benim?" dememle Semih "Aşk aklını başından almış kardeşim, normaldir." dedi. Aklıma gelenle hızla "Hiç konuşma Semih, seni de biliyoruz." dedim. Semih'in söylediğimle yüzü düştü ve önüne dönüp "O konu sonsuza kadar kapandı kardeşim. Başlamadan bitti bende." deyince ayağa kalkıp karşısındaki sandayeye oturdum. "Nasıl, ne yapıyor hiç bilmiyor musun?" "Hayır Kerem ve bilmek de istemiyorum." "Semih..." "Kerem lütfen." Semih'i daha fazla üzmek istemediğim için sustum. Semih, sertçe nefesini verip "Kerem, kızma ama bir şey söylemem gerekiyor." deyince "Söyle, ona göre karar veririm kızıp kızmayacağıma." dedim. "Kerem, iki aydır ortada yok ve ailesi de her yerde arıyor. Onlardan önce bulmaya çalışıyorum ama hiç iz yok." "Bir dakika, ne? Ciddi misin?" "Maalesef ciddiyim kardeşim." "Semih sen bunu benden nasıl saklarsın?" "Kendi meselelerimle seni de..." Hızla Semih'in sözünü kesip "O nasıl söz Semih, ben nasıl bir sorunum olunca ilk sana geliyorsam sende ilk bana gel be kardeşim. İki aydır gözümün önünde neler çekmişsin de ben görememişim." dememle Semih "Yok kardeşim, öyle düşünme. Sen hep yardımcı oldun bana ama senin de derdin başından aşkınken bir de bununla uğraştırmak istemedim." dedi. Her ne kadar bana söylemediği için sinirlensem de şu an çok üzgün olduğundan fazla tepki vermedim. "Neyse, bu konuyu ayrıca konuşacağız seninle. Şu an asıl meseleye dönelim en iyisi. Şu olayı baştan anlat bana." "Diyarbakır'daki bir polis arkadaştan rica etmiştim ona arada bir göz kulak olması için. Ne olur ne olmaz diye çünkü ailesine güvenmiyordum. Her ne kadar o güvense de ben güvenemiyordum işte." Semih başını ellerinin arasına alıp "Oradaki polis arkadaş bir buçuk ay kadar önce beni arayıp onun kaybolduğunu, ailesinin de her yerde aradığını söyleyince deliye döndüm Kerem. Kim bilir kıza yine neler yaptılar da kaçmak zorunda kaldı." deyip derin bir nefes aldı. "Kafayı yemek üzereyim Kerem. İki aydır nerede, ne yapıyor bilmiyorum. Şerefsizler kim bilir yine ne yaptılar da buna mecbur kaldı. Korkuyorum Kerem, başına bir şey gelmesinden korkuyorum. Her ne kadar bunu kendisi seçse de endişelenmeden edemiyorum." Ayağa kalkıp Semih'in yanına geçtim. Elimi omzuna koyup "Endişelenme kardeşim. Ben de Başkomiser Kerem'sem ne yapar eder bulurum onu. Korktuğun gibi bir durum olsaydı da haberimiz olurdu zaten. Endişelenme daha fazla." deyip Semih'in kolundan tutup ayağa kaldırdım. Ayağa kalktığımızda "Şimdi gidip bizim çocuklarla görüş. Başlayın araştırmaya." dememle Semih bana sarılıp "Sağol kardeşim." dedi. Bende sarılıp "Sende sağol kardeşim ama bu bana söylemediğin için vereceğim cezadan sıyırdığın anlamına gelmiyor." dedim. Semih beni bırakıp "Onu bulalım da razıyım be kardeşim." deyince elimi omzuna koyup "Bulacağız, şüphen olmasın." dedim. Semih tekrardan teşekkür edip "Ben gidiyorum o zaman. Görüşürüz kardeşim. Allah'a emanet ol." deyince "Tamam, git sen. Görüşürüz. Sende Allah'a emanetsin." dedim. Semih çıkınca bende işim olmadığından masamdan telefonumu alıp odamdan çıktım. Hızla emniyetten çıkıp arabama yöneldim. Bindikten sonra mesafe yakın olduğundan hemen eve geldim. Apartmana girince asansörü çağıran tuşa bastım ve asansör gelir gelmez de bindim. Bizim kata gelince asansörden inip kapıyı çaldım. Birkaç dakika bekledikten sonra Pınar kapıyı açıp "Hoşgeldin ağabey." deyince "Hoşbuldum mavişim. Sonunda açabildin." deyip içeri geçtim. "Kusura bakma ağabey, Erva Abla'yla konuşuyordum." Oturma odasına yönelirken "Gruptan az çok biliyorum olanları. Erva'nın tepkileri yersiz değil bence." dememle Erva "Çok şükür beni anlayan biri çıktı." dedi. Hızla arkamı dönmemle karşımda bana gülümseyerek bakan Erva'yı bulmam bir oldu. Burada olmasına mı şaşırayım yoksa söylediklerimi duymuş olmasına mı bilemedim. Gerçi gülümsemesini bakılırsa söylediğim şey onu mutlu etmişti. "Teşekkür ederim Kerem. Sabahtan beri hepsi haksızsın, tepkin yersiz falan diyorlardı. Neyse ki sen bana hak veriyorsun." "Açıkçası olan biteni tam bilmiyorum ama yine de haklı olduğunu düşünüyorum. Sen kolay kolay küsmezsin kimseye." "Teşekkür ederim. Ve evet bence de haklıyım. Benden nasıl saklarlar böyle bir şeyi?" Ellerimi iki yana açıp "Açıkçası, dediğim gibi meseleyi bilmediğimden yorum yapamıyorum." dememle Erva "O zaman anlatayım. Vaktin var mı?" dedi. Sana her zaman vaktim var Erva, dememek için zor tuttum kendimi. Başımı sallayıp "Evet var. Siz içeri geçin, ben elimi yüzümü yıkayıp geliyorum." dedim. Erva ve Pınar beni onaylayıp içeri geçtiklerinde ben de hızla lavaboya yöneldim. Elimi yüzümü yıkayıp saçlarımı düzgün bir şekle soktuktan sonra bende yanlarına, oturma odasına geçtim. Erva'nın karşısındaki koltuğa oturup "Pınar, annemle babam nerede?" diye sordum. "Bugün babamın iş yemeği vardı ya ağabey. Ona gittiler. Unuttun mu yoksa diyeceğim de belli ki unutmuşsun." Elimi alnıma koyup "Bu aralar yoğunum, unutmuşum gerçekten." deyip Erva'ya baktım. "Neyse, şimdi konumuz bu değil. Erva, seni dinliyorum." Erva da bana bakıp "Kağan, üniversiteden bir arkadaş. Daha doğrusu Alper'in arkadaşı." deyip önüne döndü. "Okula ilk başladığım gün Alper tanıştırmıştı. Sağolsun Alper kadar o da bana çok yardımcı oldu dersler, notlar ve daha pek çok konuda. Ona hiç başka bir gözle bakmadım ve onun da öyle olduğunu düşündüm. Hatta ay farkıyla benden büyük olsa da ağabey falan dedim bazen yanlış anlaşılma olmasın diye." Erva, derin bir nefes alıp "Kağan bugün bana... Bana, beni sevdiğini ve benim de duygularımı öğrenmek istediğini söyledi." deyip sanki nefesini tutmuş gibi sertçe verdi. "Alper başından beri biliyormuş. Tabi Ayça Abla da. Elif onlardan çok sonra öğrenmiş ama yine de gelip bana söylemedi. Bu yüzden ona da kırgınım." Erva konuşmayı bırakınca yavaşça yutkunup sormak istediğim soruyu sordum ona. "Erva, peki sen..? Yani sende onu seviyor musun?" Erva şaşkınlıkla bana bakıp "Hayır tabi ki Kerem. Zaten bu yüzden hem kırgın hem de öfkeliyim. Bana karşı böyle şeyler hissettiğini bilseydim uzak dururdum ondan." deyip Pınar'a döndü. "Pınar'a da dediğim gibi diğerlerine bu yüzden kırgınım. Öfkem Kağan'a, kırgınlığımsa ailem dediğim insanlara." Duyduğum şeyin verdiği rahatlıkla gülümseyip "Demek ki yanılmamışım. Sen haklısın." dememle Pınar koluma vurup "Ağabey, ne yapıyorsun ya?" diye sordu. Ona dönüp "Ne yapıyorum?" diye sorduğumda bana yaklaşıp kısık sesle "Ya ben burada onları affetsin diye uğraşıyorum, senin yaptığına bak." deyince ne demek istediğini anladım. Erva'ya dönüp "Ben senin haklı olduğunu biliyor ve tepkinde de haklı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca ne kadar kırgın da olsan Ayça, Alper ve Elif'i hemen affedeceğini de biliyorum." dememle Erva gülerek "Benim hakkımda bu kadar şeyi nereden biliyorsun? Diğerleri bile anlamadılar ama sen hemen anladın." dedi. O kadar güzel bir kalbin var ki, o güzel kalbe aşık olduğum için biliyorum, demedim. Daha doğrusu diyemedim... Boğazımı temizleyip "Bilmem, konuşmalarımızdan fark ettiğim kadarıyla öylesin bence." dememle Erva "Anladım." dedi. Ayağa kalkıp "Neyse, ben sorunlarımla sizi de akşam akşam meşgul ettim. Hakkınızı helal edin." deyince Pınar benden önce davranıp "Ne meşgulü Erva Abla? Sen sanki boş veriyorsun bizim bir sorunumuz olunca. Senin yaptıkların yanında bizim yaptığımız ne ki hem?" dedi. "Pınar haklı Erva. Biz dinlemekten başka bir şey yapmadık. Hem kendi adıma söyleyeyim, bir hakkım varsa sonuna kadar helal olsun." Erva gülümseyip "Teşekkür ederim. Bu bile iyi geldi bana. Sorununu anlatmak rahatlatıyor insanı." deyip bana döndü. Erva "Kerem, aslında sen bir konuda bana yardım edebilirsin." deyince, şaşırsam da bunu belli etmeden "Elimden gelen bir şeyse elbette yardım ederim." dedim. "Ben bu Kağan'ı döveyim. Sende olayın polisle olan kısmını hallet." Erva'nın dediğiyle Pınar gülmeye başladı. Dayanamayıp bende ona katıldığımda Erva dudaklarını büküp "Ya gülmeyin ama. Hem bence gayet güzel bir fikir." deyince gülmeyi bırakıp "İnan bana elimden geleni yaparım ama sen bu dediğini yapar mısın bilemiyorum." dedim. "Of ya, yapamam. Eskiden olsa yapardım fakat şimdi... Neyse, hem ben cevabımı verdim. Her yerden de engelledim. Birkaç gün de okula gitmeyeceğim zaten. Devamsızlık hakkım var, onları kullanırım. Tamamdır yani." Söylediklerini duymak beni fazlasıyla rahatlattı. Eve gelene kadar Kağan denen çocuğu parçalamak gibi planlarım vardı. Bir de Erva'nın da onu sevme ihtimalinin verdiği korku. Neyse ki ne planlarımı uygulamama gerek kalmıştı ne de korktuğum başıma gelmişti çok şükür ki. Erva "Ben gideyim artık. Her şey için tekrardan çok teşekkür ederim." deyince "Rica ederim." dedim. Pınar da aynı cevabı verince Erva kapıya yöneldi. O gittikten sonra Pınar yanıma gelip "Ağabey, aç mısın?" diye sorunca "Evet mavişim. Çok açım." dedim. Pınar "O zaman ben sana bir şeyler hazırlayayım." deyip mutfağa geçince bende peşinden gittim. Beraber bur şeyler hazırladıktan sonra masaya geçtik. Pınar'a "Sen yemedin mi?" diye sorduğumda "Yedim ama yine acıktım." dedi. Saçlarını karıştırıp "İyi bari, benim yüzümden bu saate kadar aç kaldığını sanmıştım." dediğimde Pınar "Aslında beklerdim de aç olduğum için yedim bir şeyler." deyince gülümseyip önüme döndüm. Yemeğimizi yedikten sonra Pınar'a bulaşıkları yıkamasında yardım edip lavaboya geçip abdest aldım. Odama geçip yatsıyı kıldıktan sonra yatağıma uzandım. Semih'in söyledikleri aklıma gelince yavaşça yutkundum. Dediğini yapıp geç olmadan Erva'ya söylemeliydim belki de ama korkuyordum. Hâlâ alacağım cevaptan korkuyordum. Bugün o çocuğu her yerden engellediğini söylediğinde buna sevinsem de, şu an bunun başıma gelme olasılığının korkusu yüreğimi sardı. Onsuz yaşamanın verdiği korkuyu düşünmek bile sadece acı veriyorken sonsuza kadar kaybetmeyi göze alamıyordum. Beklemek, beni fazlasıyla yorsa da şu an yapmam gereken de oydu maalesef ki. Beklemeye devam edecek, Allah'tan ümidimi kesmeden hayırlısının kalbimden geçen olmasını isteyecektim. ~ İki haftadır Semih'in hali beni hem üzüyor hem de fazlasıyla korkutuyordu. Hâlâ bir iz yoktu ve elimizden bir şey de gelmiyordu. Emniyet müdürümüz aracılığıyla birkaç yerle irtibat kurduktan sonra hızla odama geçtim. Kapıyı kilitleyip seccademi serdim. Az önce ikindi ezanı okunmuştu. Bende vakit kaybetmeden kılayım dedim. Namazdan sonra seccademi dolabıma koyup kapıya yöneldim. Birkaç dakika önce çalmıştı ama dua ettiğim için cevap verememiştim. Kapıyı açtığımda Semih zorla gülümsemeye çalışıp "Selamünaleyküm Kerem." deyince gülümseyip "Aleykümselam." dedim. Semih içeri geçince kapıyı kapatıp yanına geçtim bende. Semih oturup başını kaldırmadan "Hiç iz yok Kerem. Nerede bu kız?" deyince yerime geçip oturdum. Ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilmiyordum. Bu yüzden bir şey söyleyemedim. Aramızda sürdürdüğümüz sessizliği Semih'in telefonu bozdu. Semih telefonunu cebinden çıkarıp ekrana bakınca "Bizimkilerden biri mi?" diye sordum. Semih başını olumsuz anlamda sallayıp "Hayır, kayıtlı olmayan bir numara." deyince hızla "Aç hadi kardeşim, belki önemlidir." dedim. Semih telefonu açıp kulağına dayadı ve "Alo." dedi. Karşıdaki cevap vermemiş olacak ki Semih "Alo, kimsiniz? Konuşun lütfen." dedi. Telefondaki kişi ne dedi bilmiyorum ama Semih hızla ayağa fırlayıp "Sema." deyince duyduğun isimle bende hızla kalktım. "Semih, hoparlörü aç." dememle Semih hoparlörü açıp "Sema, iyi misin? Konuş lütfen." dedi. Sema ağlayarak "Semih, özür dilerim." deyince Semih biraz sinirli çıkan sesiyle "Bırak şimdi özür dilemeyi Sema. Neredesin, onu söyle." dedi. "Semih bir sakin ol." Semih söylediğimle bana dönüp "Nasıl sakin olayım Kerem? İki aydır neler çekiyorum biliyor musun sen?" deyip bakışlarını telefonuna çevirdi. "Sema neredesin sen?" "Peşimdeler Semih. Ellerinden kaçmayı başardım. Şu an emniyet binasına biraz uzaklıkta olan bir marketteyim. Marketteki bir kızdan telefonunu alıp seni aradım." "Yanındaki kızdan yanından ayrılmamasını rica et ve bana konum at Sema. Hemen geliyorum." Sema tamam, deyip biriyle konuşmaya başladı. Semih'in telefonuna konumu atınca Semih bana dönüp "Sizin apartmanın ilerisindeki markette." dedi. Yeniden telefonuna bakıp "Sema, sakın korkma. Geliyoruz." deyince Sema "Tamam, teşekkür ederim." dedi. Semih aramayı sonlandırıp bana dönünce "Hadi kardeşim, gidiyoruz." dedim.
Sema kim ve nereden çıktı dediğinizi duyar gibiyim 🫣 Diğer bölümde öğrenirsiniz 😅 İnşallah beğenmişsinizdir ☺️ Yeni bölümde görüşmek üzere 😉 Allah'a emanet olun 🤍
|
0% |