@kayraege
|
Selamünaleykümmm ☺️ Nasılsınız dostlar? Geldik yeni bölüme. Bu bölümde mesajlaşma çok az. Hatta fazlasıyla az ve olayları Melih'ten okuyacağız :) İnşallah beğenirsiniz 🫣 İyi okumalar dilerim 🤍
~Melih
Sabahtan beri aklımdan geçen, sadece Beyza’nın söyledikleriydi. Daha doğrusu yazdıklarıydı. Ne yapmam gerektiğini, nereden başlayacağımı bilmiyordum. Bunu Beyza’ya sormayı düşünmüştüm ama daha yolun başından takıldığımı bilmesini istemiyordum. Şu an daha net fark ediyordum: Hakikaten, ben nasıl Müslüman'dım? İki elimle saçlarımı karıştırıp “Ben, ne yapacağım?” diye mırıldandım. Enes yanıma gelip elindeki, içinde kahve olan bardaklardan birini önüme bırakıp karşımdaki sandalyeyi çekip oturdu. “Nasılsın şapşal aşık?” “Kafam allak bullak Enes?” “Ne oldu? Kaldırmadı mı yenge engeli?” Sertçe nefesimi verip “Kaldırdı ama… En iyisi oku yazdıklarını. O zaman anlarsın neden bu halde olduğumu.” deyip Beyza'yla olan mesajları açıp telefonumu Enes’e uzattım. Enes mesajları okurken bende önümdeki kahveden büyük bir yudum aldım. Enes mesajları okuduktan sonra telefonumu bana uzatıp “Kız senden zor bir şey istememiş ki kardeşim. Aksine sana artık hakikati gör ve ona yönel demiş.” deyince telefonumu cebime koyup “İşte ben o hakikate ulaşmak için nereden başlayacağımı bilmiyorum kardeşim.” dedim. “Tek derdin bu olsun be Melih. Burada ben varım. Elimden geleni yaparım. Her şeyi geçtim ben olmasam bile ailen var. Annen baban da sana yardım edebilir bu konuda.” Enes’in söyledikleriyle heyecanla ona bakıp “Eder misin gerçekten?” diye sordum. Enes “Ederim tabi ki. Sen iste yeter Melih. Hem dediğim gibi ailen de yardım eder sana.” deyince “Teşekkür ederim.” deyip içim rahatlamış bir şekilde önüme dönüp keyifle kahvemi içmeye devam ettim. Bu daha önceden benim aklıma neden gelmemişti ki? Enes’in dediği gibi annemle babam da bana yardım ederlerdi. Hatta bunu öğrenince çok da sevinirlerdi. Annem ve babam ben üniversiteye başladığım sene namaz kılmaya başlamışlardı. Annem de geçen yıl tesettüre girmişti. İkisi bana ve küçük kardeşim Miraç Ege’ye hep “Biz geç kaldık ama siz geç kalmayın.” derlerdi ama ben hep erteleyip dururdum. Şu an daha iyi anlıyordum ne demek istediklerini. “Melih.” Enes bana seslenince daldığım düşüncelerden sıyrılıp ona döndüm. “Efendim?” dediğimde Enes başıyla bir yeri işaret etti. Gösterdiği yere baktığımda gördüğüm kişiyle gülümsedim. Beyza kantinden kendine çay aldıktan sonra yanına gelen iki arkadaşıyla birlikte hemen arkamızdaki masaya geçti. Çay aldığını anlamam zor olmadı çünkü fark ettiğim kadarıyla çay içmeyi çok seviyordu. Tuttuğum nefesimi verip yüzünde muzip bir sırıtışla bana bakan Enes’e döndüm. Enes artık nasıl görünüyorsam olduğum halime gülerek “Kıpkırmızı oldun kardeşim. Sakin ol. Kız kendisine yazanın sen olduğunu bilmiyor ki.” deyince “Sağol ya kardeşim. İçime su serptin.” dedim. Enes tam bir şey söyleyecekti ki Beyza’nın bilmiyorum, dediğini duyduğumda işaret parmağımı dudağıma götürüp Enes’e susmasını işaret ettim. Enes dediğimi yapıp susunca doğru olmadığını bilsem de dayanamayıp Beyza’nın konuşmalarına kulak verdim. “Başta alay etmek ya da daha önceden mesaj atan aptallarla aynı niyetle yazdığını düşündüm ama şu an dediğim gibi bilmiyorum. Tek diyeceğim, İnşallah Melih diğerleri gibi değildir.” Ben duyduklarıma sevinirken Beyza’nın, adını Ecmel olduğunu öğrendiğim arkadaşı “Beyza, sen ilk defa böyle diyorsun. Seni böyle düşünmeye iten sebep ne?” diye sorunca Beyza “En iyisi okuyun, daha iyi anlarsınız.” deyip telefonunu arkadaşına uzattı. Arkadaşları bizim mesajları okurken Beyza her zamanki gibi önüne dönüp çayını içmeye devam etti. Bende göz ucuyla ona bakmaya başladım. Enes koluma dokunup “Kardeşim, ders bir: Beyza senin helalin değil ve bu şekilde bakman da dinimizde uygun değil. Sana bahsettiği haram bu. O şu an sana haram. Sakın gözlerini haramdan.” deyince önüme döndüm. Ben önüme döner dönmez Beyza’nın arkadaşlarından Gökçe gülerek “Kızma Beyza’m ama bu çocuk ciddi ve seninle evlenmeye de fazlasıyla niyetli gibi.” deyince Ecmel “Bence de. Vay be, şu işe bak. En son evlenir dediğimiz kız ilk evlenecek iyi mi?” dedi. Ben duyduklarıma gülümserken Beyza “Ben bunları size saçmalayın diye anlatmadım. Bir fikir verin diye anlattım. Bu yüzden şimdi söyleyin bana: Ne yapmalıyım?” diye sordu. Gökçe “Beyza, sen ona yapması gerekeni söylemişsin. Eğer bu çocuk dediğini yapıp hakikati araştırır ve öğrenirse zaten yapması gerekeni yapar. Sende korktuğun gibi yanlış bir şey değil, aksine ona hakikati gösterdiğin için güzel bir şey yapmış olursun.” deyince Beyza “Onun için dua edeceğim. İnşallah hakikati bulur.” dedi. Arkadaşları aynı anda İnşallah, dediler. Ondan sonra üçü de sessizce durduklarında başımla Enes’e kalkmasını işaret ettim. Benim için dua edecek olan meleğimi yarı yolda bırakmayacak, duasının kabul olması için elimden geleni yapacaktım. Enes’le kantinden çıktığımızda ona dönüp “Kardeşim, şimdi ne yapıyoruz? Nereden başlamam gerekiyor?” diye sordum heyecanla. Enes gülümseyip “Kitapçıya gidiyoruz kardeşim. Yüce Allah, ilk indirdiği ayet de oku, demiyor mu? Bu yüzden sende o ilk emri uygulayacak, hakikati okuyarak öğrenmeye başlayacaksın.” deyince kolundan çekiştirerek “Hadi o zaman.” dedim. Dersimiz olmadığı için okuldan çıkıp kitapçıya geçtik. Enes’in önerisiyle bir ilmihal kitabı ve Kur’an-ı Kerim Meali aldıktan sonra çıktık. Küçükken okuldaki din dersleri sayesinde bazı namaz dualarını ve çok yavaş da olsa Kur’an okumayı biliyordum ama hâlâ çok eksiğim vardı. Namaz kılmayı da küçükken öğrenmiştim ama yıllardır kılmadığım için hiç hatırlamıyordum. Bu konu için de babamdan yardım almaya karar vermiştim. Okulda da Enes bana yardım edecekti ve öğleyle ikindi namazını da onunla okulun mescidinde kılacaktım neyse ki. Enes’e her şey için teşekkür ettikten sonra vedalaşıp eve geçtim. Anneme ben geldim, deyip hızla odama geçtim. Çantamı, çalışma masamın önündeki sandalyeme bırakıp aldığım kitap ve meali de masama indirdim. Dolabımdan kıyafetlerimi çıkarıp banyoya geçtim. Duş aldıktan sonra hızla masama geçtim. Aldığım meal ve ilmihal kitabının fotoğrafını çekip Whatsapp’a girdim.
BEYZA’yı GÖKYÜZÜ’M olarak değiştirdiniz…
MELİH: *Fotoğraf MELİH: Beyza, kusura bakma rahatsız ediyorum ama ben bugün bu kitabı ve meali aldım. MELİH: Sence başlangıç için nasıl?
Beyza çevrim dışı olduğu için telefonumun ekranını kapatıp önüme döndüm. Enes’e güveniyordum elbette ama Beyza’ya da sorma ihtiyacı hissettim. Hem de bana güvenmesini ve dediğini yapmaya başladığımı da görmesini istiyordum. Önüne bakmaya devam ederken annem bana seslenince ayağa kalkıp odamdan çıktım. Merdivenin başına geçip “Efendim anne?” dediğimde annem “Yemek hazır.” dedi. Aşağı inip oturma odasına geçtim. Her şey hazırdı ve ailem oturmuş beni bekliyorlardı. Yerime geçtiğimde babam “Afiyet olsun.” deyip önündeki çorbadan içmeye başlayınca bende sessizce yemeğimi yemeye başladım. Yemekten sonra hızla odama geçtim. İlk işim vakit kaybetmeden abdest almak oldu çünkü biz yemeğe geçmeden hemen önce akşam ezanı okunmuştu ve annemle babam birazdan namaz kılarlardı. Abdest aldıktan sonra odamdan çıkıp aşağı indim. Babamın, salondaki koltukta oturup kitap okuduğunu görünce yanına geçip tam önünde durdum. “Baba.” diye seslendiğimde babam başını kaldırıp “Efendim oğlum?” dedi. “Akşam namazını kıldın mı?” “Yok daha kılmadım ama hatırlattığın iyi oldu. Vakit kaybetmeden kılayım ben.” “Baba, bende seninle kılabilir miyim? Uzun zamandır kılmadığım için hatırlamıyorum.” Babam sorduğum soruyla şaşkınlıkla yüzüme bakmaya başladı. Hızla ayağa kalkıp elini alnıma koydu ve “Allah Allah, e senin ateşinde yok.” deyip anneme döndü. “Hanım ben yanlış duymadım değil mi?” Annem babamın sorusuna gülümseyip “Hayır canım yanlış duymadın çok şükür ki.” deyince “Baba, anne neden bu kadar şaşırdınız ki? Ben namaz kılamaz mıyım?” diye sordum. Babam elini omzuma koyup “Sen bize bakma oğlum. Biz mutluluktan ne diyeceğimizi şaşırdık.” deyip anneme döndü. “Hadi sende abdest al hatun. Miraç’ı da çağır, hep beraber kılalım.” Annem babamı onaylayıp üst kata çıkmak için merdivene yönelince babam beni kendine çekip sarıldı. “Aferin oğlum, aferin sana.” dediğinde gülümseyip bende sıkıca sarıldım ona. “Baba, hâlâ öğrenmem gereken çok şey var. Sağolsun Enes yardımcı olacak. Sizde bana yardım edersiniz değil mi?” “Ederiz tabi hayta. Sorman hata.” Babamın verdiği cevaba gülerek onu bıraktım. Babam da beni bırakıp salonun köşesindeki çekmeceden iki seccade çıkarıp yanıma geldi. Birini bana uzatıp elindeki seccadeyi serince bende yanına geçip seccademi gösterdiği gibi serdim. Birkaç dakika sonra annem ve Miraç da gelip ellerindeki seccadelerini serdiklerinde babamın imamlığında akşam namazını kıldık. Namazdan sonra aileme teşekkür edip odama geçtim. Masamdan telefonumu alıp yatağıma oturdum. Sırtımı yatağımın başlığına dayayıp ekranı açtım. Beyza’dan mesaj geldiğini görünce hızla attığı mesajı açtım.
GÖKYÜZÜ’M: Eğer gerçekten dediğin gibi ciddiysen, yapacağın başlangıç için en uygun olan kaynakları edinmişsin kendine. GÖKYÜZÜ’M: Tek diyeceğim, İnşallah Rabb’im kalbini rahmetiyle doldurur ve sende o rahmet ışığında ulaştığın hakikatten vazgeçmezsin. MELİH: İnşallah Beyza. MELİH: Yıllar sonra ilk defa yeniden namaz kıldım az önce ve inandığın şeyle seni nasıl bu kadar güçlü yaptığını az da olsa anlamaya başladım. MELİH: Teşekkür ederim. MELİH: Hakikate yönelmeme vesile olduğun için :)
Bölüm sonu 🫣 Bu bölümde çok şükür ki bin kelimeyi devirmeyi başardım. Darısı diğer bölümlere 😅 İnşallah beğenmişsinizdir ☺️ Aşağıda küçük bir yıldız var. Onu parlatırsanız beni çok mutlu edersiniz 🫣 Yeni bölümde görüşmek üzere 😉 Allah'a emanet olun 🤍 |
0% |