@kayragultekin
|
Ailemin beni yatılı okula kayıt ettikleri için trip atmaya çalışıyorum ancak arabanın arkasında olduğum için anlayamıyor. Yaklaşık yarım saat sonra okula ulaştık. Girişteki büyük tabelada ‘HAYAT KOLEJİNE HOŞ GELDİNİZ’ yazısını gördüm. Ne yani beni bu okula yazdırmak için birde para mı ödemişlerdi? İnkâr edersem kızacakları için bir şey diyemedim anca onlara çok kızgındım. Okulun kapısına vardığımızda. Güvenlik adımı sordu ona ‘Evren MANKO’ dedim. Güvenlik görevlisi ‘Kampüs A dördüncü kat oda numaranız ise kırk dört buyurun’ dedi. Eliyle yolu gösterdi bizde yürümeye başladık yaklaşık 2 dakika sonra kampüsse girdik. Asansörün önüne geçtik güvenlik öne atılarak düğmeye bastı asansör 5 dakika sonra anca gelebildi ‘Sonunda geldi asansör paşamız’ diye mırıldandım. Bunu duymuş olacak ki babam beni dürttü ve yandan bir bakış attı. O sırada asansörün kapısı açıldı asansörden indiğimiz gibi karşımızdaki odanın kapısında yazılı kırk üç dikkatimi çekti ‘Şu yandaki oda mı?’ diye sordum.
Güvenlik ‘hayır orası kırk iki, sizinkisi diğer tarafta, buyurun.’ dedi. Anlayışlı bir ses tonunda.
Tam o sırada yaka kartı dikkatimi çekti ‘arda’ demek ismi ardaydı. Bu illaki bir yerde işime yarar. O sırada kırk dört numaralı odaya geldik. Merakla sordum ‘odalar niye bu kadar az’ dedim.
Babam ‘çünkü odalar dört kişilik’ dedi. Son derece rahat bir biçimde.
Başımdan kaynar sular dökülmüştü sanki ben kendimi tek sanarken korkuyordum üç kişiyle ne yapacaktım. O daya girmeden önce güvenlik cebinden yaka kartı ve kalem çıkardı ve bana uzattı.
‘Buna adınızı ve soyadınızı yazarsanız iyi olur’ dedi.
Güvenliğin bu kadar samimi olması içimi ürpertiyordu. Yaka kartıma ismimi yazıp taktıktan sonra taktım ve güvenlik kapıyı açtı oda bir 3+1 ev kadar büyüktü ben odanın büyüklüğüyle şaşırırken koltukta oturan üç kişi dikkatimi çekti büyük ihtimalle oda arkadaşlarımdı. Biri erkek ikisi ise kızdı. Onlara da yaka kartı vermişlerdi. O sırada ismi ‘Zeynep ŞANLI’ olan kişi dikkatimi çekmişti kumral saçlarıyla çok güzeldi. Ona karşı adını bilmediğim duygular hissediyordum.
Annem ‘kızlar ve erkekler aynı odada mı kalacaklar’ dedi.
Güvenlik ‘evet, ancak yattıkları odalar ayrı tuvaletleri yattıkları odada yani kızların tuvaletleri ayrı’ dedi. Aynı samimiyetle sonra ekledi ‘sizi dışarıya alalım lütfen çocuklar birbirleriyle vakit geçirsinler’ dedi.
O an stresimin bütün vücudumu sardığını hissettim. Güvenlik annemgile eliyle kapıyı gösterdi annemgil ise hiçbir şey demeden çıktılar. Ve odada artık dört kişiydik o an bir şey fark etmiştim. Annemgil çıktıktan sonra bütün stresim gitmişti ende onların oturduğu koltuğa oturdum. Ve diğer kişileri inceledim İsmi ‘Deniz KINAY’ olan çocuk erkekti sarı kıvırcık saçları vardı ve odaya girdiğimden beri gülümsemesi hiç yüzünden düşmedi.
Deniz ‘Merhaba Evren’ dedi, içtenlikle.
Bende aynı içtenlikle ‘merhaba’ dedim. Ve yanın deki kızı incelemeye başladım. Yaka kartında yazan ‘Yağmur ÇAĞLA’ yazıyordu demek adı Yağmur’du o da kahverengi saçlı gözlüklü bir kızdı.
Deniz ‘film izleyelim mi?’ dedi
Zeynep ‘olur bende içecek olarak maden suyu getiriyim dolaptan ’dedi
Bende sakince ‘olur’ dedim. Onlar annemgil gittikten sonra sanki kırk yıllık arkadaşlarmış gibi rahatlamışlardı.
Yağmur ‘hadi evren bu kadar kasma, daha kaç ay hatta kaç yıl burada olacağımız belli değil, birbirimize yardım edip arkadaş olmalıyız’ dedi
Bani çok hızlı aralarına almışlardı ve bu bana güven sağladı ve bende gülerek ayağa kalktım ‘iyi o zaman, nasıl yardımcı olabilirim dedim
Yağmur ‘he şöyle rahat ol ya’ dedi huzurlu bir sesle
Deniz ‘sen film seç ve açarımsın acaba’
‘Tatbikîde’ dedim ve televizyonu açtım televizyonda ‘CHARLY’NİN ÇİKOLATA FABRİKASI FİLMİNİ’ açtım. Zeynep maden suyunu bana uzattı. Zeynep’in elleri çok inceydi niye hiç yemek yemiyordu. Saat akşam sekiz olmuştu film bitmişti.
Deniz ‘ben olsam fabrikayı alırdım ve fabrikanın müdürü olunca da ailemi getiririm kimse bana karışamaz.’
Zeynep ‘haklısın ama yatmamız lazım sabah kütüphaneyi düzenleyelim, nasıl fikir?’
‘Valla çok iyi fikir, tamam ben yatıyorum o zaman size iyi geceler’ dedim ve odama yöneldim odamı bulmam çok zor olmadı çünkü kapıda ‘erkekler odası’ tabelası yazan yere girdim. Odada iki yatak iki çalışma masası iki dolap ve bir kapı bulunuyordu kapı büyük ihtimalle tuvalete açılıyordu.
O sırada deniz ‘İyi geceler arkadaşlar’ dedi
Odaya geldi ve ışığı kapattı oda karanlığa büründü. Uyandığımda Deniz ve Yağmur uyanıktı. Kalkıp salona ilerledim ve salona ulaştım.
Yağmur ‘Evren Zeynep’i çağırıp gelirimsin’ dedi
‘Tamam’ dedim ve kızların odasına geldim zaten bizim odamızın karşısıydı. Koridorun karşısında ise kütüphane odası vardı. Kapıyı tıklattığımda
Yağmur ‘Geliyorum Evren!’ dedi
Bende salona geçtim. Zeynep’te geldikten sonra kahvaltıya başladık. Saat on bir olmuştu. Kütüphane odasına girdik.
Deniz ‘Tarih kitaplarıyla başlayalım’ dedi
Hepimiz onayladıktan sonra kitaplığı çekme kararı aldık. Kitaplığı çektikten sonra arkasında bir kitap bulduk. ‘Burada bir kitap var’ dedim. Korkuyla
Yağmur ‘E hadi al o zaman ‘dedi gerilmiş bir ses tonuyla
Kitabı alıp yere çömeldim. Hepsi beraber etrafıma çöktüler. Kitabın kapağında bir saat vardı. Birbirimize baktık hepimiz ne anlama geldiğini biliyorduk.
Zeynep ‘E hadi aç’ dedi
Diğerlerine baktım hepsi gergin bir şekilde onayladılar. Bende kitabı açtım o an başım dönmeye başladı ve gözlerim kararmaya başladı ve tamamen kapandı. |
0% |