Yeni Gizemler ve Mistik Yerler
Çocukların arkasından yürüyordum ,etrafa dikkatli bir şekilde bakıyordum ki olası bir durumda buraya tekrar gelirsem nasıl kurtulabileceğimi düşünüyordum ama nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde yürürken bir anda yer ve mekan değişiyordu sanki evrenden evrene yürüyormuşuz gibiydi ve bu olurken onların ağzından ne tek bir kelime çıkıyordu nede bir düğmeye falan basıyorlardı...Sanki biri bizi izliyor ve gideceğimiz yerleri önceden ayarlıyormuş gibiydi sakin kalmaya çalışıyordum .
Onların durduğunu fark edince bende durup etrafa bakmaya başlamıştım. Burası inanılmaz güzel gözüküyordu etrafımda dönmeye başlamıştım ve her gördüğüm şeyle birlikte kalbim daha hızlı atmaya başlıyordu burası inanılmazdı ne diyeceğimi şaşırmıştım kafamı tekrar onlara çevirince ikisinin de bana tebessümle baktığını gördüm . Heyecanla konuşmaya başladım;
-Burada mı yaşayacağım
-Evet, beğendin mi?
-Bayıldım, etraf o kadar güzel ve huzur'luki kendimi sakinleşmiş ve güvende hissediyorum .
-Bunu duyduğumuza sevindik, şimdi sana birkaç bilgilendirme yapıp gideceğiz o yüzden dikkatli dinle. İlk olarak burada yalnız olacaksın yani diğer ruhlar buraya giremez burası senin bölgen eğer diğer ruhlarla buluşmak istersen ortak bir bölge var oraya gitmen gerek bunu içinde yanına bir yardımcı vereceğiz onun sayesinde bölgeler arası geçiş yapabileceksin. İkinci olarak dış alem yasak asla ama asla bulunan bölgeler dışına çıkmayı aklından bile geçirme eğer ki böyle bir şey gerçekleşir ve dış dünyayla iletişime geçmeye çalışırsan kendi huzurunu kendin bozarsın
yüzündeki soğuk gülümseme o kadar korkunçtu ki sanki karşımdakiler küçük birer çocuk değil de birer seri katilmiş gibi gözüküyordu mideme giren krampla elimi karnımın üzerine hafifçe bastırmıştım dikkat çekmemek için onları kafamla onaylamıştım.
-Güzel, bizden bu kadar istediğin bir şey olursa zaten servant'ın sana yardımcı olacak görüşmek üzere inci tanesi
Cevap vermemi beklemeden arkalarını dönüp bir anda yok olmuşlardı. Şuan hiç bir şey düşünmek istemiyordum sadece buranın keyfini çıkarmak geçiyordu içimden etraf o kadar güzel diki durduğum alan papatyalarla kaplıydı sanırım bir papatya tarlasında duruyordum ileriye baktığımda ise bir sürü farklı meyve ağacı görüyordum arkamda ise muazzam bir görüntüye sahip olan bir göl duruyordu ve etrafında ise muhteşem renkleri olan kuşlar vardı o kadar güzeller diki bakmaya doyamıyordum, kafamı soluma çevirdiğim zaman ise ileride düz ovalıklar ve daha bir sürü çiçek, meyve çeşitleri ve hayvanlar görüyordum . Burada sonsuza kadar yaşayabilirdim.
İlerideki meyve ağaçlarının olduğu alana doğru yürümeye başlamıştım, ilk olarak o güzel meyvelerden tatmak istiyordum. Ağaçlara yaklaştıkça dahada güzel gözüken meyveler o kadar iştah açıcıydı ki elimi hemen önümde duran elma ağacının dalına uzatmıştım ben parmak uçlarıma doğru yükselmeye çalışırken bir anda ağaç sanki meyvesini bana sunmak ister gibi dalını aşağıya doğru indirmişti şaşkınlıkla elmayı dalından koparmıştım.
Elmayı kopardıktan birkaç saniye sonra ağaç eski haline geri gelmişti ve bende o anları hayranlıkla izliyordum. Elimdeki elmayla beraber ağaçların oldu yerden çıkıp göletin olduğu yere yürümeye başladım.
Göletin yanına gelince kuşların hiç birinin benden kaçmadığını fark etmiştim sanki onlardan biriymişim gibi...
göletin ucuna yaklaşıp ayağımı suya sokmuştum su ne sıcaktı nede soğuk o kadar hafif bir hissi vardı ki şu an kendimi cennetteymiş gibi hissediyordum gözlerimi kapatıp geriye doğru yaslanmıştım ellerim iki yanımda, gökyüzünde süzülen kuşlar, ayağımın altında akan ılık su bunların hepsi o kadar güzel diki umarım bu bir rüya değildir eğer rüyaysa da umarım bu rüyadan asla'ğa uyanmazdım.