Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@kedidilimm

Hepinize selamlar oy ve yorumu unutmayın lütfennn

.

Kimse kimseyi aylarca beklemez dedi adam.

"Bekler" diye haykırdı kadın.

"Sevdiyse aylarca değil yıllarca bile bekler"

Bizde bekledik,hemde çok bekledik.

Dört yılın sonunda abimin hapishaneden çıkışı yapılacaktı. Annemle onu almaya gidiyorduk.

Peki senin bu hikayede ki rolün ne dediğinizi hissediyorum.

 

Balca akçalıyım ben.

Abimin bitanesiyim.

annemin bal kızıyım.

Bir zamanlar da babamın çiçeğiydim.

 

Abim dört yıldır yatıyor içerde bir arkadaşıyla birlikte. Cinayetten suçlandı benim abim. Delil yetersizliğine rağmen mahkemelerde dört yıl boyunca o da Barlas abide sürünüyor. Burdan onları alıp çıktıktan sonra mahallede güzel şen şakrak bir eğlence bizi bekliyordu. İzemle biz planlamıştık ama abimlerin arkadaşlarıyla fazla muhattap olmak istemediğimiz için davet işini Yusuf amcaya bırakmıştık.

 

Yusuf amca izemle Barlas abinin babasıydı. Kendimi bildim bile tanıyordum onu ve gerçekten çok iyi adamdı. İzem benim canım, dostum, kardeşimden öteydi.Züleyha teyze de arabaya binerken çok mutluydu. Oğluna kavuşmayı dört gözle bekliyordu.Arkamızda ki arabada Yusuf amcayla birlikte geliyorlardı.

Bizim arabayı da annem önden sürüyordu. Arka koltukta İzemle oturuyorduk başımı omzuna yasladım ve düşünmeye devam ettim.

Benim Şirinim

Annem, canımın içi

Gözlüklerin kenarından hafifçe Kırışan göz kenarlarını görebiliyordum. Oğlu çıkıyordu ve o mutluydu hemde çok mutluydu biliyordum.

Çok acı çekmişti.

Babam yokken,

Abim yokken,

Ben vardım sadece.

 

Bunları düşünürken İzemin eli arabada ki kar spreyine gitti.Hepimize sıktı.

"KEYİFLER YERİNE GELSİN BACIMSULAR"

"AÇ ŞURADAN BİR HANDE YENER, DEMET ABLAMI FALAN" diyip teyibe uzanmaya çalıştı annemde güldü ve teyibi çalıştırdı."Ya ne demeti manyak, annem bekle bir Serdar Ortaç açayım, hapishane ortam görsün" dediklerimle İzemin kahkaha sesini duydum ve Serdar Ortaç açtım. İzemle ikimiz aynı anda bağırmaya başladık arka koltuklarda.

Bu gece gel benim ol diyemema

Sana ben aşkımı söyleyemem

Utanırım "beni öp" diyemem

Ele güne sorma beni,

Yaralama vurma beniii,

 

Biz bunları bağırır ve tuhaf kafa dansımızla söylerken annem bize siz iflah olmazsınız bakışları atıp gülümsedi.Nakarat geliyorduuu.

 

Karabiberim,vur kadehlere hadi içelim

Hadi içelim, içelim her gece

Zevki sefa doldu gönlümeee

Hadi içelim acıların yerinee

 

Annem önce teyibin sesini kıstı ardından kapattı. bize dikiz aynasından bakarak

"Balca abinin yanında da böyle aşıkmış gibi söyleme kızım. Aşıksan ama benden saklıyorsan sana kırılırım" ve sessizce güldü.

İzem lafa atladı.

"Sen merak etme şirin teyze öyle bişey yok ama eğer olsaydı ve bize söylemeseydi onu saçlarından asardık tavana"

"Bak bak ya iyice alıştın kızım sen annemle kankilik yapmaya" O da olumlu anlamda başını salladı.

"İzem hanım sende dikkat et Barlas oğlumun gözünden bir uçan bir kaçan mazallah karşı tarafa yazık olmasın" annem okları İzeme yöneltmeyi seviyordu.

"Aman şirin teyze o kıyamaz bana" ardından sustu. Yolumuz zaten az kalmıştı ve o da sessizlikle geçmişti.

 

İzem çocukluğundan beri abime aşıktı,biliyordum. Bu hapis olayı olduğunda biz 15 yaşındaydık abim 19 yaşındaydı. Şimdi biz 19 yaşındayız onlar 23 yaşında.İzeme dönüp baktığımda yüzünde makyaj yok denecek kadar azdı. Dudağında kırmızı tonunda bir parlatıcı vardı,sarı saçlarını lüle lüle yapmıştı,üstünde mavi çiçekli bir elbise vardı. Yakışmıştı ve gülümsememe neden oldu.

 

Benim üstümde lacivert bir body beyaz pantolon vardı,saçlarımı düzleştirmiştim.İzemde bende sarışındık. Zevklerimiz zıttı ama anlaşıyorduk. Cezaevinin önünde araba durduğunda hepimiz inmiştik.Kapının önünde beklerken büyük bir sessizlik ortama hakimdi. Askerler bize bakıyorlardı,bizse abimlerin gelmesini bekliyorduk.

Derken bir tık sesi.

Kapı açıldı.

Önce o çıktı.

Ardından abim.

 

"ABİİ"haykırarak abimin üzerine diye koştum.

"Abisinin bitanesii" bağırarak konuştu abim. Bağrına bastı beni,Saçı sakalı birbirine karışmıştı,ama sarıldığımda gelen kokusu aynıydı.

 

Biz sarılırken Züleyha teyzenin Barlas diyerek İzeminse abi diye bağırdığını duydum.Geri çekildiğimde abim bana gülümsedi ve annemin kollarına doğru koştu.

 

Annemin abimin kulağına ağlayarak bişeyler fısıldadığını duydum. Ellerimi kollarımı birbirine bağladım onları izliyordum. Züleyha teyzenin gözlerinin içi gülüyordu,İzeminde. Kerem abim İzeme doğru"Cimcime beni özlemedin mi?" dediğinde İzemin gözlerinin ışıldadığını hissettim. Barlas abi fark edecekti,biraz daha burada erirse. Barlasa dönüp baktığımda bakışları bendeydi,hafifçe bir gülümseme koydu.

Yanımda durdu ama bana bakmadı,abimleri izliyordu.

"Hiç değişmemişsin duruşun bile aynı." dediklerine şaşırmıştım ama umursamadım.

Bugün yıllar sonra herkes dışarda yanyanaydı,Ona döndüm ve ellerimi sarılmak için uzattığımda boyumun yetişmediğini gördüm.

Ben ona sarılmaya çalışınca gözlerine şaşkınlık oturdu.

 

"Ne bakıyorsun sarılacaktım altüstü."

Kaşlarını hafifçe çattı ama​​​​​ dediğim şeylere ses etmedi,hafifçe eğildi ve belimden sarıldı.

Kısa bir kucaklaşmaydı.

Abimin dikkatini çekmek istemiyordum.

Arabalara yavaş yavaş bindiğimizde izemle aynı arabada gitmek istedim.

 

Yusuf amca, annelerimiz ve abim aynı arabada gitmeyi tercih ettiler.İzem,Barlas,ben kalmıştık.Arka kapının kolunu çektiğim an arkamdan biri de beni çekti.Ön kapıyı açıp oraya geçmem için işaret yaptı,bunu yapan İzemden başkası değildi.

İzem Barlasın yanına binmemi istiyordu.

 

İzem bana kaş göz yaparken

"Binsene İzemciğim." dedim.İzem tam ağzını cevap vermek için açmıştı ki Barlas sözünü böldü.

"Balca öne bin,kemerini tak güzelim hadi."

Güzelim mi?

O bana güzelim mi demişti? İzemin gözlerinin abisine karşı pörtlediğini gördüm ama Barlas çoktan binmişti arabaya.Kulaklarımın kızardığını hissettim ardından arabaya bindim.

 

"Eve sürme mahallenin başında durdurursun arabayı Barlas abi."dedim.Onun olduğu tarafa bakmıyordum

"O niyeymiş?" Bilmişlik akıyordu bu adamdan da bir kerede sorgulamasa olmaz.

"Eğlence veriyoruz, arkadaşlarınızın hepsini çağırdık" bu adam da her dediğime kaşlarını çatıveriyordu.

"Arkadaşlarımızı?"

"Evet arkadaşlarınızı."

 

"Siz mi çağırdınız bizzat?" Barlasın sesinin tonundan birşey anlamak zordu fakat cümleleri bana kıskançlığı çağrıştırıyordu.Hayır Yusuf amca ilgilenmişti ama biraz pembe oyunun kimseye sakıncası olmazdı. Hem bu herif İzeme çok çektiriyordu intikam şarttı.

"Bizzat çağırdım." yüzüne baktım.

Bir bana bir yola bir de dikiz aynasından İzeme bakıyordu.

"Bir dahakine saçma sapan işler yapmayın. Yeni çıktık benim eğlenebilecek vaktim yok." dedi.

Kaşlarımı çattım bu köpek resmen bana herkesi dağıtın,ben eğlence istemiyorum diyordu.

"O zaman Balcayı da bize bırak bizde hazırlanacağız. Biz o eğlenceyi yapmakla yetinmeyip yaşayacağız." dedi İzem. Aynı zamanda İzem abisindan dolayı nefesini kesmiş bizi izliyordu.Abisi izin versin diye yavru köpek bakışlarını ihmal etmiyordu.

"Poh yiyenin uşakları basladuniz gene." diyince sinirlenip şivesinin kaydığını anladım,sesli güldüm.

"Ne var cimcime çok mu hoşuna gitti?" diyerek gülümsedi.Tekrar önüne bakmaya devam etti.

"Çoookkk Barlas abiciğim tabi ki." ona sahte bir gülüş attım.

Ben çocukken ona abi dediğim zamanlar kızardı ve çocukken aramızda daha ayrı bir samimiyet vardı.

Fısıldarcasına

"Ya sabır ya sabır." dediğini duydum.

"Er rahmanla Er rahimi de çek Barlas abi."

İzem arabada yankılanan bir kahkaha patlattı.

 

"Ne alakası var kızım?"

"He ben zikir çekiyorsun sandım pardon." sustu ve tam gaz devam ettik zaten eve gelmiştik.

 

Üçümüz de yukarı çıktığımız da barlas odasına geçti. Partiye gelmemek de kararlıydı.

Biz de odaya geçtiğimizde

İzemin dolabını dökmeye başladım.

"Ben sizde evlilik görüyorum." bu kızı çok seviyordum ama çenesini tutamama problemi vardı.

"İzeemm!" diye uyarıcı bir tonta konuştum diğer yandan da önüme indirdiğim elbiselere bakıyordum.

"E yalan mı zaten abim senin çocukluk aşkındı birbirinizin gotunden ayrılmıyordunuz." Derin bir nefes aldım. Evet yalan söylemiyordu ama çocuktuk sonuçta.

"Çocuktum İzem, çocuktum. Şimdi ona karşı bişeyler hissetmiyorum. Bu delilik olur abimin arkadaşı ama sıradan bir arkadaş değil, birlikte hapis yattılar a**na koyayım." dedim.

"Haklısın ama kader de varsa önüne geçemezsin."

"Yok öyle birşey!" konuyu kesip attım.

"İzem bak bence sen bunu giy sana çok yakışır" dedim ve elimde ki elbiseyi ona uzattım.

İkimizde elbiselerimizi giydik, saçlarımızı sabahtan hazırladığımız için rahattık. Makyaja geçiyordum.

"Sen başla Balcam, ben abimle konuşayım belki ikna olur da gelir" dedi İzem. Kapı kapandı beni yalnız bıraktı.

 

İnsan hep en sevdiği yerden yarı kalıyordu,yarım kalıyordu.Ruhum hala küçük bir kız çocuğu gibi bir köşeye geçmiş ağlıyordu,en kötüsü de ben ne onu susturabiliyordum ne de gözyaşlarını durdurabiliyordum.

Güzel bir cilt makyaji yaptım kapatıcıyla, ardından gözlerimin içine siyah bir göz kalemi çektim. Onun dışında göz makyajım yoktu. Mavi gözlerim ortaya çıkıyordu.

 

Elim şeftali tonlarında ki ruja gitti ama sonra elbiseme yakışmadığını fark ettim.Elim kırmızı ruja gitti ve gözüm kapalı sürdüm. Kapının açılma sesiyle aynadan İzemin geldiğini gördüm.

"Of,of,of gelmiyor işte sadece Kerem için değil onun içinde yapıyoruz." dedi. Utanmasa ağlayacaktı,çok heveslenmişti.

Ona döndüğümde beni görünce

"Çüşş!" diye bağırdı.

"Kızım mükemmel olmuşsun." elimden tutup beni kaldırdı,kapıya doğru yöneltti.

 

"Şimdi abimin yanına gidiyorsun, onu bizimle gelmesi için ikna ediyorsun, Balca kızım bana hiç öyle bakma abim eskiden de sana hayır diyemezdi ve şimdi eminim ki hiç diyemeyecek."

"Kızım çıldırdın mı? Biz çocuktuk ve kimseyi kıramıyorduk. Onunla ilgili birşey değil gelmeyecektir muhtemelen" yanaklarımın bu sözlerden sonra allığa ihtiyacı yoktu.

"Balca lütfen bir dene şansını,bak bu eğlence için çok çabalamıştık"

Biliyordum o benden daha çok organizasyon için çabalamıştı.

 

"Sadece senin için."kapıyı çektim,çıktım.

Barlasın odasının önüne geldim.

Kapıyı yavaşça açtığımda bilgisayar koltuğunda sırtı kapıya dönük bir şekilde oturuyordu.

"İzem, güzelim,bitanem, canım kardeşim gelmeyeceğim.

Heceleme mi ister misin abicim? Gel-me-ye-" tam sözünü bitirecekken arkasını döndü ve beni gördü.

Üstünde tişört yoktu. Allah'ım nereye düşmüştüm ben tövbe estağfurullah. Abim görse gözlerimi oyup elime verirdi.

 

Beni gördüğünde hafifçe gözleri büyüdü,ayağa kalktı ve yavaşca yanıma geldi. Tam önümde durdu.Kafasını yanına doğru eğdi. Bir açıklama bekliyordu.

 

"İzem seni götürmem için beni çağırdı." dedim. Bir adım daha üstüme geldi,bir adım daha kulaklarımın kızardığını hissediyordum."Hmm." diyen bir mırıltı çıktı ağzından ve biraz daha böyle durursak ağaç olacaktım.Hemen onu ittim kollarını önümden çekmesini sağladım ve dolabına koştum.

"Ee ne giydireceğim ben sana?"dedim.

Cevap vermedi,yanıma geldiğinde beyaz bir gömlekle siyah kumaş pantolunu yatağının üstüne attı.

"Hmm" dedim. Dolabı karıştırmaya devam ettim. Siyah gömlek ve siyah kumaş pantolonu aldım, yatağın öbür tarafına da onu ben attım.

Siyah takımın ceket kısmınıda bırakmış oldum.

"Bunları giy, daha güzeller."dedim.

"Geleceğimi nerden çıkarttın Balca?" dedi.

Ona doğru bir adım attım,Yüzlerimiz arasında bir karış mesafe vardı ve onun derin bir nefes aldığını hissettim.

 

"Peki gelme. Seni istemediğin şeye zorlamayacağım ama emin ol başımı belaya sokmanın bir yolunu bulurum, ha eğer dersen ki umrumda değilsin o zaman peşimden İzemi de sürüklerim.

Bu sefer umrun olmak zorunda kalırım."

 

Sessizce gülümsedi. Burda bu göt herife komik bir şey anlatıldığını görmüyordum."Ha tabi gelmemen benim için daha iyi olur, randevum var burdan sonra." son söylediklerimle yüzüne üfledim ve aniden geri çekildim.

 

Kaşlarını çattı yine, sanırım kaşlarını düz bir şekilde daha az görüyordum.

"Ne randevusu Balca saçmalama!"

"Az daha çat kaşlarını iyice kırıştın Barlas abiciğim" dedim.dişlerimi göstererek gülümsedim ve kapıyı çarpıp çıktım. Odaya döndüğümde İzeme göz kırptım.

"On dakikaya hazırlan çıkarız. Senin için elimden geleni yaptım gelmezse sorumlu değilim." Gerçekten benim sınırlarımı fazlasıyla aşan şeyler yapmıştım,bunlara şükretmeliydi.

Gerçi lafımı yarılamadan İzem üstüme atlamıştı.

"Birtanesin bal böceğimmm."

Onu güzelce öptüm ve hazırlanmasına yardım ettim.

10 dakika sonra kapı aniden açıldı

"E hadisenize kızım gidelim." izeme doğru konuşuyordu, yüzüne bakıyordum ama o bana bakmamak için efor sarf ediyordu.

 

" E hani gelmeyecektin abi?"

"Üzümü ye bağını sorma."

 

"Siz benden iki dakika sonra çıkın benim topuklu ayakkabılarım zor giyiliyor." dedi İzem.

Şeytaann diye fısıldadı içsesim,emindim ki bilerek yapıyordu. Ben senin ciğerini bilirim kızım.

Barlas onaylar şekilde kafasını salladı.

"Anahtarı almayı unutma abi." Ardından İzem çıktı.

Ona döndüğümde beni izlediğini gördüm. Parmaklarını önünde şıklattım.

 

"Öküzün trene baktığı gibi bakmasan mı? Dibin düştü."

"Balcan" dedi, kaşlarımı çattım.

"Adım Balca, Barlas abiciğim."

bir adım üzerime geldiğinde, bakışları önce dudaklarıma indi sonra gözlerime.

"Biliyorum, sadece-"

"Evet sadece ne çabuk söyle İzem aşağıda bekliyor şimdi ağaç olacak kız." dedim. Bunları derken kapıdan çıkmış ayakkabılarımı giymiştim, O da kapıyı yavaşça çekerken bende burnunun dibinde bittim.

 

"Abin görmesin bu kadar yakın tavırlarını kalbine iner Balca. Hele ki biraz daha böyle yaparsan partide yapacaklarımı hiç kimse görmesin ." hafifçe dudaklarıma doğru üfledi.

Deja vu...

Bu an daha önce de yaşanmıştı.

 

"Sadece çok çirkin olmuşsun yanımdan ayrılma millet senin tipini görünce tanımayıp korkar kaçar." Gülerek aşağı indi bense arkasında kalmıştım.

Bu göt herif bana resmen cadı, çirkin, böcek,pislik iması yaptı.

 

Barlas Ediz Başaran sen dua et,

Dua et ki abim var.

Yoksa ben sana yapacağımı bilirdim.

 

Yavaşça aşağı indiğimde İzemle beni beklediklerini gördüm izem kafasını arka camdan çıkarttı.

" Ön tarafa minik kuş."

Sen iflah olmazsın diyerek olumsuz anlamda gülerek başımı salladım.Meydana arabayla 5-6 dakikada varırdık. Bir anda önümüze bir araba kırdı.Barlasın ani freniyle nerdeyse başımı torpidoya vuruyordum.

 

Karnımın üstünde sıcak bir elin baskısını hissettim.

Barlas eliyle beni tutmuştu.

Karnımın ağrıdığını hissettim.

Şuan ölecek olsam gıkım çıkmazdı.

 

Kırık kalpler durağı,

Tam olarak durduğum yerdeydi.

 

Aniden yükselen sesini beklemiyordum,beni kendime getirdi.

"BALCA SEN KEMERİNİ NEDEN TAKMIYORSUN?"bağıran sesi beni de sinirlendiriyordu fakat farkında değildi.

"Bağırma be bana ben nerden bilebilirim 5 dakikalık yolda kaza yapabileceğini ruh hastası."

Barlas beni dinlemeden arabadan indi ve diğer şoförün üstüne doğru yürümeye başladı

 

Bir magandalığımız eksikti,Daha yeni çıktın be adam bir dur.

 

"Birader sen hayırdır ehliyeti kasaptan mı aldın? Ne biçim yola atlıyorsun?" Hala bağırıyordu.

Adamda arabadan çıkınca işlerin karışacağını anladım. Arabadan hızla indim peşimden de izem indi.

"O zaman önüne iyi baksaydın a-" demesiyle onun sözünü böldüm.

"Eğlenceye gidiyordunuz değil mi sizde beyefendi?"dedim ama dediklerimle ortama ateş gibi sessizlik düştü.

Adamın bakışları beni bulunca ilk başta dondu ardından sıcak bir gülümseme yolladı.

"Evet hanımefendi."

"Biz eğlenceyi veren kişileriz beyefendi, yanımda ki bu koca adamda eğlenceyi onun için verdiğimiz kişi." ve devam ettim.

"Sizi çok iyi anlıyorum ve iki taraf içinde çok can sıkıcı bir durum fakat bu seferlik çatışmasak, partiyi kaçırmamak lazım." Sesimi daha canlı ve yüzümü daha güleryüzlü tutmaya çalışıyordum.

 

Barlasın olduğu tarafa bakmıyordum,ses çıkartmıyordu şimdilik.Adam onaylarcasına başına salladı.

"Partide görüşürüz hanımefendi." Adama cevap verme gereği zaten duymayacaktım,Barlas benden önce davranmıştı.

 

"Kardeşim başka kapıya. Hanımlar benimle,partide de benimle olacaklar. Görmeyeyim seni, yoksa yarım kalan mevzuyu muradına erdirmiş olacağım." Barlasla lafımı yutmak zorunda kalmıştım. Adamsa ona cevap vermeyip dikkatini bana çekmişti.İzemle beni arkadan destekleyerek arabaya götürdü Barlas. Kapımızı açtı ve hepimiz arabaya yerleştik.

"Kemerini tak balca"

"Takmıyorum"

Bakışları bana döndü ve İzemi işaret etti.İzem dört gözle bizi izliyordu.Koca bir of çektim ve kemeri taktım.

"Sen niye konuşuyorsun o adamla" Sakin çıkıyordu sesi.

"İzem gibi bazı yerlerde arkada kalmayı bilmesin. Senin yüzünden tartışmayı büyütebilirdi o lavuk." bakışları yoldaydı. Bana sanırım bilerek bakmıyordu.

"Bende İzem gibi arkadan izleseydim ve sen adamı orda döverek hastanelik mi etseydin? İyilikte yaramıyor sana."dedim.

 

İzem lafa atladı.

"Partide benden ayrılma bence sen Balca, o herifin seni partide arayacağından eminim"

Derin bir nefes aldım. Göz ucuyla barlasa baktığımda parmaklarının ucu direksiyonu sıkmaktan beyazlamıştı.

 

Kocaman bir gülüşle

"Bulsun canım ne var iyi birine benziyordu. Kırmadı hem bizi zarar gelmez" dedim.

"Balca" dedi barlas

"Hmm" diye mırıldandım.

"Bulsun abiciğim,hele bir seni bulsun" sonra cümlenin devamından vazgeçmişti.

 

"O adamın çenesini kırmamı istemiyorsan yanımdan ayrılma çünkü yaparım, senin için değil İzem için."

"Ben ne alaka?" dedi izem.

"Ne demek ne alaka kızım sanada baktı ya."

"Abi adam Balcadan gözünü çekip sana bile bakmadı bana mı bakacak?" İzem bütün olaylara benzin döküyor ve çakmak atıyordu resmen.

 

O daha da kötü diye fısıldadı. Ama kimse konunun üstünde durmak istemedi.Neyse ki meydana inmiştik sonunda. Herşey İzemle gerçekten istediğimiz gibi olmuştu. Yusuf amcamın canı sağolsun.iner inmez hemen abime koştum bağırarak.

 

"ABİİİMMM"diye bağırmam etraftakilerinde dikkatini çekince gözlerin bazılarının bana döndüğünü hissettim.Abim bana kollarını açarken ona doğru koştum.O da aynı tonda bağırdı.

"Abisinin gülü,birtanesii" o da deliydi,ve biz abi kardeş birbirimize benziyorduk. Sıkı bir kucaklaşmanın ardından fısıldadı.

"Fıstık çok çıtır olmuşsun, aralarda çok kaybolma. Kıskanırım."Kıkırdayarak cevap verdim.

"Burda bana yamuk yapacak erkek daha doğmamıştır abiciğim. Ben senin kardeşinim." yanağından güzelce öptüm,O da beni sulu sulu öpünce kahkaha bastım. Huylanıyordum.

"Ya abi yapma kapatıcıyla fondötenimi vakumladın resmen."

"Ne var kızım kardeşimizi de mi öpemeyeceğiz?"O sırada annemde yanımıza gelince ikimizi birden kucakladı.

 

Fotoğraf makinesinin sesini duyduğumda Züleyha teyzenin bizi çektiğini gördüm.Abim,annem,ben bir kaç poz daha verdik. İzemle Barlası da bol bol çekmiştik. Abimleri arkadaşları esir almadan önce gelip bizle tanışmışlardı tek tek.Annemler ve yusuf amca bizi yalnız bırakmıştı. Biz genç gence takılıyorduk.

Adının yusuf olduğunu öğrendiğim çocuk gerçekten buranın neşesi olmuştu. Elimi çeneme koymuş abimle olan anılarını dinliyordum.

 

"Kerem hatırlıyon mu la bizde kalmıştın bir gece sonra-" derken abim sözünü böldü."

Sus lan!"

İzemle aynı anda yoo diye bağırdığımızda tüm gözler bize döndü."Anlatsın şurada eğleniyorduk." izem dudaklarını bükerek konuşmuştu.

"Evet anlatsın gırgır şamata oluyor işte ne güzel. Hem ne saklayabilirsin ki?" diyip abime doğru döndüm ardından da yusufa.

 

Yusuf kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Bir gün sana anlatcam Balca söz" abimin ona kaşlarını çatmasıyla

"Anlatırım bir gün bacım, dünya ahiret kardeşim,ablam bir gün anlatırım." dedi.

Abimin hala kaşlarını çatıp beklemesiyle

"Anlatmıyorum lan hamına da mamına da." ve sonunda sustu.

 

Masadakilere göz gezdirdiğimde Barlasın gözlerinin hala bende olduğunu fark ettim.Oturduğumuzdan beri izliyorsun be adam! Abim görse olmayan şeyleri yanlış anlayıp zavallı çocuğun kafasını masaya gömecekti.Ara ara diğerlerine de baksa gözleri sürekli bendeydi.

 

Balca acaba yüzünde bişey mi var kızım?

Yoksa rujum dişime falan mı bulaştı?

Sonuçta kırmızı ruj sürmüştüm ve bu çok muhtemeldi.

İzeme kafamla işaret verdim ve kalktık.

 

"Nereye" abim meraklanmasın diye yanıtsız bırakmadım.

"Makyajımızı kontrol etmeye,çok sorgulama abim." Abim sen iflah olmazsın bakışlarını benden eksik etmiyordu. Masada ki herkese son kez göz gezdirdikten sonra masadan kalktık.

İzemde yanımda yürürken "Noldu kızım bir anda kaldırdın ikimizi de" diye huysuzlanıyordu.

"Ya ben aynadan falan bakmıştım kendime ama acaba yüzümde bişey mi var İzem rujum dişime falan mı bulaşmış?" Dediklerimle şaşkınlıkla bana baktı.

 

"Hayır güzelim mükemmel herşeyin, birinin sana çok baktığını düşünüyorsan, eminim senin güzelliğine dibi düşmüştür" dedi. Ve elimden çekiştirerek masaya yöneltmişti. İkimiz de ne dediğini anlamıştık,salağa yatmak tercihimdi. Adımlarım biraz sarsaktı.

Hafiften çakır keyif mi oldun sen sanki Balca?

Yok canım ne alakası var?

 

Arkamızdan hanımlar diye seslenen sesin sahibine döndük.Bu o adamdı. Barlasın nerdeyse kavga edeceği trafikte ki o adamdı.Şaşkınlıkla bir ona birde masaya baktım. Abimin Instagramda takipleştiği kişilerden biriydi. Arkadaşı olduğunu düşünerek onu da davet etmiştim.

 

Arkadaşı olmasa gelmezdi değil mi? Öyle umuyordum.

 

Masayla aramızda 2.5 metre gibi bir mesafe vardı.

Bizi henüz kimse fark etmemişti Barlas hariç,bu içten içe beni tedirgin ediyordu.

 

"Beyefendi." Aynı şekilde içten gülümsedim.

Beyefendi önce İzeme elini uzattı.

"Alparslan ben,keremin arkadaşıyım."

İzemde elini sıktıktan sonra kısa bir yanıt verdi.

 

"İzem ben, trafikte sizi nerdeyse dövecek olan o adamın kardeşiyim." imalı ama gülümseyerek konuşmuştu.

 

"İnanın hiç problem değil İzem hanım, yol sizindi önünüze çıkan bendim, haksızdım yani." dedi. Suçunu kabullenmesi beni hafifçe gülümsetti. Kollarımı birbirine dolayıp önümde bağlamıştım.Önümden geçen kokteylerden bir tane aldım ve diğerini de izeme uzattım. Adam sabırsızlıkla elini uzattı.

"Sen partiyi Kerem için verdiğine göre kız kardeşi olmalısın. Şu meşhur Balca"Gülümsedim ve uzattığı elini bir adım yaklaşarak sıktım.

"Ta kendisi" dedim kısaca.

"Biraz oturup konuşsak, tabi değerli vaktinizi ayırırsanız." Bakışlarımı Barlasa çevirdiğimde pür dikkat burayı izlediğini İzeminse ona bişeyler fısıldadığını görüyordum.

 

Kudur Barlas efendi kudur.

Sarhoştum farkındaydım.

Fakat kimse bişey diyemezdi.

Artı bir Balcaaa diye içsesim şeytanca fısıldadı. Sanırım bunu durduramıyordum

 

Uzakta ki masalardan birine geçtiğimizde konuşmaya başlamıştık. Abim görebilirdi ama zarar vereceği kişi ben değildim o yüzden korkmuyordum.

Alp'e bişey yapmazdı diye umuyordum.

Biraz oyundan zarar gelmezzz.

"Abinle hapishanede olmasına rağmen arasıra görüşüyorduk, bir şekilde." Kafasında bir şeyler tartıyordu.

"Onunla içerde görüşebildiğine göre bağlantıların var içerde." Gözlerimi kısarak ona baktığımda gülümsemişti.

"Bağlantıya gerek yok, ben bağlantının ta kendisiyim."

"OOOO" diye hafifçe bağırdım. Sarhoştum galiba. Saçmalıyor muydum? Umarım yapmıyorumdur.

"Gizemli adam vibe severizz." dedim ve gülümsedim.

"Onu boşver ya sen." ve parmağının ucuna saçımın bir tutamını aldı.

"Doğum günün ne zaman, burcun ne?" tok bir kahkaha attım.

"Olum şu yürüme şeklini değiştir ya bence sen." O da sesli bir şekilde güldü.

"Neyse hadi ayak uydurayım sana."

"Kim olduğumu biliyorsundur zaten doğum günüm 3 Mart'ta. Doğum saatimi sorucak mısın bilmiyorum ama ben söylemeyeceğim kendime bir sözüm var" dedim.

Lafımı böldü.

"Neymiş o söz?" çok bilmiş bir tipti.

 

"İlerde gerçekten aşık olursam ona doğum saatimi söyleyeceğim, sonra onunkini öğreneceğim ve uyumlu muyuz diye bakacağım. Hiç bana öyle gülüp deliymişim gibi bakma, yapmak istiyorum inanıyorum burçlara" dedim.

 

"Sakin ol patron sen çok zeki bir tipsin" alaydan yüzü uzaktı ama yinede onca gürültünün arasında beni ilgiyle dinliyordu.

"Öyle işte doğum günlerini kutlamayı pek sevmiyorum mesela her yıl anonim bir numaradan iyi ki doğdun mesajı alıyorum kimsin diye sorduğumda asla cevapları vermiyor, doğum günüme de az kaldı yine yazarsa peşini bırakmayacağım bu sefer, biliyor musun ben matematik yapabiliyorum, köpekleri sever ama korkarım, ve kedilerin sanırım aşığıyım. Şemsiyelere karşı her zaman bir takıntım olmuştu öyle işte ya-" diyerek sözümü aniden kestim nefessiz kalacak kadar çok konuşmuştum

 

O elini çenesine koymuş beni değişik bir parıltıyla izliyordu.

 

"Bak ne diyeceğim sana bir daha ki buluşmamız da bir şemsiye hediye edeyim, seni çocukluğuna döndürür eminim." dedi.

"Yok bana amcamdan sonra şemsiye hediye eden tek kişi Barlastı"aniden duruldum. O nerdeydi,napıyordu?

 

Sanırım onu da özlemiştim.

"Sen sanki çıtırdan sarhoş musun?"

Aniden gözlerim doldu ve ağlamaya başladım.

"Sarhoş falan değilim ben gerizekalı, şemsiye getircekmiş.O buluşmaya sen acaba tek parça gelebilecek misin?" diyerek gözümden akan yaşlara isyan ettim.

 

Aniden ayağa kalkıp bana yaklaştı

"Şşşt tamam bişey yok sakin ol hiçbişey demedim sa-"

Lafını bitirememişti çünkü tam bana destek olmak için eğilirken arkadan biri onu çekmişti kendine.

 

Barlasın Alparslanı ensesinden çekip aldığını gördüm. Bu seferde yakasını tutuyordu. Ben de ayağa kalktım ama ağlamam durmuyordu.

"Bana bak lavuk. İçimden sana bir şans daha verdim ama senin belanı si-" bağıran ses bendim.

"KÜFÜR ETME!"

Bana döndü ve tüm dişlerini göstererek güzelce gülümsedi.

"Sevmez miyim Alparslancığım?" Diye cümlesini tamamladı.

"Sen zannediyor musun seni burda dövüp bırakırım, yakandayım çocuk ve emin ol sonuçları ne olursa olsun bunun karşılığını vereceğim, sadece bu gece değil."

"Ona hiçbir şey demedim sarhoş musun diyince ağlamaya başladı." dedi Alparslan.

 

Tabi ağlardım niye sarhoş diyordu ki bana bu çocuk? Sarhoş olmam için aklımı kaybetmem gerekiyordu lakin aklım gayet başımdaydı, başımın üstündeydi.

Barlasın gözleri beni bulduğunda sessizce ona bakarak ağladığımı gördü.

 

"Demeyeceksin o zaman sik kırığı." dedi.

"Düzgün konuş!" diye uyarıcı tondaydı Alparslandı.

Barlas çocuğun yakasını bırakmıştı.

"Hem bence o da bu kısa konuşmadan fazlasıyla memnun kaldı zevkle tekrar edeceğine eminim." diyen alparslanla büyük şoka uğramıştım.

Tamam belki birazcık sarhoştum ama dediği lafın imasını ben bile anlamıştım büyükçe yutkunmama sebep oldu.

 

Tam cevap vermek için hazırlanmıştım ki

Barlasın geri dönüp yumruk atması bir oldu.

Ben nasırlı elleriyle yüzüne kaç yumruk attı saymadım ama yüzü tamamen dağılmıştı.

Adam bizim için adam dövdü Balca?

Düşmeyelim de ne yapalım?

Son duyduğum çenesinden gelen kırık sesiydi, gerçekten gözü dönmüştü.

"Bir daha söylesene."

 

"Sen bu mahalleden değilsin belli, bizim kim olduğumuzu idrak edememişsin, ben kendimi sana mükemmel tanıtacağım" dedi. Annemin koşarak bize doğru geldiğini gördüm. Bizi fark eden tek kişi annemdi. Sanırım yeterince tenha bir masada oturuyorduk.

Ben nasıl gelmiştim bu kadar uzak masaya

Hangi akılla?

Ah Balca aptal Balca.

Annemi görünce sanki hipnozun etkisinden çıkmış gibi koşarak Barlasa yaklaştım.

 

"Lütfen" sesim yalvarır gibi çıkmıştı. Bundan nefret ediyordum ama şuan umrumda değildi. Onu öldürecekti.Gözlerinin içine bakarak tekrar ettim.

"Lütfen Barlas gidelim" bunları derken gözlerim yine dolmuştu ve yaşlar süzülmeye başlamıştı. Sanırım en hassas noktalarımdan biriydi bu tarz konuşmalar.

Annemde yanımıza gelince Barlası çekti.

"Sizin bu haliniz ne Barlas,ya sen Balca niye ağlıyorsun güzel kızım?" İkimizde susunca elini çantasına attı.

 

"Barlas al şu anahtarı Balcayı sana zahmet eve bırak oğlum. İyi gözükmüyorsunuz ikinizde." dediklerinden sonra barlası bir kenara çekip bir kaç bişey daha eklemiş olmalıydı ama düşünemiyordum.

Barlasta yanıma gelince son kez Alpe baktım ve psikopatça güldüğünü gördüm,bitmemişti işi muhtemelen. Açıkçası beni biraz korkutmuştu. Tam barlasla yanyana yürürken sarhoş olduğum için sanırsam Topuklularımla dizlerimin üzerine düştüm.Daha yüksek sesle ağlamaya başladım bu sefer tekrardan. Barlasta korkmuş olmalı ki aniden yanıma çöktü ve elleriyle yüzümü avuçladı.

 

"Tamam ağlama."

"Ağlama çok mu acıyor?" dedi olumlu anlamda başımı salladım."Sen benim belamsın." Diye mırıldandım

"Baksana kanıyor iki dizimde ayrıca çok sızlıyorlar." derken dizlerimde bir soğukluk hissettim.

 

Üflemişti.

Dizlerime üflemişti.

Öptü.

Kanayan yerlerimden öptü.

Dizlerimden öptü.

 

Anın şokuyla tepki veremedim.

 

Sabahattin ali misali

Ellerimden öptü ellerimden

Sen olsan unutabilir misin

Ben ölsem unutmam

 

Dizlerimden öptün.kanayan her yaram durdu o an.

Bin kez dünyaya gelseydik,

Bininde de kaderimiz bir olurdu bizim.

 

Beni belimden ve bacaklarımdan kucakladığında elimi boynuna sarıp, başımı boynunda ki çıkıntıya koymuştum,sessizce yutkundu.Yada herşey bir sanrıydı ve ben sarhoşluğun etkisiyle öyle hissediyordum.

 

"Napacağım ben seninle Balca?" sessizce kulağıma doğru konuştu.Yüzüm boynunda iken gülümsedim. Güldüğümü hissettiğini biliyordum.

"Naparsan yap barlas abiciğim." Muzip bir sesle yüzüne baktım.

"Sana son uyarım bir dahakine bana abi dersen yaşanmaması gereken şeyler yaşanır Deniz Feneri." dediği herşeyi bir kenara bırakmıştım.

"Deniz feneri mi?"

Onaylar şekilde bir mırıltı çıkardı.

"Belki bir gün anlatırım sana hikayesini." Dedi kafamı olumlu anlamda salladım.

 

Arabaya geldiğimizde beni kucağından indirdi.

"İyiydik ya öyle sanki."

"Balcaa." diye uyarıcı tonda konuştu.Ağzıma hayali bir fermuan çekip açtığı kapıdan koltuğa oturdum.O da yerine geçti.

"Kemerini bağla." dedi.

 

Yorgundum ve bu sefer ikiletmek istemiyordum.

Emniyet kemerini zar zor bulmuştum, uykucuydum biraz, alla alla bugün erken gelmişti uykum. Emniyet kemerinin takacağım yeri gözlerimle buldum,takmaya çalışıyordum ama olmuyordu.Elimden sıcak bir el emniyet kemerini aldı.

"Yanlış yere takıyorsun Deniz Feneri"

Emniyet kemerini taktı ama geri çekilmedi.

 

Dudaklarımı büzdüm.

"Deniz feneri ne ya daha güzel lakap mı bulamadın?"

 

"Prenseste sendin,deniz feneride, arada ki denizde sendin Balca ben napayım şimdi sana?" dedi yüzüme yüzüme. Yavaşça gülümsedim ve arabanın Güneşliğinde ki aynayı açmaya çalıştım.

Yüzüme rimelim akmıştı. Rujum da hafifçe etrafında dağılmıştı ama belli olmuyordu.Eve gidince makyaj temizleme suyuyla temizlerdim.Sessizliği bozan barlas oldu.

"Sana ne söyledi de ağladın sen orda"

Olayı hatırlayınca yine gözlerim dolmaya başladı.

"Beni sarhoş zannetti. Düşünsene beni beni, sarhoş musun sen dedi. Halbu ki ben sarhoş değildim ki insan gibi konuşuyordum onunla barlas, hayır ne var yani doğum günlerinden burçlardan şemsiyelerden bahsettiysem birde doğum saatine takıntım anlattıysam nolmuş ki?" dedim.

Yine çok konuştun be Balca dedi içsesim.

Ses vermedi.

"Sarhoş musun diye sorduğunda ağladım diye kızdın mı?" derken saçmalıyorsun bakışlarını atıyordu.

"Yani sarhoşsun dediğinde bende ağladım sende onu dövdün ya hani, çok boş bir sebep oldu özür dilerim."

"İyi yapmışım, hem seninle alakası yoktu benim ellerim kaşınıyordu."

"Hiç mi pişman değilsin" diye sordum çocuksu bir heyecanla.

Bana güzel gülüşünü gösterdi.

"Hiç pişman değilim, ayrıca sen ağlamasaydın da o herifi döverdim, dövmeseydim bile sana şemsiye almak istediği için yine döverdim"

minik bir kıkırtı döküldü dudaklarımdan.

"Yoo ben ona söyledim ki. Dedim ben ona zaten amcamdan sonra bana bir tek Barlas aldı şemsiye dedim."

Bana döndü.Uzaylı görmüşmüş gibi bakmıştı.

"Söyledim tabi akıllım."derken bir yandan da elimi göğsüme iki kere hafifçe vurdum. Gülümsedi.

"Sarhoşken akli dengesel yaşın 4 yaşında ki balcaya dönüşüyor." dedi ve ekledi.

"Aferim sana, ben alırım sana bir tek şemsiye" diye mırıldandı ama gözlerimi kapamayı tercih ettim.Önce kapım açıldı ardından emniyet kemerim.Barlas beni kucağına alınca uykumdan hafifçe uyanma mırıltıları çıkartmıştım.

"Alıştın sen iyice" diye fısıldadı.Yine onaylar şekilde mırıltılar çıkardım. Evin kapısını açtı. Ardından ikimizde içeri geçtik.

Beni yere indirdiğinde dönüp ona sordum.

"Ee hadi gitsene evine?"

"Bu gece sizde kalıcam Balca."

 

Karşı çıkmadan tuvalete geçtim.Makyaj temizleme suyunu yada mendilini ararken bulamıyordum.

"Nerde bu nerdee kızım çıksanıza ortaya çok ayıp ediyorsunuz."

Kapının başında beni gülümseyerek izliyordu. Sabah çıkarken ki halinden eser kalmamıştı. Gömleğinin bir kaç düğmesini açmış. Kollarını da katlamıştı. Saçları dağılmıştı.

 

"Bulalım şu ıslak mendilini bakalım."

Elini ilk attığı mendili yüzüme tuttu

"Bu mu kızım mendil?"

"Hayır gerizekalı o normal ıslak mendili."

"Bu niye sizin evde duruyor?" dedi

Gülümsedim.

"Terleyince spor sonrası duş alamayınca hullaniyroum" dilim sürçmeye başlamıştı.

"Tamam balca tamam" dedi.

"Bu mu?" Diyerek sonunda bulmuştu. Olumlu anlamda başımı salladım. Yavaşca beni kucağına aldı ve lavabonun köşesine oturttu.

 

"Höst be höst terbiyesiz hoşt mu diyelim illa sapık mısın?"

"Tövbe estağfurullahh" diye sağlam bir iç çekti.

Elinde ıslak mendille rimelimi silmeye çalışıyordu.

"Balcaa" dedi.

"Ya ne var işte yüzümü siliyon uykum geldi benim Barlas"dedim.

"Bana sürtünüp durma canımı sıkıyorsun" dedi.

 

Koca bir of çektim.Aynaya dönüp baktığımda akan rimelimi gerçekten güzelce silmişti.Gülümsedim.Yavaşça önümden çekildi bende inip odama geçtim kendimi yatağa attım. Beni yattığım yerden kaldırdı.

"Napıyorsun sen gerizekalı"

"Üşüyeceksin kızım partide de üstünü kapatsan altın altını kapatsan üstün açılıyordu hasbinallah"dedi ve beni dolabin önüne getirdi.

"Nerde pijamaların üşürsen birde hasta olursun, hastayken daha da çekilmez oluyorsun" dedi. Eğilip pijamalari aldım, karnına bir yumruk atıp tuvalete doğru yavaşca geçtim.

Üstümü başımı giyinip kapıyı açtığımda kapının önünde ki Barlası beklemiyordum.

 

"Bana öyle bakıp soru sorma Balca,işleri zorlaştırıyorsun" belimden destek olarak beni odama geçirdi. Nevresimleri açıp içine girdim yatağın.

"Özür dilerim" dedim fısıldayarak

"Dileme özür" diyerek tam kapıdan çıkacaktı ki aniden yerimden fırladım ve bağırdım.

 

"BARLAS RUJUMU NİYE SİLMEDİN RUJUMU UNUTMUSUM YA DİŞLERİME BULAŞTIYSA BARLAS ISLAK MENDİLİ GETİRR!" diye haykırdım.

"Balca manyak mısın nolur bağırma başımda on tane Balca davul çalıyor" dedi ve odadan çıktı sanırım ıslak mendil almaya gitti. Geri döndüğünde elinde bir ıslak mendil vardı. Yanıma oturdu. Ona yaklaştım. Dişlerimi gülüyormuş gibi gösterdim.

"Var mı dişimde birşey" dedim.

Gülümseyerek

"Hayır balca şimdi uslu dur şu boyayı sileyim"dedi.

"Bak baştan söyleyeyim durmayacağım ona göre çabuk sil şu ruju uykum var zaten" dedim.

Dudaklarını yaladı.Yavaşca bana yaklaştı nefesini dudaklarıma üfledi.Dudaklarımın üstünde dudaklarını hissettim.Karşılık vermemiştim öpücük çok kısaydı. Islak mendille kalan rujumi silmeye çalıştı.

"Uyu balca, uyu. Buda bizim aramızda ki minik sırrımız olsun" dedi. Gözlerimi yavaşça kapattım. Uykum gelmişti. Rujumu tamamen sildiğinde ıslak mendili baş ucunda ki komidine koydu. Yavaşça yanıma uzanmıştı.

 

"Barlas"

"Söyle Balca?"

"Gözlerin çok hoş numarası var mı?"

"Yok bir sana böyle kendileri."

"Gitmiyor musun sen?" Dedim.

"Gideyim mi?" Dedi.

"Yoo kalabilirsin" dedim.

"Uyu hanımefendi seni koruyacağım kabuslarından ve kabuslarında ki herkesten söz veriyorum"

 

Saçlarımdan öpmüştü.

Gerisi karanlıktı.

Bölüm sonuuuuu

 

Loading...
0%