Yeni Üyelik
2.
Bölüm
@kedili_limon

Eccad kurulmadan önce

• Rikher Krallığı •

Ufak elleri ile babasının verdiği fidanı ekmeye çabalıyordu. Ormanın yakınında bir tepedeydi. Fidan burda yalnız bir şekilde büyütecekti. Suyu dökerken esinti onun siyah saçlarını uçuruyordu. Havanın kararmasını izlerken elindeki kurumuş çamurları çıkartmaya çalışıyordu.

Annesinin sesini duyduğunda ayağa kalkıp tepeden çimlerin üzerinden yuvarlanarak inmişti. Gülüşü etrafın sessizliğini bozarken güneş dağların arkasına geçip kaybolmuştu. Eve girdiği gibi annesinin yanına gelmişti. Bebek olan kız kardeşi ile ilgileniyordu. “Tatlım ellerini yıkamalısın” demişti annesi tebessümle.

Başını sallayıp. “Tammam” demişti banyoya ilerlerken. Babası uzun kulağına bir delik daha açıyordu sızlanırken. Elfler yeni bi çocuğu olduğunda kulaklarına fazladan bir küpe daha takarlardı. Küçük Lara’nın kardeşi Lale doğmasının üzerinden çok zaman geçmemişti. Babası onu fark ettiğinde elindeki iğneyi bırakıp Larayı kucağına almıştı.

Burnuna dokunup aynadan kızına bakmıştı. “Ektin mi” diyerek gülerken ellerini yıkamıştı babası. Kırmızı gözleri gaz lambasının ışığında ayrı bir parlıyordu. “İşte oldu” diyip onu gıdıklarken gülme sesleri evin içinde yayılıyordu. Lara daha altı yaşındaydı. Elf ile İnsan evliliği sonucu dünyaya gelmişti. Ailesi normalde şehirde yaşıyorlardı.

Klowların kırmızı gözleri toplumu korkutuyordu. Dışlandıkları için Rikherin sınırına kasabalar kurmuşlardı. Babası Gökhan normalde bir komutandı. Lara Klow olarak doğduğundan onları Firissa adlı kasabada ziyarete geliyordu sürekli. Kanları ve göz yaşları normal mana taşlarından daha çok mana sakladığından öldürülmeleri giderek çoğalıyordu Rikher Krallığında.

Küpesini Lara’nın takmasına izin vermişti. “Aferin kızıma” diyerek yemek masasına ilerlemişti o kucağındayken. Yerine oturturken annesi masaya yemek dolu tabakları koyuyordu. “Bu sefer fazla geç döndün şehrin içi karışık sanırım” diyerek Gökhan’ın yanına oturmuştu anneleri Nalan. “Talpole anlaşmazlık çıktı” diyerek iç çekmişti.

Masada uzun bir sessizlik olurken Lara kaşığını kullanmaya çalışıyordu. Elleri için fazla büyüktü. “Gökhan” diyerek elini tutmuştu. “Ne olursa olsun ailene geri dön olur mu” onlar savaşın çıkacağının farkındaydılar. “Anne bebek bana gülüyo” diyerek Lara tabağındaki pişmiş havucu Laleye doğru atmıştı. “Tatlım yemeğine ona atma” diyerek Lara’nın yanına ilerlemişti.

Attığı havuç masanın bir köşesine yapışmıştı. Gökhan onun hareketlerine sessiz şekilde gülüyordu. Nalan Lara’nın elini siliyordu. “Anne yapamıyorum diye gülüyor ama” diyerek dudak büzmüştü Laleye sinirli bakarken. Kahkahasını daha fazla tutamamıştı Nalan onun yüzünü silmeye devam ederken.

~•:•*•:•*•:•*•:•~

Sabah güneş ışıkları etrafı yeni yeni aydınlatırken Gökhan Lara’nın odasına girmişti. Saçını okşayıp anlından öptükten sonra evden çıkmak için hazırdı. Nalan kapının önüne kadar ona eşlik etmişti. Gökhan ona bir kağıt parçası uzatmıştı. “Şehire gitme gibi bir durumunuz olursa bu yeri bul” demesinin ardından yerde beliren sembollerin ortasına geçmişti.

Yüzündeki gülümseme her ne kadar büyük olsada bu bir vedaydı. Nalan kağıda bakmıştı onun ışınlanışının ardından. Göz yaşları kağıdın üzerine düşerken dizlerinin üstüne çökmüştü. Evlerinin camından biri kadına bakıyordu. “Bu ev olduğuna emin miyiz efendim” diye sormuştu yataktaki Larayı kucağına alan adama. “Muhtemelen” demişti.

Lara’nın uyuyan bedenine bakıyordu. “Sevimliymişsin” diyerek tebessüm etmişti. O an Lara gözlerini açıp onu tutan adama bakmıştı. “Siz kimsiniz” demişti gözünü ovuştururken. İkiside sessiz duruyordu. Camın kenarındaki adam yanına gelip bileğini tutmuştu. Anlamadığı bir kaç söz söylediğinde bileğinde semboller oluşurken konuşmuştu.

“İlerde tanışacağız Lara” dedikten sonra yere indirmişti. Bileğindeki sembollere bakıyordu. “Adımı nerden biliyorsunuz” dediğinde ikiside ortadan kaybolmuştu...

Loading...
0%