İkinci kattaki geniş ve güneş alan bir alan seçmişti. Lara’nın kitaplığının çivilerini çakıyorlardı. “Bu odayı çalışma odası yapmayacak mıydın” demişti Nalan açık olan kapının ordan. “Komutan değilim, yani çalışma odasına ihtiyacım yok” diyerek gülümsemişti. “Aslında burası çocuklar için cidden güzel bir oda olacak” dediğinde Lara ona dönmüştü.

Şuan en son isteyeceği şey Lale ile aynı odayı paylaşmaktı. “Haklısın güzel olacak” diyerek kitaplığın son çivilerini çakmaya devam etmişti. İşi bittiğinde ayağa kalkmıştı. “Bitti” diyerek etrafa göz atmıştı.

Camın kenarına doğru büyüyle ittirmişti. Sağlam olduğundan emin olmak için Larayı üzerine koymuştu. Emin olduktan sonra geri indirmişti.

Gökhan anı biriktirmek isteyen bir Elf olduğundan böyle işlerde büyü kullanmaktan kaçınırdı. Etrafa biraz göz gezdirdikten sonra Laraya dönmüştü. “Nereye koymak daha iyi olur sence” diye sorduğunda kitaplığın o tarafı göstermişti. “Pekala” diyerek cebindeki kağıtları çıkartmıştı. Semboller fazla küçüktü.

Lara’nın gösterdiği yere onları koyup üstüne eşya portalını açmıştı. Kağıtların olduğu noktaya düşmüştü yatak. Lara’nın isteklerine göre giydi dolabını ve aynalı çekmeceyide yerleştirip yatağın üstüne oturmuştu. Lara kitaplarını koyup onun yanına geçmişti. Camda manzara denecek bir yer yoktu.

Karşıdaki diğer iki katlı bina ilerisini göstermeyi engelliyordu. Yoldan geçenlerin sesleri fazlası ile duyuluyordu. Ses bariyeri yapması gerektiğini fark etmişti o an Gökhan. “Sen dinlen benim biraz işim var” diyerek odadan çıkmıştı. Lara bir süre yatağın üstünde ayaklarını sallayarak oturmuştu. Sonra koyduğu büyü kitaplarından birini açmıştı.

Akşama doğru ses bariyerini bahçede dahil tüm evi etkiler şekilde ayarlamıştı Gökhan. Bahçedeki civcivin etrafta gezinmesini izlerken Nalan arkasından sarılmıştı. Ona doğru dönüp Gökhan’da ona sarılmıştı. Sarılmayı bıraktıkların Nalan civcivi fark etmişti. “Ne ara civciv aldın” diye sormuştu.

Gökhan şaşırmıştı. “Bu öğlen Lara göstermişti, büyüyle gelişimini hızlandırmış yumurtanın” dediğinde gülümsemişti şaşırırken. “Büyüye cidden yatkınlığı var, sana çok benziyor” dediğinde Gökhan’ın duruşu daha bi dik olmuştu. “Heralde yani benim kızım” dediğinde gururlanıyor olmasına gülmüştü.

Hafif esen rüzgar çoğalmaya başladığında içeriye girmişlerdi. Nalan yemek yaparken Gökhan Lara’nın odasına çıkmıştı. Kapısını tıklatmadan içerden duman kokusunun geldiğini fark etmişti. Kapıyı açtığında suyla çekmeceyi söndürmeye çabalayan Larayı görmüştü.

Kitabı arkasına sallayıp gergin bir şekilde tebessüm ediyordu. Söndüremediği kısma büyü yapıp ona dönmüştü. “Odanda büyü denemesi yapmaman lazım” diyerek odanın kapısını kapatıp içeriye doğru girmişti. “Özür dilerim” dediğinde Gökhan ona yakınlaşıp dizinin üstüne çökmüştü. “Bir daha yapmazsan sorun olarak görmem, ama değiştirilmesi şart”

Çekmeceye bakarken Lara’nın Levent’in sözü yüzünden ateş büyüsü yaptığını düşünmüştü. Öyleydi de. Saçını okşarken “Baba ben sanırım ateş kullanamıyorum” demişti Lara. “Nası kullanamıyorsun” diyip çekmeceye bakmıştı. “Ben avucumda tutmaya çabalıyordum, su gibi” diyerek elini açmıştı. “Sonra dağıldı ve çekmeceye sıçradı” dediğinde başıyla onaylamıştı.

“Her büyüyü yapman mümkün değil zaten Lara, bende böyle büyüleri öğrenirken toprağı kullanamazdım” derken ayağa kalkıp yatağa oturmuştu. Lara onun sol yanına geçmişti. “Herkes eşya portalı gibi basit ve elementlerden bağımsız büyüler yapa bilir” dinlerken gözünü bile kırpmıyordu Lara.

Kafasında cümlesini tamamen topladığında devam etmişti. “Dört elementine aynı anda kullanan komutanlarda var yinede bu çok çabalamakla olan bir şey, Benin ateşe yatkın olmamın yanı sıra azda olsa su ve havayıda kullanıyorum tabi ama toprak kullanmak bana göre değil”

Lara gözlerini kırpıştırıp. “Yani ben ateş kullanmasamda olur mu” diye heyecanla sorduğunda başıyla onaylamıştı. “Seni buna kimse zorlamaz, hatta zorlayamaz, bu istek dışı olan bir durum yinede eğer kullanacaksan odanda bunun denemesini yapma Lara” dediğinde gülümsemişti. Lara ona sarılmıştı. “Teşekkür ederim”