@kedili_limon
|
Sarayın içindeki kendi odasına doğru ilerliyordu. Umutun ağlama sesi çok yakından geldiğinden daha hızlı ilerlemişti. “Bu Elf bebeleride susmak bilmiyor” diye kendi aralarında konuşuyordu hizmetliler. “Bayan Lara niye bunu bizim başımıza bıraktıki, acaba sabah içtiği çayı soğudu diye mi” yanındaki başını olumsuz şekilde sallarken Lara hafif açık olan kapıdan onları dinliyordu. “Bence farklı, Rikhere gitti ya bu, bebeği gördü kıyamadı oda bizim başımıza kaldı, ah Kral Levent ve merhametli komutanları” omzunda bir el hissettiğinde çığlık atmıştı. Arkasında olanın Maral olduğunu gördüğünde rahatlamıştı. “Korkuttum sanırım” diyip gülümsemişti hafifçe. “Biraz öyle” diyip hizmetlilere döndüğünde onlar çoktan varlığını fark edip susmuştu. “Odamda konuşalım istersen” dediğinde başı ile onaylamıştı Maral. İçeriye girdiklerinde Umutu gördüğünde hafiften yüzü buruşmuşsada belli etmemişti Laraya pek fazla. Umutun yanına gidip kucağına aldığında sessizleşmişti yine. “Çok tatlı” diyip Maral’a göstermişti. “Haklısınız, ama bunu konuşmaya gelmedim” Arkalarında olan hizmetlilere baktığında onlar sessiz ve hızlı şekilde odadan çıkmıştı. Yüzündeki gülümsemeyi korurken konuşmuştu Maral. “Rikher Krallığını yıkarken çok fazla mana kullandığını hissettim Lara, bu senin için iyi değil” diyip kenardaki koltuğa oturup yanına oturması için yanına iki kere vurmuştu. Umutu beşiğe geri koyup üzerine Minnakı koymuştu ağlamaması için. Koltuğa oturduğunda Maral onun elini tutmuştu. “Mananan bittiğinde kendi ruhsal enerjinden kullanırsın” sağ elini onun yanağına koyup ovalarken Lara onun gözlerinin içine bakıyordu. Samimiyetini hissediyordu. Elini çekip ayağa kalkmıştı kısa bir süre sonra. “Yorgunsundur sonra tekrar gelirim, sen dinlen” diyip odasından çıktığında Lara ellerini saçına atmıştı. Bir süre karıştırmıştı. Üzerini değiştirip yatağa uzanmak için giyinme odasına ilerlemişti. Gri bir kazak giyinip odasına tekrar dönmüştü. Yatağının içine yakmayan ateş ile ısıtıp içine girecekken Umut kirpiyi azına almaya çalışıyordu. “Onu ısırman pek iyi olmaz” diyip Umutu beşikten almıştı. Yatağına girerken onuda yorganın altına almıştı. Parlayan mavi gözleri Kraliyet ailesinden olduğunu fazla belli ediyordu. Küçücük elleri Lara’nın işaret parmağını tutuğunda onu dahada sevimli bulmaya başlamıştı. Küçükken Laleyede baktığından dolayı çocuklara alışkındı. “İyi geceler Umut” diyip gözlerini kapatmıştı. Uyurken üzerine yatıp zarar görmesin diye ona kalkan bile yapmıştı… …Sabah olduğunda hâlâ yanında olduğunu görünce güne güzel bir şekilde başlamıştı Lara. Yataktan kalkıp üzerine günlük giydiklerinden olan geniş bileğe doğru incelen bir kola sahip ince bir üst giymişti. Dün Rikhere gittiğinde kazak giydiğinden biraz terlemişti. Odaya tekrar döndüğünde kendi parmağını ısırıyordu Umut. Onuda kucağına alıp yemek salonuna doğru ilerlemişti. Koridorda yürürken dünki olayı hatırlayıp yemeklerin yapıldığı yere gitmişti yolunu çevirip. Levent’le her sabah beraber kahvaltı etmeleri alışkanlık haline gelsede artık böyle ilerleyemezdi. Şarkı mırıldanırken yanına Ulaç ışınlandığında az kalsın Umutu düşürecekken büyüle onu tutmuştu Ulaç. Lara elini kalbine koyup düşmediği için rahatlarken Ulaça sinirli bir şekilde bakmıştı. “Günaydın efendim, Kral Levent sizin iyi olup olmadığınızı kontrol etmemi istediği için gelmiştim” duruşunu düzeltip Umutu kucağına tekrar almıştı. “İyiyim ben” diyip koridorda ilerlemeye devam ederken “Korkunç herif” diye mırıldanmıştı. Ulaç onun gidişini izlemişti. Derin bir nefes verip Levent’in yanına dönmüştü. Başı ile selam verip. “İyi olduğunu söyledi majesteleri” derken Levent yanındaki Lara’nın hep oturduğu sandalyeye bakmıştı. “Böyle olacak artık yani” diye mırıldandığında Ulaç kafasını kaldırıp baktığı yere gözlerini çevirmişti. “Rikherin tamamını yıkmadan gelmemesini söyle ona” diyip masadan kalkmıştı. Onla yemek yemeyi alışmıştı. Her ikiside. Lara sarayın mutfağına geldiğinde hizmetliler biraz şaşırmıştı. “Kurabiye var mı” diyerek ordaki bir hizmetliye Umutu uzatmıştı. “Hemen getiriyim efendim” diyip ordaki bir kavanozu çıkartmıştı raftan. Lara kavanozun içine bakmıştı. “Yok bu değil elmalı olanlar” dediğinde kapağını kapatıp raftan başka bir tanesini çıkartıp Laraya göstermişti. “Evet bu” diyip içinden bir tane alıp ısırmıştı. Hizmetli geriye kalanları bir tabağa doldurup masanın üstüne koymuştu. O tabağı alıp eşya portalına koyup Umutu tekrar kucağına almıştı. “Hadi size kolay gelsin” Kurabiyesinden bir ısırık daha alırken karşısında belirmişti yine Ulaç. “Lütfen bir kerede yürüyerek yanıma gel” diye net bir ses tonuyla söylediğinde başıyla onaylayıp konuşmuştu. “Emredersiniz, Kral Levent Rikher Krallığını tamamen yıkmanızı istiyor efendim, krallığın sınırlarını genişletmek amacıyla” başını sallayıp “Halle derim” diyip odasına doğru ilerlemişti... |
0% |