@kedili_limon
|
Maarif onun kafasından kelebeği kovup okşamıştı. Hâlâ büyü yapabilir olması onu şaşırtsada mutluydu. Kızı Ela onlara bakıyordu. Elindeki kitabı sıkarken. Kütüphaneden bir süre sonra çıkıp annesinin odasına doğru ilerlemişti. Odanın kapısı açıktı Yaren ile konuşuyordu. Ağlama sesini duyuyordu. “Ne biliyim bir anda kırmızı gözlü birini görünce” Burnunu çekip devam etmişti. “Korktum, kim olsa korkar” derken Yaren ona yavaşça sarılmıştı. “Sakin ol” diyerek sırtını sıvazlamıştı. Ela kapının arkasında fazla durmamıştı. Koridorun camından bahçede hiç bir şey olmamış gibi oynayan kuzenlerine bakmıştı. Yumruğunu sıkıyordu. “Klow kadar bile değerimiz yok mu” diye kendince konuşurken koridorundan geçiyordu Nalan. Kısık sesle söylemediği için onu duymuştu. İç çekip hizmetlinin konaktaki Maarifin ayarlattığı yeri göstermesi için yola devam etmesini istemişti. Güneş yerini aya bıraktığında Maarif hâlâ Laraylaydı. Bahçede dolaşıyorlardı. Esinti üzerindeki kelebeklerin kanatlarını kapatmasına sebep oluyordu. Sessizce yürürlerken Lara bir şarkı mırıldanıyordu kendince. Çardağın orda durduklarında Maarif durmuştu. Onun yanına eğilip avucunu açmıştı. “Bu senin bir parçan” diyerek onun göz yaşlarından yaptırdığı bilekliği avucunun içine koymuştu. Lara ona sarılmıştı. “Teşekkür ederim” derken Esen onları koridorun camından izliyordu. Cama elini koyduğunda nefes alışı camı puslandırıyordu. “Bi Klow kadar değerim yok mu” derken Nalan koridordan geçip onun yanındaki camdan kızına bakmıştı. “Kızında aynısını dedi” demesiyle onun varlığını fark etmişti. Şaşkınlık ve sinirle ona bakıyordu. “Anlamadım” dediğinde Nalan tebessüm etmişti. “Maarifin kızımla ilgilenmesi seni neden üzüyor bilmiyorum, anlayamamda, anlamayada çalışmam” demişti ona bakarak. “Uzun süre kalmayacağım bayan endişeniz olmasın” demesiyle Esen söze girmişti. “Ben üzülmüyorum” gözünden akan yaş farklı olduğunu söylüyordu. Yüzündeki tebessümü korumuştu Nalan. “Ziyanı yok bayan” diyerek arkasını dönüp uzaklaşırken Esen arkasından seslenmişti. “Bundan sonra” dediğinde duraksamıştı Nalan arkasına bakmasada. “Nere gitmeyi düşünüyorsunuz” uzun bir sessizlik olmuştu. İç çekip yürümeye devam etmişti. Oda bilmiyordu nereye gitmesi gerektiğini. ~•:•*•:•*•:•*•:•~ Sabah olduğunda yemek odasında Maarifin aile ile yemek yiyorlardı. Lara bir şey yemiyordu Ela’nın ona bakmasından dolayı. Esen ile barışma çabası göstermemişti Maarif. O yüzden ortam dahada gergindi. “Bratsondan bir mektup aldım” Nalan bunu dediğinde herkes ona bakmıştı. Nalan biraz duraksayıp cümlesini aklında toplamıştı. “Babamdan daha doğrusu, Talpol ile Rikher arası çıkan savaşta tarafsız olarak onun yanında olmamızı istiyor” demişti hafiften gülümserken. “Sen ne yazacaksın yenge” dediğinde koşa süre düşüp. “Torunlarını görmesi ona iyi olur” demişti. Garip olan şey ise Nalan’ın ailesinin yıllar önce ölmesiydi. Maarifin bu olayı çok bilmediğini biliyordu. “İstersen ışınlanma portalını ben ayarlatırım, uzun bir yolu at arabası ile gitmek sıkıcı olur" diyerek tebessüm etmişti. “Harika olur” diyerek yemeğe devam etmişti. Esen sevinmek istiyordu bu duruma içten içe. Vicdanı izin vermese bile. Ela bunu duyduğunda Laraya bakmayı bırakmıştı. Bilekliğin taşları ile oynuyordu Lara. Nalan bunun farkında olsada yapacak bir şey bulamıyordu. Bratsona adım attığında ne yapması gerekeceğini düşünmesi lazımdı sadece. Geldikleri akşam gitme kararı verdiğinden götürmek için hazırlayacak çok bir şeyi yoktu. Yemekten sonra bahçeye çıkmışlardı. Maarif büyücülerine Bratsonun meydanına ışınlanma büyüsü yapmalarını istemişti. Çok fazla mana yediğinden dolayı üç büyücü kullanıyordu ışınlanma büyü yaptırmak için. Lara Maarif ona doğru eğilip kollarını açtığından hiç bekle sarılmıştı. “Göyüşürüz” Maarif ona daha sıkı sarılmıştı. “Görüşelim” demişti onun düz saçlarını okşarken. “Efendim portal hazır” dediğinde sarılmayı bırakmıştı. Ayağa kalkarken “Yenge kendinize dikkat edin” diyip tebessüm etmişti. Nalan’da tebessüm edip portala doğru ilerlemişti Lara’nın elini tutarak... |
0% |