Yeni Üyelik
43.
Bölüm
@kedili_limon

Klow taşlarını azına atıyordu tadını sevdiğinden. Karşısında duran Ulaça bakmıştı. “Kurtarıcını önden selamlamaya mı geldin” diyip Göksun sırıtırken elleri titriyordu Ulaçın. Aklı anılarındaki Larada kaybolmuştu. Koruması olmak için yalvardığı günlere. Korkankendi yüzünün gerilmesine. Büyüyen kırmızı gözleri artık bir başkasına aitti.

Yutkunup onun gözlerine bakmıştı. “Hayır” diye bilmişti. Boğazı düğümleniyordu Ulaçın. Azına bir tane daha Klow taşı atmıştı. Azında kırılma sesleri kulağında çınlıyordu istemesede. Kılıcını çekmişti. “O demir şey bende işe yaramaz genç adam” dediğinde karşısında görememişti Ulaçı. “Sevdiğimin elinden savaşarak ölmeye geldim”

Yandan kılıç onuna doğru gelecekken kılıca dokunduğu gibi parçalanmıştı. Gülümsemeye devam ediyordu. “Elflerin torunları onlardanda aptalmış” derken kılıcı tekrar toplanmıştı. Onun boğazını azda olsa kessede uzağa fırlatmıştı onu Göksun. “Bu saygısızlığını unutmam Klow” dedikten sonra azına üç tane daha taş atıp çiğnemişti. Ulaç kalkmaya çabalıyordu.

“Kızın manası güzel kokuyor” dediğinde öksürürken kan kusmuştu Ulaç. Boğazını zedeleniyordu dışarıya çıkmaya zorlayan kan taneleri. “Sevdiğinin elinde ölmek pek mümkün olmayacak Klow” dediğinde ona bakmıştı. Arkasından saplanan kılıçtaki mana hiç istemediği kadar tanıdıktı. “Kurtarıcımız” diyip önünde Levent eğilirken Maral kılıcını çıkartmıştı. Onlara gülümsüyordu.

Levent başını kaldırıp ona bakmıştı. “Yer altında olan hapsinizin sona ermesi, muazzam kurtarıcımız Göksun” gözleri kenardaki Klow taşlarına kaysada bakışlarını çevirmişti. “İsmimi azına alabilirsin dediğimi hatırlamıyorum” dediğinde Levent şaşırmıştı. İlk elfle olan tanışmalarında da bir kurban ile başlamıştı konuşma.

İsmini söylediğinde isteğini sormuştu ona. En azından kitabında öyle bahsetmişti. “Klow bu saygısızlığını unutmam” derken bir ses yükselmişti gök yüzünden. Havada duruyordu her şeyin başlamasına sebep olan Elf. “Karanlığın izleri, Hiçliğin yolları, Gökteki yerler zindanındır senin” Göksun onun sesini duyduğunda gülümsemişti.

“Yaşayanlar seni sarmayı bırakmadıkça yerin üzerine çıkamazsın” demişti Peri onu yere indirirken. Göksun sesli şekilde gülüyordu. “Bunu artık sen belirleyemezsin” diyip Levent’e dönmüştü. “İsteğin nedir” zihnini okuyor olsada duyması lazımdı onun azından dilediğini. “Yerin üstünde sadece biz kalalım” dediğinde yerin altına doğru çekilmeye başlamıştı herkes.

Maral kendini yukarıya doğru çıkartmaya çabalasada manası emiliyordu. “Klowların yer üstünde kalması lazımdı” diye Göksuna sesini yükselttiğinde “Sen biz dedin Klow” diyip ona yaklaşmıştı. “Ve artık sadece ben” diyip gülümsediğinde yüzü eriyordu Levent’in. “Sen yerin altında bile huzur bulamayacak olansın”

 

><><><><><><><><><><><><><><><><><><><

Hikaye yerin altında devam edecek.
kısa bir bölüm olduğundan 4 bölüm atcam bu gün

Loading...
0%