@kedili_limon
|
Kendilerini ısıtmak için bile ısıtma büyü yapmıyorlardı Sialar bundanda faydalana bilir diyerek. Bilmeyip göremedikleri şey ise Levent’in ona yardım ediyor olduğuydu. Onlar keyiften dört köşe iken diğerleri manalarını harcadığından bitkin durumdalardı. Manasız büyü yapmak daha kolay olsada Göksunun yaptıkları geniş kapsamlı bir büyüydü. Gökhan kendi manasını hiç çekinmeden kullanıyordu kalkanı tamir edip buz büyüsü yaparken. Umut ise yataktan kalkıp kenarda duran sürahiden bardağı su ile doldurmuştu. Yatağa oturduğunda Laraya uzatmıştı. “Teşekkürler” diyip almıştı elinden bardağı. Onun suyu içişini izlerken bardağı Umut’a uzatmıştı. Elinden alıp kenara koymuştu. “İçmek için bakıyorsun sanmıştım” dediğinde Umut gülmüştü. Neyin komik olduğunu anlamamıştı. Kulakları dim dikti. Lara’nın ellerini tutmuştu gülümseyerek. Gözleri gözlerinden dudaklarını kaydığında kaşı kalkmıştı Lara’nın. Yüzünü yaklaştırırken elini araya koymuştu. “Yeterince öptün” diye sinirle karışık şaka yollu söylemişti. Ağzındaki elini tutup avuç içini öptüğünde kulakları bükülmüştü. “Yetiremiyorum Lara” dediğinde gözlerini kaçırmıştı. “Yeterli yeterli” diyip ellerini çekip baktığı yöne değiştirirken belinden sarılmıştı Umut. Kendi üzerine doğru çekerken kulağına “Lara Ünver öpmelerime alışsan iyi olur” dediğinde ona bakmıştı. Gözlerini kocaman açmıştı. Şaşırdığı belliydi. Kuyruğu hızla sallanırken. “Lara Ünver mi” diye sormuştu. Başıyla onaylayıp “Evet Ünver” demesinin ardından dudaklarını buluşturmuştu. Kapı tıklatıldığında oraya klonunu yollayıp öpmeye devam etmişti. Klon kapının önünde Laranın ailesini araştırması için gönderdiği kişiyi bulmuştu. “Efendim beni korkuttunuz” diyip irkilmişti onu karşısında gördüğünde. Konuşmadan önce ufaktan öksürüp. “Efendim Bayan Laranın annesi sia baskınından kurtulanlar arasında değil ama babası şuan sınırdaki sia baskınında görevini yapıyor” klon başı ile onaylayıp onun omzuma elini koymuştu. “Teşekkür ederim araştırdığın için” dedikten sonra yok olmuştu. Klon Umutla bütünleştiğinde Laranın nefes alması için aralık bırakmıştı. Adamın dediklerini düşünürken Lara kollarını onun boynuna dolamıştı. “Kötü bir şey mi oldu” gözlerindeki merak ona söylemek için iyi bir fırsat versede Umut güzel bir anı bozmak istemiyordu içten içe. “Etrafta uçuşan kanatlılara alışa bilir miyim diye düşünüyordum kötü bir şey yok” dediğinde Lara gözlerini kaçırmıştı. Yarı hayvan ve Elf türlerinin birleşiminden Peri ırkı doğardı. Gökhan alanın soğuk kalması için harcadığı mana yüzünden başı dönmeye başlamıştı. Kılıç kullanırken hiç bir zaman başı dönmemişti. Komutanlık yaptığı onca yıldada öyle. Eccadda pembe bir maden bulunmuştu. Manayı kendi içine çekip yok ediyordu. Diğer taşlar gibi manayı içine çekip saklamıyordu. Taşa dokunan kişinin hayat enerjisini ile içine çeken çok garip bir taştı. “Hadi ona bir isim ver Göksun” diyerek eşya portalından büyü ile çıkartmıştı. “Garip bir cevhere benziyor” dediğinde Levent ufak bir parçasını yere düşürmüştü. Sialar onu yemeye yanaşmıyorlardı. “Irkım ona cansız diyor genelde her şeye yemek derler” Levent sırıtmıştı. “Cansızdan bir sürü var ve onun gücünü engellemenin bir yolunuda benim adamlarım çoktan bulmuş” Maral dünyadaki her alanın altındaki madenlerin araştırılması için emir vermişti. Cansızla bizzat kendisi ilgilenmişti. Hatta bazı şehirlerine ondan koyuyorlardı baş kaldırmak gibi bir hataya düşmemeleri için. “Nedir” diye Göksun sorduğunda arkalarındaki ruhsal hayvanına bakmıştı. “Hediyem dışarıda iken manayı kendine çekmiyor, etkisiz kalıyor” Göksunun yüzü buruşmuştu. “Getirdiğin Klow taşlarındaki manayı alıyor ama” diyip azına bir tane atmıştı. Levent kahkaha atmıştı. Yemek üzere olduğu diğer Klow taşlarının üstüne elini koymuştu manasının yavaşça onlara geçmesi için. “Kazanmak için zevklerinden biraz ödün vermelisin Göksun” diyip Rikher askerlerine bakmıştı. Bayılanları gördükçe yüzündeki gülümseme genişliyordu. İçindeki kazanma duygusunu şuan yaşıyordu. “Hadi bundanda kurtulun” diye mırıldanırken Gökhan bir terslik olduğunu fark etmişti. Askerlerinin saçlarının beyazlaştığını gördüğünde Defneye dönmüştü. Onda değişen bir şey yoktu. Yılanı boynunda sarılıydı. Rengini sevdiğinden hep üzerinde durmasını isterdi. Siyahtan yeşile dönen yılanının kırmızı gözleri Gökhanı hep şüpheye düşürürdü. Altı yıldır yardımcılığını yapıyor olsada bu Elfler için bir hiçti. Uzun bir süre yaşadıklarından dolayı kısa gibi gelirdi onlara. Defne ona döndüğünde fazla baktığını fark etmişti Gökhan. Yanına ışınlanmıştı. “İstediğiniz bir şey mi var efendim” derken endişeli hale gelmişti bakışları. “Efendim saçınız” diye telaş ile söylediğinde Gökhan eşya portalındaki aynaya bakmıştı... |
0% |