@kedili_limon
|
Rikher ile Talpol arasında yapılan son bulmuştu. Talpol ve Wiskos topraklarının çoğu artık Rikher Krallığının malıydı. Gökhan at arabasında iyileştirme büyüsü yaptırıyordu kendine. Kafasını geriye doğru atıp gözlerini kapatmıştı. “Nalan” derken havanın kokusu içine çekmişti. Peryak şerhindeydi Maarifin konağına gidiyordu. Savaş sırasında kolunun yarısını kaybetmişti. Büyüyle düzenli olarak vücudunu düzelttirsede parmak uçları biraz garip durduğundan eldiven takıyordu. Araç durduğundan kapıyı açıp inmişti. Konağın önündeki şövalyeler onu tanıyıp kapıları ardına kadar açmışlardı. Koşar adım ilerliyordu çardağın orda çay içip sohbet ediyorlardı kardeşleri. Gökhan’ı fark ettiğinde ayağa kalkıp ona doğru yönelmişlerdi. “Hoş geldin abi” diyerek ilk Maarif sarılmıştı. Ardından Yarene sarılmıştı. Gözü Nalan’ı arıyordu Gökhan’ın. “Nalan nerde” dediye heyecanını bastırmaya çabalarken sormuştu Gökhan. “Bratsondan ailesi mektup yollamış onların yanına gitti abi” diye gülümseyerek söylemişti Maarif. Gökhan’ın yüzündeki tebessüm solarken gözlerini kapatıp derin bir nefes almıştı. “Kimden mektup almış” demişti sakinliğini korumaya çalışırken. “Ailesinden” diye tekrar dediğinde elinin tersiyle tokatı yapıştırmıştı. Maarif afallayıp yere düşecekken Esen onu tutmuştu. “Sende hiç bu kadının anası babası var mı diye sorgulamadan yolladın, öyle mi kardeşim” derken burnundan ve dudağının kenarından kan geliyordu. Esen mendili ile yüzünü silmeye çabalarken Gökhan yakasından tutup kaldırmıştı. “Yeter” diye bağırmıştı Yaren. Herkes ona bakıyordu. “Gökhan sakin olmalısın, Maarifin burda hiç bir suçu yok, Nalan gitmek istedi ve gitti” dediğinde Maarifin yakasını bırakmıştı. “Abla Bratson dediğin Krallık Klow yasasını ilk çıkaran Krallık” diye bağırmıştı. “Benim iki kızımda Klow, o yasada Klow gördüğünüz anda yakalayıp askerlere verin yazıyor” sesi sonlara doğru kısılıyordu. “Askerler onları sadece hapis etmek için mi yakalıyor sanıyorsun sen” derken sesi gibi gözleride titriyordu. “Ben boşuna mı taşındım Rikherdede Klow yasası çıkarıldığında” diye bağırırken Yarende bağırarak söze girmişti. “Nalan bunları bilemeyecek kadar aptal değil Gökhan, kendi isteğiydi” Ela Yaren’in oğulları ile kenardan izliyordu Gökhan’ın gözünden yaşların süzülmesini. Tekrar konuşacakken Yaren devam etmişti. “Onlar ailen olduğu kadar bizde aileniz Gökhan, Maariften özür dilemelisin” Maarif abisine bakıyordu. “Ne özür nede teşekkür hiç bir şeyi hak etmiyorsunuz siz” diyerek konaktan çıkmak için arkasını dönmüştü. Ela yumruğunu sıkmıştı. “Şeytanın gözleri, hepsi sizin suçunuz” diye mırıldanırken Gökhan tekrar at arabasının kapılarını hızlıca açıp içine oturmuştu. “Nereye gitmek istersiniz efendim” diye sürücü sorduğunda sinirini toplamaya çalışıyordu. “Meydan” dediğinde at arabası hareket etmeye başlamıştı. Yaren’in dedikleri aklında dolaşıyordu. Elini anlına koyup ovalarken “Nalan lütfen aptalca bir şey yapmış olma, lütfen” derken kendini düşüncelerinden kurtulmaya çabalıyordu. Savaşta manasının çoğunu kullandığından bir süre büyü yapamacaktı. Sağ bacağı kontrolü dışında titriyordu. Araç durur durmaz inip portalın olduğu alana olabildiğinde hızlı yürümüştü. Portal Bratsonun Meydanına gitmeye hazır hale gelene kadar bir köşeye oturmuştu. Aklına başlarına kötü bir şeyin geldiğini düşündükçe daha çok geriliyordu. Dizi hâlâ titriyordu. Gökhan farkında bile değildi. “Hazır efendim” dediğinde yerinden hızlıca ayağa kalkıp portalın içine geçmişti. Etrafına rüzgar toplanıyordu. Gözlerini kapatıp derin bir nefes almıştı. Bratsona ayak basar basmaz Nalan’ı nerde arayacağını bilmediğini fark etmişti. Nalan hizmetli olduğundan beri konaktan sadece üç ayda bir çıka biliyordu. Buranın yabancısıydı olması daha büyük bir sorundu. Rikher Komutanları yüksek maaşlar alsada Gökhan Krallığın durumu yüzünden daha sonra hakkını alacağını söylediğinden beş parasızdıda...
|
0% |