Yeni Üyelik
4.
Bölüm

💎3.Bölüm💎

@kedinindelisi

Zordu. Hayat benim için bir süredir zordu. Yaklaşık 23 yıldır zordu...Kolaylık nedir hiç bilmdim. Kendimi bildim bileli bir yaşam mücadelesi içerisnde derin kuyularda ,umutsuzca bir mum ışığını aramaya koyuldum. Güneşin nurlu yüzü ile aydınlanan dünyada gölgeler altında yürüdüm. Hala bu yolu katedebilmiş değilim. İstanbul... bana yeni bir kibrit yakma şansı verdin. Ben üşüyen ellerimi ısıtmak için tükettim. Şimdi yine karanlıktayım.Kendi kendimi yakıyorum,yüreğim hala buz küpü gibi soğuk, üşüyorum,özlüyorum,bekliyorum, yitip gitmek uğruna Ay ışığına sığınıyorum...


Hayallerimi unutalı çok uzun zaman olmuştu bir tek onu biliyorum. Bir adamın gölgesinde yaşıyorum ,onu kendi gölgesinden bile korumak uğruna...


Gözlerindeki hareler öyle karanlık öyle uzak bir gökyüzü ki derinlerde parıldayan pırlanta taneciklerini bulabilmek için her gün sabırla o kör kuyularda geziniyordum.


Çoğu zaman herkese karşı yalnızlığın kollarında çakır keyif takılsa da onun nezlinde bir yerlerdeyim , ama neredeyim ne şekilde hangi kilitli odanın içindeyim ?


Giray elinde kahvesi ile bahçe manzarasında gezinirken, ben camdan onu gözetliyordum. Bazen parkta oynayan yavrusu için endişelenen anne gibi bazen aslanın ağzından yavrusunu alan ceylan gibi onu hayatın pençesinden kurtarmak için hep yanında dolanıyorum.Bazende fedai ... Gerek mecburiyetten gerek iş gereği birbirimizden fazla uzaklaşma imkanımız yoktu lakin aramızdaki mesafe ve aşmamamız gereken hadlerimiz hep dimdik gözümüzün önündeydi.


Başını benden taraf çevirdi, hissetmiş miydi ?Yoksa kalbimden geçen düşünceler senin bin bir kilit vurduğun parmaklıklarına mı çarptı ?

Neden bakıyorsun uzun uzun ? Sen benim hayatıma bir uçan balon gibi süzüldün ,ben senin peşinden yürüdüm... Güneşe çok yakınsın ,bense bir uçurum kenarına çok yaklaştım.


Sağ elimi pencereye yasladım, bir adım daha attı , gözlerim gözlerinden ayrılmadı. Bir adım daha, bir adım daha, tamı tamına on iki adım. Uçurumun sonuna ise sadece bir adım...Durdu ,aramızda ki tek sınır bir cam parçası. Gökyüzünde asılı kaldın ,dalgalar daha da şiddetlendi, artık sesleri daha net.Güm güm ,güm güm.


Başını sağ omzuna yatırdı. İçimi görecekmiş gibi,Ruhumu çekildi. İşaret parmağını avucumla hizaladı. Nabızını hisedder gibi içime bir sıcaklık yayıldı. Dudaklarını cama yaklaştırdı. Sıcak bir nefes verdi , artık avcumu örten kısım buğlanmıştı.


Parmağı hareket etti. Elimi kaldırmadım ,heyecandan mı yoksa meraktan mı bekledim ? Bilmiyorum.


Durdu. Bir süre gözlerini avucumun olduğu yerden çekmedi. Bakışları tekrardan beni buldu .Elindeki kahveden bir yudum aldı. Ama gözlerimiz bir an olsun ayrılmadı.Kaşlarını çattı.


Kesin kahvesi soğumuştu... Soğuk kahveden hiç hoşlanmazsın biliyorum. Senin için sıcak demlikte hep bekletiyorum...


Tekrar arkasını döndü , havuz başına ilerledi. Ben hala elim camda mühürlü onu izliyordum. Artık odak noktasından çıktığıma emin oldum. Elimi kaldırsam mı ?


Yavaşça elimi çektim. Bir kaç saniye geçti, belki 1 dakika da olabilir. Dudaklarımın istemeden kıvrıldı...Bu çok, çok güzel.


Güneş, bu bir güneş sembolüydü...


☀️


" Davet vermekte kararlı mısınız ?


"Evet. Bu sefer farklılık olsun istiyorum."


Giray bey yatak odasındaki dolabın önünde kendine kıyafet hazırlıyordu. Büyük ihtimalle duşa girecek. Yoksa hayatta dışarıda onu eşofman ve tişörtle gördüğümü hatırlamıyorum. Adamın asosyallikten resmen ruhu ölmüştü. Sporunu evdeki ufak salonunda ,müzik dinlemek filim izlmek gibi zevklerini de yine kendi evinde gideriyordu. Ne bir gece klubüne bir spor klubüne ne de bir sinama salonuna özellikle gidip keyif yaptığını hiç görmedim.


"Sana saydıklarımı tek tek listeye ekle.Mirahur hanıma mutlaka yazılı davetiye gönder. İçerisine de bir adet şakayık ekle. O kadın bizim en kıymetli müşterimiz. Mutlaka yüksek nezaket gösterilmesi lazım. "


Mirahur Ağcalı , Türkiye' nin hem sayılı zenginlerinden hem de ünlü moda tasarımcılarından biriydi . Sirius şirketinin V.İ.P müşterilerini zirvede temsil etmekle beraber bir çok ortak projede yer alıyorduk. Defilelerinde yer alan tasarımların %80 i Sirius mücevherlerini taşıyordu. Kadın tam bir Şakayık hastasıydı. 60 küsür yaşında olmasına ramen yaşının verdiği kırışıklar yüzünde o kadar güzel duruyordu ki hele birde kulağının arkasına üşenmeden takıştırdığı bir adet şakayıkla , içten ve samimi gülümsemesi tam bir asalet abidesiydi.


"Tamamdır. Onu zaten en başa not aldım. "


"Ben duşa giriyorum kapıdan ayrılma. Bütün isimleri tek tek bana oku. Sonradan bir aksilik çıksın istemiyorum. Bu davet hem şirket hem de şu meşhur köstebeğin başını bulmak için büyük fırsat olacak."


Ben artık bu adamın işkolikliğine şaşırmıyorum. Resmen duşa girince bile aklına işten başka bişi gelmiyordu.


Giray odanın içindeki banyoya ilerledi. Allahtan içeride duşa kabin vardı. Zaten banyo banyo değil Türk hamamı mübarek.


Giray içeri girdi, kapıyı aralık bıraktı. Ayakta dikilecek değilim ya köşedeki koltuğu kapının yanına çektim , tek tek isimleri saymaya başladım. Her söylediğim isimleri tek tek onaylayıp kimisinin ardında ufak tefek küfürler sayıyordu. Genelde karakter yoksunu ama piyasada parası ile ün yapmış kişilerdende çok gıcık alıyordu. E haklı olarak tabiii.


"Lütfü itini çağırmasak mı? Vıcık herifin teki . Hiç hazetmiyorum. Herif jole gibi amına koyayımm!"


Buna da şaşırmıyorum , tepkisiz kalmayı da öğreneli çok oldu. Ama çoğu zaman benim yanımda küfür etmemeye dikkat ederdi lakin bu herifin bahsi geçince ben bile kendime hakim olamıyorum.


"Lütfi beye katlanmak zorundasınız. Basın müdürü olduğu için sizin tek bir olumsuz hareketinizi milletin ağzına sakız yapacak kadar çıtayı yükseltir. Lütfen iyi geçinmeye bakın."


"Onun sakızını sikerim. O kim oluyormuş da beni millete laf edecek kadar yükseliyormuş? Kiriko koluna oturttuğum"


Giray bir süre daha saydığım isimlere söylenmeye devam etti. Allah affetisin sinirlenince resmen it çenesi yemiş gibi susmak bilmiyordu.


"Havlumu ver."


Yatağın üzerindeki havluyu aldım. İnsan içeriye götürür değil mi ? Bazen tam bir dikkatsiz herifin tekisin !


"Hadi Maral kıçım dondu!"


Allahtan duşa kabinin camları buğlu içerideki kişinin görünmesi imkansızdı.Saol ya iyi ki bunu düşünmüşsün.


"Elinizi uzatın da vereyim."


Arkamı dönüp havluyu kapıya uzattım. Bir kaç saniye sonra kapı açıldı elimden havluyu aldı. Hızlı adımlarla banyodan çıkıp yatak odasının kapısına ilerledim.


"Davet listeniz bu kadar. Eklemek istediğiniz başka isim var mı ?"


Belindeki havluya aldırmadan kapı eşiğine geldi. Çevir kızım başını ayıp. Günah!


Dedi bunu banyoya havlu götüren kadın .


"Kendi ismini de ekle. Bu sefer sende geliyorsun."


Tam ağzımı açmaya hazırlanıyordum ama yüzüme kapanan kapı ile cevabımı çoktan almıştım.Bu " sus itiraz itirazlarınla beni meşgul etme " demek oluyordu.Sakinim ! Sakinim ! Sakinim !


Her ne kadar yanından ayrılmıyorum desem de beni ne defilelerine ne de davetlerine götürmüyordu. Sebebini hiç sormadım vardır bir bildiği diye. E şimdi birden bire ne değişti ?

💎


"Giraycım gönderdiğin davetiye için çok teşekkür ederim. Benim zevklerimi önemsemen çok hoşuma gitti. Davetine mutlaka teşrif edeceğimden emin olabilirsin.".
Mirahur Ağcalı

"Not ile beraber bir de size bu kutuyu göndermiş."

Elimdeki orta boylarda kadife kaplama kutuyu Giray beye uzattım.Ne vardı ki onun içinde ?

Kutuyu açmadan direk masanın yanında ki kilitli dolaba yerleştirdi. Açsan ölür müsün merak ettik işte. Anca hevesimi kursağımda bırak zaten.

"Sen şimdi eve git. Akşam için hazırlan. Kıyafet seçimini Mirahur hanım kendisi belirlemek istemiş. Tamamen onun isteği üzerine. Belli ki senden çok hoşlanmış. Turgut atölyeden alıp eve bırakır. Saat 7 de hazır ol beraber geçeceğiz."

"Tamamdır.Siyah takımınızı ütüleyip dolabınıza astım. Gümüş model Rolex ve Valentino klasik ayakkabılar da hazır. Hemen 2. rafta bilginiz olsun."

"Tamam. Turgut aşağıda seni bekliyor."

Kapıya doğru ilerlerken tekrar bana seslenmesi ile durdum.

"Maral "

"Efendim Giray bey?"

"Dikkatli ol. "

Pardon. Dikkatli mi ol dedi o ? Niye ki ? Sen sor diye Maral. Soracam tabi .

"Tamam da neden böyle bişi dediniz ?"

"Öylesine."

💎

Koştur koştur eve gelip hemen duşa girdim hazırlanmak için 2 saatim vardı ama azimliyim! Yetişeceğim. İnanıyorum!

Duşumu aldıktan sonra kafama havluyu sarıp salona ilerledim. Kapı çalıyordu Turgut gelmişti. Kafamdaki havlu ile resmen sadrazam gibi evin içinde dolanıyorum rezillik diz boyu!

El mecbur kapıyı açtığımda Turgut elinde üç farklı boyda kutu ile duruyordu.

"Maral hanım bunlar sizin için."

"Çok teşekkür Turgut bey size de zahmet verdim. "

"Rica ederim. Ben Giray beyi alamak için geri dönüyorum. Hazır olunca haber verirseniz çok sevinirim."

"Tabi. Haber veririm."

Kapıyı kapatıp salonun ortasındaki sehpaya ilerleyip kutuları indirdim. Yere oturup önce en üstteki küçük kutuya uzandım.
Pahalı bir marka çanta vardı. Kaç para bunlar Allah bilir.

İkinci kutuyu da açtım. Gıcır gıcır parlamasından gözlerimi alamadığım ayakkabı ile karşılaştım o kadar parlaktı ki siyah olmasa kendi yansımamı girecektim. Bunların hepsi çok pahalı şeylerdi. Kaç maaşım eder bilmiyorum ama bu kadın işini biliyordu .

Koskoca tasarımcı kadın sana bit pazarından yollayacak değildi ya Maral.

3. Kutu ,sıra ona gelmişti.
Kapağını kaldırdığımda önce gözüme içerisinde ki not kağıdı çarptı özenle yazılmıştı.

Sevgili Maral ,
Bu elbiseyi ilk diktiğim günden beri saklıyorum. Sahibini bulmasını bekliyordum . Seninle ilk tanıştığımız da yüreğindeki sıcaklık ve yüzündeki tatlı tebessüm bende çok uzun zamandır unuttuğum duyguları uyandırdı.Bunun için sana minnettarım ve o güzel zarafetin ile bu elbiseyi üzerinde taşımanın çok isterim.
Mirahur Ağcalı...

Ne kadar naif beir hanımefendi bu böyle ... Hasbel kader misali notta yazılanları okuduğumdan beri içimde hiç hissetmediğim bir sıcaklık peydah oldu garipti bir okadar tanıdık ama bir okadar da yabancı...

Notu özenle kenara koyup elbiseyi kutudan çıkardım. Gerçekten çok güzeldi şıklık ve zerafetin uyumunu taşıyan elbise baştan aşağıya kusursuz görünüyordu.
Mirahur hanımın beni böyle bir şerefe layık görmesi hem utandırdı hem de düşündürdü. Giray beyle çok uzun zamandır tanışıyorlardı. Benimle ise iki yıldır. Böyle kıymetli hediyeyi layık görmesi için ne yaptığımı hiç bilmiyordum.

💎

Apartman kapısından çıkarken bir daha elbiseyi çekiştirdim. Azıcık daha bacaklarımı kapatsa olsan ne olurdu.

Yolun yanına park edilmiş jip ve Turgut beni bekliyordu.

Hızlı adımlarla ilerlerken önce aracın arka camı ağır ağır indi. Göz göze geldiğim bir çift buğlu göz önce göğüs dekolteme sonra da her adımımda açılan yırtmacıma takıldı . Resmen kurbanlık koyun gibi hissediyorum.

Kaşlarını mı çattı o ? Bir de sol kaşını kaldırdı? Hiç de hoşnut görünmüyor gibi.

Aramızda bir kaç metre kala kapıyı açıp arabadan indi, yanına varmıştım.
Üzerinde kendi ellerimle ütülediğim takım elbise vardı.

" İyi akşamlar. Geç kalmadım değil mi ?"

"Hayır, tam vaktinde geldin. Gidelim mi ?"

" Tabi. Buyrun lütfen."

Giray kenara çekilip kapıyı benim için tuttu.

" Önden buyrun. Maral hanım"

Aracın arka koltuğuna yerleştim. Ardından Giray da yanıma yerleşip kapıyı kapattı.

"Gidebiliriz Turgut."

💎

"İçeriye girmeden önce sana söylemek istediğim şeyleri lütfen dikkatli dinle. Buradaki herkes kendi çıkarını gözetmek için her türlü oyunu becerir. Kadın erkek demeden kim kimin kuyusunu ne kadar derin kazarsa o kadar yükseleceğini zanneder. Burası kurtlar sofrası Maral unutma güzel sözler ve iltifatlar seni yanıltmasın. Seni ilkkez böyle bir ortama getiriyorum. Sana güveniyorum. Lütfen dikkatli ol. "

"Söylediklerinizi dikkate alacağımdan şüpheniz olmasın Giray bey ."

Giray bakışlarını yüzümden ayırmadı. Gözlerinde bir duygu vardı. Yine ve yine uzun zamandır görmediğim,yabancı gelen...

Dirseğini kırıp bana bakmaya devam etti.

Ne yani koluna mi girecektim? Ama neden ?
Kaplumbağa deden. Girsene işte kızım adamı ne bekletiyoruz?

"Şey, doğru olur mu ki ? Bence hiç gerek yok Giray bey."

"Sen benim asistanımsın Maral. Her şeyden önce bir kadınsın , nezaket ve görgü kurallarına uymam lazım değil mi ? O yüzden üstüme düşen centilmenliği yererine getirmeme izin ver. O kadar da odun değilim henüz."

"Henüz?"

Giray yüzüme sinsi bir bakış atıp göz kırptı. Kibarlığın mı tuttu beyefendi.

Normal hayatta ham keresteye kafa tutan adam oldu şimdi bana çıt kırıldım nar çıbığı.

💎

Salon kapısına ilerlerken içime bir heyecan kapladı. Onunla hiç bu kadar yakın mesafe bulunmamıştım. Sınırlarımız hiç bu kadar birbiririne ulaşmamıştı.

Adımlarımız salonun içerisine ilerledi.
Etraf gıcır gıcır parıldayan insanlarla doluydu.
Kimsi üzerinde en pahalı takım elbise ile kimisi de en dikkat çeken elbiseler ile etrafta merakla geziniyordu.

Bazı kadınlar ellerindeki içkilerin yudumlarken şuh kahkahalar ile salonu inletiyordu. Kimi erkeklerin ise kurnaz bakışları ortada gezinen fikir ve düşünceleri toplamak için etrafı tarıyordu. Girayın dediği gibi burası kurtlar sofrası herkes birbirinin açığını aramak için avlanıyordu.

Davet değil hayvanat bahçesi mübarek.

Salonun ortasına gelince karşıdan Mirahur hanım, üzerinde zümrüt yeşili parlak ve canlı taşlar,süslenmiş tulum ile bize doğru ilerlemeye başladı. Yanımıza vardığında ellerimi avuçlarına hapsetti.
Bu kadın bu kadar tatlı olmak zorunda mı?

" Maral hanım. Hediyemi kabul etmişsiniz. Çok mutlu oldum. Zarafetinize hayran kaldım."

" Çok teşekkür ederim Mirahur hanım. Biraz mahçup oldum. Ama sizi ellerinizde can bulan bir elbiseyi üzerimde taşımaktan onur duyuyorum."

"Bana teşekkür etmek istiyorsan lütfen o tatlı ve içten gülümsemeni yüzünden eksik etme ve yanındaki genç adama iyi bak . O sana emanet."

Yanaklarımın domatese meydan okuduğuna eminim Girayın kolunda olmasam simde çoktan kafamı kuma gömecektim.

Mirahur hanım Giray ile göz göze gelip tek kelime etmeden gülümseyerek yanımızdan uzaklaştı.

💎

" Sevgili misafirler öncelikle davetime katılıp bana eşlik ettiğiniz için sizlere teşekkür ederim.

Bu sene farklı olarak defile öncesi yeni sezonumuzun baş koleksiyon parçasını sizlere tanıtmak için bu daveti düzenledim."

Koleksiyonun baş parçasını paylaşmak mı ? Ama bu şirket kurallarına aykırı.
Hem daha üretime bile geçmedik ki.

"Yalnız sizlere son parçayı sunmadan önce. Sevgili meslektaşım Mehmet Ali Cevherhan 'ı kürsüye davet ediyorum. Kendisi cesurca bir sürpriz yapıp sezon koleksiyonunu sizlerin beğenisine sunmak istedi. Bu güzel teklifini kıramadım.Buyrun Mehmet Ali bey. "

Yalvardığına adım gibi eminim. Bu adamın kendini sergileme çabası tıpkı pazarda çakma Victoria's Secret donları satmak gibi bir şeydi. Ne kadar kaliteli bir insan olduğunu siz düşünün.

Mehmet Ali Cevherhan, 32 yaşında sözde başarılı bir iş adamı. (kendi çapında). Tek derdi Sirius ile sidik yarışına girmek olan, personel düşmanı kibirli herifin tekiydi. Becerikli tasarımcıları sayesinde pirim kasmaktan başka bir işe yaramayan mendebur herif.

Para ile herkesi satın alabileceğini zanneden embeslin önde gideni. Aklı sıra bizim davetimizde dikkatleri üstüne çekip kendini ön plana atmaya çalışıyordu.
Bizde malız ya yedik.

"Sayın misafirler. Tekrardan hoş geldiniz. Bu gün bana burada koleksiyonumu tanıtma fırsatı sunan meslektaşım Giray Eraslan 'a sizin huzurunuzda teşekkürlerimi sunuyorum.
Hepimiz biliyoruz ki koleksiyonu üretim öncesi halka açmak büyük risk taşımaktadır lakin sizler kıymeti cemiyetimizin önde gelen insanlarındansınız. Sizlere güvenim sonusuz."

Hadi oradan, götüm sende !

Az sonra salon ışıkları karardı. Salon duvarına Cevherhan şirketinin tasarımları yansıtıldı.

İki iş adamı için bu gece resmen kumar masasıydı. İkisi de en değerli taşlarını masaya koymuştu ya biri kazanacak ya biri kaybecekti.

Yine klasikten yürümüşler. Bunlar özgünlük nedir bilmiyorlar be. Her seferinde birbirini aynısı olan ürünlerini allayıp pullayıp piyasaya yeni tasarım diye yutturuyorlardı.Farklılık kavramı yoktu adamda bir kere.
Burada ki insanların senin sıradan mallarına tenezzül etmeyeceğini bildiğinden şimdi şov yapmak niyetindesin .

Bu sezon 8 tasarım hazırlamışlar. Bir ara salondaki sesler yükseldi herkes son tasarımı aralarında fısıldaşmaya başladı.Dur bir dakika. 8. tasarım çok farklıydı hatta Cevherhan'ların tarzı hiç değildi. Bu Giray beyin kalemine çok benziyordu.

Siktir! işte şimdi taşlar oturdu.

Giray ile bakışlarımız birbirine dokundu. Kaşlarım sorgularcasına havalnadı.

Başını sallayıp onayladı.

"Hepinizin hayretle son tasarımımı incelediğinizi fark ettim. Koleksiyonumuzun baş tasarımıdır. Kendisi benim 9. senfonim. Onu tasarlamak neredeyse sadece 3 günümü aldı. İnanın onu hayal ederken çizgiler kağıdımın üzerinde su gibi akmaya başladı ve orta bu muhteşem görüntü çıktı. Sevgili Giray bu sene sana iddialı bir parça ile meydan okuyorum. "

Düşüncelerimi hiç bir zaman yanıltmadın göt lalesi. Yine tek derdin bizimle at koşturmak .

Mehmet Ali Girayla samimiyetten uzak bir tokalaşma yaptıktan sonra kürsüden inip tekrar salondaki yerine geçti.

Sıra şov kısmına gelmişti.Keyifle izlemek için elime bir bardak kokteyl alıp sandalyeme kuruldum.

Az sonra bir grup salon görevlisi üzeri örtülü kutuyu salonun sahnesine getirdi. Masanın üzerine yerleştirilen kutunun etrafını 3 adet güvelik görevlisi sardı.
Bu adamın zekasına hayran olmamak elde değil. Hamlesini çoktan tahmin ettim. Biraz sonra bütün salon şok geçirecekti.

"Sayın davetlilerim. Buradaki tasarımı uzun zaman önce tasarladım ve bizzat kendi ellerim ile işlediğim mücevher çok kıymetlidir."

Girayın kendi elleri ile işlediği mücevherlerin sayısı iki elin parmağını geçmeyecek kadar azdı. Lakin bu sayılı tasarımlar koleksiyonun toplam fiyatından katbekat daha fazla paraya satılıyordu. Her birinin işçiliğini kendi atölyesinde tamamlanınca insanlar için ücret kavramı rakamlardan ibaretti.

Giray kürsüden bir kaç basamak inip masanın üzerindeki kutuya yaklaştı. Kırmızı kadife örtüyü yavaş yavaş kaldırmaya başladı.

Cam kutu açıldı. Herkes bir anda suspus kesildi. Salonda bir bomba vardı ve Mehmet Ali Pimini kendi elleri ile çekmişti.Tasarımı tam da tahmin ettiğim gibi Giray beye aitti. Köstebek kendini ele
vermişti.


Girayın alaycı bakışları bütün salonu taradı. Bir ara bana değindiğinde yine göz kırptı. Boğazımdaki yumruyu belki yutarım niyetine elimdeki kokteyli kafama diktim. Çok mu sıcak oldu ne ?

"Bu ne demek oluyor ? Birisi açıklama yapabilir mi lütfen ? Giray bey ? Cevherhan ve Sirius koleksiyonları nasıl birebir aynı tasarımı sunabilir ?"

"Her şey ortada gibi görünüyor.
Bayanlar baylar Cevherhan şirketi kısa süre önce şirketimde ajancılık oynayıp az önce kendi suçunu kanıtlayarak sözde baş tasarımımı ele geçirip, beni saf dışı bırakmak istedi.

Bir kaç gün önce şirketinde haklarının gözetilmediği için baş kaldıran tasarımcılarını kovdu ama elinde hiç koleksiyon yaratmaya değer parçalar yoktu. Ne tesadüfdür ki bu davete katılmak için teklif aldığında 3 gün içerisinde hemencecik bir tasarım yaratıp böyle iddialı bir parçayı sizlere sundu.

Milletçe merak ediyoruz Mehmet Ali bey ,sizi sihirli değnek falan mı dürttü ? Başımıza 'Joel Arthur Rosenthal mı kesildiniz?

Lakin atladığınız çok önemli bir detay var . Burada ki herkes sizin bu tarz tasarımları işleyebilecek ne ustalara ne de makinalara sahip olmadığınızı bilir. Size tavsiyem bir dahakine böyle bir fırsat elinize geçerse boyunuzun ölçülerine göre bir şeyeler seçin.

Ya da çok zor durumdaysanız söyleyin,sizin için personellerime bir kaç tasarım hazırlatır ya da size eğitim verebilirim. "

Dudağımdan istemeden bir kıkırtı döküldü. Az daha kokteyli önümdeki peruklu dayıya püskürtecektim. Peruklu olduğunu nereden biliyorsun demeyin ensesinden kelini çok net görüyorum .

Bu adamın zekası ve sivri dili ile karşısısındaki insanın zerre kadar şansı yoktu. Attığı her ok tam on ikiden saplandı.Yerin dibine girisende oturduğun kazıktan kurtulamayacaksın sidikli prens.

Girayın lafları üzerine Mehmet Ali ye söz hakkı bile doğmamıştı onu patlıcandan beter etti. Böyle bir hamleyi beklemediği çok açıktı.Daha fazla aşağılayıcı bakışların altında ezilmemek için salonu bir çırpıda terk etti. Şimdi git ve bunları ağlayarak günlüğüne yazmaya başla, kıçımın tasarımcısı sende.

💎

Giray bey ile bir kaç yerli misafir ve Hindistan gelen elçinin sohbetine dahil olmuştuk. Ama ben çok sıkıldım. Hiç konuşmadan sadece dikilmek yordu. Bari otursaydık , sanki oturmadan konuşamıyoruz. Şu sosyete tarzını hiç benimsemek benim tarzım değil.Hele bu topuklular ile hiç değil.

Karşıdan gelen garson elinde ufak bir kağıt ile yanıma yaklaştı.

"Maral hanım bu notu size iletmemiz istendi efendim."

"Kimden ?"

"Herhangi bir bilgim yok efendim. "

"Teşekkürler."

Garson arkasını dönüp uzaklaşınca elimdeki nota baktım ,ufacık katlanmıştı.Kimden ki ?

"Turgut dışarıda arabayı hazırladı. Siz arabaya geçin ben de geliyorum Maral hanım."

"Tabi Giray bey. İyi akşamlar sayın Delege."

Salondan ayrılıp dış kapıya geldim. Araba hazır bekliyordu. Turgut beni fark edince kapıyı açıp geçmemi bekledi.

Aracın içine yerleşir yerleşmez elimdeki not kağıdını açmaya başaldım. Harbiden bu gün ne kadar çok not almıştım.

"Merhaba küçüğüm,uzun zamandır seni arıyorum. Nihayet karşılaştık.Siyah sana hiç yakışmamış.Sen beyaz seversin,çok iyi bilirim...
ELMA ŞEKERİ"


BÖLÜM SONU YORUMLARINIZI BEKLİYORUM HER TÜRLÜ FİKRE DE AÇIĞIM 😁 BENİMLE PAYLAŞIRSANIZ CİK SEVİNİRİM KUZULARİM 🩷


Loading...
0%