@kediuss
|
Yine bir okul çıkışıydı, hava kapalıydı. 'Umarım yağmura yakalanmam' diyerekten eve yürüyordum. Saçımı daha yeni düzleştirmiştim ve kabarmalarını istemiyordum. 5-10 dakika sonra yağmura yakalanmadan apartmana gelebilmiştim. Apartmana girip, asansörü çağırdım. Asansörü beklerken yanıma benim yaşlarımda bir adam geldi. Adam "Merhaba" diyince yüzümü ona doğru çevirdim. "Merhaba" diyerek yanıt verdim. Daha önce onu hiç görmemiştim. Yeni taşınmış olmalıydı. "Daha yeni mi taşındınız buraya? Daha önce hiç görmedimde sizi." "Evet, bugün taşındım. Hala eşyalarımı yerleştirmeye çalışıyorum." "Eğer yardıma ihtiyacınız olursa gelebilirim. No 15'te ben oturuyorum." Tam birşey söyleyecekti ki asansör geldi.
Susmak bilmez misin be adam. "Sizden birşey isteyeceğim. Eğer zahmet olmazsa kuzenime bakar misiniz? Daha çok küçük merak etmeyin fazla zorluk çıkartmaz. Şuan eve yerleştiğim için ona bakmak zor olacak. Halamda bana emanet etti birşey olursa benden bilir." "Tabii ki bakarım." "Bir de adınızı öğrenebilir miyim?" "Melis." "Bende Anıl memnun oldum." "Bende memnun oldum" Asansörden indikten sonra evden kuzenini alıp bana verdi. "Akşam almaya gelirim." "Tamamdır. Kolay gelsin." "Sağ olun." Eve girdip, salona oturdum. Bebeğe baktım. Tatlıydı. Spiderman'li bir takım giymişti. Bebeği incelerken telefonuma bir bildirim geldi. Cebimden çıkartıp, gelen bildirime baktım. Koray yazmıştı. Mafya bozuntusu: Mafya bozuntusu: Nasılsın. Her şey yolunda mı? Ben: İyiyim çocuk bakıyorum. Ben: Ben: Sen nasılsın. Her şey yolunda mı? Mafya bozuntusu: İyi diyelim iyi olalım küçük hanım. Mafya bozuntusu: Yardıma geleyim mi? Bebeğe bakmakta zorluk çekiyorsundur. Ben: Neden zorluk çekiyormuşum? Mafya bozuntusu: Bebekle uğraşacak birisi değilsin çünkü. Üşenirsin sen bebek bakmaya. Beni nasıl bu kadar iyi tanıyordu? Ben: Hiçte üşenmem, çok güzel bakarım. Gelde gör nasıl iyi bebek baktığımı.
Ben: Lafın gelişi söylemiştim. Ben: Gelme. Ben: Gelirsen kapıyı açmam bak. Cidden sözden anlamıyordu. Bıkkınlıkla nefes verip, kucağımda ki bebekle odama doğru ilerlemeye başladım. Üstümü değiştirmem gerekiyordu. Eğer Koray gelirse onu bu üstümdekilerle karşılayamazdım. Altıma la sarta bir beyaz etek, üstümede vücudumu saran siyah atletimsi bir crop giydim. Saçımıda öylesine bir topuz yapıp, odadan bebeği alıp çıktım. Tam çıktığım sırada kapının zili çaldı. Evet Koray gelmişti. Ve tabii ki kapıyı açacaktım. Bebek bakmak zordu. Kapıya doğru ilerledim. Koray'a bakabilecek bir şekilde azıcık aralık bırakarak kapıyı açtım. Direkt gözleri gözlerimi buldu. "Gelmemeni söylemiştim. Neden laftan anlamıyorsun?" dediğimde az bile olsa dudaklarında bir gülümseme oluştu. Ardından hemen ciddi haline geri döndü. "Bende geleceğimi söylemiştim." Kafası pek yerinde değildi. "Sen içki mi içtin?" "Çok içmedim. Sarhoş değillim merak etme." kapıyı tamamen açtım. "Gel." Onu böyleyken kapıda bekletemezdim. İçeri girdiğinde kapıyı kapattım. Koray direkt salona geçmişti, bende hemen arkasından gittim. Koltuğa yatırdığım bebeği kucağına aldı. "Kimin bebeği bu?" diye sorduğunda "Yeni taşınan bir adamın kuzeni. Daha eve yerleşmediği için benim bakmamı rica etti." diyerek cevap verdim. Onaylarcasına kafasını yavaş bir şekilde salladı. Yapacak birşey bulamadığımdan Koray'ı incelemeye başladım. Her zaman ki gibi yakışıklıydı ama saçları dağınık, göz altları mosmordu. İyi miydi? "Koray" gözlerini bebeğin üstünden çekip, bana çevirdi. "Efendim." "İyi misin?" Bir kaç saniye duraksadı. "İyiyim" "Pek iyi gibi gözükmüyorsun." "Melis iyiyim." Sesi olduğundan daha kalın çıkmıştı. "Koray, iyi değilsin" yanına doğru ilerledim ve yanına oturdum. "Ne old-" sözümü kesen kapı zili oldu. Ayağa kalktıp, kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda gördüğüm kişi Anıl'dı. "Melis hanım evi azda olsa yerleştirdim. Çağan'ı yani kuzenimi alabilirim." dediğinde "Tamam hemen getiriyorum Çağan'ı." Tam arkamı dönüp bebeği almaya gidiyordum ki, kucağında bebekle arkamda duran Koray'ı görene kadar. "Sanırım bu bebeği almaya geldiniz." Önüme geçerek, bebeği Anıl'a uzattı. "Teşekkür ederim Melis hanım ve.." "Koray" "Koray bey." diyerek cümlesini tamamladı. Vedalaştıktan sonra kapıyı kapatıp, Koray'ın salona gitmesine izin vermeden. "Ne oldu sana Koray. Neden böylesin?" diye sordum. Merak ediyordum. Cidden iyi gözükmüyordu. "Melis.. cidden bunu konuşmak istemiyorum, senin kalbinide kırmak istemiyorum. Bu yüzden artık sormasan mı?" "Koray kötü gözüküyorsun. Ne olduysa anlatabilirisin, sana yardımcı olurum." "Anlaşılan sormaya devam edeceksin. Pekala ben gideyim o zaman. Dikkat et kendine." Kapıya doğru ilerledi, kapıyı açacağı sırada kolundan tuttum. Bu hareketim bir işe yaramayacaktı ama belki gitmekten vazgeçebilirdi. Kolundan tuttuğum an, kolundaki elime daha sonrasında bana baktı. "Koray lütfen.." derin bir nefes aldı ve kapıya uzanan kolunu indirdi. "Melis beni çok zorluyorsun.." ardından hiç beklemediğim bir anda beni duvarla arasına aldı. Yaz dizisi mi çekiyorduk? "Koray ne yapıyorsun?" dedim kafamı kaldırmış yüzüne bakarken. "Melis bunu nasıl yapıyorsun? Neden sana karşı koyamıyorum.." dediğinde ne diyeceğimi bilemeden sadece gözlerine baktım. Yüzünü yüzüme daha çok yakınlaştırdı. Burunlarımız birbirine değiyordu. Koray sanki kendisini zor tutuyor gibiydi. Sarhoş olmadığını söylesenede sanırım sarhoştu. Derin bir nefes alıp, geri çekildi. Sanki hiç birşey olmamış gibi eski haline dönüp, "Bugün burada kalsam olur mu?" diye sordu. "Kalabilirsin.." hala olayın şokundaydım. Az önce ne olmuştu? Salona geçtiğimizde dakikalarca sessiz kaldık. Ben onu izliyordum, o ise yere bakmış birşeyler düşünüyor gibiydi. Fakat çalan telefon sesi ile sessizlik bozuldu. Koray'ın telefonu çalıyordu. Ağır hareketlerle cebinde telefonunu çıkartı. Aramayı açıp, kulağına doğru götürdü. "Ne oldu Göktuğ" Göktuğ birşeyler anlatıyor olcak ki ağzından onaylar anlamda mırıltılar çıkıyordu. "Tamam, anladım. Gelişme olursa yine ararsın." Aramayı kapattıktan sonra telefonunu koltuğa bıraktı. Gözlerini yerden çekip bana bakmaya başlayınca gözlerimi istemsizce kaçırdım. Koray ise ayağa kalıp tam önüme geldi. Yukarıdan bana bakıyordu. "Duşa girsem senin için sıkıntı olur mu?" "Tabii ki girebilirsin. Benim için sıkıntı olmaz." "Pekala giriyorum o zaman." "Banyonun yerini biliyorsun değil mi?" "Evet biliyorum." "Tamamdır.." salondan çıkıp, banyoya girdi. Kapıyı kapattı ve birkaç dakika sonra su sesleri gelmeye başlamıştı bile... (*5 dakika sonra*) Telefona bakarken Koray'ın yeniden çalan telefonu ile dikkatim dağıldı. Ayağa kalkıp telefonunu koyduğu koltuğa doğru ilerledim. Göktuğ kardeşim Evet Göktuğ arıyordu. Açmalı mıydım? "Koray!" Birkaç saniye bekledim. Cevap alamamıştım, beni duymamış olmaylıdı. 'Birşey olmaz' diyerek çalan telefonu açtım. Açtığım anda Göktuğ konuşmaya başladı. "Abi neden açmıyorsun? Birşey oldu sandım." "Göktuğ ben Melis. Koray duşta şuanda." "Yeng- Melis hanım, Koray'a duştan çıktığında beni aramasını söyler misiniz?" "Tabii ki söylerim. Zaten birazdan çıkar duştan. " "Tamam sağ olun." Telefonu kapattıktan 2-3 dakika sonra Koray duştan çıktı. Üstünü giyindiğini düşünerek ayağa kalktım ve içeri doğru ilerledim. "Koray?" Sanırım misafir odasındaydı. Kapıyı tıklattım. Koray'ın 'gel' diyen sesini duyduktan sonra odaya girdim. Gördüğüm görüntü ile hemen gözlerimi kapattım. Altında sadece havlu vardı. Bütün kaslarını görmüştüm. "Neden gözünü kapatıyorsun?" Sesi hemen yanımdan gelmişti. "Sence neden kapatıyor olabilirim?" "Bilmem. Neden kapatıyorsun?" Alayla konuşmuştu. "Çıplak olduğun için kapatıyorum." "Hmm, anladım.." gözlerimi yavaşça açıp, yere bakmaya başladım. "Şey için gelmiştim.. Göktuğ aradı sen duştayken. Bende sana seslendim ama duymadın, bu yüzden ben açtım aramasını. Göktuğ'da sen duştan çıktıktan sonra onu aramanı istedi." Birkaç saniye sonra yanıt verdi. "Tamam küçük hanım. Teşekkürler haber verdiğin için." Ona cevap vermeden direkt odadan çıktım. Hızlı adımlarla mutfağa ilerledim. Susamıştım. Kendime bir bardak soğuk su doldurdum. Suyu içtikten sonra çikolataların durduğu çekmeceyi açtım. Belki çikolata yersem Koray'ın kasları aklımdan çıkabilirdi. Çekmeceden seçerek aldığım çikolatayı açtım ve yemeye başladım. Çikolatamı yerken, kapı açılma sesi yayıldı koridora. Koray giyinmiş olmalıydı. Mutfak koridorun hemen bitişinde olduğunu için Koray odadan çıktığı an beni gördü. Birkaç saniye sonra mutfağın kapısına gelmişti. "İster misin?" diyerek çikolatayı uzattım. "Çikolata sevmem." "Çikolata sevilmeyecek şey mi ya.." diye homurdandığımda yüzünde ufak bir gülünseme oluştu... - "Tamam.. bitti!" Sırıtarak baktım Koray'a, o ise 'Allah canımı alsada kurtulsam' havasındaydı. Ne yani yüzünü güldürmeye çalışıyorsuz şurda. "Ne zaman çıkartacaksın bunu?" Daha yeni taktım be, ne çıkartması. "Fotoğraf çekeyim ondan sonra." "İyi tamam. Hızlı çek fotoğrafı." "Emredersin paşam." Sabır dilercesine birşeyler mırıldandı. Bense fotoğraf çekmek için açı ayarlıyordum. En sonunda güzel bir açı yakalamıştım. Birkaç fotoğraf çektikten sonra "Bak çok güzel çıktı." diyerek fotoğrafları gösterdim. "Tamam. Çıkartayım mı artık bunları?" "Çok meraklısın çıkartmaya. Çıkartacaksan, çıkart." dediğim anda özenle yaptığım pembe kurdeleleri kopartı. "Ayı.." diye homurdandım. Duymamış olacak ki hiç bir tepki vermedi. Tabii ki bu çektiğim fotoğrafları Instagram'da paylaşacaktım. Ama sanırım Koray'dan izin istemem gerkiyordu, ne de olsa onun fotoğrafıydı. "Koraycığım.." baktığı telefondan yüzü kaldırdı. "Efendim?" "Şu çektiğim fotoğrafları Instagram'da paylaşsam olur mu?" Birkaç saniye bekledi. "İyi tamam, paylaş." Hızla telefonumu açıp Instagram'a girdim. Çektiğim fotoğraflardan en güzelini seçip, post olarak paylaşacaktım ki. Koray'ıda etiketlemem gerekiyordu. "Koray birde.. Instagram'ını versen? Seni etiketleyeceğimde." "koray_dmrarslan" melis_ugurlu
Postu paylaştıktan birkaç dakika sonra yorumlar ve beğeniler gelmeye başlamıştı bile. ... gönderini beğendi. ...mrcn gönderini beğendi. ...ugurlu Ates ...ikiz ...ugrlu (...) Ne oluyordu be? Herkes bizi sevgili sanmıştı... ------------------ Bolum biraz sacma oldu, kusura bakmayin canlarim. Anıl'ımız bu: Anıl Anil'a soyadı bulamadım. İleri ki zamanlarda bulmaya çalısacagim. Gorusmek uzeree<3 -------------------- |
0% |