@kediuss
|
Elimdeki sigarayı küllüğe bastırdım. Küfür ede ede yatağımdan kalkıp üstüme parfüm sıktım. Gece uyumayıp sabaha kadar sigara içmiştim, kokunun azda olsa gitmesi lazımdı. Sırıtıma boş olan çantayı geçirdim, odadan çıktım. Okula hiç gidesim yoktu, iki gündürde babam olacak herif ortalıklarda yoktu. Bu durum biraz beni streslendirirken, sınavların yaklaşmasıyla kafamda ki sesler susmuyordu. Ayakkabılarımı giydikten sonra anahtarı alıp evden çıktım. Okula giderken yeniden sigara yaktım. Kaçıncı sigaram olduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu. Sanırım üçüncü paketin yarısındaydım. Okulun önüne gelince sigarayı duvara sürtüp yandaki çöpe attım. Uykusuz gözlerle etrafa bakarak okula girdim. Koridordan geçerken kızlar beni süzerek dedikodu yapıyorlardı. Onlara yandan bir bakış attığımda direkt olarak sustular. Sınıfa girdiğim gibi en arka sıraya, yani kendi sırama ilerledim. Çantamı yere bırakıp homurdanarak oturdum. Bir kaç dakika sonra zil çaldı ve içeriye fizik hocası girdi. ... Soktuğumun fizik dersi bittiğinde sınıftan olacak ahırdan çıktım. Bir elim cebimde merdivenlerden aşağıya indim. Arkamda da Beratlar vardı. "Oğlum leş gibi sigara kokuyorsun, birde üstüne parfüm sıkmışsın dahada kötü olmuş. Kaç tane sigara içtin Aras?" diyen Berat'ın sesini duyduğumda umusamazca cevap verdim. "Üç paket falan. Saymadım." "Hassiktir. Oha, neden böyle birşey yaptın lan? Manyak mısın?" "Allah aşkına bir sus ya. Kafam çatlıyor zaten." "Normal değil mi Aras? Hem uyumamışsın, hem üç paket sigara içmişsin. Daha ne olsun." dediğine gözlerimi devirdim ve kantine doğru yürümeye başladım. O sırada görüş açıma giren Can ile adınlarım yavaşladı. Yanında bir kadın vardı. Oldukça yakınlardı. Kadın arada kahkaha atıyor, Can'a yanaşmaya çalışıyordu. Cilveli bir şekilde saçlarını savurduğunda kaşlarım çatılmıştı. Bu kimdi lan? "Durun hele." diyerek Beratları durdurdum. Onlar şaşkın bakışlarla benim baktığım yöne bakarken, içim öfkeyle dolmaya başlamıştı. Öfkeyle birlikte kıskançlık duygusuda vardı. Sikeyim.. ben neden bu kadar kıskanmıştım? Diye kendime sorarken kadının elleri, Can'ın kolunu bulunca işte o an içimdeki kıskançlık duygusu çoşmuştu. Çenem kasılırken Can'ın gözleri beni buldu. Yüzümdeki ifadeyi görünce onunda kaşı çatıldı. Fakat kadın konuşup duruduğu için gözlerini yeniden kadına çevirdi. Ben onları izlerken Beratların sesini dahi duymuyordum. O sırada biri bana çarptı. Bakışlarımı zar zor Can'dan çekerken, bana çarpanın kim olduğuna baktım. Furkan. Orospu çocuğu Furkan. "Dikkat etsene lan amın oğlu." dedim sesimden sinirli olduğum anlaşılıyordu. "Koridorun ortasında dikilen sensin lavuk. Sik sik konuşma, gerginlik çıkmasın." dediğinde sırıttım. Koyduğumun kekosu. Arkadan Baran konuştu. "Siktir git Furkan." "Sen karışma lan, dangalak." Berat bunu duyunca hemen Furkanın önüne geçti. "Furkan ağzını sikerim senin." "Gelde sik Beratcığım." Berat vuracağı sırada Furkan'ın arkadaşı onu engelledi. Furkanda sırıtarak benim üstüme geldiğinde bende aynı şekilde onun üstüne gittim. Furkan'ın ağzından çıkan söz ile bütün sesler kesildi. "Ananı sikeceğim senin..." Gözlerim karardı. Yakasından tuttum ve direkt olarak suratına geçirdim. Acı dolu bir inlemeyle yere düştü. Hiç beklemeden üstüne çıktım ve suratına durmadan yumruk atmaya başladım. Öldüresiye dövecektim. Yumruklayarak öldürecektim piçi. Bir an bile durmadan onlarca yumruk attım suratına. Ellerim, üstüm, heryerim kandı. Yumrukladığım yüzün gözleri kapanmaya başladı, fakat ben durmadım. Gözleri tamamen kapandığında bütün gücümle vuracaktım ki ismimi haykıran bir ses duydum. "Aras!" Can'ın sesiydi. Ve hemen arkamdan geliyordu. Bir kaç saniye duraksadım. Ardından son gücümle yerde ki çocuğa bir daha vurduğum gibi Can yeniden konuştu. "Aras, kalk." sesi her zamankinden farklıydı. Sırıtarak ayağa kalktım. Mutluydum. Ölesiye dövseydim dahada mutlu olabilirdim tabii.. Etrafa baktığımda bütün okul buradaydı. Herkes birbirlerine birşey söylüyor, beni işaret ediyorlardı. Ardından yerde baygın orospu çocuğuna bakacaktım fakat bütün öğretmenler onun başına toplanmıştı. Müdür bugün okulda değildi, olsaydıda birşey değişmezdi. Sonunda gözlerimi Can'a çevirdim. Bana ifadesizce baksanada gözlerinden anlıyordum, onunda benim kadar sinirli olduğunu. "Ne o, kadın kavga görünce kaçtı mı?" dedim alayla. Can hiç birşey demeden beni kolumdan yakaladı ve kendi odasına kadar sürükledi. Kendisiyle birlikte benide odaya soktu, kapıyı sertçe kapattı. Üstüme hızlı adımlarla geldi, yeterince yaklaşınca durdu. "Neden yaptın?" sesi çok düzdü. Gerektiğinden fazla sakin çıkıyordu sesi. "Can sen bu konuyu bırakta, şunu söyle." Biraz daha yaklaştım. "Yanındaki o kadın neyin oluyor?" "Aras, saçmalamayı bırak. Soruma cevap ver. Neden yapt-" sözünü kestim. "O kadın kimdi Can." Can daha da yakınıma girip, boynumu kavradı. "Bir daha, ben sinirliyken sözümü kesersen sikerim seni." Biraz boynumu sıkıyordu fakat nefes alabiliyordum. Derin bir iç çeketti, yeniden konuşmaya başladı. "O kadın ile aramda ki şey seni ilgilendirmiyor. O kadınla aramda da birşey yok zaten." Bir anda yüzünü buruşturdu. "Leş gibi sigara kokuyorsun." Boynumdaki elini çekip biraz uzaklaştı. "Aras, şimdi adam gibi konuşacağım senle. Hem öğretmenin olarak, hem de büyüğün olarak." dediğinde gözlerimi devirdim fakat birşey söylemedim. "Aras, özel hayatında bazı sorunların olabilir ama bunu dışarıya şiddetle veya başka birşeyle yansıtamazsın. Çocuğu bayılana kadar dövdün, deli misin sen? Hadi bu konuyu bir kenara bırakalım. Şu haline bak. Gözlerin kan çanağı, leş gibi sigara kokuyorsun. Bu ne oğlum? Derdin ne senin Aras? Sabaha kadar uyumayıp sigara içerek hiç bir derdin, sorunun çözülmez. Kaç paket içtin diye sormayacağım bile. İki paketten fazla içtiğin belli çünkü. Neden yapıyorsun bunları? Neden kendine bunu yapıyorsun Aras? Hm?" Bir kaç saniye bekledim ardından konuştum. "Anneme küfretti." diye mırıldandım önce, sonra devam ettim. "Furkan anneme küfretti. O yüzden bayılana kadar dövdüm. Kimse olmasa öldürürdüm bile." "Aras, adam akıllı konuş." Yine göz devirdim. "Bu yani, diğer şeyleri öğrenmene gerek yok." Karşı çıkacak gibi oldu fakat susup, sakince konuştu. "Sana tutanak tutacağım, müdür geldiğinde o seninle konuşur." "Tamam." (...) Tutanağı tuttuğunda sandalyeden kalktım. Birşey demeden kapıya yöneldim. Tam çıkacakken bir anda kapı açıldı ve kapı yüzüme yapıştı. "Kapıyı açacağın zamanı sikeyim.." dedim dudağımı tutarken. Elimi çekip baktığımda kandı, dudağım patlamıştı. Kapıyı açan ingilizceci hemen dibime girdi. "Oğlum iyi misin? Senin kapının arkasında olduğunu bilmiyorumdum, özür dilerim." "İyiyim hocam." "Gel, bir pansuman yapalım." "Yok hocam, birşey olmaz. Gerek yok." "Oğlum gel, yapalım" "Birşeyim yok hoc-" Can sözümü kesti. "Aras, söz dinle." Gözlerimi ona çevirdim. "Sen ne karışıyon?" Yanımdaki ingilizceciye güvenerek keko bir şekilde konuşmuştum. Can'ın anında kaşları çatılırken ingilizceciye "Ne verecekseniz verin sonra da çıkın Duygu hanım." dedi. İngilizceci elindeki kağıtları verdi ve benden yine özür dileyerek odadan çıktı. Bende tam gizlice çıkacaktım ki Can bir anda önümde belirdi. "Ne ara geldin lan?" "Lanlı lunlu konuşma." "Ne ara geldiniz canım öğretmenim?" dedim biraz daha ince bir sesle. "Kes sesini. Otur şuraya." Homurdanarak oturdum. Dolabına yöneldi ve pansuman aletlerini çıkardı. "Gerek yok diyorum anlamıyorsun. Alt tarafı dudağım patladı." "Aras, ne yapacağımı sana sormuyorum. Ben böyle istiyorum, böyle olacak. Şimdi şu güzel çeneni kapa." Bana yaklaştı, ilk peçeteyle daha sonrada gazlı bez ile temizledi. Çok ama çok yakındık. Kalbim olması gerekenden daha hızlı atıyordu. Bu durum beni sinirlendirirken aynı zamanda azdırıyordu. Evet, şu an Can'ın dudağıma dokunmasından ve bu kadar yakın durmasından etkileniyordum. Dudağıma krem tarzı birşey sürüp yarabandı yapıştırdı. "Yarın yarabandını çıkarılmış olarak görürsem alırım ayağımın altına, ona göre." "Pff.. tamam, çıkartmam." "Bir dahada bu kadar sigara kokarken okula gelme." "Emrin olur." "Emrim olur." Ona yandan bir bakış atarken altımdaki sertleşmiş olan penisimi fark ettim. Siktir. Ulan adam dudağıma dokundu diye sertleşilir mi lan? Bu günleride mi görecektim ben.. Yalandan bir öksürükle boğazımı temizledim. "Ben gideyim." "Zahmet olacak." Hızla ayağa kalktım ve kapıya yöneldim. "Kolay gelsin." dediğinde kafamı ona çevirdim. "Ne?" Piç bir ifadeyle altımı süzüp "Kolay gelsin diyorum. Malum, küçük Aras'ın durumu apaçık ortada." "Siktir git Can." Hemen odadan çıktım. Ne yaşadım lan ben az önce? - Can (matematikçi): Ben: bugün bir yanlış anlaşılma oldu, onun açıklamasını yapayım dedim. Öncelikle, gözlük numaran ilerledi sanırım. Çünkü benim sikim falan kalkmadı yani. Ayrıca bana adam akıllı konuş diyorsun, kendin benim çüküme laf ediyorsun. Her neyse, kısacası pipim kalkmadı. Birkaç dakika sonra gördü. Can (matematikçi): hahahdhahshsa Can (matematikçi): Tamam Aras. Sen öyle diyorsan öyledir. Ben: tam bir yaşlısın. Bu random ne lan? Can (matemaktikçi): bi buna laf etmediğin kalmıştı zaten Aras. Ben: neyse git uyu ihtiyar. Can (matematikçi): emrin olur Aras efendi. Sütte içeyim istersen. Ben: olur, balda kat içine. Can (matematikçi): seni katayım. Ben: sg. Can (matematikçi): küfür etme. (görüldü) ----------------------- artik biraz yakinlastiracagim Can ile Aras'i hazirlikli olun :) |
0% |