8. Bölüm

8. Bölüm

Kedis
kediuss

Bu üçlü çok güçlü:

Ben:


(21:05)

Ben: bu nasıl geçecek amk

Karga berat: kimle yiyiştin lan bir gecede
(21:08)

Sarı pipi baran: biz nereden bilelim Aras. Hayatımızda kaç kere yiyiştik sanki

Ben: oğlum okula böyle mi geleyim? Bide diğer tarafta küçük bir ısırık izi var, ne yapacağım ben?

Ben: sırtımda acıyor zaten, manyak karı kanatana kadar çizmiş. Sırt üstü yatamıyorum amk.

Karga berat: aferin sana Aras. Başka hiç bir bok demiyorum.

Sarı pipi baran: okula gelirken boğazlı kazak giy, başka çare yok.

Ben: bu havada bok giyerim

Sarı pipi baran: yürü git o zaman, ne halin varsa gör it

Karga berat: Baran haklı

Ben: sende anca Baran'a hak ver Berat.

Karga berat: ne yapayım, sana mı vereyim? Sürekli içip içip, sarhoş oluyorsun sonrada başına iş açıyorsun.

Ben: sizden fikir isteyende kabahat. Kendim çaresine bakarım.

Ben: sg.
(görüldü)

Ben: oo görüldü yemişiz paşalardan.
(görüldü)

Ben: götünüzüskm

Telefonu söve söve kapatırken eve gelmiştim. Anahtarı kapıya sokup kilidi açtım ve içeri girdim. Babam yine yoktu..

Kendimi hemen banyoya attım. Üstümdeki içki kokan kısa kolluyu ve geriye kalan herşeyi çıkarttım. Duşakabine girdim, suyu açtım.

Can aklımdan bir an bile olsa çıkmıyordu. Çıkmasınıda istemiyordum. Her ne kadar beni sevmediğini söylesede ona inanmıyordum. Ben bana bakan o gözleri gördüm. Belki gözler yalan söyleyebilirdi ama Can'ın gözleri söylemezdi. Bakışları, yüzü, vücudu, davranışları beni kendine çekiyordu. Ve ben kendimi durduramıyordum.

Bu hayatta bir annemin, bir de Can'ın sözünü dilemiştim. Hiçte pişman değildim.

Can'ın yüzü ve bakışları aklıma geldiğinde kendime hakim olamıyordum. Kalbim hızlanıyor, terlemeye başlıyordum. Ve şu an yine öyle oluyordu.

Bana baktığında yüz hatları biraz daha yumuşuyordu fakat bakışları koyulaşıyordu. Onunla konuşurken gözlerimin içine bakıyor, bazende bakışları dudaklarıma kayıyordu. Böyle davranan bir herifin aşık olmadığına nasıl inanabilirdim?

(*+18)

 

Bunları düşünürken birşey fark ettim.. penisim sertleşmişti.

Bir küfür mırıldanırken elimi penisime götürdüm. Rahatlamam lazımdı. Elime biraz şampuan döktüm ve penisimi baştan aşağıya sıvazladım. Elim hareket etmeye başlarken Can'ı düşünmeye devam ettim. Bana yaklaştığını, boynumu kavrayışını, bakışlarını, söylediklerini düşündüm. Elim hızlanırken kısıkca inledim.

Nefesini sanki ensemde hissediyor gibiydim. Sanki kulağıma bir şey fısıldıyordu. "Sikeyim.." elim daha da hızlanırken Can'ın bedenini arkamda düşündüm. Vücudumda elleri geziyormuş gibi..

"Can.. mhm-"

İsmini inleyerek boşaldım. Nefes nefese kalmıştım. Kısık gözlerle titrek bir nefes aldım...

 

(*+18 bitmiştir.*)

Yıkanmam bitiğinde suyu kapattım ve çıktım. Belime bir havlu sardım, odama gittim. Dolabımdan siyah bir boxer ardından siyah alt ve üst aldım. Hepsini üstüme geçirdikten sonra odamdan ayrılıp mutfağa girdim.

Hayvan gibi açtım. Makarna yapmak için malzemeleri çıkartmaya başladım. Annem öldükten sonra babam hiç yemek yapmadığı için çocukken açlıktan gebermemem gerekiyordu. Bu yüzdende yemek yapmayı öğrenmek zorunda kalmıştım. Öğrenmiştimde.

Yaklaşık yarım saat sonra makarna hazırdı. Bir tabağa koydum ve masaya oturup yemeğe başladım. Yerkende boynumdaki izlerin nasıl geçeceğini düşündüm. Acaba krem sürsem geçer miydi? Ardından aklıma gelen fikirle sırıttım. Fazla zekiydim.

Kadınların yüzlerine sürdüğü ten rengi boyadan alacaktım. Böylece kimse anlayamayacaktı.

Tabii bu saatte mağazalar kapandığı için gidemezdim, yarın sabah gidecektim.

Sırıta sırıta tabağı lavaboya koydum ve odama geçip telefona bakmaya başladım.

///

Esneyerek uyandım. Homurdarak yataktan kalktım ve yüzümü yıkadım.

Saatte baktığımda, saat 12:39'du. Kahvaltı olarak muz yiyip üstümü giyindim. Ayağıma ayakkabılarımı geçirip direkt olarak çıktım. Yakında ki alışveriş merkezine gidip makyaj malzemesi satan bir mağazaya girdim.

Etrafa göz gezdirdikten sonra gözüme o ten rengi boyalara benzeyen cam, küçük şişeler çarptı.

Çatık kaşlarla cam şişeleri incelerken bin bir tane aynı renk şişelerin arasından hangisi alacağımı düşündüm. Bazıları çikolata rengiydi, diğerlerinin hepsi aynı renkti. Üstlerindede numara yazıyordu.

Bunu nasıl seçecektim lan ben?

Ardından gözüme güzel gözüken bir tanesini alıverdim. Gözüm biraz daha etrafta gezinince emin olamadım ve ne olur, ne olmaz diyerek bir kaç tane daha şey aldım.

(...)

Eve geldiğimde, aldıklarımın fotoğrafını çekip gruba attım.

Bu üçlü çok güçlü:

Ben:


(14:21)

Ben: fazla zekiyim, biliyorum.

Karga berat: Bu ne Aras? Makyaj yapmaya mı karar verdin?

Sarı pipi baran: harbi bu ne aras?

Ben: kuş beyninizle anlamanızı beklemiyordum zaten.

Ben: boynumdaki morlukları gizlemek için kadınların sürdüğü ten rengi boyalardan aldım işte.

Karga berat: cidden mantıklı birşey yapmışsın lan. Aferin aslanım

Ben: aslanım diyen ağzına yaslarım berat

Sarı pipi baran: DÖQĞMDSKX

Sarı pipi baran: her neyse iyi yapmışsın

Ben: 😏
(Görüldü)

Ben: sizde hemen görüldü atıyorsunuz. Taşşağına attım emojiyi

Sarı pipi baran: biliyoruz

Ben: neyse hadi sktirin gidin

*sarı pipi baran "👍" ifadesini bıraktı*

*karga berat "💩" ifadesini bıraktı*

Telefonu masaya bıraktım ve aldığım şeyleri denemek için aynanın karşısına geçtim. İlk areser yazılı şeyi aldım. Kapağını açtım, boynuma bir kaç kez dokundurdum. Ten rengimle hemen hemen aynıydı. Elimle azda olsa dağatabilmeye çalıştım. Morluklar hafiften kapandığında yeniden çok zeki olduğumu kendime hatırlattım. Ardından başka bir makyaj malzemesini açtım. Bunun rengi siyahtı. Bu neydi amına koyayım? Fırça gibi ucu vardı. Direkt olarak kapattım ve geri masaya koydum. Diğerlerinide denemeye üşendiğim için onlara bakmayı es geçtim.

(...)

Evde tek olduğum için hafta sonları oldukça sıkılıyordum. Bu yüzden günde 3-4 tane film izliyor, hayatsız gibi televizyonun başında duruyordum.

Yine gecenin bi' yarısı film izlerken uyuya kalacaktım ki bir ses duydum. Mutfaktan gelmişti. Yerimden yavaşça doğrularak ayağa kalktım. Her zaman cebimde taşıdığım çakıyı çıkarttım ve mutfağa yöneldim.

Mutfağın kapısına geldiğimde yavaşça içeri baktım. Hiç birşey gözükmüyordu. Hızlı bir şekilde ışığı açtım ve gördüğüm şeyle bakışlarım yumuşadı. Siyah bir kedi tam karşımda bana bakıyordu. Çakıyı geri cebime koydum ve kediye yaklaştım. Kedi hiç geri çekilmeden bana yanaştı. Kendisini bana sürterek miyavladı. Biraz onu sevdikten sonra buzdolabından salam çıkattım ve bölerek kediye verdim. Hepsini anında bitirmişti.

Bir süre sonra kediyi geri dışarı çıkartmaya çalıştım fakat beni bırakmamaya yemin etmiş gibi asla bırakmadı. En sonunda onu geri eve aldım ve yatağıma koydum.

Yatağımda uzanarak telefona bakarken oda benimle birlikte bakıyordu. Dakikalar sonra birlikte uyuya kaldık.

----------------

bolumun igrenc ve kisa oldugunun farkındayım ama diger bolum daha iyi olacak. (Umarim)

+18'i bilerek bu kadar az yazdım, fazla detaya gerekte yoktu bence

bolumlere oy verirseniz sevinirimm

Bir sonra ki bolumda gorusmek uzeree

<3

Bölüm : 14.12.2024 00:26 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...