Merhabalar, aslında bu benim yazdığım 3. Kitap fakat 2 tane kitabımı yedeklemediğim için kitaplarım gitti. O yüzden bu kitap ile devam etmeye karar verdim. Yazdığınız kitaplarınız varsa umarım okunur. ❤

Bundan önce bir şey demek istiyorum. Wattpad'de ki yazarları buraya çekersek uygulamanın okuyucu kitlesi artacak ve kitaplarımız daha çok okunacak. Zaten uygulamanın ara yüzü çok iyi.

Sizden isteğim ünlü yazarlara şu yazıyı yazmanız:

Merhaba, biz okurlar/tanınmak üzere olan veya tanınmamış yazarlar olarak toplandık. Aklımıza fikir geldi, lütfen mesajımı okuyup fikrimiz aklınıza uyarsa WhatsApp kanalından veya kendi sayfanızdan paylaşım yapabilir misiniz?

Okurlar olarak fikrimiz şu; Biliyoruz ki Wattpad, App Store'den kaldırıldı. Bu durumda yapabileceğimiz her şeyi yapmaya çalıştık fakat olmadı, Kitappad uygulamasını yeni bir Wattpad'e çevirebiliriz.

Şu anlık uygulamanın kitlesi az bunu biliyoruz fakat ünlü yazarlara olarak eğer siz de paylaşırsanız bunu, Kitappad'ı yeni bir Wattpad haline çevirebiliriz.

~ kitap okumayı seven hür iradeli okurlar ~

Şimdiden teşekkür ediyorum.

Tiktok hesabım: kedyseven

Bölümler ayda 1 veya 2 yayınlanacak fakat yorumlarınız ve oylarınız gelirse daha hızlı yazmaya çalışacağım. Bölümler uzun olacak zaten.

Kitapta çok fazla karakter var. Bu yüzden anlaya anlaya okumanızı tavsiye ederim.

Yeni karakter eklediğim zamanlar bölümün altına karakterleri yazacağım.

Sizleri de çok sıkmadan hemen kitaba başlamak istiyorum.

Kitabı yazarken esinlendiğim şeyler: kuzey kore, uzun yolculukları sevmem, Give Me A Sign şarkısı, bulmaca kulesi çizgi filmi.

~Koskoca krallığa karşı sadece ikimiz.~

Güneş batmaya yakınırken çoktan gökyüzünü kızılın ve turuncunun bin bir tonuna boyamıştı. Şehir, karanlığa gömülmeye hazırlanan bir cümbüş içindeydi. İçki kokuları, dar sokaklara sinmiş, hafif bir rüzgarla birlikte etrafa yayılıyordu.

Erkeklerin koca kahkahaları, kadınların erkeklerden uzak tenha alanlarda yaptıkları dedikodular, çocukların etrafta koşuşturması...

Leitha ve Sveden uçurumun kenarına oturmuş, şehirden gelen o içki kokularından uzak durmaya çalışıyordu. Her akşam saat 7'de burada ateş kurup beraber otururlardı.

"Buradan uzaklara gidelim Sve. Çok uzaklara!" diye bağırdı Leitha. Bilmiyordu, Kroud Krallığı'ndan dışarıya bir adım atmak bile yasakken Leitha gitmek istiyordu, sınırlarını aşmak. İmkansız bir düşünceydi. Yakalanırlarsa ikisi de idam edilecekti.

"Nasıl yapacağız Lei? Nasıl?!" Sveden bağırdı bu sefer. "İmkansızı istiyorsun benden!"

Daha sekiz yaşında, dünya onlar için acımasız bir yer olmuştu. Evsiz, parasız geçimlerini sürdürmeye çalışıyorlardı. Atları yıkıyor, ayakkabı boyuyor, kadınlara ev işlerinde ise Leitha yardım ediyordu.

"Bilmiyorum ama bir şekilde başımızın çaresine bakarız! Dış dünya çok güzel bir yer deniliyor. O kitaplarda görmedin mi? Kamera, dondurmalar, çikolatalar ve daha niceleri! Çikolatayı merak etmiyor musun? Söyle bana! Dondurma denilen şey nasıl pişiyor? Soğuk bir şey değil mi?! Sen de merak etmiyor musun Sveden!"

Bacaklarını kendine çekip iki elinin arasına kafasını koydu Sveden. "Ediyorum... ama dışarı çıkmamız imkansız. Kimse dışarıya çıkmaya cüret bile edemiyor. Biz iki çocuk nasıl çıkabiliriz ki?"

Leitha ayağa kalkıp gülümsedi, elini Sveden'e uzatırken ağızdan bir takım cümleler çıktı. "Tam 10 yıl sonra bugün, buradan ayrılacağız. Koskoca krallığa karşı sadece ikimiz!" Sveden başını kaldırıp Lei'ye bakınca asık suratı bir anda gülümsemeye geçti. Lei'nin elini tutup kalktı. Her zaman söyledikleri o sözü aynı anda söylediler.

"Koskoca krallığa karşı sadece ikimiz!"