Narin Özkaya'dan

Gözlerimi yavaşça açtım aklıma en son ipimin koptuğu ve kara deliğin içine düşüşüm geldi hızla ayağa kalktım "b-burası neresi?benim ölmem gerekmiyor muydu?" etrafıma baktığımda ağaçların olduğunu gördüm fakat ağaçlar çok garipti gökyüzüne baktığımda turuncu ve sisli bir hava olduğunu gördüm bir rüyanın içinde miydim yoksa bu zamana kadar bize söylenen her şey yalan mıydı orası muam maydı.Biri vardır ümidiyle ağaçların arasında yürümeye başladım.

                                                🌴

Adımlarımı yavaşlatıp karşımdaki şeye ağzım açık bir şekilde baktım şuan karşımda küçükken annemin anlattığı masallardaki şatolardan biri duruyordu Adımlarımı hızlandırıp şatoya girdim etrafa baktığımda daha çok kırmızı ve siyah renkleri görüyordum şatonun içi aynı dışı gibi asildi etrafta bir sürü kapı vardı ama karşımda duran kapı hepsinden büyük ve kapısı biraz açıktı içerden sesler geliyordu kapıya doğru ilerleyip ittim biraz zorlanmıştım ama açmıştım ben içeri girince herkez bana bakmaya başlamıştı müzik bile durmuştu galiba burası şatonun büyük salonuydu etrafta masalar,sandalyeler,sandalyelerin üstünde oturan insana benzer ama daha çok elflere benzer kişiler vardı,solonun en sonunda 3 taht vardı ve onların üstlerinde oturan kişiler 2 erkek 1 kız'lardı galiba kız bana çok tanıdık gelmişti biraz daha ilerledim ve gördüğüm şeyle bir kez daha şaşırdım "-sesizce- Elif".

Ve bitti beğendiyseniz yıldıza basmayı unutmayın.

(yanlışım olduysa kusura bakmayın)