@kireina
|
Ertesi sabah gözlerini açtığında karşısında Keremin gülümseyerek bakan bakışları ile karşılaşmıştı. Güneş gibi ısıtıyordu bakışları içini Alyanın. "Günaydın benim güzel karım, biriciğim." "Günaydın kocacığım." Günaydın öpücükleri eşliğinde kahvaltılarını yapmaya başladılar. "Bebeğim, balayımız için hazır mısın?" Kıkırdadı Alya. "Evettt ama Bir ay çok değil değil mi balayı için?" "Bundan sonra bizim tüm ömrümüzün her günü balayı tadında olacak sence çok olabilir mi?" Kerem her sözü ile Alyayı mest ederken neşe içinde kocasına cilve yapıyordu. "Biliyor musun kocacım, ben balayımızdan döndüğümüzde her gün namaz kılıp seninle evlendiğim için şükredeceğim, bana katılır mısın?" "Tabii ki her gün yanı başımda namaz kılıp Allah'a şükredelim." Sözleri, tavırları, her saniyeleri bir masal gibi geçiyordu ve Alya bunları kendilerine lütfeden rabbime karşı gerçekten teşekkür etmek istiyordu. O inançlı biriydi ve gerçekten minnetsiz olmaktan korkardı. Dualarına ekleyip her zaman teşekkür ederdi içinden ve şimdi kocası ile beraber bu ibadeti yapacak olması heyecanlandırıyordu. Biliyordu Kerem verdiği her sözü tutardı, gözü kapalı güvenirdi ona. Eşyaları hazırdı bu yüzden el ele arabaya binerek havaalanına doğru ilerlemeye başladılar. Uçakta kocasının kolları arasında Kanadaya gidene kadar her anının tadını çıkarmıştı Alya. Kanadaya vardıklarında kendileri için ayrılan lüks otellerinde rüya gibi bir üç hafta geçirmişlerdi. Üç hafta sonunda Alya dönmelerine bir hafta kala hamile olduğunu öğrenmiş ve Kereme sürpriz yapmak istemişti. Bu haberi o kadar güzel bir şekilde vermek istiyordu ki eşsiz bir anı olmalıydı ama aklına hiçbir şey gelmiyordu. O akşam restoranda yemek yerlerken Alya heyecandan yerinde duramıyor sürekli hareket ediyor, bedenini bir elektrik akımı işgal ediyordu. Keremin gözünden kaçmamıştı bu heyecanlı tavırları. "Güzelim, benim dünyalar güzelim, neden bu kadar heyecanlısın bir şey mi oldu?" Alyanın yanakları kızarmıştı, söylemek istiyordu içinde tuttukça bir balon gibi şişip patlayacaktı ama burada olmazdı çığlık çığlığa haykırmak istiyordu. Dilinin ucuna gelse de kendini tuttu. Biliyordu çok erkendi belki de ama Kerem çocuklara bayılırdı kendisine de sürpriz olmuştu zaten ama asla üzülmişti sanki bu haber mutluluklarına mutluluk katacak bir haberdi. "Be ben- ben " Konuşamıyordu heyecandan göğsü hızla inip kalkmaya başlamıştı o an gözyaşlarına hakim olamadan ağlamaya başlamıştı. Kerem telaşla Alyanın yüzünü kendisine çevirdiğinde sele dönen gözlerini silmeye çalışırken panik olmuştu. "Bebeğim, ne oldu sana? Lütfen söyle neden ağlıyorsun? Bir şey mi oldu birtanem? Hadi anlat.!" Alya yüzünü tutan kocasının ellerinin üzerine ellerini koyarak gülümseye çalıştı. Tutamayacaktı bedeni titriyordu artık. Kızarmış gözleri, akan gözyaşları kelimelerine karıştı. "Hamileyim sevgilim." Zaman durdu o an Kerem için, tüm sesler kesildi ve sadece Alyanın iki kelimesi döndü zihninde, kulakları uğuldamaya başladı dudaklarını araladı, gözlerini irileştirip bir an puslu bakmaya başladı. "Ne!" Alya başını sallarken Keremin de duygusallığı tavan yapmıştı, birbirilerine bakarak bir süre sadece gülümseyerek ağlamaya başlamışlardı. Etraflarındaki kişilerin meraklı bakışları arasında geçen iki dakikanın ardından kerem gözyaşlarını sildi ve erkeksi kahkahası tüm restoranda yankılanarak karısını kucağına alıp etrafında döndürmeye başladı. "Baba oluyorum güzelim, baba oluyorum" Bağırıyordu, haykırıyordu sanki restorant değil tüm kanadanın duymasını istiyor gibiydi. Gülümsemeler, tebrikler, güzel dilekler ve bol bol mutluluk gözyaşı. Arabaya bindiklerinde Keremin elleri titriyordu mutluluktan sürekli gözleri karısının karnına kayıp duruyordu. Alyanın ellerini öptü bol bol. "Sen, sen nasıl bir mucizesin böyle, bana bu hayatta her zaman en mutlu insan olmayı nasıl başarabilir. Sen mucizemsin sevgilim." "Ya kocacimmmm! Lütfen daha fazla ağlarsam gözlerim acıyacak." "Tamam tamam, hadi odamıza gidelim artık stres, fazla yorulmak yok. Önce doktora gidelim değil mi? Ailemize sonra soyleyelim offf baba oluyorum be baba. Sen ise dünyanın en güzel annesi." Garip geliyordu bu hisler, hayatı bu kadar hızlı yaşamak garipti. Hiçbir şey hissetmese de karnında bir canlıyı taşımak sürekli ağlamasına sebep oluyordu. Kerem arabayı çalıştırdığında heyecandan emniyet kemerini takmayı unutmuştu. Sanrufu açtığında ise kanadanın temiz havası eşliğinde otele doğru sürmeye başlamıştı. "Emniyet kemerini tak kocacimmmm." Diyerek uyardı onu Alya bu sırada tenine değen temiz hava dinginleştirip sakinleştirmişti onu. Ellerini sıkıca tutup kendini yukarı doğru kaldırdı Alya ve rüzgar açılan sanrufdan tüm bedeninde hissetmeye başladı. "Alya,. bebeğim artık hamilesin in lütfen üşüteceksin, bebeğimiz de üşütecek." "Çok güzel hissettiriyor kocacım, lütfen biraz daha." Kıyamıyordu Kerem, boş yolda ormanların arasında kaldıkları dağ oteline doğru ilerlerken Kerem Alyaya baktı ve sadece bir anlık gözünü yoldan ayırıp Alyaya baktığı an önüne fırlayan geyiği görmemiş. Alyanın çığlığı ile önüne baktığında her şey için cok geç olmuştu. |
0% |