

SEVGİLİ OKURLARIM DÜN ÇOK FAZLA DİŞİM AĞRIYORDU HALİM HARAPTI O YÜZDEN BUGÜN YAZABİLDİM 🥹
Arabanın arkasından öküzün trene baktığı gibi bakması bile tam olarak kayiflendirmemişti beni. Evet düğünlerini mahvetmiştim, ikisinin yüzündeki ifadeyi cok uzun zamandır hayal ediyordum ama olmuyordu içim hala soğumuyordu, kanım hırsla kaynıyordu. Benim gibi olsun istiyordum gözümün önünde çaresizlik içinde ağlamasını istiyordum.
"Keşke gitmeseydik."
Babama baktım yüzü sıkıntı içerisinde idi haklıydı ama bilmediği şeyler yüzünden onu yargılamayacaktım. Eğer anlatırsam kalpten gidecekti hiddetini daha önce hiç görmemiştim fakat babamı az da olsa tanıyorsam Keremi piyasadan silerdi ama istemiyordum ben bırakacaktım onu çaresizlik içinde
"Ölmüş ile olacağa çare yoktur babacığım. Demek ki gitmesekte evlenmeyeceklerdi."
Babama gülüyordum ama aptal değildi bir şeylerin olduğunun farkındaydı ama beni üzmemek için sormuyordu bende anlatmıyordum
Arabaya bindiğimden beri çalan telefonuma bakmamak için diretiyordum. Arayan büyük ihtimalle Vefa idi ama yalnız kaldığımda büyük bir zevkle dinleyecektim benden sonra olanları. Babam elindeki tableti ile şimdiden manşet olmamızı okurken ben evde kendisine özel bir yer yaptırılmış elektirik süpürgesi gibiydim o derece özel.
Evimize geldiğimizde, iki buçuk yıl sonra gelinlik içerisinde çıktığım odanın kapısında durdum ve hiçbir şekilde değişmeyerek beni bekleyen odama baktım..
"Hoşgeldin evine canım kızım."
Babamın sesi ile sabahtan beri zor tuttuğum gözyaşlarımı serbest bırakarak başımı salladım. Buraya gelebilmek için atlattığım onca zorluğun ardından karşımda sanki hiç bir zaman evlenmemişim gibi beni aynı şekilde bekleyen odama adım atmaya korkuyordum.
"Hoşbuldum. Bir daha asla sizi bırakmayacağım."
Babam sesli bir şekilde güldü benim aksime.
"Oo desene yaşlılıkta bana sen bakacaksın."
"Tabii ki ben bakacağım."
Çalan zil ile geleni tahmin etmemek zor değildi gözyaşlarımı silerek gülümsedim ve aşağı kata doğru inmeye başladık. Cam kapının ardında burnundan soluyan bir adet Kerem ve Rahat tavırlar ile elleri cebinde duran Vefa vardı. Hımmm! İşte eğlencemin ilk kısmı başlıyordu. Babam kapıya yaklaşmamı engellese de ben durdurdum onu.
"Düğünde ki tavrından hoşlanmadım kızım bana her şeyi anlamadığını biliyorum ama ben seni bir daha asla kaybetmeyeceğim bunu göze alamam ben komuşup Keremi yollayacağım."
"Hayır baba biz Keremle gayet medeni ayrıldık sadece iki buçuk yıl sonra böyle karşılaşmaya hazır değildim tam o kadar hadi sen baba kız akşam yemeğimiz için hazırlan ben de zaten kısa kesip hemen yollayacağım zaten yanında Vefa var hadi babacığım korkma."
Hiç gitmek istemese de üst kata doğru ilerlerken üzerimi düzeltip kapıya doğru ilerledim. Açtığımda damatlığının kravatı dağılmış, düğmeleri çözülmüş ve yer yer Lavinin makyajının aktığı lekeleri gördüm ıyk iğrenç.
"Buyrun!"
Kerem bana hala şaşkınca bakarken Vefa el sallayarak selam verdi başım ile karşılık verirken dili tutulmuş Kerem sadece hızlı hızlı soluyordu.
"Ne için gelmiştiniz konuşmayacaksamız kapatıyorum."
Vefa sessizlik içerisinde sadece Keremin ne yapacağını izlerken gözlerini kıstı, anlaşılan sadece bakışları ile anlaşmaya çalışıyordu ama benim onun gözlerine bakmaya tahammülüm yoktu. Kapıyı suratına kapatırken Vefaya ayıp olmasın diye işaret yaptım ama öküz Kerem kapının aralık kısmına elini koyarak engellemişti. Bıkmış bir şekilde bakarak derdi neyse anlat der gibi bakarken derdi belliydi içten içe götü tutuşmuştu ve arkasından çıkan dumanlardan bunu gayet iyi görebiliyordum.
"Nasıl?"
Tek bir soru çıktı ağzından evet nasılın önüne bir sürü soru kelimeleri gelebilirdi ama ben nasıl iyileştin olarak algıladım ve güçlü bir şekilde baktım ona. Onun şaşkınlığı altında onu ezmek istiyordum.
"Nasıl iyileştim mi?"
Sadece başını salladı. Bir elimi dudaklarıma koyarak zihnimi yokluyormuş gibi yapmaya başladım.
"Hımmm bir düşüneyim."
Keremin gözlerinde alevler görüyordum hahahah resmen sinirden kuduruyordu onunla dalga geçtiğime o kadar emindi ki şu an boğalar gibi önümde tıslıyordu.
"Dalga geçme Arya nasıl iyileştin? Doktorlar senin yaşamanın mucize olduğunu söyledi iyileşmenin imkansız olduğunu söylediler nasıl? Kimle? O evden tek başına çıkamazdın."
Dudaklarımı kıvırdım seni zeki çocuk. Vefaya baktım ama şimdilik beni kimin o evden kurtardığını sır olarak saklamak daha eğlenceli idi. Bulmaya çalışırken kendini yiyip bitirsin istiyordum.
"Senin galiba en çok pratik zekana aşık olmuştum ama şu an fark ediyorum ki boş bir balondan başka bir şey değilmişsin Kerem"
Sorusunu umursamadım ve bu onu daha da çileden çıkarmıştı ama umrumda mı tabii ki hayır. Kendisini tutmak için zorluyordu bedeninin kasılmıştı.
"Cevap ver Arya? Seni o evden kim çıkardı?"
"Bilmem sen zekisin ya bunu da kendin çöz belki gizli bir hayranım dı? Belki arkadaşım, belki yeni sevgilim kim bilir üzerinden baya uzun bir zaman geçti. Şöyle bir bakıyorum da ve beni kurtarana bir kez daha minnettar oluyorum biliyor musun? Beni senin gibi aşağılık bir adamdan kurtardığı için ona sonsuz minnet duyacağım."
Dişlerini sıktı Kerem direk olarak gözlerine bakıyordum içimde söylemek istediğim ama diyemediğim her şeyi zamanla tek tek yüzüne söyleyip ezmek istiyordum onu.
"Kurtulduğun adamdan bir zamanlar hamileydin hatırlatırım."
O an elimi kaldırıp yüzüne tokat atmak istedim ama son anda tuttum kendimi ve yumruk yaptım nasıl kaybettiğim bebeğim hakkında böyle konuşabilirdi? Hadsiz yine de ona istediğini vermedim sadece gülümsedim gıcık bir şekilde deli oluyordu hisseddiyordum tıpkı ben ağlarken karşımda güldüğü gibi gülüyordum. Bir adım öne çıkıp yaklaştım o sinirden kızaran suratına.
" Evet ama Allah senden ne iyi bir eş ne de iyi bir baba olmayacağını bildiği için daha doğmadan onu yanına aldı. Şükürler olsun. Simdi buradan defol."
Diyerek cevap vermesine izin vermeden suratına kapattım kapıyı. Cam kapıdan onları görebiliyordum o beni göremiyordu. Yüzünde ki şaşkınlığı sinirden titreyerek izliyordum. Bebegimin adını ağzına alamazdı o günahsızdı onu kirletememişti. Öylece boşluğa bakıyordu o gözlerini oymamak için derin derin nefesler alarak ilerlemeye çalıştım. Odama çıkarken sinirden bedenim ağırlaşmıştı. Zaman ne kadar geçerse geçsin bu huyum bemi bırakmayacaktı ama iyiydim yıkamamıştı, yıkamayacaktı beni. Biliyordum daha çok çıkacaktı karşıma ama her seferinde yıkılmadan duracaktım ama onu yıkacak parçalayacaktım onu.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |