@kireina
|
MEDYA: ZÜHAL Zühal haklıydı etrafımda baktığımda benle beraber tüm okul müdürün arkasındaki yabancıyı izliyordu. Tüm gözlerin üzerinde olduğunu bilen bir duruşu vardı sanki bu duruma alışıktı. Zühal yine beni dürttüğün de resmen yine ağzı açık öyleca bakıyordum ama bir daha göz göze gelmemiştik. "Buralar yanıyor valla" "Hı!" Dedim aval aval resmen Zühal bir elini dudaklarına bastırıp sözde kimseye yakalanmadan gülüyordu. "kızım sen en iyisi kimseye bırakmadı bunu hemen git evlenme teklifi et bugün ettin ettin, etmedin yarına bu çocuğu çoktan paket yaparlar haberin olsun." "Zühal saçmalama istersen elin adamına gidip evlenme teklifi edecek kadar delirmedim çok şükür." Dediğimde Zühal ya tarafındaki bir kızı gösterdi. Okulda baya konuşulan bir kızdı ve gerçekten o da güzeldi ama Zühal kiza resmen ateş saçan gözlerle bakıyordu. "İrem şıllığına bak gözleriyle yedi çocuğu. Okulda elden geçirmediği bir bu çocuk kalmıştı onu da şu an gözleriyle yedi bitirdi. Hemen bu ise bir el koymalıyız valla benim sarışın şekerimin ilk kez bir adam dikkatini çekmiş yedirir miyim o İreme" Ben artık pes etmiş sessizleşmişken Zühal hala kendi kendine konuşuyordu. Hiçbir zaman sevememişti İremi. İremden Zühal den altta kalmıyordu ikisi okulda resmen ebedi düşmanlar gibilerdi. Sınıflara dağılırken müdürün yanından geçerken gözlerim istemsizce mavilere doğru kalktığında hafif bir baş selamı veriyordu bakanlara. Gözleri gözlerime değince kalbim resmen kaburgalarıma gömülüyordu. Heyecandan sakarlaşıp düşecekken yine yardımıma sağolsun hala şikayet eden Zühal yetişmişti. "kanka Allahtan sadece baktın. Konuşsan heralde ruhunu teslim ederdin sakin ol." Kendi çok tecrübeliydi sanki. Rezil olmuştum utançtan yüzümü kaldırmadan sınıflara dağılırken dudaklarımı dişledim ama sanırım bu kadardı. Zühal ile beraber cam kenarında bir sıraya geçerken ön bahçede yabancıyı aradım fakat yoktu eee buraya kadardı tıpkı otobüse binen yakışıklı birinin bir durak sonra sonsuza kadar kaybolacağı o durakta inmesi gibiydi. Görmüş ve bitmişti. "Ah!" Sıraya resmen yayılan Zühal konuşmaktan sonunda yorulmuştu. "Devrelerin yandı dimi" "Merdivenleri çıkarken biraz efor harcadım sadece. Ee! Çocuk nerede?" Omuzlarımı silktim gitmişti işte, bütün öğrencileri yakışıklılığı ile mest edip kaybolmuştu ortadan. Resmen okulun açılış günü hediyesi gibiydi ama her güzel şeyin bir sonu vardı. Moralim bozulsa da çaktırmadım. Her zaman çantamda ekstra okuduğum bir kitap olurdu. Bugünkünü çıkardığımda Zühal resmen dana gibi yanımda böğürüyordu. "ıyyy, okulun ilk gününde kitap okuyor. İyk! İğrenç lütfen biri bu kızı alsın!" "Ya salak mısın sen!" Dediğimde hala kusuyor gibi saçma sapan seyler yapiyordu. O kadar güzeldi ki ama karakteri ile yüzü tamamen zıttı. Nerde saçma sapan boş bir iş vardı orada Zühal ve Zühalin zorladığı ben olurdum. "Naber!" Emrenin sesini duyduğumda arkamı döndüm. Gerçekten iyi bir çocuktu. Zühal Emre'yi görünce eli ayağına dolanıp yere yapıştığında tüm sınıf resmen anıra anıra gülüyorlardı kıza. Yardım edip kaldırdığımda ilk kez morali bozulmuştu sebebi gayet açıktı ama bunun kendi bile farkında değildi. Emre'ye bakmamaya özen göstererek sıraya oturdu ama Emre cidden endişelenmişti. Zühalin omzuna dokundu ama Zühal bakmamak için diretiyordu. "Zühal iyi misin?" Zühalin yanakları kızarıyordu ama salak arkadaşım sırılsıklam aşık olduğunu kabul etmeyerek bakmıyordu. Konuşmuyordu Emreyle öyle bir şeydi ki ne zaman Emreye baksa dili tutuluyordu bir zaman sonra utançtan konuşmamaya başlamıştı. Zoraki bile olsa normal bir sohbet edemiyorlardı. Emre ise bu durumu yanlış anlayarak Zühalin kendinden rahatsız olduğunu düşünerek ilk başlarda konuşmak için zorlasa da zamanla aralarındaki sohbeti giderek resmileştirmişlerdi. Kabul edemiyordu ona kaç kere aşıksın desem kıpkırmızı oluyordu. Saçmalıkları sadece Emreyi görene kadardı daha sonra ise sessizleşiyor ve kızarıyordu. Zühal kendini açmadığı sürece elimden geleni yapsam sa onları bir araya getiremezdim. Kapının açılması ile Zühalden bakışlarımı çektim içeriye giren kişi ile bir kez daha şok olmuştum. Dilim tutulmuştu, az önce sonsuz durakta indiğini sandığımız o gözler su an ellerinde kitaplar ile sınıfa girip öğretmen masasına doğru ilerliyordu. Zühale baktığımda o da tüm utancını bir kenara bırakmış şaşkınca bana bakıyordu. Kibirden uzak ama özgüvenli bir şekilde elindeki ders kitaplarını bıraktıktan sonra masanın önüne doğru gelip bizlere baktı. Ellerini dışarıda olduğu gibi göğsünde bağlayarak masaya yaslandı. Üzerinde kot pantolonu ve tişört ile üstüne normal geniş bir polar giymişti. Bizden neredeyse birkaç yaş büyük görünüyordu sadece. Hayir hayır olamazdı değil mi aklıma gelen düşünceler konuşması ile gerçeğe büründü. "Merhaba çocuklar ben Kuzey, yeni matematik öğretmenimizim." Zühal bana doğru eğildi. "Kanka turnayı gerçekten götünden vurdun demiştim ya galiba gözünden vurmak daha iyiydi." Ağzım yine ayrıldığında benim çocuk sandığım yeni öğretmenimiz miydi? Hemde matematik. |
0% |