@kireina
|
Ben korkudan titriyordum babam bir an durdu elindeki kaşığı bırakırkan korkudan dolan gözlerime bakıyordu. Bugün zaten eve geldiğinden beri keyfi yoktu ve ağzımı açsam tüm sinirini benden çıkaracakmış gibi bakıyordu. "Anama söz verdim Dilan, bu yılda okusun zaten güzel bir kısmeti çıkarsa veririz." Bir an mefessiz kalmıştım ama babamın sözleri ile bir an rahatlamıştım ama annem öyle pes edecek gibi durmuyordu, elleri ile karnını tuttu. "Biliyorum herif ama diyorum ki nişanlı da bitirir okulu. Bak yeni bir çocuğumuz olacak. Eğer zengin iyi bir aile de olursa hem kendi hayatını hem bizim hayatımızı kurtarır. Ne dersin?" Başıma ağrılar giriyordu, ellerimi birbiri ile kavuşturup sıkmaya başlamıştım reddedip haykırmak istiyordum ama emindim işte ağzımı açtığım an dövecekti beni ve annem yine buna seyirci kalacaktı, istemeyecekti beni. Korkudan dut yemiş bülbül gibi kaderimi sanki bir oyuncak gibi ellerinin arasında şekillendirmelerini sessizce izliyordum. Ben kuzeyden başkasına ait değildim yapamazdım işte, ben onun kalbine sığınmıştım, sinesine kazınmıştım, öpücükleri ile mühürlenmişti beni kendine. Ağlamaya başladığım da bir hıçkırık koptu ağzımdan babam öfke ile bana baktı. "Ağlama lan." İki elimle ağzımı kapattım ama gözyaşlarımı durduramıyordum bir türlü babam giderek sinirlenmeye başladığı an yüzümü yere eğdim, görmese sinirlenmezdi belki. "Ya sabır, ya selamet. Sonra konuşuruz bunu hanım şimdi şunun ağlamasını çekemem. Ağlama lan bak ağlamaya devam edersen valla veririm seni birine görürsün gününü." Zar zor susmuştum babam şimdilik annemin ısrarlarına rağmen bu durumu askıya aldığı için rahatlamıştım ama annem sinirlenip kalkmıştı yemekten bana düşman gibi bakan gözlerinden korkarak sakınmıştım. "İyi herif devam et böyle, bu kız başımıza iş aştığında o zaman bakalım ne yapacaksın?" "Anne valla ben kötü bir şey yapmadım." "Sus! Sesin başımı ağrıtıyor zaten. Büyürken bize bir faydan dokunmadı en azından zengin biriyle evlenip bir halta yarayacaktın." "Kesin artık!" Babam hiddetle bağırınca mecburen susmak zorunda kalmıştı ben ağlayarak odama geldim arkamdan hala sessizce ağzında bir şeyler geveliyordu. Gün geçtikçe aramızdaki bağ kopuyordu ve bundan gram üzüntü duymuyordu şimdide yeni çocuğuna iyi bir hayat verebilmek için benim hayatımı karartmaya çalışıyordu. Artık onlara olan sevgimi, saygımı yitiriyor gibiydim ama korkuyordum işte. Bunca zaman beni korku ile yetiştirdikleri için çekiniyordum hep. Babam döverken çok canımı yakıyordu korkuyordum işte. İçimdeki korku Kuzeyi öğrenirler diye daha da artmıştı o an boğazım düğümlenmişti. Daha da dikkatli olmam gerekiyordu. Kuzeyin bana verdiği hediyeyi saklamam gerekiyordu, eğer annem bulursa emindim işte tek açığıma bakıyordu yapacakları. Fanusu kırmadan nereye saklayabilirim diye odamı taradı gözlerim sonunda bazamın altını açarak en köşeye yazlıklarımın arasına iliştirdim. Burada güvende olurdu. Annem hamile hali ile bu bazayı kaldıramazdı. Derin derin nefesler alarak kendimi rahatlatmaya çalışıyordum. Çantamda ki telefonumu aldığımda kuzeyin mesajlarını açtım. Tülü araladığımda penceresinin önünde değildi ama ışıkları yanıyordu. Kuzey hoca🧭: GÜZELİM bugün ne güzel sarıldın bana. Keşke o anda kalabilseydik. Kuzey hoca 🧭: ah şimdi şu tülün ardında seni beklediğim anları tülün dili olsa da anlatsa sana. Kuzey hoca 🧭: Serkanın hediyesini at çöpe salak herif kendi kendine saçma bir hediye almış onu zaten karda bırakacağım birazdan çıkıp sözümü tutma vakti ama işte seni görmeyi o kadar çok istiyorum ki bir an tülü aralarsın diye beklemek istiyorum. Kuzey hoca 🧭 : özledim seni... Bende çok özledim seni Kuzeyim. Tülü hafifçe araladım ve geldiğimi yazdım anında camın önünde belirince istemsizce güldüm. İyiki oradan ağladığımı anlayamıyordu. Kuzeye bu durumu anlatıp anlatmamakta kararsızdım ama onu azıcık bile tanıyorsam bu durumu öğrenirse bu kez ortalık kesinlikle karışırdı. Babam şimdilik annemin doldurşuna gelmez ise böyle bir şey olmazdı. Şu an on sekizdim evlenirsem bile bu sadece Kuzey ile olacaktı ben Kuzey hariç herkese haramdım işte. Birbirimize bakarak hasret giderirken bir anda annemin odaya dalması ile elim ayağıma dolandı, acel ile tülü kapattığımda annem yanımdan geçip tülü açıp etrafına baktı korkudan gözlerimi kapatmıştım ama artık çok geçti. Annem tam karşıda bizim cama bakan Kuzeyi gördüğünde bana sinirle bakıp kollarımı tuttu sertçe. "Elin herifleriyle mi bakışıyorsun kız ha! Bu yüzden mi akşamları odana koşuyorsun çıkmıyorsun." "Hayır anne karı seyrediyordum" Annem inanmayan gözlerle bakıp bir tokat attığında bu görüntüyü Kuzey görmüştü çünkü annem tülü kapatmamıştı. Ben yanağımı tutarak ağlayan gözlerle anneme bakarken annem tiksinti ve gözlerinde sinsi bir parıltı ile bakıyordu bana. "Kimi kandırıyorsun kız sen. O adamla mı bakışıyorsun?" Diyerek Kuzeyi işaret ettiği an hayir diyerek önüne atıldım "Anne o benim hocam bu mahalleye taşınmış galiba az önce gördüm valla o benim hocam düşündüğün gibi değil." "Demek hocan ne bakıyordu kiz buraya ha! Kandırma kiz beni valla senin o küçücük beynini duvarlara çarparım." "Anne valla hocam istersen kendin sor öğrencisiyim ya galiba beni tanıdı ondan bakmıştır. Anne lütfen dur." "Seni orospu, seni küçük orospu bunun için kaç zamandır gülüp duruyordun dimi ortalarda bizi kandırıp okula gidiyorum diyip elin adamlarıyla fink atıyordun dimi sokaklarda ama ben biliyordum zaten. Seni kaltak seni! Hocan ha utanmaz, kepaze seni birde hocası diye yalan söylüyor. Kalk baban bakalım öğrendiğinde ne yapacak yürü." Annem durdu ama asla inanmayan bakışlarla bakıyordu. Beni tuttuğu kolu ile kapıya doğru fırlattı ama ben yere düşmüştüm fakat o an çalan kapı ile işte asıl şimdi ortalık karışacaktı... |
0% |