Yeni Üyelik
33.
Bölüm

33. BÖLÜM

@kireina

GÖRSEL: KARDELENİN ELBİSESİ.

Her şey o kadar aniydi ki ne oldu? Nasıl bitti anlamadım bile babam parayı duyduğu anda sanki beni hayatında hiç dövmemiş gibi anneme yarın için hazırlık yapmalarını söyledi . hamileliğini öne sürerek yine ben ve arkadaşım Zühali çağır dedi. Zühali aradığımda sinirden, garip garip çığlıklar atıyordu belki deliydi ama o an bile sadece beni neşelendirmek için uğraşarak

“UUU sevdiğine kavuşuyorsun valla kızınız olursa adını Zühal koyun bu aşkın mimarı bence benim hep seni gazlamasaydım ilk aşkın son aşkın olmazdı.”

“Zühal ben ne diyorum sen ne diyorsun?”

Dedim hala ağlayarak sinirlerim bozulmuştu ne hissedeceğimi bilmeyen kırık bir dal gibiydim.

Ertesi gün Allahtan hafta sonuna denk gelmişti, babam ve annemin keyfine diyecek bile yoktu. Onların beni umursamadan para için rezil edişleri, Kuzeyin önünde davranışları aklıma geldikçe bugün için kendimi yemek üzereydim.

“İyi bizde siz evlenince arada geliriz kardeşin de hem bu eski evler yerinde düzgün bir evde büyür. Bakarsın herif bizde güzel bir eve taşınırız belki.”

Babamın keyfine diyecek yoktu, alnının akıyla kazanmış gibi hayaller kuruyorlardı. Asla gelsinler istemiyordum onlardaan artık belki haberleri yoktu ama ben dünkü tavırlarından sonra artık pes edip gerçekten onlarla bağımı koparmıştım artık sadece bu evden gitmek istiyordum, onlardan gitmek istiyordum. Susuyordum ve ikisinin bensiz kuracakları o hayatı dinliyordum.

“Elbet alırız hanım, beş yüz binimizle krallar gibi yaşarız hele bir versinler parayı sonrası artık bu eski mahalleden de taşınırız. Ne o kız dün aşığının arkasında diklenir gibi bakıyordun bugün sus pus olmuşsun.”

Baktım babama yıllardır alışık olduğum yabancı gözlere baktım. Keyfine keyif katan kızını mal gibi verirken ahirette hesabını düşünmeden sadece dünyaya tapan babama.hiçbir şekilde konuşmak istemiyordum elindeki zeytin çekirdeğini sofraya koyduğunda sinirlendiğini hissedebiliyordum ama hala susmakta inat ediyordum. Annem bir anda sertçe dürtünce sanki daldığım yerden uyanmış gibi irkildim.

“Baban sana bir soru sordu kepaze cevaplasana.”

“Dalmışım.” Dedim kuru bir sesle duygu denen o şeyi onlara karşı hissedemiyordum artık.”

“Tabii dalarsın, kim bilir bundan önce ne işler çevirdin de peşimizden yakalanmadığın için bilmiyoruz bunu da yakalamasaydım kim bilir neler yapacaktınız?”

“Ne yapabilirim?”

İlk defa isyan eder gibi sordum ne sanıyordu beni. Ortalık malı mıydım ben? Namusuma, iffettime bu kadar laf getirmeyi seven biri miydim.”

Şaşırdı, ilk kez bu kadar dikti başım, duygularım gittikçe dikleşmişti başım ama yok annem sinirlense de kendini tutuyordu. Elindeki çatalı sertçe siniye vurduğunda kan çanağı sinirle baktı bana.

“Kime güveniyorsun kız sen. zaten iyice başına buyruk oldun bu haltları yedin karşılığını ödemeye gelince bize mi dikleşiyorsun? Dün kü aşığına mı güveniyorsun? Güvenme seni öyle bir elime alırım ki ne aşığın ne de başka biri alamaz elimden.”

“Tamam hanım, bırak alacağımız parayı düşün şimdi düzgün bir hayatımız olacakken ondan da olmayalım yoksa kim verir şuna beş yüz bin?”

Kalktım sofradan, parayla sattıkları mallarında defolu çıkmasın diye dövmüyorlardı ama bakışları dövmekten beter yaralamıştı ruhumu buradan dönüş olamazdı. Odama gittiğimde Zühal gelene kadar çıkmamıştım odadan.

Telefonuma baktığım da Kuzeyim, benim gökyüzü kadar geniş gönüllü mavim mesaj atmıştı.

Artık herkes biliyordu okuldakilerden bu durumu nasıl saklayacağımı düşünmeye çalışırken inşallah kimse duymadan bu işi bitirebilirdik.

Kuzey hoca yerine Kuzeyim diye kaydettim en kötü anımda yine dimdik bir dağ gibi durmuştu yanımda yıkılmadan, pes etmeden.

Kuzeyim: Günaydın güzelim, yoksa müstakbel nişanlım mı demeliyim?

Yüzümde bir tebessüm vardı, kırıktı ama Kuzeyim ile nişanlandığım için değil. Ailem yüzünden üzgündüm onunla nişanlandığım için gerçekten mutluydum sadece hayalim böyle değildi, tamam biliyordum zaten okumama destek olacaktı bu yüzden korkmuyordum okulu bırakmaya çünkü evlendiğimizde okuyacaktım ama her şey en güzel hali ile olacaktı. Bana evlenme teklifi edecekti, kendi ailesinin onayını da alacaktı, içim her an kıpır kıpır olacaktı ama öyle olmamıştı hissettiğim suçluluk duygusunu bir türlü içimden atamıyordum.

*Günaydın. Kendimi biraz garip hissediyorum*

Kuzey anında aramıştı beni, odanın köşesine geçerek tülü aralamadan ordamı diye baktım. Ordaydı bana güç vermek istercesine bakıyordu camıma ama kendimi göstermeye utandım onun yerine hafifçe oynatarak açtım telefonu.

“Günaydın güzelim.”

“Günaydın.”

“Sanki birileri trip mi atıyor ne?”

Ya sana kurban olurum ben! Sana nasıl trip atabilirim ki?

“Hayır ben sadece her şey çok ani oldu, ailenle bile düzgünce konuşmaya fırsatın olmadı, bilmiyorum ben .”

“Şiiişt! Güzelim kim zorla evlendirebilir beni. Belki ani oldu ama ben hayallerimi yaşıyorum, hayatımda daha önce bana kimsenin hissettiremediği aşkı hissettiren miniğim ile evleniyorum. Bu zorlamak değil ki sence istemesem ben evlenelim diye teklif eder miydim? Bak dünde konuştuk fakat bir kez daha konuşmamız gerek senin bir suçun yok, ben seninle zor durumda kaldığın için değil, sana aşık olduğum için seninle evlenmek istiyorum. Sana her anında mutluluk olan bir hayatta sana ortak olmak hayalden de güzel. Ailem konusuna gelirsek zaten seninle tanışmayı çok istiyorlardı bugün nişanlanırken tanışacaklar bu herkese nasip olmaz. Hadi aç tülü artık nişanlım sayılırsın bir yüzünü göreyim de günüm aydınlansın.”

Hafifçe güldüm, tülü araladım, erkeksi gülümsemesi ile yakışıklı bir heykel gibi bakıyordu bana. Evet biz hiç normal değildik ama ona hep inanmak istiyordum.

“Oh işte şimdi güne başlayabilirim, ben senin uzaktan görüntünle böyleysem evlenince herhâlde her gün heyecandan kalp spazmları ile uyanırım.”

“Ya kuzey”

“Söyle cennetim söyle.”

Bir gecede romantiklikte çığır açmıştı daha cesurdu, daha aşkla geliyordu sesi.

“ailen sever mi benii?”

“Ailem bayılacak sana emin ol, sana öz ailenden daha sevgi dolu, daha gerçek bir aile olacaklar. Hadi sıkma canını daha yüzüklerimizi almaya gideceğim bana bir yüzüğünü verir misin ölçü için.”

“veririm.”

“O zaman geliyorum kapıdan verirsin.”

“Tamam.”

Kapattığımda yine beni kurtaran Zühalin hediye yüzükleri olmuştu sanki bu olacakları önceden hissetmiş gibi bana hediyeler almıştı. Kapı çaldığında babam çıkmıştı bakmak için kapıya doğru ilerlerken meraklı annem de tam arkamda idi normalde yedikleri sofrayı bile bana kaldırtmak için hala ortada iken merak olduğunda hamileliği asla ona engel olmuyordu. Kuzey tüm heybeti ile karşımda dururken yüzüğü uzattım hemen annem yüzünden bir rezillik daha kaldırmak istemiyordum. Hafifçe gülümsediğim anda annem yine yapmıştı yapacağını.

“24 ayar olsun. Bir tane kızımız var sonuçta e senin de artık kayınvaliden oluyorum bizi de unutmazsın.”

Utançtan şu an buradan yok olmak isterken Kuzeye bakamıyordum bile ama Kuzey resmi bir gülümseme ile baktı o an kıpkırmızı olmuş başımı eğmiştim.

“Merak etmeyin, ben Kardelenime her şeyin en güzelini alacağım, sizi de unutmam. Hoşça kalın.”

Annem keyifle güldü duyduğumda daha da utandım. Merdivenlerden inerken başımı kaldırdım. Her şey yolunda der gibi bakıp göz kırpıp devam etmişti. Ben seni kazanmak için ne sevap işlemiştim Kuzey?

“Gir kız içeri.”

Kapıyı kapatacağım sırada Zühal merdivenlerden çıkıyordu.

“Kankaaa!”

Diyerek tüm binayı inletircesine bana sarıldı birde ağlama numarası yapıyordu. Ne yaptığını anlamamıştım.

“Ağlama numarası yapıyorum, akşam seni verdiğimizde mutluluktan ağlayamazsan numaradan ağlarım.”

“Ya sen salak mısın?”

İçeri girerken ağıma ökünmeyi de ihmal etmiyordu. Oturma odasında televizyon izleyen anneme resmen göz devirerek zoraki bir selam verdiğinde annem de Zühali hiç sevmediğini gizlemeyen bakışlarla bakarak başını salladı. Ben o ara yerdeki kahvaltı sofrasını toplamaya başlamıştım.

“Bugün tatlıları siz yaparsınız ben hamileyim belim ağrıyor. Ben ne yapacağınızı söylerim size.”

“Dilan teyze, daha dört aylık hamilesin karnın bile nerdeyse yok gibi ne bel ağrısı?”

Dudaklarımı dişledim, annem bu yüzden sevmezdi Zühali çünkü o benim gibi ehlileştirip boynuna bir pranga vuramazlardı. Zühal herkese cevabı tek tek yapıştırırdı. Kim olduğu asla fark etmezdi ki annem gerçekten bunu hak ediyordu. Zühalin kendisini bozmasını umursamamaya çalışarak baktı.

“Seninde çocuğun olsun o zaman görürsün, hadi bana laf yetiştireceğinize hazırlıklara başlayın. Biriniz temizliğe girin biriniz de mutfağa.”

Zühali mutfağa doğru çektim yoksa ciddi ciddi sinirleneceklerdi. Zaten beni okula göndermemelerine çok sinirliydi ve birikmişti patlamasını istemiyordum bünyem bir rezilliği daha kaldıramazdı.

“Zühal bak ben seni iş yaptırmak için çağırmadım sen bana ruhsal olarak destek ol diye çağırdım ben hemen hallederim işleri sen lütfen yanımda ol. Zaten çok gerginim lütfen sende biraz kendine hakim ol.”

“Tamam ya ama ne yapayım kızım anan beni her gördüğünde trafo gibi beni yüklüyor da yüklüyor.”

“Tamam boşver ben temizliğe başlıcam hadi otur sen.”

Zühal kafama bir tane vurarak köşede duran elektrik süpürgesine doğru ilerledi.

“Kızım sen valla malsın. Sözlenecek olan sensin iş yapan yine sensin. Ben temizliği hallederim sen tatlıları yap.”

“Zühal valla yorma kendini, ben yaparım.”

“Hadii, yeterince boş yaptın sen bana bir eşofman ver ben yaparım. Sen sonuçta bugün muradına eriyorsun.”

“Zühal ya.”

“Kızım bak, zaten Kuzeye aşıksın anladın mı? ha bir yıl sonra ha bir yıl önce ne fark eder? Adam zaten sana şık senin için elinden gelenin çok daha fazlasını yapıyor. Okulun içinde destek oluyor. Hayallerimizi gerçekleştirebiliriz. Kuzey sayesinde ikimizde veteriner olabiliriz. Adam kaç yaşında sence istemese evlenir mi seninle. Sana bakarken gözlerinde kalpler fışkırıyor adamın. Hadi sende bırak şu üzüntünü sevdiğine kavuşuyorsun görende kör yada topala gidiyorsun sanır. Yazık adam seni asıl böyle üzgün görürse üzülür.”

Haklıydı her zamanki gibi haklıydı, sirkelenerek kendime geldim ve büyük bir gülümseme ile baktım ben gülünce Zühal de neşelendi. Dünyanın sonu değildi sevdiğim adamla nişanlanacaktık. Hemen evleneceğiz diye de bir şey yoktu. O beni bu huzursuzlukta kurtarmaya çalışıyordu ama doğruydu hayallerimizi erken yaşasak ne olacaktı ki? Kuzeyimle evleniyordu. İdrak ettikçe mutluluk yavaş yavaş bedenimi sarıyordu. Tüm gün Zühalin moral vermesi ile gerçekten heyecanlanmaya başlamıştım. Her şey tamdı ellerim, heyecandan titrerken zar zor elbisemi giymeye çalışıyordum. Zühal yanında getirdiği maşa ile saçlarıma hafif dalgalar yaparken. Çok hafif makyaj da yapmıştı. Sürekli derin nefesler alıyordum. Annemle babam düğüne gider gibi giyinmişlerdi. Zühal de hazırlanıp saçlarına şekil verirken Serkanın geleceğini o an öğrenmiştim.

Zühal aynada bana hayranlıkla bakarken ben heyecandan bayılmak üzereydim. Allahım lütfen bugünü sağ salim atlatalım başka bir şey istemem.

“Kızım asıl Kuzey turnayı götünden vurmuş bu ne güzellik? Nesin sen ilah mı silah mı?”

Heyecana rağmen gülmüştüm ama her an gülüşüm heyecandan ağlamaya dönüşebilirdi, duygularım karışmıştı ama iyi ki Zühal burada idi o olmasa eminim her şey berbat olur ben kesin sakarlıktan doğru dürüst ev işlerini bile bitiremezdim.

“Zühal her şey için çok teşekkür ederim canım.”

Bana sarıldığında ona sımsıkı karşılık verdim herkese böyle dost nasip olmazdı.

“yaa ne demek? Bak hayatın boyunca her zaman ailenin isteklerini yaptın. Şu an sevdiğinle nişanlanmak senin hayatında vereceğin en güzel karar anı olacak. Ya seni yaşlı bağnaz birine verselerdi? Hayatın tamamen biterdi ama bak! Sevdiğin ya ilk ve son aşkınla hayatını birleştirmek gerçekten herkese nasip olmaz. Gülümse ve her anın tadını çıkar söz veriyorum hepsine yanında olacağım, heyecandan düşersen seni de tutarım. Şu yüzükler takılsaydı.”

“İleride Serkanla sen nişanlanırsan bende her an yanında olacağım.”

Zühal kızarmıştı tam cevap vereceği sırada saatin bile farkında değildi. Çalan zil ile kalbimde davullar çalmaya başlamıştı. Ayaklarım beni taşımazken annem odaya girdi.

“Yürü kız geldiler aç kapıyı da karşıla.”

Zühal kollarımı tutarak zar zor kapıya doğru sürükledi beni. Kapıyı tutarken ellerim boşalmış gibiydi kulpu çevirmeye gücüm bile yetmiyordu, bedenimdeki göğsüm yerine sığmıyor heyecandan bedenimi zorluyordu.

“Aç artık.”

Zühalin sesi ile kapıyı bir güçle açtığımda işte karşımdaydı. Jilet gibi takımıyla, elindeki çiçek çikolatası ve tüm ailesi ile yakışıklı müstakbel nişanlım…

 

 

Loading...
0%