34. Bölüm
🌹 / KÜÇÜĞÜM / 34. BÖLÜM

34. BÖLÜM

🌹
kireina

GÖRSEL: NİŞAN YÜZÜKLERİ.

Elim ayağım titredi ama kalbimin titremesinin yanında bir hiçti sanki.o mavi gözleriyle nasıl da yakışmıştı takım elbise birazdan kalbim boğazımdan çıkıp fırlayacak gibi o derece o derece yakıyordu genzimi. Öylece bakıyordum. Kuzey erkeksi ve beğeni dolu bakışlarla bakarken kıpkırmızı olmuştum. Bana uzattığı çiçek ce çikolataya öküzün trene baktığı gibi bakıyordum.

“Kızım alsana.”

Annemin sözü ile telaşla almaya çalışıp göğsüme bastırdım. Hala mal gibi ortada dikilirken yine annemin uyarması ile kapıdan çekilmiştim.

“Hoş geldiniz”

“Hoş geldiniz.”

Anne ve babam cumhur başkanı ağırlar gibi karşılar gibi karşılarken önce Kuzey girdi içeri sonra abisi olduğunu tahmin ettiğim yakışıklı faka Kuzey kadar yakışıklı olmayan abisi, elli yaşlarında olan yüzleri sevimli anne ve babası ve en sonunda elinde çiçekle Serkan girmişti neşeyle. Çiçeği özenle Zühale uzatırken zühal yeni gelinler gibi cilveli bakışlar atıyordu. Serkan içeri geçerken bana başıyla selam verdi. biz iki aşk sarhoşu açık kapının eşiğinde öylece çiçeklere bakıyorduk.

“Ay beni de unutmamış.”

“Zühal benden sonra da sen evlensene yalnız kalmayım.”

“Sus sus zaten şu an çok hain şeyler geliyor aklıma bu çocuk git gide gönlümü fethediyor.”

“Hadi gidelim.”

Zühal ile beraber oturma odasının kapısına koyduğumuz sandalyelere oturmuştuk. Herkes çok gergindi, kimse konuşmuyordu. Annemler meraklı sanmasınlar diye sürekli başımı eğip kaçamak bakışlar ile Kuzeyin ailesini incelerken sürekli göz göze geliyorduk. Kuzey öksürdü o an hepimiz ona baktık. Fakat konuşan babası olmuştu.

“Efendim bendeniz Kuzeyin babası Murat, eşim Kader, oğlum Güney, zaten Kuzeyi biliyorsunuz. Bu da oğullarımızdan ayırt etmediğimiz Serkan o da elimizde büyüdü. Bizleri ağırladığınız için Allah razı olsun.”

Sesi o kadar tok, o kadar babacan ve o kadar saygılıydı ki hayatımda gördüğüm babalara asla benzemiyordu Zühalin babasını andırıyordu ama daha farklıydı. O an ağlamak istedim Kuzey gerçekten o kadar güzel bir ailede yetişmişti ki her kelimesi ile bunu hissettiriyorlardı. Yanındaki eşinin kolunu sıvazladığında çok güler yüzlü bir hanımdı annesi bana baktı gülerek kızardım. Karşılık vermeye bile korkuyordum. Her saniye kötü bir şey olmasın diye dua ediyordum sürekli.

Babamın sesini duyunca bir yumru oturdu boğazıma. O kadar iğrelti duruyordu kı Murat amcanın yanında.

“Ne demek, hayırlı bir iş için vazifemizi yaptık diyelim. Kızım gerçekten çok akıllı, edeplidir bugünlere getirmek için hanımla dişimizi tırnağımıza taktık. Allah sonlarını hayır etsin.”

Herkes amin derken ben şok içinde yere bakmakla yetiniyordum. Nasıl göz göre göre bu kadar rahat yalan söyleyebiliyordu ? bir kere olsun bana sarılmamış, bir kere neyin var diye sormamıştı. Dişlerini tırnaklarına taktıkları tek şey beni döverken etime batan öfkeleri idi.

“Evet, gerçekten o bizim için çok değerli, kızımız diye demiyorum ama onu bu yaşlara getirmek için gecemi gündüzüme kattım şimdi ise mürüvvetini görüyorum bir ana daha ne ister?”

Annemle babam o kadar kendilerini iyi gösteriyordu ki yalanları benim boğazıma oturmuştu, Kuzeye baktım ama o da sadece bana bakıyordu canım sevdiğim bir tatsızlık çıkmasın diye her şeye katlanıyordu. Dün onun yanında bana demediklerini bırakmayan anne ve babam böbürlendikçe böbürlenirken kulağıma çok naif bir ses geldi. Kuzeyin annesi gülen gözlerle bana bakıp anneme dönmüştü.

“Maşallah, çok belli Kuzey anlatırdı da inanmazdım ama valla kızınız çok güzel. Allahım esirgesin. Rabbim çocuklarımızın bu güzel günlerini bize gösterdiği için sükürler olsun. Belli hanım hanımcık. Zarif, pek güzel. Allah her zaman yüzlerini güldürsün bizim en önceliğimiz onları en iyi şekilde yetiştirip analık babalık görevi olarak onları güzel bir yuva sahibi yapmak.”

O kadar güzellerdi ki, aile böyleydi işte benim hiçbir zaman sahip olmadığım huzurlu aile karşımda duruyordu.

“Kızım yoktu Allahın izni ile artık bir kızımda oldu daha ne isterim, Güneyimde, Serkanımızda evlensin bizden mutlusu yok.”

“Ben de yakında inşallah kader teyze.”

Diyerek Zühale baktı Serkan herkes gülerken Murat amca yanında dimdik jilet gibi oturan Kuzeyin eline vurdu babacan bir tavırla karşımda her zaman yaşamak istediğim huzuru yaşayan aileye bakarken Kuzey için o kadar mutluydum ki en azından birimiz gerçek bir aileye sahipti.

“Benim Kuzeyimde bir tanedir. Evlatlarımızın her biri pırlanta gibi.”

“Öyle öyle.” Dedi babam tabi kendisi değer hissettirmek, veya evlat sevgisi gibi kavramları bilmediği için sadece onları onaylayabilmişti. Annem bana baktığında sessizce kahveleri yap dedi. Zühal ile mutfağa girdiğimizde Zühal sakarlığımı bildiği için heyecan geçsin diye beni sakinleştirirken bir yandan da kahveleri yapıyordu.

“Gördün mü? Serkan konuşurken sana baktı.”

Elindeki kahveyi taşırmamak için dikkat ederken anlamıştım heyecanlanmıştı.

“Kız sus valla ikimizde salak olacağız kahveler taşacak.”

“Kabul et seviyorsun?”

“Ya bugün seni sözlüyoruz konu neden bana geliyor?”

“Zühal ya hadi itiraf et.”

“Seviyorum, bana o kadar içten, o kadar samimi bakıyor ki! Emre ile kıyaslayamıyorum bile. Serkanı görünce aynı senin Kuzeyi görmen gibi birden elim ayağım bu kesiyor, kalbim boğazıma kadar çıkıyor en önemlisi yadırgamıyor Kardelen, ne yaparsam yapayım bana uyuyor, neşelerimiz o kadar ortak ki boş ve saçma bir konuyu bile saatlerce konuşabiliyoruz. Anladım Kardelen bir insanın doğru insan olduğunu anlamanın en iyi yolu bu, birlikte en saçma şeye gülüp, en saçma şeylerden sohbet edebilmek. Şu an değil ama ileride bana itiraf ettiğinde karşılık vereceğim ona. Emre gibi değil, hırslı veya başkalarının duygularını kullanabilecek biri değil. O bambaşka, onu gerçekten seviyorum ama şimdi bu konuyu bırak al şu kahveleri götür.”

Aşkı tanımlaması bile kendine özgüydü, ellerime verirken tepsiyi dökmekten o kadar korkuyordum ki bacaklarım taşımıyordu beni. İçeriye girdiğimde ilk önce büyüklere daha sonra ise içerisine bal koyduğumuz kahveyi kuzeyin önüne bıraktım. Heyecandan ölecek gibiydim ama onun bakışları beni ayakta tutuyordu. iç cebinden çıkardığı kırmızı bir gül ile tek taş kutusunu açarak tepsinin içine bıraktığında gülümsedim. İnce düşünceliyken bile aşırı yakışıklı idi o an gerçekten içinde bulunduğum durumdan boşa korktuğumu anladım bu adamla evlenmek için dışarıda birbirini çıplak elle boğazlayan kadınlar olabilirdi ama o bana aitti. Tepsi ile beraber kapının yanına geçtiğimizde Murat amca kahvesini yudumlayıp o can alıcı soruyu sormuştu.

“Allahın emri, peygamberin kavli ile Osman bey kızınız Kardeleni oğlumuz Kuzeye istiyoruz.”

Babam bir an düşününce korkudan kalbim duracak gibi olmuştu fakat daha sonra Kuzeye bakıp onay aldığı an gülümsedi.

“Gençler sevmiş bize de hayırlı olsun demek düşer. Verdim gitti.”

Öyle bir rahatlamıştım ki sanki bedenimden tonlarca yük kalkmıştı. Elimdeki tepsiden tektaşı aldı Zühal ve Kuzeye uzattı. yan yana geldiğimizde bedenim nasıl beni hala taşıyordu anlamıyordum. Kuzeyin annesi çantasından çıkardığı kurdelaya bağlı yüzükleri Murat amcaya uzattı. Kuzey ilk olarak tek taşı parmaklarıma takarken titriyordum. Hafifçe tuttuğunda anca sabit olmuştu. Murat amca Bismillah diyerek taktığı yüzükleri

“Allah hayırlı uğurlu etsin.”

Diyerek kestiğinde. Olmuştu ben sonunda aşık olduğum adama aitliğimin ilk nişanesi olarak yüzüklerimize bakıyordum. Sonrası gerçekten çorap söküğü gibi gelmişti, bana ve aileme getirdikleri hediyeler ile ailem nezaketli ve istemez ayaklarına yatmışlar daha sonra gittiklerinde ise saatlerce getirdiklerini eleştirmişlerdi. Kuzey babama çıkarken parayı hesabına yatırdığını söylediği anda babamdan mutlusu yoktu. Zühal gittiğinde annemler hala getirdiklerine bakıp utanmadan şikayet ediyorlardı ben ise odama geçmiş parmaklarımdaki alyansa ve tek taşıma bakıyordum. Aramızda birkaç metre vardı ve ailesi ile şu an orada belki de beni konuşuyorlardı. Ailesi ile vakit geçirsin diye rahatsız etmek istemiyordum ama yarım saat sonra gelen mesaja baktığımda kalbim yine hızlanmıştı.

Kuzeyim: Ailem bayılmış sana annem kızım kızım diye evi inletiyor. Abime sende kardelen gibi bir kız bul diyerek darlıyorlar onu şu an.”

*Bende şok sevdim gerçekten ailen çok tatlı insanlar.*

Kuzeyim: sen bir de evlenince gör onları, yüzüklerini çıkarma tamam mı artık benim nişanlımsın sen. bak ne diyeceğim güzelim. Hızlıca evlenelim gidelim orduya orduda devam et okuluna ne dersin? Hem orada daha rahat oluruz kimse sana artık karışamaz da yeni bir hayat yeni bir başlangıç ne dersin?”

Teklifi çok güzeldi ama Zühali bırakıp gitmek istemiyordum o yüzden üniversiteye kadar burada kalmak istiyordum. Ama biraz uğraşmak istiyordu canım.

*Hemen evlenir miyiz ben iki yıl falan nişanlı kalırız sanıyordum. Hatta dört beş yıl.*

Şu an sinirlendiğini hissediyordum ki art arda attığı mesajlar ve üzerine araması ile bunu kanıtlıyordu. Dudaklarımı dişleyerek açtığımda bir adet boğa gibi solumasını duydum.

“Demek dört beş yıl.”

Dediğinde güldüm ama bozuntuya vermek istemiyordum.

“daha mı geç olsun?”

Dediğimde işte şimdi pencerenin önünde bir o yana bir bu yana yürüdüğünü görüyordum. Önce bir nefes aldı.

“Beni delirtmek istiyorsun değil mi güzelim? Bak bugün nişanlandık, bugün bugün sinirlenmeyeyim.”

Kıyamıyordum işte nasıl kıyayım.

“Tamam tamam şakaydı.”

Rahat bir nefes verdı uzun bir nefes.

“Oh, ne dersin peki gidelim mi orduya, götüreyim seni karadeniz gelini ol hemen.”

“Çok isterim gerçekten ama en azından liseyi burada bitireyim sonra gitsek olmaz mı? Zühal de burada onu bırakıp gitmek istemiyorum zaten eminim üniversitede benimle aynı şehre gelecektir.”

“Tamam güzelim, zaten evlendiğimizde daha rahat bir yerde yaşayacağız, ah özledim özledim.”

“Ne zaman evleneceğiz ki? Daha yeni nişanlandık.”

“En kısa sürede güzelim. Yanlış anlama beni yine söylüyorum ben sana senin istemeyeceğin hiçbir şey yapmam ama en kısa sürede o evden çekip almak istiyorum seni. Daha fazla ezildiğini görmek istemiyorum anne baban olduğu için de elim kolum bağlı ama ben bir daha sana vurulmasını kaldıramam bu yüzden en kısa sürede.”

“Tamam, sen ne zaman dersen ben senden korkmuyorum seni seviyorum.”

​​​​​korkmadan söyledim, korkmuyordum, istiyordum. Ona koşulsuz güvenen kalbim tek limanına kavuşmak istiyordu....

 

Bölüm : 06.11.2024 16:44 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...