@kireina
|
"oğlum yeter lan başım döndü." Kuzey sinirden kızarmış gözlerle baktı Serkana Sanki insanlığını kaybetmesine ramak kalmıştı. Bedeni sinirden karıncalanıyordu, patlamaya hazır bir bomba misali pencerenin önünde volta atıyordu. "Lan nasıl durayım, nerde Lan nerede? Dünden beri ortada yok. Kesin biri kaçırdı oğlum kesin! Sikik Kuzey koruyamadın, nişanlını bile koruyamadın ne halta yararsın sen? Serkan vur lan bana vur belki bor rüyadır uyanınca kardelenim karşımdaki camdan bana bakacaktır vur lan vur!" Delirmiş gibi Serkanın kendisine vurması için yakasına yapıştığında Zühal zar zor araya girmişti ama ne kadar güçlü olsa da Kuzey de şu an deli kuvveti var gibiydi. Serkan dostunun içler acısı olan bu haline üzüntüden ne yapacağını şaşırmış Kuzeyin ellerini yakasında o da savruluyordum "Kuzey dur!" Zühal ikisi arasında pelte gibi olurken ortada bir şak sesi yankılandı o an zaman durmuş gibiydi ama saniyelikti. Serkan ciddi bir ifade ile Kuzeye tokat attığında başı yana doğru sallanıp döndü Kuzey. Serkan, dostunun omzumu sıktı destek verircesine. "Dostum, bulacağız yemin ederim bulacağız ama sen delirmiş gibi davranırsan bu kez Kardeleni bulduğumuz da seni kaybederiz kendine gel." Kuzey başını ağır ağır kaldırdı dostuna o an gözlerindeki mavilerde dolan gözyaşları dostunun bakışlarının yansımasında yanaklarına doğru akmaya başladı. Ağlıyordu, dışarıdan güçlü, yıkılmaz gibi duran bu adam Serkanın omzunda küçük bir çocuk gibi hıçkırarak ağlamaya başlamıştı o an Zühalinde hazırda bekleyen gözyaşları serbest kalmıştı. Ellerini ağzına kapatıp bir köşede ağlarken Serkan sert bir kaya gibi ikisine de dayanak oluyordu. Gözlerinde neşesi ve gevşekliğinden eser yoktu kararlı ve kendinden emin bir şekilde hem sevdiği kıza hemde en yakın dostu için ayakta dağ gibi duruyordu. Saatler ilerledi ama yoktu. Polisten bir haberde yoktu, en son görüldüğü sokağın girişinde bitiyordu kameralar ilerisinde ise zaten Kuzey onunla görüşmek için bekliyordu ama yoktu. Orada bulunan tüm evlere, arada bulunan tüm ıssız yerlere bakılmıştı ama yoktu işte. Kardeleni minik kiş çiçeği kendisinin beklediği sokağa girmiş ama Kuzeye ulaşamamıştı. Her an gelir diye pencerenin önünden ayrılamıyordu, bütün gece Serkanla her yere bakmışlardı kahretsin ki mardin de çok fazla tanıdığı yoktu, lanet olsun ki şirketleri yeni büyüyor çevresi yeni yeni gelişiyordu. Güçlü değildi lanet ediyordu kendisine, eğer daha fazla güçlü olsaydı şimdi sevdiği kızı bulabilir ona zarar vereni ise dar ağacına asabilirdi ama yoktu. Lanet olsun ki yoktu. Serkanın tanıdıklarına haber verilmişti ama yoktu işte. O sokakta bir şey olmuştu en kötü ihtimali aklına bile getirmiyordu Kuzey eğer getirirse ölümünü kabullenmiş olur bunu kaldıramazdı. O an gözleri karşı evden açılan kapıya ilişti hala ağlıyordu ama kayınvalidesi Dilan elinde pazar arabasını tutan kocasının koluna girmiş sanki çocuğu kaybolan başkasının mış gibi keyifle yürümeye başlamışlardı. Sinir o an bir volkan oldu patladı Kuzeyin içinde. Sinirden gözleri dönmüş bir şekilde hızla çıkış kapısına doğru koşarken Serkan ile Zühal de telaşla arkasından koşmuşlardı. Kuzey merdivenleri ikişer ikişer inerken sinirden dişlerini gıcırdatmaya başlamıştı. Nasıl? Nasıl bir insandı bunlar? Binanın kapısını açtığında biraz ilerleryen Kardelenin ailesine yetişmek için hiddetle koşmaya başladı. Kardelenin babasının omzunu tutarak onu hızla kendine çevirip yumruğunu havalandırdı ama indirememişti. Lanet olsun ki yine Kardelen geldiğinde ondan çıkarırlar diye durdu. Kuzey üzüntüden bitip tükenmişti ama onlar sanki hiç kaybolmamış gibi pazara mı gideceklerdi? "Hoop hayırdır damat?" Öfkesi Osman'ın yayık olan ağzını açması ile daha da şiddetlendi. "Lan sizin kızını kayıp lan saatlerdir yok, siz pazara mı gidiyorsunuz?" Serkan ile Zühal yetişmiş tam kuzeyin arkasında idi ama Zühal gördükleri ile delirmiş gibi o da Kuzeyin yanına gelerek. "Ya sen nasıl bir annesin ya? Sen nasıl bir babasın? Bugüne kadar kardelene değer vermediniz ama kızınız lan, öz kızınız kayıp imsan biraz üzülür sen oturup kızım sağ bir şekilde bulunsun diye dua etmen gereken yerde pazara mı gidiyorsun? Allah senin belanı versin! Doğacak çocuğundan utan!" Dilan sinirlenip burnunu kıvırıp bakti Zühale. "Bana bak senin dilin uzamış gelirsem alırım ayağımın altına görürsün o zaman." Serkan o an Zühalin elini tutup seğiren mimikleri ile bakıyordu. "Zühalime elini bile süremezsin." Dediğinde Osman bir iki adım öne çıkıp sözde adamlık taslamaya başlamıştı. "Sizene lan! Siz kimsiniz de size hesap veriyoruz. İster pazara gideriz, ister başka yere. Siktirin gidin." "Ulan şerefsiz, kızın kayıp lan kızın. İnsafsız piç herif kızın kayıp." Osman tekrar karnını tutan Dilanın koluna girmesine yardım ederek umursamazca baktı kuzeylere. "O bizim kızımızdı ama zaten namusumuza laf getirmişti, namus her şeydir kendine sahip çıkamayıp yine bir herife kaçmıştır. Ben orospuluk yapan bir Kızın babası değilim. Öldüyse bile kapıma gelmesin cenazesi." Kuzeyin gözleri döndü. Osmana öyle bir yumruk attı ki yerde öldüresiye dövmeye başladı o an Dilan çığlık atarken Serkan dövsün diye bir şey yapmadı bir süre. Tüm mahalle onları seyrederken Osman'ın yüzü yediği yumruklar yüzünden kan gölüne dönerken Kuzey "Senin gibi babanın ben amına koyayım, piç herif, gavat." Diye sayıklıyordu, Serkan sonunda araya girerken Zühal bırak bırak dövsün dese de sonunda ölmesin diye ayırmışlardı ama Kuzey vahşi bir hayvan gibi hala Osman'ın üzerine atlamaya çalışıyordu. Hala ayağa kalkmaya yeltendiğini gördükçe sinirden kriz geçirmeye başlamıştı. Serkan, Kuzeyi arabasına bindirirken "Geberteceğim seni, kardeleni bulduğum da bir daha onu göremeyeceksiniz. Sizin gibi şerefsiz bir ailesi olmayacak onun. Piç herif, bırak Serkan bırak öldüreyim şu sikik ağızlıyı." Zorla da olsa arabaya binerken Zühal de Hamile olmasa dilanı dövmek isterdi ama morali bozuk bir şekilde arabaya binerken gözleriyle lanetlee okuyordu. |
0% |