Yeni Üyelik
43.
Bölüm

43. BÖLÜM

@kireina

Artık hayatımın bir düzeni olsun istiyordum her adımımda geçmişimi, doğduğum yerleri bırakıyordum ama umurumda değildi, ben her zaman üzülmüştüm her zaman kendimden önce başkalarını düşünmüştüm fakat ne geçmişti elime? Herkes benden önce mutlu olurken ben her zaman bir köşeden bakmamış mıydım?

Ellerimi sımsıkı tutuyordu, soğuk yüzüme vururken Kuzeyimin sıcaklığı ile soğuk bile güzel hissettiriyordu. Etraf zifiri karanlıktı ve önümüzü sadece gözlerimizin alışabildiği kadar görerek ilerlerken tam mahallenin çıkışına vardığımız anda üzerimize doğru yansıtılan el fenerleri ile donup kalmıştık. Bir anda içim buz gibi olmuştu korkudan üzerimden bir elektrik akımı geçmişti, korkudan Kuzeyin eline sıkı sıkı yapıştığımda korumacı bir şekilde beni arkasına almıştı. Etrafımızı elinde fenerlerle beş kişi sardığında yutkunamadım bile. beş adamın ortasından bize doğru gelen Cihanın yüzündeki gülümseme midemi bulandırıp korkuyu içime yerleştiriyordu.

“Ah güzelim!”

Dediğinde Kuzey sinirle dişlerini gıcırdattı.

“Ona bir daha güzelim dersen öldürürüm seni! Kardeleni kaçırdığın için seninle sonra hesaplaşacağız zaten piç!”

“Benim nişanlımı şu an kaçırmaya çalışan küçük bir böcek mi söylüyor bu büyük lafları?”

Korkudan bayılmak üzereyken bir daha kimse bizi asla ayıramazdı. Cihan sinirle bana baktı.

“Zekamı hafife alarak yine yanlış yaptın Kardelen. İlla seni gözetleyen adamlarım mı dikmem gerek etrafına? Eğer şimdi uslu bir şekilde eve dönüp yarın ki nikahımıza hazırlanırsan Kuzeye bir şey olmaz aksi takdir de ikinizi de öldürürüm.”

Kuzey beni arkasına aldı.

“Adam mısın sen piç! Eğer Kardelenin kılına bile dokunursan sana cehennemi yaşatırım.”

Cihan gülerken korkudan dilim tutulmuştu.

“sadece tek kurşuna bakar. Benim sözlerini ciddiye alacağım tek kişi Kardelen. Sana söylemiştim değil mi? uslu durmazsan ikinizin de canı yanar diye. Şimdi son kez soracağım uslu bir şekilde eve gidiyor musun?”

“Hayır! Ben seni sevmiyorum, Kuzeye aşığım. Nefret ediyorum senden!”

Diye bağırdığımda Cihan adamlarına işaret verdiğinde beş adam beni kenara savurup Kuzeyin üzerine çullanmışlardı. Ben araya girip çığlıklar içerisinde ayırmaya çalışırken aralarından biri beni kenara doğru itti. O an yere düştüm ama umurumda değildi, Kuzeyin karnına, bacaklarına tekmeler atarlarken benim canım yanıyor gibiydi. Her saniye Kuzeyin yüzündeki kanlar çoğalırken Cihan gülümseyerek bakıyordu. Ben tekrar araya girmeye çalıştığımda Cihan kolumu tutarak sıkmaya başlamıştı. Canım yanıyordu ama Kuzeyin canının yanmasının yanında benimki bir hiçti.

“Yapmayın! Ne olur bırakın onu!”

Yalvarıyordum sadece ama Cihan hastalıklılar gibi gülüyordu. Ona baktım yalvarıyordum.

“Ne olur! Bıraksınlar ölecek lütfen..”

Cihan kolumu sıkıp kendine doğru yaklaştırdı beni.

“Uslu olup benimle evlenecek misin?”

Başımı hayır anlamında salladım.

“Ne olursun? Ben seni sevmiyorum ne olursun bırak bizi!”

“Demek hala aynı şeyler hala yeterince ciddi olduğumu gösteremedim sanırım Çekilin!”

Adamlar çekildiğinde Kuzey yüzünün tamamı kanla kaplanmış bir şekilde kıvranıyordu. İçim parçalanıyordu ona doğru atıldığım sırada Cihan izin vermedi, iki adamı acıdan kıvranan Kuzeyin kolundan tutarak ayağa kaldırdıklarında yüreğim bu görüntüyü kaldıramıyordu.

Cihan diğer elini pantolonun arkasından çıkardığı silahı Kuzeye doğrulttuğunda hayır diyerek çıldırmış gibi bağırıyordum.

“Hayır yapma ne olursun yapma Kuzeyy!”

Cihan kulağıma doğru eğildi.

“Son kez soruyorum benimle evlenecek misin?”

Başımı hızla salladım.

“Tamam tamam evleneceğim yeterki Kuzeye bir şey yapma tamam evleneceğim.”

“Unutma benim sana son merhametim yoksa Kuzeyin ölümü senin yüzünden olur.”

Cihan beni zorla eve doğru götürürken adamları da bizi takip ederek Kuzeyi acı içinde orada bırakmışlardı. Ölüyor gibiydim kafam Kuzeye bakmaktan boynum kırılacak gibi olsa da Cihan beni sarstı.

“Önüne dön!”

Ağlıyordum çığlıklar içerisinde ağlıyordum sadece. binanın kapısına geldiğimizde kararımı çoktan vermiştim. İntihar edecektim asla ama asla Cihanın olmayacaktım. Hem kuzey kurtulacaktı ama ben Kuzey hariç kimsenin yâri olmayacaktım.

Binanın kapısından girmek üzere iken arkamızda duyduğum polis sirenleri ile sadece ben değil Cihanda şok olmuştu. Polis arabaları etrafımızda dururken tanıdık bir araba gördüm. İçinden Serkanla Zühal çıktığında ağlamalarım artmıştı. Yoksa rabbim bir mucize mi göndermişti bana?

Cihan dişlerini sıkarken Polis memurları etrafımızı sararak kolumu sıkı tutan Cihanla bana yaklaştı.

“Hakkınızda adam kaçırma ve kasten adam yaralama suçlarından ihbar var bizimle karakola gelmeniz gerekiyor. Toplayın!”

Bende dahil herpimizi karakola götürürlerken Zühal koşarak bana gelmişti ama benim kendimi düşünecek halim yoktu. Serkana doğru bağırdım polis arabasına doğru ilerlerken.

“Kuzey, kuzey baygın. Lütfen onu hastaneye götürün.”

Zühal sarıldı bana sımsıkı.

“Burdayım canım, merak etme her şeyi gördük, Kuzeyi de gördük şu an hastaneye götürülüyor çoktan sen sakin ol merak etme seni bu ite kaptırmayacağız. Sakin ol buradayım her şey geçecek sen sakin ol hemen arkanızda olacağız.”

“Zühal çok korkuyorum Kuzeye bir şey olursa?”

“Olmayacak sakin ol. Karakola geliyoruz bizde.”

Beni Cihandan ayrı bir arabaya bindirirlerken polis memurlarına yalvararak kendi kendime bir şeyler anlatıyordum.

“Cihan beni kaçırdı lütfen yardım edin. Ben Kuzeyle evlenmek istemiştim ama beni kaçırdı, Kuzeyi vurdu….”

Korkudan bedenim o kadar kasılmıştı ki ne dediğimi bile bilemez bir haldeydim. Karakola götürüldüğümüzde ifademizi alırlarken her şeyi anlatmıştım, Serkan ile Zühal beni hemen ifade odasının dışında bekliyorlardı ve çıktığımda ellerinde Cihanın bizi tehdit ettiği o andan Kuzeyi döverek ona silah çektiği ana kadar çektikleri videoları sunmuşlardı. Meğer bizim önümüzü kestiği yerden biraz ileride arabada bekliyorlarmış bizi ve kanıt olsun diye video çekmişler, araya karışmak için Serkan fırsat kollarken bir yandan polise haber vermişler tabi o arada çoktan olan olup Kuzey büyük bir dayak yemişti. Belki yanlıştı Serkana kuzeyi kurtarmaya çalışmadığı için sinirlensem de eğer gelseydi şu an burada olamayacağımızı biliyordum onu da döverlerdi mantıklı bir yol seçmişlerdi ama Kuzeyim, Kuzeyimin hiçbir suçu yoktu. Kalbim ağrıyordu. Cihan ifade odasından çıkarken bize tehdit edercesine bakarken üzerine atlayıp onu parçalamak için hamle yaptım fakat Zühal tutmuştu beni.

“Bu yaptıklarının bedelini ödeyeceksin pislik!”

Diye bağırdım, elleri kelepçeli idi. umurumda bile değildi ama hak ettiği cezayı alsa da almasa da bu gece burada kalacaktı ve biz o buradan çıktığında çoktan ondan uzaklarda olacaktık. Asla ona boyun eğmeyecektim rabbim bana mucize göndermişti bunu asla boşa kullanmayacaktım.

“Hadi serkan beni Kuzeye götür.”

Üçümüz karakoldan çıkarken kaybedecek tek bir saniyemiz bile yoktu. Ben şikayetimi etmiştim, elimizde kanıtlar vardı gücü dolayısı ile hapse girer mi bilmiyorum ama adalet ona elbet gelecekti. Bu dünyada olmasa da diğer dünyada ödeyecekti.

Arabaya binerken hala korkuyordum, bir şey olacak diye korkudan ödüm patlıyordu. Zühalin elini sımsıkı tutarken kalbimin sahibine doğru gidiyorduk.

SEVGİLİ OKURLARIM, BÖLÜMÜ DAHA ERKEN YÜKLEYECEKTİM FAKAT UYGULMAYA GİRMEDİ TELEFON BU YÜZDEN ŞİMDİ YÜKLÜYORUM ☺️

 

Loading...
0%