@kireina
|
MEDYA: EMRE Merhaba sevgili okurlarım nasılsınız? Hikayemi beğenirseniz lütfen beni desteklemeyi unutmayın.♡♡
SInıfta bir uğultu olmaya başlamıştı. Kuzey hoca eli ile tekrar sessizliği sağladığında İrem hemen elini kaldırıp söz istemişti. "Kaç yaşındasınız hocam?" Diye sordu o an tüm sınıf dikkatle bakıyordu. "24 yaşındayım çocuklar" Sınıfta fısıldaşmalar oluşurken kendimden utanıyordum hocamızdı. "Matematik hocası olduğunuza emin misiniz hocam?" Emre'nin sesi arkamdan yükseldiğinde Kuzey hocanın dudağının kenarı kırıldı. "Evet Neden?" Sanki cevabını tahmin edebiliyordu yüzünde eğlendiğini gösteren bir ifade vardı resmen mavileri parıldıyordu. "Hocam, matematik hocası dediğin kel olur, kareli gömlek ve kumaş pantolon giyer, gözlükte takar ha bir de sürekli komik olmayan epsri yapar siz resmen paralel evrendeki matematik hocaları gibisiniz." Sınıftakiler gülerken bende gülmüştüm o an Kuzey hoca bana baktığında utanarak susmuştum. Gözleri üzerimdeydi bunu hissedebiliyordum biraz sonra Emreye bakmaya başladı. " Ben bile bazen neden bu bölümü okuduğumu sorgulamıyor değilim ama severek okudum ve şu an buradayım artık dersimize başlayalım söz aldığınızda ilk olarak isminizi söylerseniz öğrenmem daha kolay olur." Bütün ders boyunca hayatımda ilk kez severek dinlemiştim bu dersi matematik dersini anlasam da çok sevmezdim ama ilk kez Kuzey hoca anlatırken bu ders hiç bitmesin istedim. Sürekli kalbim kaburgalarıma baskı uyguluyordu belki çok genç olduğu için onu öğretmen olarak görmekte zorlanıyordum ama bu düşünceler için bile kendime kızıyordum. O benim hocamdı ve benim şu an bu heyecanlardan daha önemli konularım vardı. Geleceğim için çaba göstermeliydim eğer yapamazsam annem beni gelen ilk görücüye verecekti ve ben mutsuz evliliklere evlenmiş kararmış bir geleceğe sahip olacaktım. İlk dersin sonunda zil çaldığında akıllı tahtanın yanından ayrılarak sınıfın çıkışına yöneldi, kapının eşiğinde bir kez daha dönüp sınıfa doğru baktığında bakışları gözlerimde birkac saniye daha fazla oyalanmıştı. Gozlerinin maviliği sonsuz gobiydi ve bakmak bile bilmediğim sularda kayboluyormuşum gibi hissettiriyordu. Emre omzuma dokundu ona doğru dönerken Zühal de yanımda hafif capraz oturmuştu. "Vay ben eğer ileride böyle havalı olacaksam bende matematik okuyacağım." "Beklemiyordum bende" "Bir an şaka diyecek sandım ama ciddi ciddi matematik dersi anlattı." Zühal bana doğru konuşuyordu. Ortalık yine garip bir sessizliğe bürünmüştü. İkisinin arasında köprü gibiydim hep bu yüzden yine önümü döndüğümde Zühal de anında dönmüştü. Sessizce Zühale döndüm. "Daha ne kadar böyle devam edeceksiniz?" "Ne yapıyorum ki ben?" "Emre ile hep böylemi olacaksınız?" "yok Emre falan sen konuyu değiştirme. Adam hoca çıktı iyi ki sıradayken söylediklerimizi duymadı yoksa daha ilk günden disiplinlik olmuştuk." "Evet gerçi ben bir şey demedim sen hep söyledin sen disiplinlik olurdun" Zühal gözlerini kısıp bana bakarken gülmeye başladım. Hayatımın dönüm noktasında olduğumu bilmiyordum
"Ben olmazsam seni kim güldürecek Sarı şeker.?" "konuyu değiştirip kaçmaya çalış sen ama bence artık gözünün önündekileri görsen iyi edersin nasibin kacarsa tutman zor olur" Emreye bakarak söylemiştim ama Zühal burnunu kıvırdı. "Emre ile biz olmayız Kanka, baksana şuna çocuk ne kadar efendi, konuşması saygılı benim gibi kız görünümlü dağ ayısı ile yapamaz o." "Nereden biliyorsun hem ayı falan değilsin. Prenses gibi güzel bir ayı nerde görülmüş?" "Tam karşında duruyor işte. Farkındayım sende uğraşıyorsun ama olmaz bizden kanka boşver sende. Ay yeter bu kadar ciddiyetlik ben gideyim de şu eteğini kıvırarak Emreye sırnaşan İreme haddini bildireyim. Şıllık ya bir yerinde dursa kıçına çivi batıyor Sanki" "Hani Emre ile olmazdı?" "Olmaz ama bu İremin ona sulanacağı anlamına da gelmez." Zühal, Emre ile sohbet eden İreme doğru giderken dudaklarımı dişledim daha ilk günden müdürün odasında soluğu alacaktık belli olmuştu.
|
0% |